Misal2Gümüş bir dumanla kapandı her yer
Yer ve gök bu akşam yayla dumanı
Sürüler , çeşmeler , sarı çiçekler
Beyaz kar, yeşil çam, plato dumanı ( Ömer Bedrettin UŞAKLI)
Örnek3BİNGÖL ÇOBANLARI
Daha deniz görmemiş bir çoban çocuğuyum
Bu dağların bir zamanlar aşinasıdır soyum
Bekçileri gibiyiz ebenced buraların,
Bu tenha derelerin, bu vahşi kayaların
Görmediği gün aynı pınardan doldurup testimizi
Kırlara açılırız çıngıraklarımızla
Okuma değil,yazma değil, bilmeyiz eski yeni,
Kuzular bize söyler yılların geçtiğini,
Arzu, başlarımızdan yıldızlar gibi yüksek;
Önümüzde bir sürü, yanımızda bir köpek,
Dolaştırıp dururuz benzer daüssılayı
Anam bir yaz gecesi doğurmuş beni burda,
Bu çamlıkta söylemiş son sözlerini babam;
Şu karşıki bayırda verdim kuzuyu kurda,
Sumamın diğer köye gelin gittiği akşam,
Gün biter, sürü yatar ve sararsan bir ayla,
Çoban hicranlarını basar bağrına plato
Kuru bir yaprak gibi kalbini eline al,
Diye hıçkırır kaval:
Bir çoban parçasısın, olmasan bile koyun,
Tekrar Tekrar eğeceksin başkalarına boyun;
Hülyana karışmasın ne kent, ne de çarşı,
Yamaçlarda her akşam batan güneşe karşı
Uçan kuşları düşün, geçen kervanları lahza,
Mademki kara bahtın adını koydu çoban!
Nasıl yaşadığından, ne içip yediğinden,
Çıngırak seslerinin dağlara dediğinden
Anlattı uzun uzun
Şehrin uğultusundan usanmış ruhumuzun
Nadir duyabildiği taze bir heyecanla,
Karıştım o gün bugün bu zavallı çobanla
Bingöl yaylalarının mavi dumanlarına,
Gönlümü yayla yaptım Bingöl çobanlarına (Kemalettin Halk)
Misal:4ÇOBAN ÇEŞMESİ
Içten derine ırmaklar ağlar,
Uzak uzağa çoban çeşmesi,
Ey suyun sesinden anlıyan bağlar,
Ne söyler su dağa çoban çeşmesi
Goynunu Şirin'in aşkı sarınca
Yol almış hayatın ufuklarınca,
O hızla dağları Ferhat yarınca
Başlamış akmağa çoban çeşmesi
O süre başından aşkındı derdi,
Mermeri oyardı, taşı delerdi
Kaç yanık yolcuya soğuk su verdi
Değdi kaç dudaga çoban çesmesi
Vefasız Aslı'ya yol belirten bu,
Kerem'in sazına yanıt veren bu,
Kuruyan gözlere yaş gönderen bu
Sızmadı toprağa çoban ceşmesi
Leyla gelin oldu,
Mecnun mezarda,
Bir susuz gezgin yok hemen dağlarda,
Ateşten kızaran bir gül ararda,
Gezer bağdan bağa çoban çeşmesi,
Ne şair yaş döker, ne aşık ağlar,
Tarihe karıştı eski sevdalar
Nafile seslenir, beyhude çağlar,
Bir sola, bir sağa çoban çeşmesi (Faruk Nafiz ÇAMLIBEL) *