Son Konu

Kuran-ı Kerimde Geçen Bağışlama İle İlgili Ayetler

nicebayan

Yeni Üye
Katılım
24 Ara 2016
Mesajlar
378,708
Tepkime
2
Puanları
38
Yaş
35
Web
nicebayan.com
Credits
-1
Geri Bildirim : 0 / 0 / 0
Af ile ilgili ayetler,
Kurandaki affetme ayetleri,
affetme ile ilgili kuran ayetleri

Bundan daha sonra, (bundan böyle) şükredesiniz diye sizi bağışladık (252)

Ve hatırlayın, demiştik oysa: Şu şehre girin ve orada istediğiniz yerde bol bol yiyin, sadece secde ederek kapısından girerken ´dileğimiz bağışlanmadır´ deyin; (biz de) hatalarınızı bağışlayalım; iyilik yapanların (ecirlerini) arttıracağız(258)

Rablerinden bağışlanma (salat) ve rahmet bunların üzerinedir ve hidayete erenler de bunlardır (2157)

Sizin ilahınız tek bir ilahtır; O´ndan başka ilah yoktur; O, Rahman´dır, Rahim´dir (bağışlayan ve esirgeyendir) (2163)

O, size ölüyü (leşi) kanı, domuz etini ve Allah´tan başkası namına kesilmiş olan (hayvan)ı kesinkes haram kıldı Ama kim gerekli olarak muhtaç kalırsa, taşkınlık yapmamak ve haddi aşmamak şartıyla (ölmeyecek oranda yiyebilir), ona bir günah yoktur Fiilen Allah, bağışlayandır, esirgeyendir (2173)

Onlar, hidayete karşılık sapıklığı, bağışlanmaya karşılık azabı satın almışlardır Ateşe aleyhinde ne kadar dayanıklıdırlar! (2175)

Ey iman edenler, öldürülenler hakkında size kısas yazıldı (farz kılındı) Özgüre aleyhinde özgürlük, köleye aleyhinde esir ve dişiye karşısında kadınsı Lakin kimin (hangi katilin) lehine, onun (maktulün) kardeşi (varisi ya da velisi) göre bağışlanırsa, artık (yapılması gereken) örfe aktarmak (ve) ona (maktulün mirasçı veya velisine) güzellikle (diyet) ödemektir Bu, Rabbinizden bir hafifletme ve bir rahmettir Artık kim bundan daha sonra tecavüzde bulunursa, onun için cefa verici bir azab vardır (2178)

Bunun yanında, kim, vasiyet edenin haksızlığa akıntı göstereceğinden ya da günaha gireceğinden korkup da ikisinin (tarafların) arasını bulupdüzeltirse, artık ona günah yoktur Sahiden Allah, bağışlayandır, esirgeyendir (2182)

Oruç gecesinde kadınlarınıza yakınlaşmak size helal kılındı Onlar, sizin örtüleriniz, siz de onlara örtüsünüz Allah, gerçekte sizin, nefislerinize ihanet etmekte olduğunuzu bildi, tevbenizi kabul etti ve sizi bağışladı Artık onlara yaklaşın ve Allah´ın sizin için yazdıklarını dileyin Fecir vakti, sizce beyaz iplik siyah iplikten ayırd edilinceye değin yiyin, için, sonra geceye değin orucu tamamlayın Mescidlerde itikafta olduğunuz zamanlarda onlara (kadınlarınıza) yaklaşmayın Bunlar, Allah´ın sınırlarıdır, (sakın) onlara yanaşmayın İşte Allah, insanlara ayetlerini bu nedenle açıklar; umulur oysa sakınırlar (2187)

Onlar, (savaşa) son verirlerse (siz de son verin); şüphesiz Allah, bağışlayandır esirgeyendir (2192)

Daha Sonra insanların (topluca) akın ettiği yerden siz de akın edin ve Allah´tan bağışlanma dileyin Kuşkusuz Allah bağışlayandır, esirgeyendir (2199)

Kuşkusuz iman edenler, hicret edenler ve Allah yolunda cihad edenler; işte onlar, Allah´ın rahmetini umabilirler Allah bağışlayandır, esirgeyendir (2218)

Allah sizi, yeminlerinizdeki ´rastgele söylemelerinizden, anlamsız, amaçsız sözler´den nedeniyle sorumlu tutmaz; ama kalplerinizin kazandıklarından nedeniyle sorumluluk sahibi tutar Allah bağışlayandır, yumuşak davranandır (2225)

Kadınlarından uzaklaşmaya ant edenler için dört ay bekleme süresi vardır Eğer (bu zaman içinde eşlerine) dönerlerse, şüphesiz Allah, bağışlayandır, esirgeyendir (2226)

(İddeti bekleyen) Kadınları nikahlamak istediğinizi (onlara) sezdirmenizde ya da böyle bir isteği gönlünüzde saklamanızda sizin için bir sakınca yoktur Sahiden Allah, sizin onları (kalbinizden geçirip) anacağınızı bilir Sakın aşina (yasal) sözler dıştan onlarla çaktırmadan vaadleşmeyin; umma süresi tamamlanıncaya kadar nikah bağını bağlamaya belirli karar vermeyin Ve bilin ancak, elbette Allah kalbinizden geçeni bilmektedir Artık ondan kaçının Ve bilin fakat, şüphesiz Allah bağışlayandır, (kullara) yumuşak davranandır (2235)

Güzel bir söz ve affetme, peşinden eziyet gelen bir sadakadan daha hayırlıdır Allah hiçbir şeye ihtiyacı olmayandır, yumuşak davranandır (2263)

Iblis, sizi fakirlikle korkutuyor ve size çirkin hayasızlığı emrediyor Allah ise, size kendisinden affetme ve bol ihsan (fazl) vadediyor Allah (rahmetiyle) geniş olandır, bilendir (2268)

Sadakaları açıkta verirseniz ne iyi; lakin gizleyip fakirlere verirseniz bu, sizin için daha hayırlıdır O, günahlarınızdan bir kısmını bağışlar Allah, yaptıklarınızdan haberi olandır (2271)

Göklerde ve yerde ne varsa Allah´ındır İçinizdekini açığa vursanız da, gizleseniz de, Allah sizi onunla sorguya çeker Daha Sonra dilediğini bağışlar, dilediğini azablandırır Allah, herşeye zorlama yetirendir (2284)

Elçi, kendisine Rabbinden indirilene iman etti, mü´minler de Tümü, Allah´a, meleklerine, Kitaplarına ve elçilerine inandı O´nun elçileri arasında hiçbirini (diğerinden) ayırdetmeyiz İşittik ve itaat ettik Rabbimiz bağışlamanı (dileriz) Varış ancak Sana´dırdediler (2285)

Allah, hiç kimseye baskı yetireceğinden başkasını yüklemez (Kişinin nefsinin) Kazandığı lehine, kazandırdıkları aleyhinedir Rabbimiz, unuttuklarımızdan veya yanıldıklarımızdan dolayı bizi sorumlu tutma Rabbimiz, bize, bizden öncekilere yüklediğin gibi ağır tartma doldurma Rabbimiz, kendisine zor yetiremeyeceğimiz şeyi bize taşıtma Bizi affet Bizi bağışla Bizi esirge, Sen bizim mevlamızsın Kâfirler topluluğuna aleyhinde bize yardım et(2286)

Onlar: Rabbimiz kuşkusuz biz iman ettik, artık bizim günahlarımızı bağışla ve bizi ateşin azabından korudiyenler; (316)

Sabredenler, doğru olanlar, gönülden boyun eğenler, infak edenler ve ´seher vakitlerinde´ bağışlanma dileyenlerdir (317)

De ama: Eğer siz Allah´ı seviyorsanız bana uyun; Allah da sizi sevsin ve günahlarınızı bağışlasın Allah bağışlayandır, esirgeyendir(331)

Fakat bundan sonra tevbe edenler, ´salih olarak davrananlar´ diğer Çünkü Allah, gerçekten bağışlayandır, esirgeyendir (389)

Göklerde ve yerde olanların hepsi Allah´ındır Kimi dilerse bağışlar, kimi dilerse azablandırır Allah bağışlayandır, esirgeyendir (3129)

Onlar, bollukta da, darlıkta da infak edenler, öfkelerini yenenler ve halk (daki hakların)dan affetme ile (vaz) geçenlerdir Allah, iyilik yapanları sever (3134)

Ve ´çirkin bir hayasızlık´ işledikleri ya da nefislerine zulmettikleri süre, Allah´ı hatırlayıp anında günahlarından nedeniyle bağışlanma isteyenlerdir Allah´tan başka günahları bağışlayan kimdir dahası onlar yaptıkları (kötü şeylerde) bile bile ısrar etmeyenlerdir (3135)

İşte bunların karşılığı, Rablerinden bağışlanma ve içinde baki kalacakları, altından ırmaklar akan cennetlerdir (Böyle) Yapıpedenlere ne güzel bir karşılık (ecir var) (3136)

Onların söyledikleri: Rabbimiz, günahlarımızı ve işimizdeki aşırılıklarımızı bağışla, ayaklarımızı (bastıkları yerde) sağlamlaştır ve bize kafirler topluluğuna karşı takviye etdemelerinden diğer bir şey değildi (3147)

Andolsun, Allah size verdiği sözünde vefalı kaldı; siz O´nun izniyle onları kırıpgeçiriyordunuz Pek fakat sevdiğiniz (zafer)i size gösterdikten sonra, siz yılgınlık gösterdiniz, isyan ettiniz ve dikte hakkında çekiştiniz Sizden kiminiz dünyayı, kiminiz ahireti istiyordu Sonra (Allah) sınamak için sizi ondan çevirdi Ama (gerçi) sizi bağışladı Allah mü´minlere karşısında fazl (ve ihsan) sahibi olandır (3152)

İki topluluğun karşısında karşıya geldikleri gün, sizden geri dönenleri, kazandıkları bir takım şeyler dolayısıyla iblis onların ayağını kaydırmak istemişti Ama andolsun ama, Allah onları affetti Şüphesiz Allah, bağışlayandır, yumuşak olandır (3155)

Andolsun, eğer Allah yolunda öldürülür ya da ölürseniz, Allah´tan olan bir bağışlanma ve rahmet, onların tüm toplamakta olduklarından daha hayırlıdır (3157)

Allah´tan bir rahmet dolayısıyla, onlara yumuşak davrandın Eğer barbar, duygusuz olsaydın onlar çevrenden dağılır giderlerdi Öyleyse onları bağışla, onlar için bağışlanma dile ve iş konusunda onlarla müşavere et Eğer azmedersen bundan böyle Allah´a tevekkül et Şüphesiz Allah, tevekkül edenleri sever (3159)

Rabbimiz, biz: Rabbinize iman edindiye imana çağrıda yer alan bir çağırıcıyı işittik, anında iman ettik Rabbimiz, bizim günahlarımızı bağışla, kötülüklerimizi ört ve bizi de iyilik yapanlarla birlikte öldür(3193)

Sizlere anneleriniz, kızlarınız, kız kardeşleriniz, halalarınız, teyzeleriniz, erkek kardeşlerin kızları, kız kardeşlerin kızları, sizi emziren (süt) anneleriniz, süt kız kardeşleriniz, kadınlarınızın anneleri ve kendileriyle (gerdeğe) girdiğiniz kadınlarınızdan olup koruyuculuğunuz altında yer alan üvey kızlarınız onlarla gerdeğe girmemişseniz, size bir sakınca yoktur, sizin sülbünüzden olan oğullarınızın eşleri ve iki kız kardeşi bir araya getirdiğiniz (izaç) haram kılındı Ama (cahiliyede) geçen geçmiştir Kuşkusuz, Allah, bağışlayandır, esirgeyendir (423)

İçinizden hür mü´min kadınları nikahlamaya kuvvet yetiremeyenler, o süre sağ ellerinizin malik olduğu inanmış cariyelerinizden (alsın) Allah sizin imanınızı en iyi bilendir Öyleyse onları, fuhuşta bulunmayan, iffetli ve çaktırmadan dostlar edinmemişler olarak velilerinin izniyle nikahlayın Onlara ücretlerini (mehirlerini) maruf (güzel ve örfe yerinde) bir şekilde verin Evlendikten sonra, fuhuş yapacak olurlarsa, serbest kadınlar üzerindeki cezanın yarısı(nı uygulayın) Bu, sizden günaha sapmaktan endişe edip korkanlar içindir Sabrederseniz sizin için daha hayırlıdır Allah, bağışlayandır, esirgeyendir (425)

Ey iman edenler, sarhoş iken, ne dediğinizi bilinceye ve cünüp iken de yolculukta olmanız hariç gusül edinceye dek namaza yaklaşmayın Eğer hasta veya yolculukta iseniz veya biriniz etap yolundan (hacet yerinden) gelmişseniz yahud kadınlara dokunmuş da su bulamamışsanız, bu durumda, temiz bir toprakla teyemmüm edin, (hafifçe) yüzlerinize ve ellerinize sürün Kuşkusuz, Allah, bağışlayandır, esirgeyendir (443)

Aslında, Allah, kendisine şirk koşulmasını bağışlamaz başkaca kalanı ise, dilediğini bağışlar Kim Allah´a şirk koşarsa, açıkçası büyük bir günahla kötüleme etmiş olur (448)

Biz elçilerden hiç kimseyi oysa Allah´ın izniyle kendisine itaat edilmesinden diğer bir şeyle göndermedik Onlar kendi nefislerine zulmettiklerinde belki sana gelip Allah´tan bağışlama dileselerdi ve elçi de onlar için af dileseydi, muhakkak Allah´ı tevbeleri kabul eden, esirgeyen olarak bulurlardı (464)

(Onlara) Kendinden dereceler, bağışlanma ve rahmet (vermiştir) Allah, bağışlayandır, esirgeyendir (496)

Umulur fakat Allah bunları affeder Allah affedicidir, bağışlayıcıdır (499)

Allah yolunda hicret eden, yeryüzünde barınacak fazla yer de bulur, genişlik (ve bolluk) da Allah´a ve Resûlü´ne hicret etmek üzere evinden meydana çıkan, sonradan kendisine vefat gelen kişinin ecri şüphesiz Allah´a düşmüştür Allah, bağışlayıcıdır, esirgeyicidir (4100)

Ve Allah´tan bağışlanma dile Aslında Allah, bağışlayandır, esirgeyendir (4106)

Kim kötülük işler ya da nefsine zulmedip daha sonra Allah´tan bağışlanma dilerse Allah´ı bağışlayıcı ve acınacak şey edici olarak bulur (4110)

Hiç kuşkusuz, Allah, kendisine şirk koşanları bağışlamaz başkaca kalanlar ise, (onlardan) dilediğini bağışlar Kim Allah´a şirk koşarsa elbette o uzaktan bir sapıklıkla sapmıştır (4116)

Kadınlar arasında adaleti sağlamaya ne değin özen gösterseniz de güç yetiremezsiniz Öyleyse, büsbütün (birine) akım (sevgi ve ilgi) gösterip de öbürünü askıdaymış gibi bırakmayın Eğer arayı düzeltir ve sakınırsanız, kuşkusuz, Allah, bağışlayandır, esirgeyendir (4129)

Reel şu, iman edip sonra inkâra sapanlar, daha sonra yeniden iman edip sonra inkâra sapanlar sonradan da inkârları artanlar Allah onları bağışlayacak değildir, onları dürüst yola da iletecek değildir (4137)

Bir hayrı açıklar veya gizli tutarsanız veya bir kötülüğü bağışlarsanız, şüphesiz Allah, affedicidir, kuvvet yetirendir (4149)

Allah´a ve Resûlü´ne inananlar ve onlardan hiçbiri arasında fark yapmayanlar, işte onlara ecirleri verilecektir Allah, bağışlayandır, esirgeyendir (4152)

Gerçek şu ki, inkâr edenler ve zulmedenler, Allah onları bağışlayacak değildir, onları bir yola da iletecek değildir (4168)

Ölü eti, kan, domuz eti, Allah´tan başkası namına kesilen, boğulmuş, vurulmuş, yüksek bir yerden düşmüş, boynuzlanmış yırtıcı hayvan kadar yenmiş, (henüz canlıyken yetişip) kestikleriniz hariç, dikili taşlar üzerine boğazlanan (hayvanlar) ve fal oklarıyla kısmet aramanız size haram kılındı Bunlar fısktır (günahla yoldan sapmadır) Bugün inkâra sapanlar, sizin dininizden (dininizi yıkmaktan) umut kesmişlerdir Bugün size dininizi kemale erdirdim, üzerinizdeki nimetimi tamamladım ve size din olarak İslam´ı seçipbeğendim Kim ´şiddetli bir açlıkta mecburi bir ihtiyaçla aleyhinde karşıya kalırsa´ günaha cereyan göstermeksizin (bu haram saydıklarımızdan yetecek dek yiyebilir) Çünkü Allah bağışlayandır, esirgeyendir (53)

Allah, iman edenlere ve salih amellerde bulunanlara va´detmiştir, onlar için bir bağışlanma ve büyük bir ecir vardır (59)

Yahudi ve Hıristiyanlar: Biz Allah´ın çocuklarıyız ve sevdikleriyizdedi De oysa: Peki, ne diye sizi günahlarınızdan nedeniyle azablandırıyor Hayır, siz O´nun yarattığından birer beşersiniz O, dilediğini bağışlar, dilediğini azaplandırır Göklerin, yerin ve bunların arasındakilerin tümünün mülkü Allah´ındır Son varış O´nadır(518)

Ancak, sizin onlara zor yetirmenizden önce tevbe edenler başka Bilin ki, kuşkusuz Allah bağışlayandır, esirgeyendir (534)

Fakat kim işlediği zulümden sonra tevbe eder ve (davranışlarını) düzeltirse, şüphesiz Allah onun tevbesini kabul eder Belli Allah, bağışlayandır, esirgeyendir (539)

Göklerin ve yerin mülkünün Allah´a ait olduğunu bilmiyor musun O, kimi dilerse azablandırır, kimi dilerse bağışlar Allah, herşeye kuvvet yetirendir (540)

Yine De Allah´a tevbe edip bağışlanma istemeyecekler mi Fakat Allah bağışlayandır, esirgeyendir (574)

Ey iman edenler, siz ihramlıyken avı öldürmeyin Sizden kim onu kasten (taammüden) öldürürse, cezası, hayvandan öldürdüğünün bir benzeridir Buna da, Kabe´ye ulaşmış bir kurbanlık olarak içinizden adalet sahibi iki birey hükmedecektir Veya yoksulları doyurmak ya da onun dengi oruç tutmak olan bir keffaret vardır Böylelikle işlediğinin vebalini tadmış olsun Allah geçmişte olanı bağışladı Ama kim tekrarlarsa, Allah ondan öc alacaktır Allah üstün ve dinç olandır, öc sahibidir (595)

Bilin ki, Allah aslında cezası pek şiddetli olandır Ve Allah bağışlayandır, esirgeyendir (598)

Ey iman edenler, size açıklandığında sizi üzecek şeyleri sormayın; Kur´lahza indirildiği vakit sorarsanız, size açıklanır Allah onu affetti Allah bağışlayandır, (kullara) yumuşak olandır (5101)

Eğer onları azablandırırsan, kuşkusuz onlar Senin kullarındır, eğer onları bağışlarsan, şüphesiz aziz olan, egemen olan Sen´sin Sen(5118)

Bizim ayetlerimize iman edenler sana geldiklerinde, onlara de ki: Selam olsun size Rabbiniz rahmeti kendi üstüne yazdı ama, içinizden kim bir cehalet sonucu bir musibet işler daha sonra tevbe eder ve (kendini) ıslah ederse kuşkusuz, O, bağışlayandır, esirgeyendir(654)

De ancak: Bana vahyolunanlar içinde, yiyen bir kimsenin yiyeceği (şeyler) için, ölü eti, dökülen kan, domuz eti oysa bu sahiden murdardır ya da Allah´tan başkası namına indirilmiş bir fısk haricen, haram kılınmış bir şey bulmuyorum Kim gerekli bir ihtiyaçla karşısında karşıya kalırsa, saldırmamak ve haddi aşmamak şartıyla (bu sayılanlardan ölmeyecek kadar yiyebilir) Kuşkusuz senin Rabbin bağışlayandır, esirgeyendir (6145)

O sizi yeryüzünün halifeleri kıldı ve size verdikleriyle sizi sınamak için kiminizi kiminize tarafından derecelerle yükseltti Şüphesiz senin Rabbin, sonuçlandırması böylece tez olandır ve kuşkusuz O, bağışlayandır, esirgeyendir (6165)

Dediler ki: Rabbimiz, biz nefislerimize zulmettik, eğer bizi bağışlamazsan ve esirgemezsen, aslında hüsrana uğrayanlardan olacağız(723)

Ne vakit ancak (yaptıklarından nedeniyle pişmanlık duyup, başları) elleri arasına düşürüldü ve kendilerinin gerçekte şaşırıpsaptıklarını görür görmez: Eğer Rabbimiz bize acıma etmez ve bizi bağışlamazsa kesinkes hüsrana uğrayanlardan olacağızdediler (7149)

(Musa yalvarıp) Dedi fakat: Rabbim, beni ve kardeşimi bağışla, bizi rahmetine kat Sen merhamet edenlerin en yufka yürekli olanısın(7151)

Musibet işleyip bunun ardındaki tevbe edenler ve iman edenler; hiç kuşkusuz Rabbin, bundan (tevbeden) sonradan kuşkusuz bağışlayandır, esirgeyendir (7153)

Musa, belirlediğimiz buluşma zamanı için kavminden yetmiş adam seçipayırdı Bunları da ´dayanılmaz bir sarsıntı´ tutuverince, dedi ama: Rabbim, eğer dileseydin, onları ve beni daha önceden helak ederdin (Şimdi) İçimizdeki beyinsizlerin yaptıklarından dolayı bizi helak edecek misin O da Senin denemenden başkası değildir Onunla sen dilediğini saptırır, dilediğini hidayete erdirirsin Bizim velimiz Sensin Öyleyse bizi bağışla, bizi esirge; Sen bağışlayanların en hayırlısısın(7155)

Onlara: Bu şehirde oturun, ondan istediğiniz yerden yeyin, ´dileğimiz bağışlanmadır´ deyin ve kapısından secde ederek girin, (biz de) hatalarınızı bağışlayalım İyilik yapanların (armağanlarını) arttıracağızdenildiğinde: (7161)

İşte o süre Rabbin, onlara en kötü azabı yapacak kimse(leri) kıyamet gününe kadar üzerlerine mutlaka göndereceğini bildirdi Şüphesiz, Rabbin (cinayet ile) sonuçlandırması o kadar ivedi olandır ve aslında O, bağışlayandır, esirgeyendir (7167)

Onların ardından yerlerine kitaba varis olan birtakım ´fena kimseler´ geçti (Bunlar) Şu değersiz olan (dünya)ın geçiciyararını alıyor ve: Yakında bağışlanacağızdiyorlar Bunun sanki bir fayda gelince onu da alıyorlar Kendilerinden Allah´a aleyhinde hakkı söylemekten başka bir şeyi söylemeyeceklerine ilişkin Kitap sözü alınmamış mıydı Ancak içinde olanı okudular (Allah´tan) Korkanlar için öbür dünya yurdu daha hayırlıdır Hâlâ fikir erdirmeyecek misiniz (7169)

İşte hakiki mü´minler bunlardır Rableri katında onlar için dereceler, bağışlanma ve üstün bir rızık vardır (84)

Ey iman edenler, Allah´tan korkupsakınırsanız, size doğruyu yanlıştan ayıran bir nur ve anlayış (furkan) verir, kötülüklerinizi örter ve sizi bağışlar Allah büyük fazl sahibidir (829)

Fakat sen içlerinde bulunduğun sürece, Allah onları azablandıracak değildir Ve onlar, bağışlanma dilemektelerken de, Allah onları azablandıracak değildir (833)

O inkâr edenlere de ki: Eğer vazgeçerlerse geçmişte (yaptıkları) şeyler bağışlanacaktır Ama yine dönecek olurlarsa, önceki (toplumlara uygulanan) sünnet, kesin (onların başından da) geçmiş olacaktır (838)

Artık ganimet olarak elde ettiklerinizden helal ve pak olarak yiyin ve Allah´tan korkupsakının Şüphesiz Allah bağışlayandır, esirgeyendir(869)

Ey Peygamber, ellerinizdeki esirlere de ama: Eğer Allah, sizin kalblerinizde bir hayır olduğunu bilirse (görürse) size sizden alınandan daha hayırlısını verir ve sizi bağışlar Allah bağışlayandır, esirgeyendir(870)

İman edenler, hicret edenler ve Allah yolunda cihad edenler ile (hicret edenleri) barındıranlar ve destek edenler, işte reel mü´min olanlar bunlardır Onlar için bir bağışlanma ve üstün bir rızık vardır (874)

Haram aylar (zaman ünlü dört ay) sıyrılıpbitince (çıkınca) müşrikleri bulduğunuz yerde öldürün, onları tutuklayın, kuşatın ve onların tüm geçit yerlerini kesiptutun Eğer tevbe edip namaz kılarlarsa ve zekatı verirlerse yollarını açıverin Sahiden Allah, bağışlayandır, esirgeyendir (95)

Bunun ardından Allah, dilediği kimseden tevbesini kabul eder Allah, bağışlayandır, esirgeyendir (927)

Özür belirtmeyiniz Siz, imanınızdan sonradan inkâra saptınız Sizden bir topluluğu bağışlasak da, bir topluluğunuzu gerçekten suçlugünahkar olmaları sebebiyle azablandıracağız (966)

Sen, onlar için ister bağışlanma dile, istersen dileme Onlar için yetmiş kez bağışlanma dilesen de, Allah onları şüphesiz bağışlamaz Bu, doğrusu onların Allah´a ve elçisine (karşısında) nankörlük etmeleri dolayısıyladır Allah fasıklar topluluğuna hidayet vermez (980)

Allah´a ve elçisine aleyhinde ´dürüst yan kalıp hayra çağıranlar´ oldukları sürece, cılızzayıflara, hastalara ve infak etmek için bir şey bulamayanlara bir sorumluluk (günah) yoktur İyilik edenlerin karşı de bir yol yoktur Allah, bağışlayandır, esirgeyendir (991)

Bedevilerden öyleleri de vardır ancak, onlar Allah´a ve ahiret gününe iman eder ve infak ettiğini Allah katında bir yakınlaşmaya ve elçinin dua ve bağışlama dileklerine (bir yol) sayar Haberiniz olsun, bu sahiden onlar için bir yakınlaşmadır Allah da onları kendi rahmetine sokacaktır Şüphesiz Allah, bağışlayandır, esirgeyendir (999)

Diğerleri günahlarını itiraf ettiler, onlar salih bir ameli bir başka kötüyle karıştırmışlardır Umulur ki Allah tevbelerini kabul eder Hiç kuşkusuz Allah, bağışlayandır, esirgeyendir (9102) *
 
Üst Alt