Son Konu

Namaz İle İlgili Kısa Hikayeler

bilgiliadam

Yeni Üye
Katılım
16 Ağu 2017
Mesajlar
1,516,397
Tepkime
31
Puanları
48
Credits
-6
Geri Bildirim : 0 / 0 / 0
Namaz İle İlgili Hikayeler




Namaz Hikayeleri




Turkan Hanım dindar bir ailede buyumuştu Annesi her fırsatta ona ve kardeşlerine namaz kılmalarını soyler, hatta kızarak onları uyarırdı Turkan Hanım namazın kılınması gerektiğine inanır, ama yine de kılmazdı, cunku kılmak nefsine zor geliyordu Bazen başlar, sonra terk ederdi


Evlendi ve cocukları oldu Annesi her geldiğinde aynı şekilde namaz kılmaları icin ikaz etmeyi surduruyor, o da ısrarla kılmamaya devam ediyordu Cok istemesine rağmen bir turlu nefsine galip gelemiyordu Bir gun arkadaşları ona oturmaya geldi İclerinden biri annesini de yanında getirmişti Teyze cok mubarekti Oyle tatlı konuşuyordu ki, onu dinleyen saatler gecse usanmazdı Teyze bir ara namaz konusuna değindi O anlatırken, Turkan Hanım annesini hatırlamış ve annesinin eski gunlerdeki namaz ikazlarını duşunuyordu Misafirler de teyzeyi zevkle dinliyordu

Turkan Hanımın kucuk oğlu Zekeriya, dort yaşındaydı Oynadığı oyunu bırakmış, teyzenin koltuğu dibinde iki elini yumruk yapıp yuzune dayamış bir şekilde, kıpırdamadan dinliyordu Annesi ikram icin mutfakla salon arasında koşturup dururken mevzu değişmişti O da onların yanına oturup sohbetin guzelliğine kapılarak cayını yudumlamaya başladı


“Anne, senin yerine ben namaza başlayacağım

Tam bu sırada mutfaktan bir gurultu geldi Arkasından da oğlunun cığlığı duyuldu Telaşla mutfağa koştu Turkan Hanım Misafirler de korkuyla peşinden gittiler Oğlu bir sandalye koyarak lavaboya cıkmıştı Bir ayağı lavabonun icinde, diğeri ise dışarıdaydı Sandalye devrilmiş yerde dururken, oğlu da lavabonun kenarında korkmuş bir şekilde asılı duruyordu Koşup kucağına aldı Su iceceğini zannederek:

“İsteseydin ben verirdim yavrum, ya duşup bir yerine zarar verseydin diye cıkıştı

Turkan Hanım oğlunun verdiği cevabı, uzun yıllar gecmesine rağmen hala unutamaz; cunku şoyle demişti cocuğu:

“Anne, ben abdest alacaktım Teyze dedi ya, namaz kılmayanlara Allah ceza verecekmiş diye Ben de, sen ceza almayasın diye senin yerine namaza başlayacaktım

O an Turkan Hanım, tepeden tırnağa titrediğini hissetti Allah, yıllarca namaz kılmayan Turkan Hanıma oğlunun davranışıyla muthiş bir ders vermişti Yavrusuna sarılıp dakikalarca ağladı

Bu hikaye bircok bakımdan ders verici Aslında cocuklar buyuklere değil, anne babalar evlatlarına namazı oğretmeli Cunku, Peygamber Efendimiz (sav) cocuklarımıza yedi yaşına geldiklerinde namaz kıldırmamızı ve on yaşına geldiklerinde ise ciddi bir şekilde uzerinde durmamızı emreder

Cocuklarımıza kucuk yaşlarda gerek camilere goturerek, gerek ise evde cemaat yaparak namazı sevdirmeli ve onlara ornek olmalıyız Namaz cocuklara tatlı bir uslUpla, sevdirilerek anlatıldığı takdirde cocukların namaza karşı ilgi ve sevgileri kacınılmaz olur

******

ADAM, bineceği otobusun kalkmasına bir saatten fazla sure olduğu icin, terminalin yarı aydınlık koridorlarını arşınlıyordu Ellerini yıkamak uzere biraz ilerideki mescide yanaştığında, iş tulumları giymiş bir genc ona doğru gelerek:
— Herhalde namaz kılacaksınız, dedi Abdest alma yerimiz de mevcuttur


Adam, elindeki sigaranın kulunu delikanlının ayakları dibine silkelerken:

— Sen herhalde gorevlisin, diye diklendi Ne iş yaparsın burda?

Delikanlı, koşedeki supurgeye işaret ederek:

— Temizlikciyim efendim, diye kekeledi Lavabo ve tuvaleti temizliyorum

Adam, onu alaycı gozlerle suzerken:

— Ben, namazı senin gibi culsuzlara bıraktım, diye sırıttı Bu iş size oyle yakışıyor ki

Temizlikci genc, adamın hakaretine aldırmayacak kadar olgundu Fakat namaza karşı yapılan saygısızlık, canını cok sıkmıştı Vereceği cevabı bir sure duşundukten sonra, susmayı tercih ederek işine dondu

Adam, mağrur adımlarla oradan uzaklaşırken, başının donduğunu hissetti Sırtından cıkartarak koluna aldığı kaşe paltonun ağırlığını da ilk defa farkediyordu Biraz once yediği iki porsiyon kebap, herhalde tansiyonunu yukseltmiş ve kendisini halsiz bırakmıştı Birkac adım daha attığında aniden fenalaşarak dizleri uzerine coktu Allahtan ki kolundaki palto ondan once yere serilmiş ve yeni aldığı takım elbisenin kirlenmesini engellemişti Adam, comelmiş vaziyette olmasına rağmen fırıldak gibi donen başını yere dayayarak bir muddet dinlendi ve tekrar doğrulduğunda, aynı rahatsızlığı duyarak hareketini tekrarladı Fakat, başkaları tarafından gorulmuş olmaktan endişe ediyordu Bunun icin başını yerden kaldırıp sağa sola bakındığında, terminalin caycısı olduğu anlaşılan bir gencle burun buruna geldiDelikanlı, adamı saygılı bir ifadeyle selamlarken:

— Allah kabul etsin bey amca, dedi Ama kıble biraz daha sağa doğruydu

*******

Kıyamet kopmuştu Olağan ustu bir kalabalık vardı Her yer insanlarla doluydu

Kimi şaşırıp kalmış, hareketsiz bir şekilde etrafına bakınıyor; kimi sağa sola koşturuyor; kimisi de diz cokmuş, başı ellerinin arasında bekliyordu Yureği yerinden fırlayacak gibiydi Soğuk soğuk terler dokuyordu Dunyadayken kıyamet, sorgusual ve mizan hakkında cok şey duymuştu Ama mahşer meydanındaki urperti, korku ve bekleyişin bu denli dehşet vereceğini hic duşunmemişti Herkes sırasını bekliyor ve sırası gelen hesabını vermek uzere cağırılıyordu Bu arada onun ismini de okudular Hayretle bir sağa, bir sola baktı Beni mi cağırdınız? dedi dudakları titreyerek
Kalabalık birden yarılmış, bir yol acılmıştı onunde iki kişi kollarına girdi Bunların mahşer meydanının gorevlileri oldukları belliydi Kalabalığın arasından şaşkın bakışlarla yurudu Merkezi bir yere gelmişlerdi Gorevliler yanından uzaklaştılar Başı onundeydi Butun hayatı, gozlerinin onunden geciyordu şukurler olsun dedi, kendi kendine ve devam etti:
Gozlerimi dunyaya actığım evde, hep dinini en guzel şekilde yaşamaya calışan insanları gordum Babam ibadetlerine azami dikkat ediyor, arkadaşlarıyla dini sohbetleri kacırmıyor, malını islam yolunda harcıyordu Annem de onun gibiydi Ben de hep onlar gibi oldum insanlara hizmete calıştım Onlara Allahı anlattım Namazımı kıldım Orucumu tuttum Farz olan ne varsa yerine getirdim Haramlardan kacındım

Yanaklarından gozyaşı suzulurken, Rabbimi seviyorum, en azından sevdiğimi zannediyorum diyordu Ama bir taraftan da Onun icin ne yapsam az, cenneti kazanmama yetmez Tek sığınağım Allahın bağışlaması ve rahmeti diye duşunmeden edemiyordu

Hesap surdukce surdu Boncuk boncuk ter dokuyordu Sırılsıklam olmuştu, muthiş bir şekilde titriyordu Gozleri terazinin ibresine takılmış, neticeyi bekliyordu Sonunda hukum verilecekti Oradan cıkarıldı Eski yerine getirildi Biraz sonra gorevli melekler, mahşer meydanındaki kalabalığa donduler once ismi okundu Artık ayakları tutmaz olmuştu Neredeyse yığılıp kalacaktı Heyecandan gozlerini kapamış, okunacak hukme kula kesilmişti
Mahşeri kalabalıktan bir uğultu yukseldi Kulakları yanlış mı duyuyordu? ismi cehennemlikler listesinde gecmişti Dizlerinin ustune yığıldı şaşkınlıktan dona kalmıştı Olamaaaazzzz! diye bağırdı Sağa sola koşturdu Ben nasıl cehennemlik olurum? Hayatım boyunca Allah yolunda hizmet eden insanlarla birlikte oldum Onlarla beraber koşturdum Hep rabbimi anlattım diyordu

Gozleri sağanak olmuş, titrek vucudunu ıslatıyordu Gorevliler, kollarından tuttular ve kalabalığı yararak onu alevleri goklere yukselen cehenneme doğru goturmeye başladılar

cırpınıyordu Bir kurtuluş yok muydu? Bir yardım eden cıkmayacakmıydı? Dudaklarından kelimeler kırık dokuk, yalvarmayla karışık dokuldu Oruclarım Okuduğum Kuranlar Namazım Hicbiri beni kurtarmayacak mı? diyordu Bağıra bağıra yalvarıyordu Alevlere cok yaklaşmışlardı Başını geriye cevirdi Son cırpınışlarıydı
Resulullah, Birinizin kapısının onunden bir nehir aksa ve o, bu nehirde her gun beş kere yıkansa, acaba uzerinde hic kir kalır mı? işte bu, beş vakit namazın misalidir Allah onlar sayesinde butun hataları siler buuyurmamışmıydı? Bir kere daha Namazlarım da mı beni kurtarmayacak? diye duşundu ve Namazlarım diye hıckırdı
Gorevliler hic durmadılar Yurumeye devam ettiler ve sonunda onu dipsiz cehennem cukurunun başına getirdiler Alevlerin harareti yuzunu yakmıştı Son bir defa donup geriye baktı Artık gozleri de kurumuş, umitleri sonmuştu Başını one eğdi iki buklum olmuştu

Kollarını sıkan parmaklar cozuldu Gorevlilerden biri onu itiverdi Vucudunu birden bire boşlukta buldu Alevlere doğru duşuyordu Tam bir kac metre duşmuştu ki bir el onu kolundan yakalayıverdi Başını kaldırıp yukarıya baktı Onu duşmekten kurtaran uzun ve beyaz sakallı bir ihtiyardı Kendisini yukarıya cekti ustundeki, başındaki tozu silkeleyerek ihtiyarın yuzune baktı:

Siz kimsiniz?
Ben senin namazlarınım
Neden bu kadar gec kaldınız? Son anda yetiştiniz Neredeyse duşuyordum
ihtiyar acı acı gulumseyerek başını salladı:
Sen beni hep son anda yetiştirirdin, hatırladın mı?
Gozlerini actığında yatağındaydı Kan ter icinde kalmıştı Bir ic cekti ve Elhamdulillah cok şukur ki ruyaymış dedi Sonra dışarıdan gelen sese kulak kabarttı Yatsı ezanı okunuyordu Bir ok gibi yerinden fırladı Abdest aldı ve hemen namazını kıldı
 
Üst Alt