Son Konu

En Karmaşık Durum: Bebeğimi Nasıl Besleyeceğim?

makaleci

Yeni Üye
Katılım
14 Ocak 2020
Mesajlar
351,088
Tepkime
0
Puanları
36
Yaş
35
Credits
0
Geri Bildirim : 0 / 0 / 0


Bu şaşkınlık ilk bebekler için geçerlidir. Tecrübeli bir anne için emzirme ne kadar doğal bir yöntem olsa da ilk bebeğini doğurmuş bir anne için o kadar yabancı gelebilir. Yeni anne emzirmede acemidir. Bir taraftan bu acemilik, bir taraftan yeni doğum yapmış olmaktan olan ağrılar, diğer taraftan çevredekilerin yardım amaçlı ama bazen işleri daha da karıştıran müdahaleleri ile muhteşem olacağını düşündüğünüz bebeğinizle ilk saatleriniz kabusa dönüştürebilir.  

En güzeli bunu çok önceden araştırmalı, düşünmeli ve planlamalıdır. Henüz hamile iken bebeğinizi nasıl besleyeceğinizi düşünüp emzirdiğinizi sık sık hayal ederseniz doğumdan sonra ilk emzirme anı çok da garip gelmeyecektir. Sizden veya bebekten kaynaklanan sebeplerle emziremeye de bilirsiniz. Bu dünyanın sonu değil. Mama ile de büyüyen bebekler var.  En iyisi nasıl mama yapılacağını ve verileceğini de bilmek.

Bir bebeğin en ideal beslenmesi anne sütüdür.  Neden mi? İşte…….


 

ANNE SÜTÜNÜN FAYDALARI

  • Emzirirken anne ve bebek arasında tarifi imkansız bir bağ oluşur.  Bebek ve anne birbirine bağlanır. Birbirini anlamaya başlar. Bebekte temel güven ve sevgi duygusu gelişir. Daha güçlü bir kişiliğin ilk adımları atılır.

  • Her canlının sütü kendi yavrusu için en güzel besindir (bu arada mamalar inek sütünden yapılır. İnekle de o sütü normalde kendi yavrularına yaparlar sizinkine değil….☺)

  • Sindirimi bebek için en uygun ve en kolay gıdadır. Anne sütü alan bebek bu nedenle çabuk acıkır. Sık sık emmek ister. Anneler bunu çocuğun doymaması olarak yorumlayıp mama verirler. Mama inek sütünden yapılır. İnek sütünün sindirimi zordur. Uzun sürer. Mama bebeğin midesinde lastik gibi bir kıvama gelir. Kolay kolay sindirilmez midesini terk etmez. Bu da “mama verince doyuyor, uzun süre ağlamıyor” diye yorumlanır.

  • Anne sütünün sindiriminin iyi olduğunun göstergesi bebeğin sık sık kaka yapmasıdır. Anne sütü alan bir bebek günde 8-10 kereye kadar sıvı, süt kesiği gibi altın sarısı bir kaka yapar. Mama alan bebekler genelde kabız olurlar ve sert bir kaka yaparlar.

  • Anne sütünün akışı boyunca içeriği değişir. Başlangıçta tatlı sulu açık mavi renkte bir “ön süt” gelir. Bu bebeğin hevesle memeyi emmesini sağlar. Sonra akış boyunca yağ içeriği artar. Sonuna doğru yağlı “son süt” gelir. Bu da bebekte doygunluk hissi oluşturarak memeyi bırakmasını sağlar. Bebekler bu şekilde doyduğunu bilip şişmanlamaktan korunur.

  • Anne sütünün içeriği bebeğin bütün besin ihtiyacını karşılar. Bebeğin değişen ihtiyacı ile otomatik olarak içeriği değişir. Mükemmel değil mi?. Yani bebeğiniz bebeğiniz bir aylıkken olan sütünüz ile 5 aylık olduğundaki sütünüz içerik olarak aynı değildir.

  • Anne sütünün tadı sizin yediklerinizle değişir. Dolayısı ile bebek yeni şeyler tatmaya alışık olur. Anne sütü alan bebekler daha kolay ek gıdalara geçerler.

  • Beynin % 60’ı yağdan oluşur. Anne sütünde beyin gelişimi için gerekli başka gıdalarda olmayan yağ asitleri vardır. Anne sütü alan bebek daha zeki olur.

  • Anne sütünün içinde besleyici maddelerin yanında büyüme faktörleri vardır. Bebeğin daha hızlı ve güzel büyümesini sağlar.

  • Anne sütünde hastalıklardan koruyan immmunglobilin denen maddeler vardır.  Sütünüzle hayatınız boyu geçirdiğiniz hastalıklarla olduğunuz aşılarınızla elde ettiğiniz bağışıklığı anne sütü ile bebeğinize geçirirsiniz. Anne sütü alan bebek kolay kolay hasta olmaz. Olsa da ağır geçirmez.

  • Anne sütünün önemli miktarı sudur. Anne sütü alan bebeğe su vermeye gerek yoktur. Boş yere ne kadar su versem diye düşünmeye gerek yok.

  • Anne sütü parasızdır. Ama bu bazen anne sütü için dezavantaj olabiliyor. Anne babalar çocukları için para vermenin bir fedakarlık, sonuçta iyi bir davranış olduğunu düşünüyorlar. Bu nedenle bence paha biçilemez olmasına rağmen bize parasız sunulan anne sütü yerine para vererek mama almanın daha iyi olduğunu düşünen anneler olduğunu gördüm.  Hatta en iyi mamanın en pahalısı olduğunu düşünen de çok insan var. Bir ara anne sütü bankası yapılıp para ile anne sütü satılıyordu ve bu sütler çok pahalıydı. Üstelik başkasının anne sütünü vermekte işe yaramaz. Çünkü her annenin sütü kendi bebeği içindir ve onun ihtiyaçlarına göre içeriği ayarlanır. Yani olmasa ne kadar para verirseniz verin anne sütü eşdeğerini bulamazsınız

  • Anne sütü her zaman uygun sıcaklıkta ve kullanıma hazırdır. Biberon, termos, sıcak su barındıran koca bir çanta taşımak zorunda kalmazsınız. Biberon temizlemek hayatımda bildiğim en sıkıcı işlerden. Hiç biberon kullanmadan ve yıkamadan bebeğinizi büyütebilirsiniz.

  • Anne sütü alan bebeklerin çene gelişimi daha iyi olur.

  • Anne sütü alan bebeğin ilerde kalp, şeker, tansiyon hastalığı ve kanser olma ihtimali azalır.

  • Annelerin vücuduna özellikle bel bölgesine hamilelik boyunca 3 kg yağ depolanır. Anne doğumdan sonra emzirirse bu yağlar çok kolay eriyerek anne eski haline döner. Emzirmezse alınan kilolar kalıcı olur.

  • Mamaların birçoğu içeriğinde koruyucu katkı maddeleri içerir. Bu katkı maddeleri çocuk için zararlıdır.

  • Biberonlar ve emziklerinden de mamaya vücutta hormon görevi  dişilik hormonu gören bisfenol A gibi maddeler ve bakteriler karışır..

  • Mamalardan da bakteri bulaştığı gösterilmiştir. Dünya sağlık örgütü (WHO) mamaları en az 70 derece su ile hazırlamasını öneriyor.
                                                     NASIL EMZİRİLİR?

  1. Bebeğinizi doğumdan sonra ne kadar erken emzirmeye başlarsanız sütünüz o kadar çabuk gelir. İdeali doğumdan sonraki ilk yarım saat veya bir saattir. Bebek bu sırada uyanık ve emmeye isteklidir. Sonra bir uykuya dalar. Uyanması 2-3 saatti bulur.

  2. Bebeğinizi kucağınıza alın. Emzireceğiniz meme tarafındaki elinizle bebeği kalçalarından tutun.

  3. Bebeğin göbeği göbeğinize bakacak ve dayanacak şekilde kendinize yaklaştırın. Yüz direk memeye baksın. Ben buna akılda kalması için “göz göze, göbek göbeğe emzirme” diyorum.

  4. Meme başını dudağının kenarına dokundurun. Ağzını kocaman açıp aranmaya başlayacaktır. Buna “arama refleksi” denir.

  5. Meme başının kahverengi kısmının çoğunu bebeğin ağzına verin. Bebeğin burnunun ucu memeye değsin. Merak etmeyin burnu tıkanmaz. Tıkanırsa kendiliğinden emzirmeyi bırakır zaten. Bunu emerken burnunu tutarak deneyebilirsiniz. ……….gördünüz mü? Boğulmuyormuş değil mi?

  6. Lütfen işaret parmağınızı memenizin üstüne değil altına koyun. Meme ucunu öyle iki parmağınız arasında sigara tutuyor gibi tutmayın. Üstten gelen süt kanallarını tıkayıp süt gelmesini engelliyorsunuz.  

  7. Emzirirken dik oturun,  bebeğin üstüne eğilmeyin. Bebeği kendinize çekin.  Omurganız bir manken edası ile dimdik olsun. Arkanıza yaslanın. Bacak bacak üstüne atın. Anne oldunuz. Hak ettiniz siz bunu. Böylece bel ve boyun ağrıları ve bel- boyun fıtığı gibi dertleriniz olmaz.

  8. Bebeği bir memede 5 dakikadan az, 20 dakikadan fazla tutmayın. Uyuyup kalmasına da izin vermeyin. Emzirirken konuşun, okşayın. 20 dakika dolunca memeyi bıraktırın. Bırakmıyorsa meme ile ağzının arasına serçe parmağınızı sokun. Meme ucunuzu acıtmadan bırakacaktır.

  9. Gazını çıkarınki midesindeki yer kaplayan hava çıksın. Öbür memeyi daha çok emebilsin. Gaz çıkarma işini gözünüzde büyütmeyin.  Kucağınızda biraz dik tutarsanız gazı varsa çıkar. Yoksa çıkmaz. Sırtından tost yapar gibi göğsünüze veya omzunuza bastırmanıza gerek yok.

  10. Hadi şimdi diğer memeyi en az 5 en fazla 20 dakika emzirin. Muhtemelen 20 dakika olmadan uyuyacaktır zaten. Gazını çıkarıp yerine yatırın.

  11. Her emzirmede son bıraktığınız memenizden başlayın. Neden? (sorulmasından en çok mutlu olduğum soru ☺)Çünkü tam olarak boşalan meme çok süt yapar. İlk emzirdiğinizi tamamen boşaltırsınız. İkinci meme boşalmadan bebek doyup uyuya kalacaktır. Bir dahaki emzirmede önceden son emzirdiğiniz memeden başlarsanız her iki memenin de boşalmasını garantilersiniz. Meme büyüklükleriniz eşit olur. Eğer bir memenizi seçip daha fazla emzirirseniz o memeniz büyür diğeri daha küçük kalır.

  12. Ne kadar aralıklarla emzireceksiniz?    Bu aslında bebeğinize bağlıdır. Bebeğiniz eğer zamanında ve normal kiloda doğmuş ise yeterli yağ ve su deposu ile doğmuştur. Bebekler ödemli yani şiş doğarlar. O yüzden yeni doğan bir bebeğin yüzü sandığınız gibi porselen bebeklere benzemez, genelde patates gibi yamru yumrudur. İlk günlerde yeterli emmeseler bile bu yedek su deposundan idare ederler. Sırtlarında kahverengi yağ dokusu vardır ve bu bizim sarı yağ depolarımızdan daha çok enerji verir. Bu da ilk günlerdeki enerji ihtiyaçlarını karşılar. Yani zamanında ve normal kiloda doğan bir bebek için emmezse de çok endişelenmeye gerek yoktur. Ağladıkça emzirilebilir. Ama 3 kg dan az doğmuş, erken doğmuş veya 4 kg dan fazla doğmuş, annesi şeker hastası olan bebeklerin sık beslenmesi sıkı kilo ve kan şekeri gerekebilir. Küçük olanların su ve yağ depoları yetersiz olduğu için susuz kalabilir kan şekeri düşebilir. Fazla kilolu olan veya annesi şeker hastası olan bebeklerin de kanlarında insülin fazla olacağından kan şekeri düşebilir. Sık beslemek kilo ve kan şekerini takip etmek gerekir. Önceden doğumdan sonra anne ve bebekler 5 gün hastanede takip edilirdi. Maalesef artık sezeryan ameliyatlarından sonra bile ertesi günü taburcu ediliyorlar. Gerekli takip yapılamıyor. En güzeli taburculuktan sonraki en kısa zamanda bir doktorun takibine girip sık kontrol olmasını sağlamak. Doğumdan sonraki ilk günlerde %10 kilo kaybı normalidir. Bebekler genelde önce kilo kaybedip 10. gün doğum kilolarına geri dönerler.  Eğer bebek 10. Günde normal doğum kilosuna ulaştıysa artık 2-3 saatte bir uyandırıp beslemek yerine bebeğin kendiliğinden uyanıp ağlaması beklenmelidir. Buna da “Bebek liderliğinde emzirme” diyoruz. Unutmayın “AĞLAMAYAN BEBEĞE MEME VERİLMEZ”.

 

ANNE SÜTÜ MÜ? MAMA MI?

Mamalar her ne kadar üstün teknoloji ile üretilmiş olsa da anne sütünün yerini asla tutamaz. Çünkü her canlının sütü kendi türüne özgü bileşimde yaratılmıştır.  İlk 6 ayda “sadece” anne sütü almak her bebeğin en temel hakkıdır ve bebekler bu haktan mahrum edilmemelidir. Tabi ki bebek mamaları zehir değil, onlar da gerekli. Ama “gerçekten” ihtiyaç olduğu zaman..

Bebek ile anne arasında sevgi bağı kurmanın en iyi iletişim yolu olan emzirmeden ; bebeğe ilk 6 ay gereken tüm besinleri içerisinde barındıran mucize anne sütünden kim, neden vazgeçiyor? Neden mamaya geçiliyor? İşte benim gördüğüm nedenler:

    Birçok bebeğe doğar doğmaz doğduğu hastanede biberonla mama verildiğine, anne sütü geldikçe verilen mama miktarı azaltılacağına artırılarak devam edildiğine tanık oluyorum. Emzirme başarılı olmaz ve ya yeterli gelmez ise bebek su kaybedeceğinden kandaki tuz oranı artar ve susuzluk ateşi dediğimiz ateşlenme oluşur. Bu durum uzun sürerse bebeğin beyni ve böbrekleri susuzluktan zarar görür. Böyle bir durumla karşılaşmamak ve sorumluluk almamak için baştan önlemini almak niyetiyle anne ve bebeğe fırsat tanınmadan mamaya başlanıyor. Bebek, anne ve sağlık personeli kolay olan biberon ile besleme yöntemini kullanıyor.

”Anne sütüne takviye veriyoruz”  demeyin. Anne sütü emdikçe gelir. Meme boşaldıkça süt üretimi olur. Emzirirken aynı zamanda mama takviye edilirse bebeğin midesi mama ile dolar. Midesi mama ile dolu olan bebek git gide daha az annesini emer ve daha az emdikçe süt daha az salgılanır, anne sütü gerçekten yetmemeye başlar. Sonunda tamamen mamaya dönersiniz. Anne sütü kaybedilir.

Benim sütüm yetmiyor” ve ya “sütüm yetiyor mu acaba” diye kuşku duyan anneler! Süt yapımı memede değil beyinde başlıyor. Olumlu düşünce çok etkilidir. “Sütüm yetmiyor” dediğinizde yetmeyecektir.  “Niye yetmesin, yetecek” şeklinde olumlu düşünmelisiniz. Emmek bebeğin doğumuyla birlikte getirdiği doğal bir reflekstir. Bu refleks doğru teknik ve yöntemlerle desteklenmelidir.

Doğumdan sonraki ilk 10 gün iki-üç günde bir kilo kontrolü yapılarak doğum kilosunun %10’unu aşan bir kilo kaybı yoksa sadece emzirme ile devam etmek doğru olandır. Biz doktorlar, her kilo kontrolünde emzirmeyi de muayenenin bir parçası olarak görüp anneyi bu konuda yönlendirmeli ve doğru tekniklerle desteklemeliyiz. Sadece doğru teknik ile bir bebeğin kilo artışının sağlandığını gördüm. Eğer kilo kaybının fazla olduğu ve anne sütü yeterli miktara ulaşılıncaya kadar mama ile desteklemek planlandıysa da, bu mama biberonla verilmemelidir. Çünkü meme emmekle biberon emmek farklı bir yöntemdir. Geçici bir süre de olsa bebek biberon kolaylığını keşfedince meme emmeyi bırakabilir.

Peki mamayı biberonsuz nasıl verebiliriz? Benim yıllardır kullandığım bir yöntemim var. Bebek annesini emerken iğnesini çıkardığınız ve içini mama ile doldurduğunuz şırınga ile bebeğin dudak kenarından mamayı veriyorsunuz. Bebek annesinin sütünün geldiğini düşünerek memeyi daha iştahla emiyor ve süt üretimini daha fazla uyarmaya başlıyor. Böylece biberonla tanışmamış oluyor ve memeye karşı isteği artıyor. Bu yöntemin mamanın bir kısmının dışarı akması, bebek ve annenin üzerinin kirlenebilecek olması gibi olumsuz yönleri de var tabi ki. Bu olumsuz durumun bile bir artısı var. Bir süre sonra zor gelecek ve annenin sadece emzirerek devam etmesini sağlayacaktır. Bebek de böylece sadece anne sütü ile beslenmeye deva edecektir. Daha zeki, sağlıklı, özgüvenli, anne ile bağı daha güçlü bebekler olacaklardır.

İlk başta biraz zorlanılmasına karşın, biz doktorların desteği ve emzirmenin zamanla getirdiği tecrübe sayesinde emzirmenin aslında çok kolay bir işlem olduğunu anlayacaksınız.


 

BEBEĞİNİZİ BAŞARILI BİR ŞEKİLDE EMZİRMENİZ İÇİN BAZI İPUÇLARI...

  • Öncelikle anne sütünün bebeğiniz için en ideal besin olduğuna inanmanız gerekli. Bunun için anne sütünün yararlarını okuyabilirsiniz.

  • Emzirmeyi bir zevk olarak görmek gerekir. Bu bir anne ile bebeğinin en yakın olduğu andır. Çocuğunuzun başka hiçbir döneminde bu kadar özel bir paylaşımınız olmayacak. Eğer emzirmek hoşunuza girmedi ise size bir işkence gibi ve gereksiz geliyorsa mama verebilirsiniz. İstemeden emzirmek yerine sevgi ile verilen mama daha iyi olabilir. Çünkü bebek sizin ne hissettiğinizi algılar.

  • Uygun teknik ile emzirmek gerekir. Bunun için emzirme tekniğini okuyun ve uygulayın. Böylelikle bebek daha çok ve rahat emecek. Sizin de sırt ve boyun ağrınız olmayacak.

  • Bol su için. Günde en az 2-3 litre. En iyisi içeceğiniz su miktarını bir sürahiye doldurarak bütün gün bunu bitirmek için düzenli su için.   

  • Beslenmenize dikkat edin. Bu çok yiyin, her önünüze geleni yiyin, tatlılara dalın demek değil. Normalde yediğinizin beşte biri fazla yeseniz yeter. Boşuna kilo almayın sonra verirken zorlanırsınız. Zaten hamilelik boyu bel çevrenize 3kg yağ sırf emzirme için depo edildi. Bu nedenle sırf süt olsun diye aşırı ve karbonhidratlı yemeyin. Yumurta et süt ve süt ürünleri, bakliyat gibi proteinli gıdalar taze sebze ve meyve gibi vitaminli gıdalar, tam buğday ekmeği, bulgur pilavı gibi komleks karbonhidratlar tüketmeye çalışın. Böylelikle doğumdan kalan kilolarınızı da sağlıklı bir şekilde verebilirsiniz.

  • Evde hapis kalmayın  

  • Odadaki kalabalığı azaltın. Siz ve bebeğiniz bu erken dönemlerde emzirme seanslarına konsantre olmalısınız ve mümkün olduğunca az konuk ağırlamalısınız. Maalesef bizim geleneklerimiz de bebek olduktan sonra bitmek bilmeyen hayırlı olsun ziyaretleri var. Aslında bu geleneğin altında anne ve bebeği yoklamak, ihtiyaçları varsa karşılamak, muhtemelen loğusa depresyonunda olan anneyi yalnız bırakmamak.  Gelen ziyaretçilere “hoş geldiniz” dedikten sonra müsade isteyip odanıza dinlenmeye çekilebilirsiniz. Siz loğusasınız. Dinlenmeye ihtiyacınız var, bebeğinizin de annesinin ilgisine ve sütüne. Kimsenin bunu “ayıp” olarak nitelendirmeye hakkı yok. Böyle yapmanız bayanlar günü haline gelen loğusa ziyeretlerinin kısa tutulmasını sağlayacaktır.

  • Bez değişikliği yapın. Bebeğiniz biraz sakinleştiğinde bir değişiklik yapmanın zamanı gelmiştir. Temiz bir bez beslenme saatini daha rahat bir hale getirir ve hemen sonra bez değiştirme ihtiyacını ortadan kaldırır. Ancak geceleri gerekmediği sürece bez değiştirmeyin;bu tip bir müdahale bebeğin uykusuna dönmesini güçleştirir.

  • Rahat bir pozisyon bulun. Kas ağrıları ve yaygın vücut ağrıları büyümekte olan bebeği taşıyan yeni anne babalar için bir meslek hastalığı sayılabilir. Bebeği garip bir pozisyonda beslemek problemi daha da arttırır. Bebeği memeyle ya da biberonla beslemeye başlamadan önce sırtınıza ve bebeğin altında kalan kolunuzun altına yeterli destek sağlayarak konforunuzu sağlamaya çalışın.        

  •  Bebeği rahatlatın. Bebeği çok sıkı sarmalamışsanız beslenme sırasında gevşetin. Beslenmek koşmak gibidir. Bebek terler. Emzirmeden önce üstündeki giysileri inceltin. Hırkası varsa çıkarın. Battaniye ile sarmayın. Bebeği terletmeyin  

  • Çığlık atan bebeği sakinleştirin. Bu şekilde bebek emme olayına konsantre olamaz. Yumuşak bir şarkı söylemeyi ya da biraz sallamayı deneyin. Sesiniz kötüyse bile aldırmayın!
 Emzirmeyi mekanik bir olay gibi yapmayın. Ruh da katın. Bebeğinizle temas kurun. Bebeğinize ellerinizle okşayın gözüne bakın, konuşun. Öğünlerin sadece bebeğinizin günlük besin ihtiyaçlarının değil aynı zamanda anne sevgisi ihtiyacını karşıladığını da unutmayın.
 •  Geğirme molası verin. Meme değiştirirken ya da biberon yarılandığında bebeğinize düzenli geğirme molaları verin. Bebeğiniz emmeyi vaktinden önce kesiyorsa yine geğirme molası verin. Neden mi? Gayet basit: bebeğinizin minik karnını dolduran yemek değil gaz olabilir.

       Zamanla bebeğinizin emişinde değişiklikler olabilir. Önceleri 3-4 saatte bir beslenen bebek zamanla daha sık ya da daha seyrek emmek isteyebilir. Bu sizi endişelendirmesin. Sütünüzün azaldığını ya da bittiğini düşünmeyin. Süt rezervi düzenli kullanılmakla kurumaz. Hatta bebeğiniz emdikçe göğsünüz süt üretir. Bebeğinizi memenize daha sık yönelten olay büyüme veya iştah artışıdır. İştah artışı en çok üçüncü haftada, altıncı haftada ve üçüncü ayda görülür. Bazen önceleri geceleri uyuyan bebek büyümesi hızlandığı için uyanıp emmek ister. Bu durumda, bebeğin aktif iştahı annedeki süt yapımını sürekli arttırarak ihtiyacını karşılayacaktır. Böyle durumlarda sadece rahatlayın ve bebeğinizin ihtiyacına karşılık vermeye çalışın. Bebeğin iştahını karşılamak için mama vermeye başlamayın, çünkü birden emzirmeyi kesmeniz süt miktarını azaltır ve bebekte daha kolay emeceği biberona yönelir. Eğer işe geri dönmeniz gerekiyorsa, bu bebeğinizi 8-10 saat emziremeyeceksiniz demektir. Bu süt üretiminizi azaltır. Bunu önlemenin yolu bebek yanınızda olmadığı zamanlarda en az 3 saatte bir sütünüzü sağmanızdır.


 
Üst Alt