Son Konu

Kuran-ı Kerim de Kadın Çalışması İle İlgili Ayetler

nicebayan

Yeni Üye
Katılım
24 Ara 2016
Mesajlar
378,708
Tepkime
2
Puanları
38
Yaş
35
Web
nicebayan.com
Credits
-1
Geri Bildirim : 0 / 0 / 0
Kadınların çalışması ile ilgili ayetler
kadının çalışması caizmidir
Kadının çalışması günah mıdır

Kur'ân; meslek yapılıp bir bedel üretilmesini, keza kadından ve ayrıca de erkekten seve seve onları çalışmaya özendirme etmektedir Kadının evin içinde ya da haricen çalışarak ailenin geçimine katkıda bulunması, onun en doğal görevi ve hakkıdır Birbirini tamamlamak için yaratılan eşlerin işbirliği yaparak tabi yanlamasına çalıştığı bir ortamda, sorunlar daha iyi çözülür, toplum da kalkınarak gelişir

Bayan hem seçme ve hem de seçilme hakkına sahiptir Her türlü özel ve millet (devlet) hizmetlerinde her kademede çalışıp yönetici olabilecekleri gibi, devlet başkanlığı da yapabilirler Kur'ân'ı Kerîm'de kadının çalışamayacağı veya idareci olamayacağına ait hiçbir yasa yoktur Çok çalışılması, oysa insanlara yardımsever olacak işler üretilmesi öğütlenmektedir Gerek kadın ve gerekse erkek iman ederek, insanların hayrı ve mutluluğu için barışa karşın iyi ve güzel işler (salih amel) sergilemelidir Bunun ödülü; bu Dünya'da dar ve huzurlu bir hayat,ahirette de cennettir Fazla çalışarak salih amel sergileyenler, Allah katında varlıkların en hayırlılarındandır

Hz Peygamber'den sonraki çağlarda; maalesef kadınlar fazla örtünerek eve kapatılmış, hürriyetleri de kısıtlanarak veri, eğitim ve çalışmadan yoksun bırakılmıştır Bu zulmü kadınlarına uygulayan bir takım İslâm ülkeleri de, onların büyük gücünden istifade edemediklerinden geri kalmışlardır

KADINERKEK ÇALIŞIP IŞ ÜRETİN

3195 : Hiç kuşkunuz olmasın ama Ben, sizden kadınerkek çalışıp iş ve değer üreten hiç kimsenin ürettiğini zarar etmeyeceğim
9105 : Meslek yapıp layık üretin; Allah, O'nun Resulü ve iman sahipleri yaptıklarınızı göreceklerdir

Kur'ân; kadının çalışmasına karşısında çıkmadığı gibi, onu çalışmaya özendirme ediyor Kadının; evinde ve evinin dışında çalışarak, ailenin ihtiyaçlarını karşılamada kocasına asistan olması, Kur'ân ve Sünnet (Hz Peygamberin söz ve davranışları) açısından en doğal hakkıdır HzPeygamber'den sonra kadının çalışması hakkında bir takım kısıtlamalar olmuşsa da, bunun İlâhî Yasalar ve Hz Peygamber'imizin tatbikatları ile hiçbir ilgisi yoktur Ailenin giderlerini karşılamada eşlerin kabiliyetlerine uygun şekilde çalışmaları ve birbirine muavin olmaları, Dünya hayatında bollaşmayı ve rahatlığı getirir Ailede bayan ve erkek, birbirlerini tamamlayıcı özelliklerinden nedeniyle iş bölümü yapmıştır Yaratılış kapasitesi ve kabiliyetine göre kadının öncelikli görevi; evin idaresi, sevgi ile eğitme yeteneğinden nedeniyle çocuğun bakımı ve yetiştirilmesidir Erkeğin ise öncelikli olarak ailenin geçimi ile yuvanın dış etkenlerden korunmasıdır

Ailede mecburiyet hallerinde koşullar değiştiği süre, eşler yapılacak işlerde birbirlerine yardım ettikleri gibi, ihtiyaca tarafından görevlerinin değişmesi de muhtemel olabilir Manâlı olan sevgi, saygı ve acıma duyguları ile ailenin korunması ve devamlılığıdır Rûm 3021 : Birbirinizle rahat ve sükûnet bulasanız diye, size kendi cinsinizden eşler yaratıp, aranıza sevgi ve merhamet koyması, Allah'ın ayetlerindendir BARIŞA YÖNELIK HOŞ İŞLER YAPIN

4124 : Erkek veya kadın, inanmış olarak kim barışa yönelik güzel işler (salih amel) yaparsa, cennete gireceklerdir
1697 : Erkek yoksa bayan, her kim inanmış olarak barışa yönelik bir meslek (salih amel) yaparsa, belli ki onu güzel bir hayat ile yaşatacağız ve böylelerinin ücretlerini, işleyip ürettiklerinin en güzeli ile karşılarız

Kur'ân, bayan ve erkeği şöyle uyarıyor Fussilet 4146 : Kim, barışa yönelik bir meslek yaparsa kendi iyiliğindendir Kim de kötülük yaparsa kendi zararınadır «Çalışınız; fakat fena işler yok, dostane hoş işler (salih amel) sergileyiniz» Amel, lugat manası alıştırma, iş, faaliyet, niyetli davranıştır Salih ise sulh kökünden kazanç : Barışçı, olumlu, pak, güzel, erdirici, rahatlık ve sevinç getirici manalarını taşır Salih amel; barışa yönelik iyi ve şanslı meslek demektir Şu halde lüzum kadının gerekse erkeğin çalışmaları, öncelikli olarak insanların hayrına ve mutluluğuna katkıda bulunacak hizmetler olmalıdır

Mesela; para, pul, şan yok de birinci derecede insanlara fayda sağlamak için çalışan, hayır cemiyetlerinde vazife bölge, gereksinim sahiplerinin sorunlarını Allah rızası için gideren bir bayan, kesin oysa sâlih amel sergilemektedir Sadece fiziki çıkar acele ile, öğrencilerine sevgi ile hizmet için yakında olacak olan, onların faydalı bir insan olarak yetişmelerine özveri ile çaba gösteren bir kadın hoca de, insanların hayrına ve mutluluğuna katkıda bulunmaktadır Nisa 434 ayeti manâlı bir konuya tarafsızlık getirmektedir : Saliha kadınlar saygılıdır; Allah'ın kendilerini koruduğu gibi, gizliliği gereken şeyi korurlar Saliha kadınlar; kocaları ile aralarında sevgi, hürmet ve acıma duygularını taşıdıklarından, birbirlerine karşı saygılıdır, nasıl ki Ulu Allah kendilerini koruyorsa onlarda mülk, aile sırları, namus gibi gizliliği gerektiren hususları koruyarak, yuvanın devamını ve huzurunu sağlarlar; çocuklarını da gelecek neslin çağdaş çağına ulaştıracak şekilde yetiştiren ve eğiten böyle saygı layık bir konut kadınının da gayret ve çalışması, salih amelden başka biri değildir Beyyine 987 : İman eden ve salih amel sergileyenler, varlıkların en hayırlılarındandır

SÜNNET'E TARAFINDAN ÇALIŞMA

«Hz Peygamber'in ordusunda birçok defalar silâhlı olarak çarpışan kadınlar yer almıştı Askeri seferler sırasında karargahta bayan hastabakıcılar bulunuyordu Bizzat Medine'de bile bu konuda sık sık hemşire Rufeyde'nin çadırından bahsedilmektedir Hatta bu çadırın Medine'de Büyük Cami'de kurulduğu olmuş ve buraya yaralılar nakledilmişlerdir Her Hâlükarda Rufeyde'nin sıradan bir hastabakıcı hemşire olmaktan öte, daha ileri bir durumu vardı İbn Hişâm' ın dediğine tarafından o, Eslem Kabilesi'ne mensup olup yaralıları çare eder ve gönüllü olarak tüm müslümanların hizmetine koşardı Allah'ın Resul'ünün eşlerinden Hz Âişe, İslâm ordusunun birçok seferlerine katılmış, yemek yemek pişirme, su nakliye ve hastabakıcılık gibi birçok hizmetlerde bulunmuştu Kadınlar işleri için sokağa çıkarlardı ve bu Hz Peygamber'in örtünmeyi emretmesinden daha sonra da devam etti Bazı kadınlar satış ya da kendi develerine devretmek için sokaklarda hurma çekirdeği topluyorlardı Kadınlar; erkeklerin de bulunduğu camilere namaza gelirler, kadın ahpaplarını ziyarete giderlerdi HzPeygamber'in zevceleri de dostlarını ve ebeveynlerini kabul ederler ve diğer kaçınılmaz işleri yaparlardı Bu devirde Kur'ân cüzleri hariç, okunacak artı birşey yoktu; buna mukabil şiirler okunarak, hikâye ve diğer masallar anlatılarak eğlenilirdi

Hz Ömer'in akrabalarından bir hanım olan Şifâ bint Abdillâh, İslâm'dan evvel bile okumayazma biliyordu; işte Hz Peygamber (sas) in hanımı Hafsâ'ya bu sanatı öğreten odur Bazı delillere bakacak olursak, Hz Peygamber kendisini bir takım pazar (sûk) işlerinde de görevlendirmişti Bazılarına tarafından ise bu devir işi Hz Ömer'in halifeliği zamanında akım etmişti Mümkündür fakat Hz Ömer, Hz Peygamber'in ona bıraktığı ayni görevde bu hanımı vazifelendirmeye devam etmiştir Şart ne olursa olsun bu bayan sahabenin en azından ticarî anlaşmazlıklar üzerinde suçlama yetkisini kullanması gerekmiştir Taberi'ye tarafından kadınlar her nevi konularda hakimlik etme imkân ve hakkına sahiptiler; Ebû Hanîfe bu kuraldan adam öldürme gibi yalnızca bazı ağır dava konularını ayırırdı»
(Bkz ProfDrMuhammed Hamidullahİslâm Peygamberi II)

İYİLİĞİ EMREDER KÖTÜLÜĞÜ MEN EDER

971 : İnanan erkekler ve inanan kadınlar birbirlerinin veli (dost ve asistan) sıdır İyiliği emrederler, kötülükten men ederler

Ayet, açık olarak kadınerkek eşitliğini vurgulamaktadır Allah katında kul olma sorumlulukları ile değerinde ve yargı yönünden durumları birbirine eşittir Bayan ile erkek; arkadaş olarak her alanda birbirlerine yardım etmeli, yaşamları boyunca el ele vererek işbirliği yapacakları gibi, sorumlulukları da birlikte paylaşmalıdır Görevleri gereği iyiliği emredecekler, kötülükten vazgeçirmeye çalışacaklardır Kur'ân'ı Kerîm; bayan ile erkeğin ast yandan çalıştığı bir toplumda, sorunların çözülerek gelişebileceğini vurgulamaktadır Ancak; kadının sosyal hayata girmesini önleyen ülkeler, her alanda geri kalmışlardır Ayetten kesin olarak anlaşıldığı gibi bayan hem seçme keza de seçilme hakkına sahip olduğu gibi, devlet başkanlığı dahil her türlü özel ve halk görevinde de çalışabilir Yeter ancak o işin gerektirdiği yetenek, data ve iradeye sahip olsun En üstteki yönetici olarak bir kadın başbakanı Ülkemiz yetiştirmiş, Dünya'nın çoğu bölgelerinde de bayan başbakanlar görev yapmışlardır Kur'ân'ı Kerîm'de kadının yönetici olamayacağına dair hiçbir yasa bulunmadığı gibi, olabileceğine dair kayda değer bir misal vardır

İslâm bilginleri; kadının da devlet başkanı olabileceğini, Kur'ân'ın Neml 272244 ayetlerini kanıt olarak göstermektedirler Hikaye şöyledir : Saba'lıların başında bir bayan hükümdar olan Melike Belkız bulunuyordu Bunlar Allah'ı bilmiyorlar, Güneş'e tapıyorlardı Hz Süleyman durumlarını öğrenince, bir mektup yazarak onları Hak Dini'ne misafir etme etti; eğer kabul etmezlerse Ülkelerini istilâ edeceğini bildirdi Toplumunun yükümlülüğünü taşıyan Melike Belkız, Kur'ân'ın öngördüğü bir kuruluş olan danışma meclisine danıştı, sorumluluğu üstlenerek sulh aracılığıyla hemfikir olmak için girişimlerde bulundu Neticede Adalet Dini'ni kabul etti ve Hz Süleyman'ın yanında Allah'a sığınarak teslim oldu Kur'ân, bu öyküyü yazmakla olaylardan ders ve misal alınmasını istemiştir Güneş'e tapması açık havada, Melike Belkız'ın toplumuna danışması, meclisin savaşma tavsiyesine rağmen sağduyusu ve ileri görüşlülüğü ile karşı tarafa elçi göndererek anlaşma istemesi, Hz Süleyman'ın uyarısı ile gerçekleri görüp Ulu Allah'a teslim olması yöneticiliği bakımından olumlu bulunmuştur Bu öyküden meydana çıkan sonuç; kabiliyet ve tatminkarlık özelliklerine sahipse, kadının da lüzum ve gereksinim hallerinde devlet başkanı da olabileceğidir

PEYGAMBER HANIMLARINA ÖZEL YASA

3332 : Ey Peygamber Hanımları! Siz kadınlardan herhangi biri gibi değilsiniz

Ulu Allah, Hz Peygamber hanımları ile ilgili özel yasa çıkarmıştır Öteki kadınların açık havada, yalnızca Allah Resul'ünün eşleri ile ilgiliydi Çünkü onlar, farklı bir nitelik taşıyorlardı Keza Hz Peygamber'in eşleri ve hem de müminlerin anneleri idi Ahzâb 336: O Peygamber, müminlere kendilerinden daha arkadaş,daha yakındır Onun eşleri de müminlerin anneleridir Bunun için onların yaptığı hataların cezaları, öteki kadınların iki katına çıkarıldı Ahzâb 3330 : Ey Peygamber Hanımları; sizden kim kanıtlanmış bir nezaketsizlik yaparsa, kendisi için azap iki katına çıkarılır Toplumdaki bozguncuların dedikodu yaparak hengâme çıkarmamaları için; Hz Peygamber'in Hanımları yürüyüşlerine ve ses tonlarına dahi dikkat edecek ve kayda değer işleri dışarıya evde oturarak ibadetle meşgul olacak, mümin hanımlarına da Kur'ân ile ilgili bilgiler vereceklerdi Ahzâb 33 3233 : Ey Peygamber Hanımlarısözü yumuşak (tahrik edici) bir tarzda söylemeyin fakat, kalbinde hastalık bulunan kimse ümide kapılmasın Evlerinizde oturun Ilk cahiliye yürüyüşü gibi kendinizi teşhir ederek yürümeyin Namazı kılın, zekâtı verin, Allah'a ve Resul'üne itaat edin Kur'ân, Hz Peygamber'in evine giren müminleri de şöyle uyarıyor Ahzâb 3353 : Ey iman edenler! Size bir yemek için izin verilmedikçe Peygamber'in evlerine girmeyin Peygamberin eşlerinden birşey istediğinizde, onlardan perde arkasında isteyin Bu, hem sizin kalpleriniz için, hem de onların kalpleri için daha pak bir yoldur




İslâmiyet'i kendi kendini düşünen nefisleri istikametinde yorumlayarak değiştiren bir takım guruplar, yalnızca Hz Peygamber'in hanımları için öngörülmüş olan özel hükümlere; uydurma hadisler ilâve ederek kasıt şaşırtmışlardır Oysa Kur'ân'da Allah Resul'ünün eşleri ile ilgili özel hükümler dışarıda, kadınların eve kapatılması, öğrenim görmemeleri ve çalışmamaları ile ilgili hiçbir ayet olmadığı gibi, tersine çalışıp ilim sahibi olunması için çoğu özendirme edici yasalar bulunmaktadır Hz Peygamberden sonraki devirlerde haremlikselâmlık kurarak, fazla örtünmeye mecbur ederek, eve kapatarak, çalıştırmayarak kadınlara büyük zulümler üretilmiş, onların cahil kalmalarına sebep olunmuştur Nüfusun yarısını teşkil eden kadınlarını sosyal hayata sokmayan bazı İslâm Ülkeleri onların büyük gücünden yararlanamamış, her alanda geri kalarak da gelişememişlerdir *
 
Üst Alt