Son Konu

Hz.Ebu Bekir Es Sıddîk (r.a.)

nicebayan

Yeni Üye
Katılım
24 Ara 2016
Mesajlar
378,708
Tepkime
2
Puanları
38
Yaş
35
Web
nicebayan.com
Credits
-1
Geri Bildirim : 0 / 0 / 0
Hz EBU BEKIR ES SIDDÎK (ra) (571634)


Hz Muhammed (sas)'in Islâm'i teblige baslamasindan sonra ilk iman eden hür erkeklerin; rasit halifelerin, aserei mübesserenin ilki Câmiu'l Kur'an, esSiddîk, elAtik lakaplariyla aşina büyük sahabi

Kur'âni Kerim'de hicret sirasinda Rasûlullah'la beraber olmasindan dolayi, magarada bulunan iki kisiden biri(etTevbe, 940) seklinde ondan bahsedilmektedir Asil alışılagelmiş Abdülkâbe olup, Islâm'dan sonradan Rasûlullah (sas)'in ona Abdullah adini verdigi kaydedilir Azaptan azad edilmis mânâsina atik; doğru, sadik, muhakkak ve iffetli oldugundan dolayi da siddiklâkabiyla anilmistir Deve yavrusunun babasimanasina gelen Ebû Bekir adiyla meshur olmustur Teym ogullari kabilesinden olan Ebû Bekir'in nesebi Mürre b Kâ'b'da Rasûlullah'la birlesir Anasinin olağan Ümmü'lHayr Selma, babasinin oysa Ebû Kuhafe Osman'dir Künyesi Abdullah b Osman b Amir b Amir b Murra etTeymî'dir Bedir savasina dek müsrik kalan oglu Abdurrahman disinda tüm ailesi müslüman olmustur Babasi Ebû Kuhafe, Ebû Bekir'in halifeligini ve ölümünü görmüstür Hz Ebû Bekir'in Rasûlullah (sas)'den bir ya da üç matem minik oldugu zikredilmistir Islâm'dan önce de saygin, dürüst, kisilikli, putlara tapmayan ve evinde put bulundurmayan hanifbir tacir olan Ebû Bekir, ölümüne dek Hz Peygamber'den hiç ayrilmamistir Bütün servetini, kazancini Islâm için harcamis, kendisi sade bir sekilde yasamistir

Hz Ebû Bekir, Fil yilindan iki sene birkaç ay daha sonra 571'de Mekke'de dünyaya gelmis, güzel hasletlerle taninmis ve iffetiyle söhret bulmustur alkol içmek câhiliye döneminde fazla yaygin bir âdet oldugu halde o hiç içmemistir O dönemde Mekke'nin ileri gelenlerinden olup Araplarin nesep ve ahbâr ilimlerinde meshur olmustur Kumas ve elbise ticaretiyle mesgul olurdu; sermayesi kirk bin dirhemdi ancak, bunun büyük bir kismini Islâm için harcamistir Rasûlullah'a iman eden Ebû Bekir (ra) Islâm dâvetçiligine baslamis, Osman b Affân, Zübeyr b Avvâm, Abdurrahman b Avf, Sa'd b Ebî Vakkas ve Talha b Ubeydullah gibi Islâm'in yücelmesinde büyük emekleri olan ilk müslümanlarin bir çogu Islâm'i onun dâvetiyle kabul etmislerdir

Hz Ebû Bekir yaşamsal her tarafında Rasûlullah'in yanindan ayrilmamis, çocuklugundan itibaren aralarinda büyük bir dostluk kurulmustur Rasûlullah birçok hususlarda onun görüsünü seçim ederdi Umûmî ve husûsî olan önemli islerde ashâbiyla müsavere eden Peygamber (sas) bazi hususlarda özellikle Ebû Bekir'e danisirdi (Ibn Haldun, Mukaddime, 206) Araplar ona Peygamber'in veziriderlerdi

Teymogullari kabilesi Mekke'de önemli bir yere sahipti Ticaretle ugrasiyorlar, toplumsal temaslari ve genis kültürlülükleri ile taniniyorlardi Hz Ebû Bekir'in babasi Mekke esrafindandi Hz Ebû Bekir, câhiliye döneminde de güzel ahlâki ile tâninan, sevilen bir kisi idi Mekke'de esnakdiye tanıdık kan diyeti ve kefalet ödenmesi islerinin yürütülmesiyle görevliydi Muhammed (sas) ile büyük bir dostluklari vardi Sik sik bulusur, Allah'in birligi, Mekke müsriklerinin durumu ve ticaret gibi konularda müsâvere ederlerdi ikisi de câhiliye kültürüne karsiydilar, siir yazmaz ve siiri sevmezlerdi, daha ziyade tefekkür ederlerdi

Islâm'i Benimsemesi

Hz Ebû Bekir, Hira dagindan dönen Hz Muhammed ile karsilastiginda, Rasûlullah (sas) ona, Allah'in elçisioldugunu söyleyip Yaratan Rabbinin adiyla oku(elAlâk, 961) diye baslayan âyetleri bildirdigi süre hemencecik ona: Allah'in birligine ve senin O'nun rasûlü olduguna iman ettimdemistir Hz Hatice'den daha sonra Rasûlullah'a ilk iman eden odur Hz Peygamber (sas) Islâm'i tebliginin birincil zamanlarinda kiminle konustuysa en azindan bir kararsızlık görmüs, ama Ebû Bekir seksiz ve çekinmeden bir sekilde kabul etmistir Hatta Hz Peygamber (sas), Bütün insanlarin imani bir kefeye, Ebû Bekir'in ancak bir kefeye konsa, onun imani agir basardi diye lâtif bir benzetme de yapmistir Mü'min Ebû Bekir, hayatinin ardına kadar bütün varligini Islâm'a adamis, bütün hayirli islerde en basta gelmistir

Ebû Bekir Mekke döneminde zinde kabilelere mensup kisileri Islâm'a kazandirmaya çalisti, öte yandan müsriklerin iskencelerine maruz kalan güçsüzleri, köleleri korudu; servetini ızdırap edilen köleleri satin alip azad etmekte kullandi Bilâl, Habbab, Lübeyne, Ebû Fukayhe, Amir, Zinnire, Nahdiye, Ümmü Ubeys bunlardandir Kendisi de Mescidi Haram'da müsriklerin saldirisina ugramisti Ebû Bekir, iman ettikten daha sonra Islâm'i teblige gizlice devam ediyordu Annesi, karisi Ümmü Ruman ve kizi Esma da iman etmis, fakat ogullari Abdullah, Abdurrahman ve babasi Ebû Kuhafe az önce iman etmemislerdi Osman b Affan, Sa'd b Ebî Vakkas, Abdurrahman b Avf, Zübeyr b Avvâm, Talha b Ubeydullah gibi birincil müslümanlari Islâm'a dâvet eden odur Müsriklerin eziyetleri çogalip müslümanlara yapilan baskilar arttiktan sonra Hz Peygamber Hz Ebû Bekir'e de Habesistan'a göç etmesini söylemis ve Ebû Bekir yola çikmis; ancak Berkü'lGimâd'da Mekke'nin ileri gelen kabilelerinden Ibn Dugunne ile karsilastiginda Ibn Dugunne onu himayesine aldigini ve Mekke'ye dönmesi gerektigini belirterek, ikisi birlikte Mekke'ye dönmüslerdir Oysa sartli olarak Ebû Bekir'i himayesine alan Ibn Dugunne, Ebû Bekir'in açiktan açiga ibadet etmesi ve inancini yaymaya devam etmesi nedeniyle sartlari yerine getirmedigini bahis ederek ona ibadetini sıcacık yapmasini söylediginde Ebû Bekir, onun himayesine ihtiyaci olmadigini, zaten kendisine laf de vermedigini ifade etmisti: Senin himayeni sana iâde ediyorum Bana Allah'in himayesi yeterBöylece onüç yil Mekke'de Rasûlullah'in yaninda kalan Hz Ebû Bekir, Hz Aise'nin rivâyetine tarafından, Rasûlullah hicret emrini alip Ebû Bekir'e gelerek ona beraberce hicret edeceklerini söyleyince Ebû Bekir sevinçten aglamaya baslamisti (Ibn Hisâm, esSire, II, 485)

Hz Peygamber'in bir gecede Mekke'den Kudüs'e oradan Sidretü'l Münteha'ya gittigi isra ve Mirâc hâdisesini duyan müsrikler bunu Hz Ebû Bekir'e yetistirdikleri süre; O dediyse dogrudurdemistir Bu sözünden daha sonra Ebu Bekir'e; ihlâsli, asla yalan söylemeyen, özü dogru, itikadinda süphe olmayan anlaminda, Siddiklâkabi verildi Kur'an tâbiriyle, O, ne iyi arkadasti (enNisâ, 469) denilebilir

Iste o Siddîkile o Emîn, o iki arkadas beraberce Sevr dagindaki magaraya hareket ederek hicret etmislerdir

*
 
Üst Alt