Son Konu

Atatürk'ün İleri görüşlülüğü

iltasyazilim

Yeni Üye
Katılım
25 Ara 2016
Mesajlar
2
Tepkime
1
Puanları
38
Yaş
35
Credits
-2
Geri Bildirim : 0 / 0 / 0
Atatürk ve ileri görüşlülüğü
atatürkün ileri görüşlülüğü
Atatürkün ileri görüşlülüğüyle ilgili sözler


Atatürk'ün manâlı özelliklerinden biri de ileri görüşlü olmasıdır Başarılı bir devlet adamı ve komutan olarak ileriyi görme özelliğini kullanan Atatürk, o dönemde böylece fazla kişinin farkında olan olmadığı bir takım gerçekleri sezmiş, hedeflerini ve tedbirlerini bunlara tarafından oluşturmuştur Yolunda yürüyen bir yolcunun yalnız ufku görmesi kâfi değildir Belirlenmiş ufkun ötesini de görmesi ve bilmesi lâzımdır sözü; onun ileri görüşlü bir lider olma özelliğini layıkıyla taşıdığının bir göstergesidir Onun bu özelliği, böylece çok yabancı devlet adamının da takdirini kazanmış,tarih her tarafında, adındanövgüyle laf edilmesini sağlamıştır ABD eski Başkanı John F Kennedy nin, Atatürk için söylediği şu sözler dikkat çekicidir:Atatürk adı insana bu yüzyılın büyük insanlarından birinin tarihi başarılarını, Türk Milletine ilham veren önderliğini, modern dünyayı anlayışındaki ileri görüşlülüğü ve bir askeri önder olarak kudret ve cesaretini hatırlatmaktadır hiç kuşkusuz, Türkiye Cumhuriyeti nin doğuşu ve o zamandan beri Atatürk ün ve Türkiye nin giriştiği derin ve geniş devrimler değin bir milletin kendisine olan güvenini daha başarı ile bildiren bir diğer misal gösterilemez

Atatürk, ileri görüşlülüğü ile Türkiye nin gelecekte karşılaşabileceği sorunları görmüş, bu konuda Türk Milletine uyarılarda bulunmuştur Bunun en hoş örneği, gençliğe seslendiği sözlerinde gizlidir O, Yetişecek çocuklarımıza ve gençlerimize, görecekleri tahsilin hududu ne olursa olsun, en evvel, herşeyden önce Türkiye nin geleceğine, kendi benliğine düşman olan bütün unsurlarla çaba etmenin gerekliliği öğretilmelidir diyerek, bağımsızlığımıza göz dikenlerle mücadeleye girişmekten çekinmememiz gerektiğini vurgulamıştır Atatürk, bu mücadelede, Türk gençliğinin nelere uyarı etmesi gerektiğini şu sözleriyle açıklamıştır: Bir gün İstiklal ve Cumhuriyeti müdafaa mecburiyetine düşersen vazifeye atılmak için, içinde bulunacağın vaziyetin imkan ve şeraitini düşünmeyeceksin Muhtaç olduğun kudret damarlarındaki asil kanda mevcuttur

Türk Milleti nin Kurtuluşunu Karşılayan Altıncı His ve Eylemleri Çanakkale Savaşı nın sonunda Albay olan Büyük Önder in, taarruz gücünü kaybeden düşmanın çekilme niyetinde olduğunu keşfetmesi, ve bütün cephede son ve belirlenmiş taarruzun yapılmasını istemesi, bu savaşın kazanılmasında fazla önemli bir etkendir Bu ve bunun gibi böylece çok misal, Milli Mücadele döneminde, Atatürk ün ileri görüşlülüğü ile aldığı kararların yaşamsal yük taşıdığını göstermektedir Bu kararlar baştan sona Türk milleti, Atatürk ün önderliğinde büyük zaferler kazanmıştır Atatürk ün ileri görüşlülüğü, yalnızca Milli Uğraş döneminde yaşananlardan değil, mücadelenin öncesinde ve sonrasında gerçekleşen olaylardan da rahatlıkla anlaşılması mümkün

Atatürk, Birinci Dünya Savaşı ile ilgili önsezileriyle, savaşın aleyhimizde sona ereceğini varsayım etmiş, bu nedenle Türk topraklarının kurtuluşu için alınacak tedbirleri düşünmüştür O dönemde Atatürk, Suriye cephesinde, Yedinci Ordu Kumandanı dır Antep e gitmekte olan Ali Cenani Bey e : Teşkilatlanın Ulusal bir zorlama meydana getirin, kendinizi savunun, ben istediğiniz silahı veririm diyerek, alınacak önlemleri belirtmiştir Atatürk ün ileri görüşlülüğünün bir öteki örneği ise, İkinci Dünya Savaşı nın patlak vereceği yönündeki açıklamalarıdır Atatürk, 1932 yılında, meşhur Amerikan generali Mac Arthur ile yaptığı görüşmede; dünyanın, bilhassa de Avrupa devletlerinin her an bir savaşın içine girebileceğini belirtirken, Almanlar kendilerini siyasi bir akıma kaptırırlarsa 19401945 yılları aralarında savaşırlar Bu savaş çok kanlı olur, ancak Amerika müdahele ederse biter, bu savaşın galibi ise Rusya olur diyerek görüşünü bildirmiştir

Söylediklerinin birer birer gerçekleşmiş olması, Atatürk ün ne kadar iyi bir lider olduğunun göstergesidir Çünkü o, yalnızca kendi ülkesinin değil tüm ülkelerin siyasi ve askeri durumunu tahlil ederek bu sonuçlara ulaşmış; ileri görüşlü olmanın bir lider ve bir komutan için ne değin önemli bir vasıf olduğunu bizlere göstermiştir Bu görüşmedeki öteki konuşmalar da uyarı çekicidir: Fransızlar bundan böyle enerjik bir orduyu ayarlamak yeteneğinden yoksundurlar İngilizler bundan böyle adalarının savunmaları için Fransızlara güvenemezler İtalyanlar savaşın dıştan kalabilecek olsalar, savaş sonrası barışta kayda değer bir rol oynayabilirler Fakat, Musollini nin ihtirası yüzünden bunu yapamayacaklardır Böylece Almanlar, İngiltere ve Rusya dışarıda tüm Avrupa yı işgal edeceklerdir

Dönemin Idareli Şartlarını İyi Tespit Ederek Geleceğe Yönelik Tedbirler Alması Tam özgürlük için gerekli olan kural, ulusal egemenliğin sağlanmasıdır Atatürk e tarafından bu hedefler, yalnızca kağıt üzerindeki prensiplerle, kanun maddeleriyle ve hırslarla, arzularla elde edilemez Bu hedefleri tam olarak gerçekleştirebilmek için en kuvvetli temellerden biri ekonomidir Atatürk e tarafından siyasi ve askeri zaferler ne kadar büyük olursa olsunlar, hesaplı zaferler ile taçlandırılamazlarsa elde edilen zaferler kalıcı olamaz; kısa zamanda sönerler bu nedenle, aydınlık zaferlerimizin sağladığı ve sağlamaya devam edeceği yararlı sonuçlardan yararlanabilmek için ekonomimizin, ekonomik egemenliğimizin oluşturulması, güçlendirilmesi ve genişletilmesi gerekir bu nedenle Atatürk daha önce bahsettiğimiz gibi, ekonomi alanında daimi çoğu ihtilal yapmış ve bunları hiç zaman kaybetmeden uygulamaya koymuştur

Atatürk, bir konuşmasında, ekonominin bir ülkenin yönetimi için ne değin önemli olduğunu şu sözleriyle vurguluyordu: Ekonomi çağrıda bulunmak her şey demektir Yaşamak için, mutlu olmak için, insanın varlığı için ne gerekiyorsa bunların hepsi demektir Kemal Atatürk, ekonomik başarılara imza atmanın yolunun, genç kuşakların en iyi şekilde yetiştirilmesinden geçtiğini de şu sözleriyle dile getirmiştir: Bu durumda, çocuklarımızı buna uygun olarak eğitmeliyiz, onlara buna yerinde ilim ve irfan vermeliyiz ki, ticaret dünyasında, tarımda, sanatta ve tüm sahalarda bereketli, etkin bir alıştırma içinde olsunlar Eğitim programımızın, gerek ilköğretimde, gerek ortaöğrenimde verilecek tüm bilgileri bu anlayışa uygun olmalıdır Atatürk ün ekonomiye bakışını ve milli endüstrileşme adımlarını kendi öz kaynaklarımızla başlatmamız gerektiğini örneklendiren bir öteki girişim de, Sümerbank (1933) ve Etibank ın (1935) kuruluş kanunlarına, resmi sermayenin ileride halka satılacağına ilişkin bir hüküm konulmasıdır Atatürk ün, sınai mülkiyetin halka yayılmasını istediğinin en keskin göstergesi de, Meslek Bankası nın halka sunulan hisselerinden satın almasıdır

Ekonomi alanında, ilk olarak üstünde durmamız gereken konu, I İktisat Kongresi nin, daha Lozan Antlaşması sonuçlanmadan üretilmiş olmasıdır İzmir de, 17 Şubat 1923 te toplanan İktisat Kongresi nin başlangıç konuşmasında, Atatürk, Osmanlı devletinin çöküşüne neden olan ekonomi anlayışını ve kapitülasyonların gelişimini örnekleri ile anlatmış, şu konular üzerinde önemle durmuştur; Siyasî ve askerî zaferler ne dek büyük olursa olsunlar, hesaplı başarılarla taçlandırılamazlarsa elde edilen zaferler daimi olamaz ve az zamanda söner Bir devlet ancak, vatandaşlarına koyduğu bir vergiyi yabancılara koyamaz; bir devlet fakat gümrükleri için resmi işlemleri ve diğer işlemleri yapma hakkından yasaklanır, bir devlet ancak yabancılar üstünde adalet yetkisinden yoksundur, o devlete bağımsız denemez Osmanlı ülkesi yabancıların sömürgesinden diğer bir şey değildi

Zannedilmesin ki, yabancı sermayeye düşmanız, hayır bizim ülkemiz geniştir Fazla emeğe ve sermayeye ihtiyacımız var Kanunlarımıza alıntı yapmak kaydıyla tanıdık olmayan sermayeye gereken güvenceyi vermeye defalarca hazırız Tanıdık Olmayan anapara bizim emeğimize eklensin ve bizim ile onlar için yararlı sonuçlar versin Ama eskisi gibi değil

Atatürk, bu konuşma ile kurulması planlanan yeni Türk Devletinin izleyeceği ekonomi politikasını belirlemiştir Atatürk ün ekonomi politikamızın esas prensibi olarak gördüğü en kayda değer konulardan biri de, köylünün çalışmasının sonuçlarını kendi yararına en yüksek düzeye çıkarması olarak belirlemiştir böylece, keza çiftçinin çalışmasını ve verimini arttıracak bilgilendirmenin, vasıta ve teknik aletlerin tamamlanması, keza de bu çalışmalardan doğacak sonuçla maksimum faydayı sağlayacak ekonomik tedbirlerin alınması için kastetmek gerekliydi Yolların ve çağdaş nakliye araçlarının bulunmaması, yapılan değişikliklerin çiftçinin aleyhine olması ve uygulamaya konulan kanunların çiftçiyi korumaması gibi engellerin ortadan kaldırılması şarttı

Bu konuyla ilgili olarak Atatürk şunları söylemiştir: Eğer milletimizin çoğunluğu çiftlik sahibi olmasaydı, biz bugün dünya yüzünde bulunmayacaktık Milletimiz çiftçidir Milletin çiftçilikteki emeklerini asrî, iktisadî tedbirlerle azamî haddine çıkarmalıyız Köylünün çalışmalarının netice ve semeresini kendi menfaati lehine azamî haddine yükseltmek, iktisadî siyasetimizin temel taşıdır Onun için, bir yandan çiftçinin emeğini artıracak ve semereli kılacak bilgi, vasıta ve fennî aletlerin faydalanma ve yapılmasına, öte yandan onun çalışmalarının neticelerinden azamî derecede faydalanmasını tedarik edecek iktisadî tedbirlerin alınmasına niyetlenmek lâzımdır

Millî ekonominin temeli ziraattir Bunun içindir ancak, ziraatte kalkınmaya büyük siklet vermekteyiz Köylere dek yayılacak programlı ve pratik araştırmalar, bu maksada erişmeyi kolaylaştıracaktırEfendiler! Milletimiz çiftçidir Milletin çiftçilikteki çalışmasını yeni idareli tedbirlerle son hadde eriştirmeliyiz Köylünün çalışmasının neticeleri ve verimleri kendi menfaati lehine son hadde dahil etmemek hesaplı siyasetimizin esas ruhudurDemiştir
Türk milletinin afet uçurumuna yuvarlanışını uzak görüşü ile fazla önceden sezen ve değerlendiren Atatürk ''Yolunda yürüyen bir yolcunun, ufku görmesi kafi değildir Kesin ufkun ötesini de görmesi lazımdır'' sözüyle geleceğe görüş açısını ortaya koymuştur Çanakkale Savaşları esnasında düşmanın amacını ve başlıca çıkarma bölgelerini, harekatın başlamasından önce tanı etmesi ve zorunlu tedbirleri teklif etmesi de onun ileri görüşlülüğünü ortaya koymuştur Ama bu tekliflerinin, üst komutanlık kadar dikkate alınmaması, savaşın uzamasına ve fazla sayıda insanın ölümüne sebep olmuştur

Atatürk durumu değerlendirebilen ve olacakları varsayım edebilen bir liderdir I Dünya Savaşı'nın sonlarına dürüst Osmanlı Devleti'nin bir mütarekeye gideceğini, barışa dek bunalımlı anlar geçireceğini, ordunun dağılacağını, düşmanla milletin aleyhinde karşıya kalacağını ve şimdiden gerekli tedbirlerin alınmasının gerektiğini söylemesi ve uygulamaya geçmesi, onun sezi ve kavrama gücünün, uzaktan görüşlülüğünün derecesini açıkça gösterir

Atatürk'ün ileri görüşlülüğüne iyi bir örnek de II Dünya Savaşı ile ilgili tahminleridir 1932 yılında Atatürk; Amerikalıh General Mc Arthur (Mak Artur) ile yaptığı görüşmede ''Versay Antlaşmasının, II Dünya Savaşının tohumlarını attığını, Almanya'nın tüm Avrupa'yı ele geçirecek bir orduyu kısa bir zamanda kurabileceğini ve harbin 19401945 yılları aralarında başlayacağını, çıkacak bir harpte Amerika'nın nesnel kalamayacağını, Avrupa'da olacak bir harbin esas galibinin ne İngiltere, ne Fransa ve ne de Almanya'mn değil, yalnızca Sovyet Rusya olacağını'' söylemiştir Avrupa ’daki olaylar aslında 1939 yılından itibaren Atatürk'ün bu tahminine kadar gerçekleşmiştir

Atatürk 1933 yılında yaptığı bir konuşmasında ise, o vakit sömürgeci devletlerinin sömürgesi durumunda olan İslam toplumları için de şu tahminde bulunmuştu: ''Doğudan derhal doğacak olan güneşe bakınız! Hemen günün ağardığını nasıl görüyorsam, uzaktan, bütün doğu milletlerinin uyanışlarını öyle görüyorum Bağımsızlık ve hürriyetlerine kavuşacak daha pek fazla kardeş milletler vardır Bu milletler bütün güçlüklere, bütün engellere karşın, her şeyi yenecekler ve kendilerini bekleyen hoş geleceğe kavuşacaklardır Sömürgecilik ve yayılımcılık yeryüzünde değil olacak ve yerlerine, milletler aralarında hiçbir renk, din ve halk farkı gözetmeyen yeni bir uyum ve işbirliği çağı geçecektir'' İslam dünyasında ve doğudaki diğer bölgelerde ortaya çıkacak devletleri, Atatürk, daha 1933 yılında yukarıdaki sözleriyle haber vermiştir

Atatürk'ün ileri görüşlülüğüne diğer bir hoş misal de, Sovyetler Birliği içerisinde yaşayan Türkler için yapmış olduğu yorumdur Atatürk, şöyle demiştir: ''Bugün Sovyetler Birliği dostumuzdur, komşumuzdun müttefikimizdir Bu dostluğa ihtiyacımız vardır Lakin yarın ne olacağını kimse bugünden kestiremez Tıpatıp Osmanlı gibi, tıpkı AvusturyaMacaristan gibi parçalanabilir, ufalanabilir Bugün elinde sıkıca tuttuğu milletler avuçlarından kaçabilirler Dünya yeni bir dengeye ulaşabilir İşte o süre Türkiye ne yapacağını bilmelidir Bizim, bu dostumuzun idaresinde dili bir, inancı bir, özü bir, kardeşlerimiz vardır Onlara sahip çıkmaya hazırlanmış olmalıyız Hazır olmak o günü susup ummak değildir Hazırlanmak lazımdır Milletler buna nasıl hazırlanır? Manevi köprülerini sağlam tutarak Dil bir köprüdür, Tarih bir köprüdür

Köklerimize inmeli ve olayların böldüğü tarihimiz içinde bütünleşmeliyiz Onların (Soydaş Türk kardeşlerimizin) bize yaklaşmasını bekleyemeyiz Bizim onlara yaklaşmamız gerekli''

Her alanda ileriyi gören Atatürk için ölümünden sonradan General Me Arthur (Mak Artur), şöyle demiştir: ''Ölümüyle, dünya büyük bir zeka önderini, Türk milleti en seçkin ve kahraman evladını, insanlık da, ileri görüşlü ve korkusuz bir savaşçısını kaybetmiştir'' *
 
Üst Alt