Gelişim Özellikleri :
Yeni doğan: Yeni doğan bebeğin davranışları çok sınırlıdır. Bebek doğduğu andan itibaren yüksek bir öğrenme potansiyeline sahip olmakla birlikte, yapabildikleri, öğrendiklerine oranla azdır. Çevresine büyük ilgi duyar, anlamaya çalışır, parlak hareketli objelere, seslere ve insan yüzlerine tepki verir. Bu nedenle bebeğin yanında olmaya ve çevresini algılamasına yardımcı olunması önemlidir. Dokunma ve yerinin değiştirilmesi durumlarına karşı hassastır. Yeni doğan otomatik olarak uyaranlara bağlı tepkiler verir. Tabanlarına dokunulduğunda bebeğin otomatik olarak ayaklarını göğsüne doğru çektiği(babinski refleksi) veya avuç içine dokunulduğunda yine otomatik olarak parmaklarını sıktığı görülür. Yeni doğanın en önemli reflekslerinden biri de moro reflekstir. Moro refleks belirli bir uyaran karşısında hemen ortaya çıkan simetrik bir duruştur. Bu tepki biçiminde bebek kollarını yana doğru atar, parmaklarını gerer, sonra el ve kollarını ortada kavuşturur. Annenin bebeğin başını desteklediği elini birden hafifçe bırakmasıyla moro refleks görülür. Bu tepki 3.-4. aydan itibaren kaybolur. Yeni doğan başını kaldıramaz. Yatarken dönemez ve oturamaz. Birkaç hafta sonra bazılarını yapmaya başlar. Görme alanı içindeki parlak cisimleri fark eder. Kendisine yaklaştırılan oyuncakları nesneleri kolayca görebilir. 2 haftalık bebek yüzeydeki nesneyi görebilmek için göz hareketlerini değiştirir. Doğuştan itibaren bebeğin gözbebekleri ışığa duyarlıdır. Parlak ışık karşısında gözlerini kapatabilir. Dik tutulduğunda gözlerini açar. İki gözüyle aynı ışığa bakabilir. Özellikle insan yüzüne ilgi duyar. Yaklaşık 3. haftadan itibaren annesi beslerken veya onunla konuşurken gittikçe artan bir dikkatle annesinin yüzünü inceler. Asılı duran, sallanıp ses çıkaran parlak renkli hareket halindeki görüntülerden de hoşlanır. Nesne çocuğun görme çizgisinin üzerinde hareket ettirilirse onu sınırlı bir alan içinde baş ve göz hareketleri ile izler. Yeni doğanın duyma alanındaki algısal keskinliği görmesine oranla daha iyidir. Kolaylıkla sesleri algılayabilir. Bazı eşyaların seslerini tanıyabilir. Başını sesin geldiği yöne çevirir. Araştırmalar bir haftalık bebeğin anne sesini diğer kadın seslerinden ayırabildiğini ve diğer seslere tercih ettiğini ortaya koymuştur. Yaşamın başlangıcında görülen ilk sosyal davranış bebeklerin annelerine olan bağlılığıdır. Bebeğin sosyal becerileri sınırlıdır. İhtiyacı olduğunda ağlayarak ilgi sağlamaya çalışır. Yeni doğan ağlarken ve sızlanırken bile konuşma için gerekli bazı alıştırmaları yapmış olur. Bebek ağlama sırasında seslerin çıkartılması için gerekli dudak, çene ve dil hareketlerini tekrarlama olanağı bulur.
1 - 3 ay: Sırtüstü yatar durumdayken başını yana çevirir. Kol ve bacaklarda ani hareketler ve duruş değişiklikleri görülür. Kollar bacaklardan daha etkindir. Yanağa veya ağız kenarına okunulduğunda başını aynı yana çevirip emmeye çalışır. Sert bir zeminde ayakta durdurulduğunda ayaklarını yere basar, gövdeyi dikleştirir ve genellikle ileri doğru bir yürüme hareketi yapar. Başını ve gözlerini ışık kaynağına doğru çevirir. Görsel uyarıcılar arasında en çok insan yüzüne yüz içinde de göze bakar. 2 aylık bebek bakışlarını odaklamayı öğrenir. Ani ses ya da gürültü karşısında ürker. Acıktığında ya da huzursuz olduğunda, rahat edemediğinde ağlar. Konuşulunca sesler çıkarır. Tanıdık seslere başını çevirir. 5-6 haftalığa doğru sosyal gülümsemenin ve tepki biçimindeki sesli ifadelerin geliştiği görülür. İlk 2 ay süresince bebek görüş alanındaki veya kendisini kucağa alan herkese karşı ayrım yapmadan benzer tepkiler geliştirir. Seslere duyarlıdır, yüzlere dikkat eder, ilgi gösterir. 1. ayın sonuna doğru bebek elini ağzına götürür ve başparmağını emer. Ağız tepkileri el tepkileriyle kaynaşmıştır. Bebeğin rastlantı sonucu başardığı bir davranışı 1.-4. aylar arasında sürekli tekrarladığı görülür. Gözleri ile hareket eden şekilleri izler. Kucağa alındığında kafasını dik tutar. Yüzüstü yatarken başını kaldırır. Kucakta otururken kafasını çevirip etrafa bakar. Kucağa alındığında susar, sakinleşir. Meme yaklaşınca ağzını açar. Sırtüstü yatarken ellerini seyreder. Gülümsendiğinde karşılık verir.
3 - 6 ay: Sırtüstü konumda, başı ortada tutarak yatmayı tercih eder. Kollar ve bacaklar daha kolay bükülür, hareketler daha düzenlidir. 3. aya gelindiğinde bebek artık nesnenin nerede olduğuyla değil ne olduğuyla ilgilidir. Nesneyi tanımaya çalışır. Bebek 3 aylık olduğunda annesinin yüzünü diğer yüzlerden ayırabilir. Yakınındaki kişinin yüzüyle yoğun biçimde ilgilenir. Görüş alanına giren yetişkin hereketlerini izler. Eline verilen çıngırağı birkaç dakika boyunca tutar, yüzüne yaklaştırabilir. Yüzükoyun pozisyonda iken başını 90°’lik açı oluşturacak şekilde kaldırabilir. Kendi kendine ya da beslenirken ağlama dışında ses çıkarır. Gıdıklanma ya da dokunulma olmaksızın yüksek sesle güler. Eşyalara uzanır. Eşyaları eline alıp bakar. Elindeki nesneyi ağzına götürür. Çıngırağı bir elinden öbür eline geçirir. Uzanabileceği yerdeki oyuncağı tutar. Önüne konan küpleri eline alır. Anne babaya sarılarak sevgisini gösterir.
6 - 9 ay: 6. ayda bebek dikkat çekici farklı sesler çıkarmaya çalışır. Birinin geldiğini duyduğunda heyecanlanıp kucağa gitmek için kollarını yukarı doğru kaldırmaya başlar. Kendi adını bilir. Sırtüstü konumda başını yastıktan kaldırır. Bacaklarını kaldırarak dikey konuma getirir. Ayaklarını elleriyle kavrar. Destekle oturur. Yüzükoyun konumdan sırtüstüne ve sırtüstünden yüzükoyun konuma dönebilir. Kendisini yukarı çekerek oturur. Kollarının altından tutulduğunda yürüme hareketleri yapar. Önüne konan şeyleri almaya çalışır. Bardağı iki eliyle tutar. Nesneyi bir elinden diğerine geçirir. Başlığını çekip çıkarır. Nesneleri avuçlayarak alır. Anlamlı bir ilgiyle yetişkinin odada yaptıklarını izler. 6 aylık bebek hangi sesin hangi yüze ait olduğunu bulabilir. Oyun oynarken gülücükler dağıtır. Kızdığında ya da canı sıkıldığında bağırır. Herşeyi ağzına götürür. Oyuncakları yere atıp düşüşünü seyreder. Eğilerek düşen eşyaları arar. Elindeki nesneyi ses çıkarmak için yere vurur. “da-da, ba-ba, ma-ma” gibi hecelemeler yapar.
9 – 12 ay: 9. ayda bebek kendi adını bilir. “Hayır” kelimesini anlar. Yüzünü ve başını anne babasına bastırarak sevgi gösterisinde bulunur. Oyuncağı elinden alındığında sinirlenir. Desteksiz 10-15 dakika oturabilir. Emekler. Kendisine uzatılan oyuncağı almak için uzanır. Eşyaları işaret parmağıyla iter, gösterir. İlgi çekmek için bağırır. Yabancılarla tanıdık kişiler arasında belirgin biçimde ayırım yapar. Bardağı eliyle kavrar. Yemek yedirilirken kaşığı tutmaya çalışır. Bazı basit talimatlara uyabilir(ver gibi). Hayvan seslerini taklit edebilir. 9 aylık bebek saklanmış olan nesneyi aramaya başlar. Önündeki oyuncak bir örtüyle saklandığında örtüyü çekerek oyuncağı bulur. Elindeki iki oyuncağı birbirine vurur. “atta” dendiğinde kapıya bakar. El çırpar oyunu oynar. 10.-11. aylarda babasını görünce “baba”, yemek görünce “mama” kelimelerini söyler. “Bana ver” deyince elindeki oyuncağı uzatır. Eşyaya tutunarak sıralar. Tek eli tutulduğunda adım atar. Müzik çalınca sallanır. El sallar.
12 ay: Anlama, kavrama, iletişim becerilerinde büyük ilerlemeler görülür. Anlamlı iki veya üç sözcük söyler. Söyleyebildiğinden daha fazlasını anlar. Eşyaların nerede olduğunu gösterebilir. Beden bölümlerinin adlarını bilir. Başparmak ve işaret parmağını kullanarak küçük nesneleri tutabilir. İşaret parmağını itmek ve göstermek için kullanabilir. Bazı nesneleri diğerlerinin içine, üzerine koyabilir. Kitaptan tanıdığı nesneleri gösterebilir. 1 yaşındaki bebek yürüyebilir. Yatar konumdan oturur konuma geçebilir. Resimlere ilgi göstermeye başlar. Seslenildiğinde hemen döner. 1 yaşından itibaren çocuk boşlukların içine uygun şekilleri atmayı, kuleler yapmayı öğrenir. Kaşığı tutar ama henüz kendi başına kullanamaz. Giyinirken kolunu, ayağını uzatarak giydirene yardımcı olur.
* Anne Baba Tutumları:
Çocuk ilk aylarda yaşamını sürdürebilmek için yetişkinin varlığına, onun bakım ve beslemesine, en az bunlar kadar önemli olan sevgisine ihtiyaç duyar. Bu bakım ve sevgi yeterli değilse yaşamını sürdürebilmesi son derece güçtür. Hareket olanağı ve yaşam alanı son derece sınırlı olan bebeğin gördüğü özen ve sevgi ihtiyaçlarının duyarlılıkla karşılanması onun gelişimini olumlu yönde etkiler.
İlk 6 ay çocuğun kendi bedeninin ihtiyaçlarına duyarlı olduğu bir dönem olmakla birlikte bu ihtiyaçları karşılamada ona yardımcı olan yetişkinlere de bağlılık geliştirdiği bir dönemdir. Bu bağlılık aynı zamanda çocukta özellikle bu ilk yıllarda temelleri atılan güven duygusunun da kaynağını oluşturur. Annenin bebekle sağlayacağı göz teması aralarındaki sosyal bağın gelişmesinde önemli rol oynar. Eğer çocuk doğumu izleyen ilk hafta ve aylarda tercihan anne ya da onun yokluğunda yerini alabilecek başka bir yetişkinle olumlu ilişki geliştiremezse daha sonra toplumda diğer insanlarla rahatça ilişki kurabilen, güven dolu ve güvenilir bir yetişkin olabilmekte zorlanır. Eğer anne çocuğun kaşığı ağzına götürmeyi başardığı ilk günlerden itibaren onun bu davranışını destekleyecek şekilde hareket ederse yemek yedirirken bir başka kaşıkla bebeğin kendi kendine yemesini teşvik edebilirse gelecekte doğru yemek alışkanlıklarının temelini atmada olduğu kadar kendine güvenmede ve teşebbüs yeteneğini geliştirmede de ona destek vermiş olur.
Çocuğun gereksiniminin karşılanışı sırasındaki anne baba davranışı ileride yaşamındaki davranış modelini oluşturan örnekler oldukları için son derece önemlidir. Annenin ses tonu, çocuğu tutuş biçimi, gereksinimlerini karşılamadaki dakikliği çocuğun yeni geldiği bu yabancı dünyaya bakış açısını etkiler. Annesi onu şefkatle kucaklıyor, meme verirken tatlı sözler söyleyerek başını şefkatle okşuyor, altı ıslanır ıslanmaz onu rahatlatmak için önlem alıyorsa bu sırada babasının yumuşak sesi güzel olduğuna emin olduğu bir şeyler söylüyorsa çocuk onlara gülümser, çevresine güvenle bakar. Aksine anne çocuğun karnını doyurmayı güç bir görev gibi kabul edip onu sertçe kucağına alıyor ve katı bir tutumla davranıyorsa veya baba ağlamasından rahatsız olduğunu belirtir şekilde bağırarak birşeyler söylüyorsa çocuğun dünyaya güvenle bakabilmesi mümkün olamaz.
Önceleri her şeyi annesine bağımlı olan bebeğin yaşça büyüdükçe kendi yaşamını kendisinin denetleyebilme gücünü göstermesi beklenmektedir. Bunun gerçekleşmesi için çocuğun kuşkusuz zengin uyarıcı çevreye ihtiyacı vardır.
Doğum sonrasında yerinde sunulan işitsel uyarım duygusal ve sosyal gelişim ile dil gelişimini güçlendirmektedir. Bir başkasıyla ilişki kurmanın önemli bir yöntemi olan dilin temelleri erken yaştaki deneyimlerle öğrenilir. Çocuklar anne babaları kendileriyle konuştukları sürece iyi seslendirme yapabilirler. Sesler belirli bir kavramın karşılığında kullanıldığında bazen konuşanla işiten için aynı anlama gelir ve herkesin kabul ettiği bir sözcük olur. Örneğin gerçek sözcük yerine sembolleri kullanmaya başlayan çocuk araba yerine “düt” diyebilir. Yetişkinlerin çocuğun bu sembollerini benimsemeleri, hatta birlikte kullanmaya başlamaları, sembollerin yerini sözcüklerin almasını geciktirebilir.
* Anne babalar gelişimle ilgili bir problem olup olmadığına nasıl karar verebilirler?
Aşağıdaki uyarı sinyallerinden herhengi birinin varlığı karşısında profesyonel yardım gerekir.
-
“Çok iyi” bir bebek, sürekli uyuyor. -
Anne baba ile fazla göz teması kurmuyor. -
İnsan sesleri ve diğer seslere karşı tutarlı bir tepkisizlik gösteriyor. -
Kol ve bacak hareketlerinde belirgin asimetri görülüyor (bedenin sağ ve sol bölümleri ilk yıl boyunca eşit derecede güçlü görünmelidir). -
Motor gelişmenin genel olarak kabul edilen kilometre taşlarının çoğunda ya da tümünde (emekleme, oturma, yürüme, vb) dikkate değer bir gecikme olması. -
Sosyal iletişimde kayda değer bir gecikme, saklanıp “ce” yapmak, vedalaşma anlamında el sallamak gibi oyunlara katılmama. -
Uygun zaman sınırları içinde dil gelişimini tamamlayamama. -
Ses, ışık, temas gibi fiziksel uyarıcılar karşısında anormal şiddetlere tepkiler verme.