Papaz Pierre L’Ermite ve şovalye Yoksul Gautier onculuğunde İstanbul’a gelen bu topluluk, Bizans İmparatoru tarafından hemen Anadolu’ya gecirildi Bunlar, doğunun zenginliklerine kapılıp, yağma ve tahribatlar yaparak yerli ahaliye zulmettiler Anadolu Selcuklu Sultanı Birinci Kılıc Arslan, İznik onlerinde bu ilk Haclı kuvvetlerini durdurarak, kılıctan gecirdi Bunların arkasından Aşağı Lorraine Duku Gedefroi Bouillon’un komutasındaki Haclı ordusu yola cıktı Bu orduda; bircok unlu şovalye, soylu, kont ve dukalar vardı Avrupa’nın butun imkanları kullanılarak hazırlanmış olan bu ordu, 600000 kişiden muteşekkildi Almanya’nın Rhein kıyılarında 10000 Yahudi'yi kılıctan geciren bu Haclı ordusu, İstanbul’a doğru gelirken, ulkesinde de yağma ve katliam yapılmasından endişe eden Bizans İmparatoru Aleksios Komnenos, onlarla anlaştı Haclılar, erzak ihtiyaclarının temini karşılığında, Anadolu’da aldıkları yerleri Bizans’a vereceklerdi Antlaşma sonrası Anadolu’ya gecen Haclılar, 1097 senesi Mayıs ayında Turkiye Selcuklularının başşehri İznik’i kuşattılar Kanlı carpışmalar iki taraftan da ağır kayıplara sebep oldu Altı yuz bin kişilik Haclı ordusu karşısında verdiği kayıplara dayanamayan Birinci Kılıc Arslan, carpışarak geri cekildi İznik, Bizans’ın eline gecti Eskişehir istikametinden Anadolu’ya giren Haclı ordusuna karşı Sultan Birinci Kılıc Arslan (10921107), yıpratma savaşlarına başladı Anadolu’da Haclıları en stratejik bolgelerde yakalayıp, ani baskınlarla imha hareketlerine girişti, pek coğunu kırdı
Haclıların yanında, Bizans İmparatoru da, durumdan faydalanarak Turkiye Selcuklularının batı bolgelerindeki topraklarını işgal etti Ermeniler ise, Turklerin Haclılarla uğraşmalarını fırsat bilip, Toroslar'a bir muddet hakim oldular Altı yuz bin kişilik kuvvetle Anadolu’ya gecen Haclılar, Turklerin imha hareketi sonucu, Antakya Kalesi onlerine geldiklerinde 100000’e inmişti 1097 yılı Ekim ayında Antakya’yı kuşatan Haclılar, kale icindeki Hıristiyan ahaliden birinin ihaneti sonucu, dokuz ay sonra, Haziran 1098’de şehre girebildiler Musul Atabeği Kurboğa Beyin kumandasındaki MuslumanTurk ordusu, Antakya’yı Haclılardan geri almak icin teşebbuse gecti Fakat şehir alınmak uzereyken aralarında cıkan fitne, başarısızlığa yol actı Haclılar, yaptıkları huruc hareketiyle, bu Musluman ordusunu dağıttılar
Antakya’yı alan Haclılar, kırk bine duşen kuvvetleriyle Kudus’e hareket ettiler ŞiiFatımilerin elinde olan şehir, kısa surede Haclıların eline gecti Musluman, Musevi ve Hıristiyanların yaşadığı ve her uc din mensuplarınca da kutsal olan Kudus, Haclıların eline gecince, buyuk bir katliama uğradı Yetmiş bin Musluman ve Yahudi'yi, mabetlere sığınan kadınlar ve cocuklar dahil, acımasızca kılıctan gecirdiler Şehrin sokakları, kan ve cesetlerden gecilmez oldu
Birinci Haclı Seferi neticesinde Kudus’te Katolik Latin Krallığı, Antakya ve Urfa’da birer Haclı devleti kuruldu Hıristiyanlar Ortadoğu’yu bu vesile ile tanıyıp, Doğu Akdeniz kıyılarına yerleştiler Muslumanlarca Mekke ve Medine’den sonra en mukaddes şehir olan Kudus’un, ŞiiFatımilerce Haclılara teslimi, buyuk uzuntuye yol actı Muslumanlar, Haclıları Ortadoğu’dan atmak icin hemen teşebbuse gectiler 1144 senesinde Musul Atabegi İmadeddin Zengi, Urfa’yı geri aldı Bu durum İkinci Haclı Seferine sebep oldu