Son Konu

Gonartroz / Diz Kireçlenmesi

makaleci

Yeni Üye
Katılım
14 Ocak 2020
Mesajlar
351,088
Tepkime
0
Puanları
36
Yaş
35
Credits
0
Geri Bildirim : 0 / 0 / 0


Diz Ağrısı

Diz ağrısı çok sık karşılaşılan yakınmalardan biridir. Diz ağrılarının kaynağı eklem içi dokular ya da eklem çevresindeki kas, kiriş, bağ ve keseler olabilir. Akut diz ağrısı genellikle travma kökenlidir ama kronik diz ağrılarısı nedenleri arasında romatizmal ve osteoartroz patolojileri yatar. Ağrının nedenine bağlı olarak hasta, ağrıyı diz kapağında, diz önünde, diz arkasında hissedebilir.

Osteoartroz (diz kireçlenmesi) nedir?

Osteoartrozda diz ekleminde kıkırdak yüzey aşınır ve altta bulunan kemik tabaka açığa çıkar. Bu durumda diz ekleminde yürümede, oturma kalkmada ve merdiven inip çıkma gibi durumlarda kemik yüzeyler temas ettiğinden dizde ağrı, kilitlenme gibi durumlar oluşmaktadır. Diz ekleminin artrozuna halk arasında ‘kireçlenme’ denmektedir.  Yaş ilerlemesi ile birlikte eklemlerde hasar oranı artmaktadır. Sıklıkla 60-65 yaş üzerindeki bayanlarda görülmektedir.

Diz ekleminde artroz (kireçlenme) oluştuğunda eklem hareketleri azalmaya eklem sertleşmeye, eklem çevresinde şişlik görülmeye başlanır. Artroz ilerledikçe eklemde eğrilik oluşmaya başlar. Hastalar günlük aktivitelerinde zorluk yaşamaya başlarlar. Diz ekleminin artrozuna gonartroz denmektedir.

Gonartroz diz ekleminde eklem kıkırdağında başlayan ve zaman içerisinde eklem yapısında bulunan diğer yapıları etkileyen kıkırdak hasarı sonrası yeni kemik yapımı, eklem sertliği ve hareket kısıtlılığının olduğu kronik non-inflamatuar dejeneratif bir hastalıktır. Hastalığın patogenezi kıkırdak matriks sentezi ile yıkımı arasındaki dengenin bozulmasına bağlanır. Sinovyal sıvı analizlerinde proteolitik enzimlerin, reaktif oksijen radikallerinin ve lipid peroksidasyon ürünlerinin kıkırdak matriks yıkımında sorumlu olduğu saptanmıştır. Dejenerasyonun ilerlemesi ile sinovyal sıvıdaki hyaluronik asit oranı, molekül ağırlığı, viskoelastisitesi, şok emici ve lumbrikan özelliği azalmaktadır. Osteoartritte ağrının oluşmasında varsayılan mekanizmalardan biri, elastoviskozitenin kaybı ile eklemin kayganlığının  ve eklem dokularının korunmasının azalmasıdır .

Tedavi

Gonartrozda tedavi yöntemleri çeşitli olup hasta eğitimi, istirahat, koruyucu önlemler, ilaç tedavisi, fizik tedavi ve cerrahi tedavi yöntemleri hastalığın evrelerine göre tek başına veya bir arada kullanılabilmektedir. İleri evre dejenerasyonu olan hastalarda cerrahi tedavi tercih edilirken erken evrelerde koruyucu yöntemler tercih edilmektedir. Eklem içi enjeksiyonlar gonartrozda ağrı ve fonksiyonel durumu olumlu etkilemektedir. Eklem içi enjeksiyonlarda hyalüronik asit deriveleri ve steroid deriveleri uygulamaları ön plandadır. Hyaluronik asit (HA) visköz destek amacıyla uygulanmakta olup ağrı ve fonksiyonda belirgin iyileşme sağladığı bilinmektedir.

Sıvı Enjeksiyonu

İntraartiküler steroid enjeksiyonları ağrıyı, enflmasyonu azaltmak ve eklem hareketlerindeki sertligi azaltmak amacıyla kullanılmakta olup hastalığın progresyonu üzerinde etkisinin olmadığı bilinmektedir.  Eklemde hasarlanmayı iyileştirmediği daha çok ileri yaş hastalarda ek hastalığı olanlarda ağrıları azaltmak için kullanılabilmektedir.

Hyalüronik asit deriveleri eklem içine uygulanmaktadır. Eklem hareketlerinde rahatlama sağladığı ve orta dönemde etkili olduğu bilinmektedir. Eklem hasarının erken dönemlerinde ve genç hastalarda uygulanmaktadır.

Trombositten zengin plazma da diz içine uygulanan ve kişinin kendi kanından elde edilen bir sıvıdır. Çeşitli durumlarda tekrarlayan enjeksiyonlar yapılabilmektedir. Çeşitli yayınlarda diz içi trombositten zengin plazma uygulamalarının farklı sonuçları belirtilmiştir. 

Fizik Tedavi

Fizik tedavi diz ekleminde artrozu olan hastalarda eklem hareket açıklığını arttırmak ve diz çevresindeki kasları güçlendirerek katkı sağlamaktadır. Diz çevresinde bulunan kas grupları güçlendirildikçe eklem ağrıları azalmaktadır.

Cerrahi

Diz içi enjeksiyonlar ve fizik tedavi gibi koruyucu yöntemler eklem artrozu olan hastalarda kısmı iyileşme sağlamaktadır. Bu gibi koruyucu yöntemler  kıkırdağın iyileşmesini sağlamaktan ziyade eklem ağrılarını azaltarak hastaların günlük yaşantılarını kolaylaştırmaktadır.

Diz eklemindeki hasar ilerledikçe ve günlük aktivitelerini yerine getirmekte hastalar zorlanmaya başladıklarında ve kronik uzun dönemli ağrı kesicilerle geçmeyen diz ağrıları olan hastalarda cerrahi tedavi uygulanmaktadır.

Cerrahi tedavi diz ekleminin hasarına ve hastanın yaşına gore çeşitlikik göstermektedir. Diz ekleminin iç kısmında hasar olan genç hastalarda unikondiler diz protezi uygulanabilmektedir. Günümüzde sıklıka total diz protezi ameliyatları yapılmaktadır.

Total diz protezinde diz eklemindeki hasarlı bölgeler alınarak eklem yüzeyine metalik implantlar kemik çimentosu ile uygulanmaktadır. Total diz protezinde diz kapağının hasarına gore diz kapağının yüzeyide değiştirilmektedir. Diz protezleri çaşitli marka  ve tasarımlarda bulunmaktadır. Hastaların diz eklemi hasarı, romatizmal hastalıklar, ek hastalıklar ve yaş gibi bir çok değişkene bağlı olarak farklı diz protezi tasarımları kullanılmaktadır. Iki metalik implant arasında polietilen bir arayüz bulunmaktadır.

Diz protezleri hastaların durumuna ve aktivitelerine göre ömürleri bulunmaktadır. Diz protezi uygulanan hastalarda günlük aktivitelerinde ağrı duymaması asıl hedeftir. Operasyondan sonar erken dönemde harekete başlanır. Ameliyat sonrasında hasta tolere edebildiği anda yük vermeye başlayabilmektedir. Ilk haftalarda eklem hareketleri ve büküp-açma esnasında ağrıları olabilsede çeşitli yöntemlerle (ağrı pompası, femoral katater gibi) bu dönemdeki ağrıları azaltılmaktadır. Ilk haftalarda hareket ederken yürüteçlerle destek alınmakta operasyondan sonraki 15-20. Günlerde dikişler alınmaktadır.

Operasyondan sonra diz egzersizleri ve günlük yürüyüşler mutlaka yapılmalıdır. Bu sayede dizde oluşacak sertlikler önlenmiş olur ve diz eklem hareket açıklığı arttırılarak hastaların günlük aktivitelerinde rahat etmeleri sağlanır.


 
Üst Alt