Son Konu

Asperger sendromu insanlar neden kastetmediklerini söyler, neden söylemediklerini kasteder?

makaleci

Yeni Üye
Katılım
14 Ocak 2020
Mesajlar
351,088
Tepkime
0
Puanları
36
Yaş
35
Credits
0
Geri Bildirim : 0 / 0 / 0

Asperger Sendromu, genel olarak çocukluk aşamasında saptanan nöropsikiyatrik bozukluktur. Genel hatları ile OTİZM’le benzerlikler gösterir. (Toplumsal iletişim ve etkileşimde gerilik; kısıtlı ve kendine özgü tuhaf ilgi alanları…) Otizmle temel farkı dil-bilişsel gerilik olmayışıdır. Semantik-pragmatik yetiler gelişmemiştir. (Toplumsal, kültürel, gelenek-görenek, ahlak, norm türlerinin eksik olduğunu söyleyebiliriz.) Zeka düzeyi genelde normal ve hatta bazen üstündür. DSM-IV ve ICD-10 ölçüleri şöyledir:

DSM-IV tanı ölçütleri:

• Toplumsal iletişim için kullanılan el, kol, göz, yüz hareketi, vücut şeklinde değişiklik

• İnsan ilişkilerinde, eğlence, kıskanma, kendini tanımlama, paylaşma, oyun, beğenme gibi konularda eksiklik

• Duygusal netlik (evet-hayır) konusunda gerilik

• Olağandışı, basmakalıp, sınırlı örüntüler geliştirme

• İşlevi olmayan ancak yeri gelince yapılacak gündelik işlere aşırı ve sık uyma

• Motor manyerizm (parmak şıklatma, aşırı göz açıp kapama, dil çıkarma, el çırpma)

• Eşyalarla aşırı ilişki, takıntı

• Toplumsal mesleki alanlarda uyumsuzluk

• Normal dil gelişimi

• Bilişsel gelişim, kendine yetme becerisi, uyumda klinik gecikme olmaması

• Cinsellikte genelde normalizasyon (aşırı fark yoktur.)

ICD-10 tanı ölçütleri:

• Dilde belirgin dil ve bilişsel gelişme geriliği yok

• Özbakım, adaptif tavırlar, çevre merakı zihinsel gelişim ile uyumlu

• Motor beceriksizlik var

• Bir konuya özel ilgi varsa üstün yetiler edinme

• Karşılıklı toplumsal etkileşimlerde niteliksel kusur mevcut

• Dar ilgi alanı, aşırı tuhaf bilgi, basmakalıp örüntüler

• Motor manyerizm

• Nesneler veya oyun aletlerine aşırı saplantı

• Obsesif- kompulsif (anankastik) kişilik bozukluğu, çocukluk bağlanma bozukluğu, şizotipal bozukluk, uyumsuzluk, jest yokluğu, motor beceriksizlik, hayal gücüne dayalı oyunlarda düşüklük, tuhaf konuşma, farklı dil, DEHB, depresyon, antisosyal şiddet içeren davranışlar da klinik özelliklere eklenebilir.

AS, paternal dede-babalarda sık görülür. Binde 3/7 sıklık (ABD) söz konusudur. (AS’li bireylere ait ülkemizde düzgün ve bilimsel ölçütler temelinde saptama yapılmamıştır. Hemen hemen hiçbir istatistik mevcut değildir. Devlet ve özel sağlık kurumları, konu ile ilgili üniversiteler de dahil… Bu nedenle var olan bilgilerin çoğu ABD ve Avrupa’dan alınmıştır.) Normal sınırlara yakın düzeyde sosyal yaşantı içinde kaybolanlar da eklenirse 250’de 1 kişi söz konusu olabilmektedir. ABD’de okul çağı için %1, erkek kadın için sıralama 9:1’dir.

Bozukluk tanı ölçütlerindeki gelişmeler, annelik yaşının düşmesi, göç, enfeksiyon, viral ajan artışı ve yayılımı, bağışıklık seviye düşüşü, kimyasal toksin ve çevresel kirlilik sorunları Asperger Sendromu artışının temel etmenleridir. AS genel olarak 10-11 yaş arası saptanır. Dil gecikmesi olmayışı toplumsal ilişkilerdeki sorunların özellikle kreş ve anaokullarında DEHB’li vaka çokluğu nedeniyle araya kaynaması yüzünden bazen erişkin döneme dek saptanamaz. Bu durumda kişinin kendi arayışı, iş dünyasındaki saptama, hukuk sistemi gibi yollardan saptanır. Bazense hiç saptanamaz.

As saptanmasında yuva, ilkokul 3.-4. Sınıf lise, okul bitimi, iş seçimi, eş eçimi, hapishane durumları etkilidir. O denli ki 3-4 okul bitirip iş bulamama, iş stresine dayanamama, uyum sağlayamama, mutlu evlilik yürütememe, cindel ilişkide zorluk gibi sıkıntılar içerisindeki bireyler için AS mutlak surette göz önüne alınmalıdır.

İnsan ilişkilerinde Prof. Dr. Barış Korkmaz hocanın mükemmel tanımı ile “insanların neden kastetmediklerini söylediği, neden söylemediklerini kastettiği” gibi ciddi bir sorunsalı derin biçimde yaşayan birçok EKSANTRİK insan için de bu sendrom mutlaka incelenmelidir.

Yine aynı biçimde özellikle okul çağında “cins, tuhaf, gıcık, kıl, inek şaban, arama motoru, Google gibi çocuk, mal gibi adam, kendisinden başkasını düşünmeyen hırt, saygısız, moron, şakadan anlamayan, herkesten doğal hakkıymış gibi hizmet isteyen, yaş ve statü kavramını bilmeyen (okul müdürü İzzet Bey’e İzzet diyen…), sevindiği an herkesin sevinçten uçtuğunu sanan ve düşünen, tanımadığı kişilere özel soru soran veya aile ilişkilerini döküveren, paylaşma, özür dileme, ödünç alıp verme, dürtü kontrolü zayıf” her bireyde AS gözden uzak tutulmamalıdır.

AS’li ilişkilerinde birçok farklı duygu durumları peş peşe görülebilir. Kendini üstün görmeme, tevazu, utanç, suçluluk duyma duygularına sahip olmayabilir. Beri yandan dedikodudan uzak olma, masum, dürüst olma, mülkiyet duygusu olmama, aldatma ve yağcılık yapmama gibi temel ilkelere de sahip olabilir.

AS’de sözel olmayan iletişi tipleri, yüz ifadesi, ses tonu, jest ve bakış sorunları mevcuttur. Gramer gelişimi normaldir. Konuşmasında melodik olmayan bir ton vardır., serttir, bazen ders verir gibi didaktik konuşur. Göz teması sıkıntılıdır, bakışı çoğu kez gergin, hırçın, kaygılı, uzaklaştırıcıdır. Şiddet amacı taşırken gözler aşırı parlarken; duygu gerektiren durumlarda tam tersi hiç uygun olmayan, odaklanmayan bakışlar mevcuttur.

Asli’de prosodi (dilin melodik özellikleri) bozuk olduğu için konuşma hızı ve şiddeti farklıdır. Cenaze, toplantı gibi durumlarda ses yüksektir. Semantik-pragmatik düzeyde dil bozukluğu vardır. (Dilin kavramsal- anlamaya yönelik özellikleri, toplumsal kullanış biçimine uygun değildir).

Konuşma aşamasında o an geçerli durum, konum, bağlanma, uygun çıkarım yapılamaz. Geçmişte öğrenilen, yeni durumları tanımada kullanılacak verileri seçemez, bu nedenle zihin yükü artar, dikkati hızlı dağılır. Sözcükleri bu amaçla uygun seçme sıkıntısı nedeniyle çoğunlukla o an hangisi uygundur bulmak amacı ile konuşmada sık duruş, “ııı”,”eee” gibi karşıdan yardım bekleme durumları mevcuttur.

Teğet, çapraz, uygunsuz konuşma düzeni vardır. Yarattığı anlamsız sözcükleri kullanır. (Çocukluk çağında çocukların ayakkabı için “apat” çorap için “çopat” demesi çoğu kez normal olup giderek düzelirken AS’de bu kalıcı hale gelebilir).

Bilgi edinmede de sorunlar mevcuttur. Dikkat yukarıda söylendiği gibi düşüktür. Kendi ilgi alanına yoğunlaşmıştır. Bir çok kez farklı tarz öğrenme yolları denenir. Bir.ok kez de “ağacı görür ama ormanı göremez”. Takıntıları nedeniyle çoğu kez kendi anlayışına göre zora düşmemek amacı ile ritüel (merasim)-rutin (günlük yaşama düzeni) edinmiştir.

Bilgi edinmedeki ciddi sorunları ile bir kez öğrenebildiği bir bilgi üzerine yoğunlaşır. Ülke bayrakları, tren tarifesi, futbol maçı tarih ve sonuçları… Kimi kez aşırı fotografik belleğe sahiptirler. Ancak bu bellek çoğu kez belirli bir şeye yönelmiştir. (Tüm keman üreticilerinin isimler, bilirler fakat keman çalamazlar.)

AS’linin çocukluk düzeyinde öfke, yıkıcı davranış, agresyon (saldırı), kurallara uymama gibi durumlar özellikle dikkat çekicidir. Kaygı düzeyi çoğu kez çok yüksektir. Sikloid psikoz, şizofreni, paranoya, şizoid kişilik bozukluğu, depresyonla çoğalır. Madde, ilaç, alkol bağımlılığı artar. Panik atak yaşanabilir. (Depresyon %40, Mani %9, Bipolar bozukluk %9, İntihar %7, şizofreni %9, OKB %14, paranoya %9, hipokondriyazis %4’tür.) Hastalık hastalığı, tırnak yeme, sümük karıştırma masaya silme, dışkı ile oynama, vücudu sık yıkama, alkolle silme, tik ve manyerizm sıktır. Boğaz temizleme, garip ses, tourette (özellikle küfür), göz kırpma, yüz buruşturma, yere ayak vurma çoklukla görülür.

Bilişsel- akademik aşamadaki sorunlar özgül öğrenme bozukluğu, disleksi, diskalkuli, makrografi (iri harf kullanımı) sözel olmayan öğrenmede düşüklük, zamanı ayarlayamama, doğruluk, suçluluk duygu ve telaşı, DEHB, işleyen bellek zayıflığı (daha az önce söylenen ismi bile unutma), seçici yanıt verme (istediğini duyma) şeklindedir.

İlerleyen yaşlarda yakın arkadaşı olmama, düşük jest, özel yüz formu, geleneklere uyamama, tuhaf ve öznel ilgi alanları netleşir. Denetleme ve manipülasyondan uzak dururlar. Çocuksu merak ve doğrucu olup yalan söyleyememe değişmez.

Otizmin bir çeşidi olan AS, otistik temel belirtilere;

• Toplumsal ilişkide (socialization)

• Sözel iletişimde (communication)

• Hayal gücünde (imagination) yetersizlik tiplerine sahiptir.

Zeka gelişimi açısından fark belirlidir. Standart otizmde zeka gerilik oranı %70 civarındadır. Atipik Otizm (ADD-NOS: başka türlü adlandırılmayan yaygın gelişimsel bozukluk) veya ağırlıklı olarak sözel otizm olarak tanımlanabilir.

Zaman içinde eğitimsizlik, aile yetiştirme tarzı sebebi ile uygulanan sıra beklememe (örneğin bankada) trafiğe uymama, yüksek ses çıkarma, çevreyi kirletme gibi olumsuz davranışlar eğitim, aile, toplum etkileri ile normal çocuklarda ortadan yok olsa da AS’de devam eder.

Sosyal fobi durumunda görülen başarısızlık duygusu, eleştiri ve gruba kabul edilmeme kaygıları bu tablo ile benzeşir.

Çocukluk çağı psikozları (şizofreni, depresyon) benzeşen tavırlar söz konusudur. Halüsinasyon, hezeyan sık görülür. Şizoidlerde görülen okuldan kaçma, alt ıslatma-dışkı (noktürnal enürezis, enkoprezis) DEHB, aşırı fantezi, yalan, yalnızlık, içe dönüklük- aşırı tek ilgi yoğundur. OKB (anankastik) ile törensel ilişki, otonom bulgu, korkutucu düşünceler benzeşir. Avoidant (kaçıngan) tipi kişilikle de kendi yapısına rağmen sorunu rakip gördüğü kişi veya karşı gruba koyarak itilme, yalnız bırakılma durumunda kendini kurban gösterme tarzı aynıdır.

As tetkikinde kullanılan psikometrik, nöropsikolojik testler, laterilizasyon (el, ayak, göz), motor beceri (el-göz, şekil, görsel motor) dikkat, görsel algı, mekânsal algı, zamansal algı, Rorschach, dil sorunları (fonoloji, prosodi, gramer, pragmatik, semantik), BT, MR, Pozitron Emisyon tomografisi, QEEG, QEEG ile uyarılmış potansiyeller psikoteknikte kullanılan bazı teknikler kullanılır.

İlaçla kesin tedavisi yoktur. Psikoterapi, grup terapisi, aile terapisi gereklidir. Ancak öğretmen veya eğiticinin kişiliği konusunda aşırı duyarlı olduğu için ciddi eğitim görmüş kişilerce bu süreç devam ettirilmelidir. AS’linin terapisinde bu kişiler toplumsal uyumu sözel zeka ile yürüttüklerinden her şey net açıklanmalı, numaralandırılıp listelenmelidir.

Motor becerisizlik ve Manyerizm konusunda iyi bir beden eğitimi şarttır.

Davranışçı bilişsel terapide depresyonu çözecek EMDR yöntemler kullanılmalıdır. BIO-FEEDBACK teknikleri ile kişisel duygular ve bunların net dış ifadelerinin tanınması sağlanmalıdır.

Toplumsal iletişim becerilerinde tanışma, yardımlaşma, iltifat, eleştiri, öneriye açıklık, karşılıklılık, paylaşmai sorunları çözme, idare etme-dinleme, eş-duyum, kaçınma ve sonlandırma teknikleri kullanılmalıdır.

AS’de nörobiyolojik boyut nasıldır? Hasta yakınma veya şikayetlerine özgü tanı, semptomatik, ampirik, fenomenolojik tanıdır. Soruna neden olan, yol açan, nedene dayalı olana ise etiyolojik tanı denir. Bu yönden As’nin genetik temelde etiyolojik bir tanısı henüz yoktur. Beyinde hastalığa yol açan şikayetlerden sorumlu hasarlı bilginin nerede olduğunu saptayan tanıya lokalizasyona yönelik tanı denir. Hastalığa yol açan etkenlerin hangi organda ne tür hasar yaptığını ise patolojik tanı saptar. (AS’de net bilinmemektedir.) Prognostik tanı ise hastalığın nasıl yol aldığı ve düzelip düzelmeyeceği ile ilgilidir. (AS’de tam düzelme yoktur.) Ancak AS ve beyin yapısı şudur;

Temel beyin yapıları amygdala, superior temporal sulcus, orbital frontal sulcus (ventromedical sulcus), anterior cingulate kortekstir. Frontal bölgede düşük metabolizma düzeyi olup, serotonin ve dopamin gibi nörotransmitterler düşüktür.

Amygdala: hızlı otomatik belirsiz durumların duygusal çözümlemesini sağlar ve As’de etkisi düşüktür. Orbital frontal korteks: olaylara toplumsal anlam yüklemeyle ilgilidir. Önceki deneyimler sayesinde yeni bilgilere ulaşmayı sağlar. As’de öğrenme bozulur, kaygı artar, stres yükselir. Prefrontal lobun, dorsalateral bölgesi analitik düşünce planlama ve kişilik özellikleri ile ilgilidir.

Premotor korteksteki mirror nöronlar (ayna nöronlar) ise taklit ve empati sağlar. Sağ hemisferdeki fusiform gyrus inferior oksipital gyrus ise yüz tanıma ile ilgilidir. Superior temporal sulcus yüz ifadesi tanıma, öfke, tiksinme gibi duygularda karşısındakini tanıma ile ilgilidir ve AS’de düşüktür. As’de beynin sağ yarı küresi sıkıntılıdır. Cerebellum’da da denge ve vücut hareketlerini düzenleyen kısım sıkıntılı görülür.

Sonuçta yukarıda bahsedilen psikometrik, nöropsikolojik testler uygulanır. MR, NEUROBIOFEEDBACK gibi terapiler denenir ve QEEG ile beyin temel yapıları incelenmelidir.
 
Üst Alt