Günümüzdeki akıllı telefon modellerinin göze aynı görünmeye başladığı bir gerçek. Kabaca genellemek gerekirse giriş düzey aygıtlarda damla çentik, orta ve üst düzey aygıtlarda ise ekrana gömülü yahut nokta formunda kameralar görüyoruz. Bu üzere tasarımsal farklılıklar dışında aygıtlar, dala çok yakın olmayan kullanıcılar için günümüzde birbirinin aynısı.
Fakat firmalar bu formülü tutturmadan evvel daima birbirinden garip özelliklere ve dizaynlara sahip telefonlarla karşımıza çıkıyordu. Biz de markaların bu ‘özgünlük’ yarışı sırasında çokça alışılmadık telefon modeliyle karşılaştık. Gelin artık, kimi tutmayan, kimiyse belirli bir satış düzeyini aşmış olan aygıtlara birlikte bakalım.
Buna muhtaçlığımız olduğunu bilmiyorduk: Projektörlü Samsung Galaxy Beam
2012 yılında duyurulan Galaxy Beam, dahili projektörüyle dikkatleri üzerine çekmişti. İşini hayli âlâ formda yerine getiren bu projektör, fiyatı göz önüne alındığında maalesef aygıtın rakiplerine nazaran geride kalan özelliklerinin üstünü kapatamadı.
Hem akıllı telefon hem de fotoğraf makinesi gereksiniminizi tıpkı anda karşılamayı hedefleyen Samsung Galaxy S4 Zoom
S4 Zoom, yeterli bir telefon olarak hatırlansa da istediği etkiyi yaratamamıştı. Düşük batarya ömrü, kalınlığı ve görüntü kalitesi, kullanıcıların beğenisini kazanamama sebeplerinden bazılarıydı. Yeniden de hoş bir akıllı telefon ve kamera tecrübesi sunduğu bir gerçek.
İstediği etkiyi tam olarak gösteremeyen ama yeniden de beğeni toplayan Samsung Galaxy Round:
Round'un 2013 yılına nazaran epey özgün bir akıllı telefon olduğunu söyleyebiliriz. Kavisli bir ekrana sahip olan aygıt, bunu fonksiyonel kılacak birkaç küçük bilhassa gelmiş olsa da bunlar, tek başına Round'un isminden yeterli kelam edilmesini sağlamaya yetmedi. Bunu asıl sağlayan donanım özellikleri oldu.
Listenin en alışılmadık modellerinden olan LG Wing, akıllı telefon tecrübesini derinden etkileyebilirdi:
Tabii bunun için telefonun dönen ekran teknolojisinin gereğince uygulama tarafından desteklenmesi gerekirdi. 2020 yılında karşımıza çıkan bu aygıt, içerik üreticilerinin de işini kolaylaştıracak kamera özellikleriyle geliyordu. Ama iPhone 12 Pro'ya denk olan fiyatı, ikinci ekranın kullanışlı olup olmadığı üzere sorularla birlikte baş karışıklığına sebep oldu.
Tam da modüler olmayan modüler telefon: LG G5
LG'nin bir diğer farklı telefon tasarımı da G5 modeliyle karşımıza çıktı. Bu epey cesurca bir ataktı zira kullanıcıların uzun vakittir alışık olduğu LG tasarımı baştan aşağı yenilenmişti. Artık modüler olan G5, hem donanımsal badirelerle hem de modülerliğinin kullanışlılığı üzerine oluşan soru işaretleriyle kullanıcıların beğenisini kazanamadı. Bu yüzden G6'da bu tasarım bırakıldı.
Kendi kendini tamir eden telefon: LG G Flex
Galaxy Round'un akabinde çıkan LG G Flex, üzerindeki çizikleri kendi kendine silebiliyor olmasıyla dikkat çekiyordu. Bunun yanında standart olarak kavisli bir ekrana sahip olan model, Galaxy Round'un gerisinde kaldı. Bunun sebebiyse Round'un ekranı devrimsel olmasa da donanım özellikleriyle günü kurtarırken G Flex'in bunu başaramamış olmasıydı. Yani rekabette geride kaldı.
3 boyutlu imaj sunan televizyonları takip eden LG Optimus 3D:
LG'nin bu modeli aslında devrine nazaran hayli yenilikçiydi. Zira bu periyotlarda 3 boyutlu izleme tecrübesi sunan televizyonlar lisandan düşmüyordu. Lakin 3D televizyonların çok da devrimsel olmadığını hepimiz gördük. LG Optimus 3D de bu televizyonlarla birebir yazgısı paylaştı.
Kendisini sıkarak birbirinden farklı fonksiyonlara ulaştığımız HTC U11:
Bu telefon aslında kötü değildi. Yani tutmamasının sebebi sıkma özelliğinden kaynaklı değildi. Tek başına yetersiz kalsa da kamerası, hoparlör gücü ve başka donanım özellikleri epeyce ileri düzeydeydi fakat rakiplerinin çok üzerinde olan fiyatı, kullanıcıların bu rakiplere yönelmesine sebep oldu.
Arayüzünden çok çektiğimiz Nokia Lumia modelleri:
Windows 8 arayüzünü mobile uyarlamada pek de başarılı olamayan Microsoft, yetersiz uygulama çeşitliliği ve kendi kendini aşağı çeken yanılgılarıyla Windows Phone'un fişini çekmek zorunda kaldı. Batış öyküsüne