Son Konu

Biyoloji Ile Ilgili Silahlar ve Etkileri

iltasyazilim

Yeni Üye
Katılım
25 Ara 2016
Mesajlar
2
Tepkime
1
Puanları
38
Yaş
35
Credits
-2
Geri Bildirim : 0 / 0 / 0
İnsan, evcil havyan ve bitler üzerinde sağlın rahatsızlık yaratarak, onlara acıtmak amacıyla, maksatlı olarak kullanılan bakteri ya da virüs gibi maddeler, biyolojik silah olarak adlandırılmaktadır Bu tanım çoğunlukla biyoloji ile ilgili olarak oluşan toksin ve zehirleri de kapsamaktadır Yani biyolojik silahlar hem canlı mikroorganizmaları (bakteriler, virüsler ve mantarlar), hem de mikroorganizmalar, ur veya hayvanlarca üretilen toksinleri (kimyasal maddeleri) içermektedir Bir bölümü yüksek derecede öldürücü olan bu virüsler, kendilerini kopyalattıran yapıları ile bulaşıcı ayla gelmektedir
Biyoterörizm ise mikrop, bakteri veya virüs gibi biyolojik virüslerin ideolojik, politik ya da kişisel amaçlarla, kişiler, gruplar ve hatta devletler tarafından açık ve rahat yöntemlerle kullanılmasıdır
Dünya sıhhat örgütünün 1970 yılında yaptığı bir çalışmaya göre, 29 değişik mikroorganizma (15 virüs, 11 bakteri, 2 parazit ve 1 mantar) biyoloji ile ilgili tabanca olarak kullanılma özelliğine sahiptir Gerçekten bu sınıflama emin olmayıp, rakamlar BM NATO ve CDC (centers for Disease Control) gibi kuruluşlara kadar değişim talep edebilmektedir Biyoloji Ile Ilgili silah olarak değerlendirilen bu mikroplar arasında en büyük korkutma olarak antrax (şarbon), smallbox(çiçek), veba ve botulinum gibi mikroorganizmalar üzerinde durulmaktadır Bu kapsamda ABD savunma bakanlığı, 1996 yılında antrax, orduyu korkutma eden bir numaralı biyoloji ile ilgili tabanca olarak bildiri etmiş ve etkin bir çaba için zorunlu faaliyetleri başlatmıştır
Biyoloji Ile Ilgili silahların, insanlık aleyhine yarattığı tehlikenin ciddiyetine birinci dünya savaşı sırasında varılmış ve bu dönemden daha sonra biyolojik mikroorganizmaların üretiminin ve kullanımımın yasaklanmasına ilişkin uluslar arası çalışmalara başlanmıştır Bu alanda birincil başarılı uluslar arası teşebbüs, 1925 yılında imzalanan* Cenevre protokolü ’dür Anılan protokol, solunum aracılığıyla alınan zehir ve öteki gazlar ile biyolojik silahların savaşlarda kullanılmasını önlemeyi öngörmektedir Bu protokol, 2001 yılı itibarıyla 132 ülke kadar onaylanmış durumdadır
İkinci manâlı adım ise 1972 yılında imzalanmış olan Biyolojik Silahlar Sözleşmesi ’dir Biyolojik silahların geliştirilmesi, üretilmesi ve saklanmasının önlenmesini hedefleyen bu anlaşma, hâlihazırda ülkemizin de dâhil olduğu 143 devlet göre onaylanmıştır Biyoloji Ile Ilgili silahların yayılması ve yasaklanması konusunda, Bm ’nin yanı sıra, Avustralya grubu gibi gönüllülük esasına kadar bir araya gelmiş devletler de faaliyet göstermektedir
Biyoloji Ile Ilgili tabanca kabiliyetine sahip olmayan Türkiye, bahse konu silahlar ve bunları fırlatma vasıtalarının yayılmasının önlenmesine yönelik çabaları destekleyen bir politika izlemektedir Bu çerçevede ülkemiz, anılan konuya ilişkin esas uluslar arası anlaşma, antlaşma ve düzenlemelerin tamamına taraf olmuştur
Geçmişteki Misal Biyoloji Ile Ilgili Savaş Uygulamaları
Fiilen biyolojik savaş veya biyoterorizm gibi deyimler, insanlık için yeni bir gelişme değildir Biyolojik savaşın aşina en eski örneklerini, düşmanın içme suyu tedarik ettiği kuyuları, insan ve hayvan ölüleri veya zehirli otlar ile “kirletme çabaları teşkil etmektedir Bugün Ukrayna sınırları içerisinde kalan Kafa kentini, 1346 yılında kuşatan tatarlar vebadan ölmüş insan cesetlerini mancınıkla şehrin surlarından içeri atarak salgın oluşturmuş ve bu yolla hedeflerine ulaşmışlardır
Biyolojik maddelerin, bugün bilinen anlamda birincil kullanımı XVIII Yüzyılda ABD ’de ortaya çıkmıştır 1754 ve 1767 yıllarında Fransızlar ile ABDA yerlileri arasıdaki savaşlar sırasında, İngilizler göre, smallpox virüsü ile kontamine edilmiş battaniyeler Kızılderililere verilerek, çiçek salgını oluşturulmuş ve yerlilerin büyük bir bölümü bu yolla yok edilmişti Dönemin koloniyel ordusunun komutanı olan General Geogr Vahington, mallpox ’in yol açtığı büyük zayiatı değerlendirilmiş ve 06 OCAK 1777 de, bütün ordu mensuplarının aşılanması emrini vermişti Bu dikte üzerine başlatılan çalışmalar uzun sürmüş ve smallpox aşısı oysa 1796 yılında geliştirilebilmiştir
Biyoloji Ile Ilgili silahların kullanımına, birinci vi ikinci dünya savaşlarında da rastlanmaktadır Örneğin birinci dünya savaşı esnasında, müttefik ülkelerin, askeri malzeme ulaştırmasında beygir ve katırlara olan bağımlılığı almanlar kadar muhakkak ve bu hayvanlara karşısında glanders virüsü kullanılarak, biyolojik savaş kampanyası başlatılmıştır Bu dönem içerisinde Almanları, ABD ’nin Maryland eyaletinde özel bir laboratuar kurarak antrax ile glanders organizması ürettikleri ve bu virüsleri ABD ’den Fransa ’ya, müttefik kuvvetlere gönderilecek 3000 kadar cet ve sığıra enjekte ederek, yüzlerce askeri personelin etkilenmesine yol açtıkları bilinmektedir
İkinci dünya savaşına bakıldığında, Japon ordusunun, uzakta doğunun farklı alanlara yönlendirilmiş yerlerinde 16 değişik biyoloji ile ilgili virüsleri, farklı yöntemler kullanarak yaydığı ve hatta çinin mançurya bölgesinde, Çinli esirler üzerinde antrax, veba, çiçek, tulaaremi, kolera, kızıl ve tetanos gibi enfeksiyon hastalıklarını deneyip, 10000 civarında ölüme niçin olduğu görülmektedir Yine ikinci dünya savaşı esnasında, Rus kuvvetlerinin, Stalingrad muharebesinde alman ordusunu durdurabilmek nedeniyle tularemia virüsünü kullandığı, ama rüzgârın bir anda istikamet değiştirmesi nedeniyle bu saldırıdan, daha fazla Rus askerlerinin hasar gördüğü tarihi bir geçekler arasındadır
1972 yılında 100 ’den artı ülkenin katılımı ile imzalanan bakterjolojik ve toksin silahlarını4n geliştirilmesi, üretimi, depolanması ve imhasına dair sözleşmenin yürürlüğe girmesine karşın, biyolojik silahların geliştirilmesine yönelik çalışmalara soğuk savaş yıllarında devam edilmiş ve bu günümüze dek süregelmiştir Özellikle Rusya ile ABD, bu alandaki kabiliyetlerini örtülü olarak artırmaya devam etmiştir Nitekim 02041979 tarihinde Rusya ’nın sverdlovsk kasabasında yer alan bir biyoloji ile ilgili tabanca fabrikasında meydana gelen kaza, adet onaylı olan sessizliği bozmuş ve bu olay Rusya kadar yürütülen sıcacık çalışmaların, su yüzüne çıkmasına neden olmuştur Fabrikanın havalandırma filtresindeki bir bozukluk sebebiyle havaya karışan antrax sporları, 64 ile 104 kişinin ölümüne niçin olmuş, Rus yetkili makamları ise olayı, “gıda zehirlenmesinden kaynaklanmıştır açıklamasıyla inkâr etmeye çalışmıştır Oysa Rusya federasyonu eski başkanlarından Boris Yeltsin, 1992 yılında yaptığı tanımlama ile olayın fabrikadaki sızma nedeniyle oluştuğunu ve Rusya ’nın biyolojik silahlar sözleşmesini ihlal ettiğini kabul etmiştir
Tarihsel perspektif açısından, yukarıda özetlenen seyri takip eden biyolojik silahlar, bilhassa maliyetlerinin düşük, etkinliklerinin yüksek ve artan bir şekilde artıcı olması nedeniyle “rogue state olarak adlandırılan terörist devletlerin yanı sıra, terör gruplarının da alaka odağı haline gelmiştir Bu çerçevede anılan silahlara sahip ülkeler listesinde artışlar görülmeye başlanmıştır
Bugün, Irak, İran, Suriye, Libya, Çin, kuzey Kore, Rusya, İsrail, Tayvan ve büyük muhtemelen sudan, güney Afrika, Cezayir, Hindistan, Pakistan ile Kazakistan gibi ülkelerin biyoloji ile ilgili silahlara ya da bunların üretimine karşın tüm teknoloji, tesis ve kabiliyete sahip oldukları bilinmekte veya varsayım edilmektedir 19541969 yılları arasında saldırı maksatlı biyoloji ile ilgili tabanca kabiliyeti olan ABDnin, 1969 dan daha sonra yalnızca savunma maksatlı biyoloji ile ilgili araştırma programlarına sahip olduğu devlete ait açıklamalarda yer almaktadır Oysa ABDnin, geçtiğimiz yıl içerisinde BM göre hazırlanan ve biyoloji ile ilgili silahlara uluslar arası yasaklama getirilmesini öngören anlaşma metnini, “resmi laboratuarları ifşa edebileceği ve teknolojik sırları tehlikeye atabileceği sırları tehlikeye atabileceği gerekçesiyle 25072001 tarihinde reddetmiş olması bu ülkenin biyoloji ile ilgili silahlara sahip olduğunun kayda değer bir göstergesi olarak değerlendirilmektedir
Kaynak: ANKARA: TSK dergisi
 
Üst Alt