bilgiliadam
Yeni Üye
IV Murat Kimdir
4 Murat Hayatı
Osmanlı padişahlarının on yedincisi ve İslam halifelerinin seksen ikincisi Babası birinci Ahmed Han, annesi Mahpeyker (Kosem) sultandır 27 Temmuz 1612'de İstanbul'da doğdu Tam bir İslam terbiyesi ve ahlakı ile yetiştirildi Enderun mektebindeki hocalarından husUsi dersler aldı
Genc Osman'ın başına gelen acı felaket ve yerine gecen amcası Mustafa Hanın kısa bir sure sonra tahttan indirilmesi uzerine henuz on bir yaşında iken 10 Eylul 1623'te Osmanlı tahtına cıktı EyyUb Sultan hazretlerinin turbesinde hocası Aziz MahmUd Hudai'nin elinden kılıc kuşandı Yaşı kucuk olduğu icin, devleti bilfiil idare edemeyeceği goruşu hakim olarak annesi Mahpeyker Kosem Sultan, saltanat naibesi tayin edildi Tahta gectiğinde, ic ve dış işlerdeki karışıklıklar devam ediyordu İdari işler karışık olduğundan, Yeniceri ve Sipahi askerleri zorbalığa baş vuruyorlardı Vasi durumunda olan annesi Mahpeyker Kosem sultanın yardımı ile iş başına kıymetli devlet adamları ve kumandanlar getirerek, ortalığı duzeltti İran Şahı Birinci Abbas (1588 1629), Osmanlı hudUdunu gecip, Bağdat'ı işgal ederek, otuz bin Ehli sunnet Muslumanı kadın, coluk cocuk demeden kılıctan gecirdi Rus kazakları ise kayıklarla Karadeniz sahilindeki bazı koyleri yaktılar 1625'te sadrazamlığa getirilen Hafız Ahmed Paşa, kazak korsanlarına ve Safevilere karşı harekete gecti 1625'te Kostence'de kazakların iki yuz elli kayığı batırılarak, dort bin kadarı olduruldu Şah Abbas'ın Bağdat'taki zulmunun onune gecmek icin 1625'te ordu sevk edildi 11 Kasım 1625'te Bağdat yakınlarındaki Azamiyye kurtarılarak, Bağdat kuşatıldı Ancak yenicerilerin isyanıyla Bağdat kuşatmasını kaldıran Sadrazam Hafız Paşa, Irak'ın kuzey ve guneyini işgalden kurtardı 1 Aralık 1626'da Sadrazamlığa getirilen Kayserili Halil Paşa, tekrar başlayan Safevi saldırılarının onune gecmek ve Abaza Mehmed Paşanın isyanlarını bastırmak icin 4 Aralık 1626'da sefere cıktı Serdar Halil Paşanın muvaffakiyetsizliği uzerine 6 Nisan 1628'de Sadrazamlığa Husrev Paşa getirildi 22 Eylul 1628'de Abaza Mehmed Paşayı yola getiren yeni sadrazam Safevilere karşı 5 Mayıs 1630'da Mihriban'da, 14 Temmuz 1630'da Cemhal'da zafer kazandı İranlılar mağlup olunca, Anadolu'da asayiş temin edildi Dorduncu Murad Hanın yaşının kucukluğunden istifade eden yeniceriler, İstanbul'da zorbalıklarını ve ahaliye kotu muameleyi artırdılar Sadrazam Husrev Paşanın azlini bahane eden yeniceriler ve sipahiler ayaklanarak saraya yuruduler Yeni Sadrazam Muezzinzade Hafız Ahmed paşayı oldurduler (1632) Bundan sonra zorbaların zoru ile sadrazam olan Receb paşa doneminde İstanbul'da karışıklıklar gunlerce surdu En kucuk bir olayda Receb paşanın tahrikiyle harekete gecen zorbalar yeni kelleler istiyorlardı Diğer tarafdan tahta gectiği gunden itibaren butun hadiseleri dikkatle takip ederek, eşkiyanın elebaşlarını tesbit eden Sultan Murad Han, 8 Haziran 1632'de devlet idaresini bizzat eline aldı İsyancıların elebaşısı olan Topal Receb paşayı oldurttu Yeniceri ve sipahi ocaklarını sindirerek, zorbalıkların onune gecti Kahvehaneleri ve meyhaneleri kapatarak tutunu ve alkollu ickileri yasakladı Emri dinlemeyenleri şiddetli cezalar verileceğini ilan edip, sıkı kontroller yaptı ve yaptırdı
Lehistan Kazaklarının Karadeniz'de Osmanlı sahillerine ve Rumeli'de Tuna yalılarına yaptıkları saldırının onune gecmek icin 1633 Nisanında Lehistan seferine cıktı Osmanlı ordusu Edirne'ye geldiğinde, Lehistan hukumeti sulh istedi 1634'de imzalanan osmanlı Lehistan Antlaşmasına gore; Kazak akınlarına son verilmesi, Leh krallarının kırım hanlarına ve Osmanlı Sultanına vergi vermesi, esirlerin karşılıklı değiştirilmesi kabul edildi Sultan Dorduncu Murad Han, Safevi saldirılarının onune gecmek icin ordunun başında sefere karar verip, hazırlıkları tamamladı 18 Mart 1635'de Revan seferine cıkan Dorduncu Murad Han, onceden tesbit ettirdiği zorbalardan yolu uzerindekileri cezalandırdı 27 Temmuz 1635'te Revan onlerine ulaştı Sefer boyunca ordunun başında bulunup, askerlerle alakadar olan, kuvvet, heybet ve dehşetinden urkulen sultan Murad Hana ordu icinde buyuk bir emniyet ve hurmet hissi uyandı 28 Temmuz 1635 gecesi başlatılan Revan kuşatmasında butun muharebe planları tatbik edildi Sultan Murad Hanın kuşatmanın ilk gecesi yaralanan askerleri ateş hattından geriye cektirerek hastahane cadırlarında, cerrahlar tarafından tedavi ettirip, ilaclarının verilmesini emretmesi ve top atışlarında bulunması askerleri coşturdu Revan kalesini duşurmek icin yapılacak umUmi taarruz oncesinde Safeviler vire ile teslim olmak istediklerini bildirdiler 8 Ağustos 1635'te Revan kale muhafızı EmirgUneoğlu Tahmasp Kulu Han, Sultan Murad Hana kaleyi teslim etti Revan Kalesi tamir edilip, icine on iki bin asker ve yeteri kadar cephane konularak muhafızlığına Vezir Murtaza Paşa bırakıldı 11 Eylul 1635'te Tebriz şehri tekrar zaptedildi Safevi ordusu, Osmanlılarla meydan muharebesine cesaret edemediğinden karşılaşılmadı Aras Nehri taraflarındaki Zeynelli aşiretinden bin kadar nufusun, PasinErzurum, TercanErzincan taraflarındaki boş arazilere işgal edilmesi emrolundu Van ve Diyarbakır'da kalan sultan Murad Han, Revan seferine cıkışından on ay sonra 27 Aralık 1635'te İstanbul'a dondu Osmanlı ordusunun doğudan ayrılmasıyla; Safeviler, hududa tecavuz ederek 1 Nisan 1636'da Revan'ı işgal ettiler 2 Şubat1637'de sadrazamlığa getirdiği Bayram Paşayı Doğu seferi serdarlığına tayin eden Sultan Murad Hanın kendisi de hazırlıklara başladı ve 8 Mayıs 1637'de Bağdat seferine cıktı 16 Kasım 1638'de kuşatmanın başladığı sırada padişahtan, daha once ele gecirilmiş bulunan İmamı A'zam turbesini ziyaret etmesi istendi Ancak sultan; ''Bağdat, sapıkların pis ayaklarıyla kirlenirken, gidip o yuce İmamı ziyaretten haya ederim'' cevabını verdi Derhal tertibat alarak muhasaraya başladı Şehirde Bektaş Han Turkmen'in kumandasında 40000 kişilik bir Safevi garnizonu bulunuyordu Şah Safi ise, atlı kuvvetleriyle Kasrı Şirin'de olup Osmanlı muhasarasının gun gun takip etmesine rağmen mudahaleye cesaret edemiyordu Sultan Murad Han, 12000 sipahiyi İran iclerine sokup Şehriban bolgesini ciğnettiği halde, Şahı savaş meydanına cekemedi Şah, Bağdat'taki buyuk kuvvetlerine guveniyor, padişahın muhasaradan bıkınca cekilip gideceğini zannediyordu Padişahın ve seksen altı yaşındaki şeyhulislam Yahya Efendinin de on safta olduğu bu kuşatmada dehşetli vuruşmalar oldu Muhasaranın otuz yedinci gununde on saflarda yalın kılıc kahramanca carpışarak askeri coşturan Sadrazam Tayyar Mehmed Paşa, birkac kuleyi ele gecirdiği sırada alnından vurularak şehit oldu Yerine sadarete getirilen Kemankeş Mustafa Paşa, selefi gibi gayret edip birkac kuleyi daha ele gecirdi bu muvaffakiyetler uzerine muhasaranın otuz dokuzuncu gunu umUmi taarruza karar verildi Sabah erkenden başlayan şiddetli hucum karşısında kale teslim oldu
Boylece on dort sene on bir ay once bir ihanet sebebiyle Safevilerin eline duşen Bağdat artık kesin olarak Osmanlı idaresine gecti Sultan Dorduncu Murad Han, ilk iş olarak İmamı A'zam ve Seyyid Abdulkadiri Geylani hazretlerinin kabri şeriflerini ziyaret etti Bu buyuk zatların turbeleri, sapık duşunceli Safeviler tarafından tahrip edilmiş ve eşyaları yağmalanmıştı Padişah emir verip butun kabirlerin ve eserlerin tamirini bildirdi Şeyhulislam Yahya Efendiyi de, bu işlere nezaret etmekle vazifelendirdi Bu zaferden sonra Bağdat fatihi diye anılan Dorduncu Murad Han ordu ile sadrazam Mustafa Paşayı Bağdat'ta bırakarak İstanbul'a dondu
Sadrazam Kemankeş Mustafa Paşa, buyuk bir kuvvetle İran iclerine doğru harekete gectiği sırada Şahın barış isteği ile gonderdiği elciler geldi Sadrazam Kemankeş Mustafa Paşayla İran murahhasları Saru Han ve Muhammed Kuli Han arasında yapılan goruşmeler sonrasında, aşağı yukarı bugunku turk İran sınırının tesbit edildiği Kasrı Şirin Antlaşması imzalandı (17 Mayıs 1639) Bu antlaşmaya gore; Bağdat, Basra ve Şehri zUr havalisinden murekkep Irakı Arap Osmanlılarda, Erivan Safevilerde kaldı Ayrıca Safevilerin gerek Irak, gerekse Kars, Ahıska va Van taraflarına saldırmayacakları, Eshabı kiramı kotulemeyecekleri de antlaşma şartları icinde yer almıştı Sultan Murad Han, doğuda İran'la meşgulken, batıdaki hadiselerden de gunu gunune haber alıyordu Bilhassa Venediklilerin hudut tecavuzlerine karşı bu Cumhuriyetle butun ticari munasebetlerin kesilmesini ve hemen savaş acılmasını emretti Ancak bu sırada damla hastalığından muzdarip bulunan sultanın durumu ağırlaştı bunun uzerine Divan, emri ceşitli bahanelerle on uc gun geciktirdi bu arada Venedik elcisi gelip, anın butun şartlarını kabul etti ve savaş durduruldu Nitekim cok gecmeden padişahın hastalığı daha da artarak 89 Şubat 1640 gunu, guneş battıktan sonra İmam YUsuf Efendi Yasini şerif okurken vefat etti Sultanahmed Camii avlusunda Şeyhulislam Yahya Efendinin imamlığında muezzinlerin ''Er kişi niyyetine!'' nidaları ve Muslumanların gozyaşları arasında kılınan cenaze namazından sonra babası Birinci Ahmed Hanın turbesine defnedildi
Dorduncu Murad Han Arapca ve Batı dillerine hakim olup her turlu memleket meselesine vakıftı İlmi ve ilim adamlarını cok sever, fırsat buldukca ilim meclislerine gider, onları teşvik ederdi Evliya Celebi ve Katib Celebi gibi alimler, teşvik ettiği kimseler arasında idi Kur'anı kerim okumayı ve ibadetlerini hic ihmal etmezdi Dedesi Yavuz Sultan Selim Han gibi o da Hırkai saadet dairesinde Kur'anı kerim okurdu Omrunu devlete hizmet ve Allahu tealanın emir ve yasaklarına itaatle geciren bu turk hakanı, Ehli sunnet duşmanı Acemlerin pekcok iftiralarına maruz kaldı Bunlar kendilerinde bulunan zilletleri bu buyuk padişaha da bulaştırmaya kalkıştılarİnsanlara zulum ettiğini ve icki ictiğini soylediler Halbuki devrin kaynaklarında Murad Hanın icki ictiğine dair en kucuk bir bilgi yoktur
Bircok tarihcinin Kanuni sonrası en buyuk Osmanlı padişahı olarak kabul ettikleri Dorduncu Murad Han, hep dedesi Yavuz Sultan Selim Hana benzemeye calışırdı Gercekten de bircok vasıfları onunla uyuşurdu Fakat Yavuz'un sahip olduğu kıymetli Devlet adamlarına ve tecrubeye malik değildi Tahta gectiğinde hazine bomboştu Vefatında ise, on beş milyon altın olup, gumuş paranın haddi hesabı belli değildi Avrupa baştan başa istihbarat ağı ile orulmuştu Avrupalıların en gizli sırları, Osmanlı sarayına gununde ulaşıyor ve ona gore vaziyet alınıyordu Tahta cıktığında neye yaradığı belli olmayan yuz bin yeniceri varken, vefatında itaat altına alınmış otuz beş bin yeniceri bulunuyordu Dorduncu murad Han, bozulmuş devlet nizamını yoluna koymak icin mulazimlikleri kaldırdı Timar sistemini yeniden duzene koydu İsrafın onune gecmek icin kanunlar cıkarttı Sipahilerden zorbalıkla ele gecirdikleri evkaf idaresini ve diğer hukumet hizmetlerini aldı Sipahileri intizam ve itaat altına alarak, bunların ve bir takım bozguncuların toplandığı yerler olan kahvehaneleri kapatarak asayişi temin etti Yenicerilik tahsisatının şuna buna yemlik olması sUistimalini kaldırarak, yeniceriliği ıslah etti Vefatında icte ve dışta huzurlu ve itibarlı bir devlet bıraktı Sultan Murad Hanın cesareti, her turlu zorluğa tahammulu, keskin zekası, hunerleri, askeri dehası, atıcılık, binicilik, silahşorlukteki başarısı, askerleri ve tebeası tarafından cok takdir ediliyordu İki yuz okkalık gurzleri kolayca kaldırır, hızla giden iki atın birinden diğerine atlar, attığı ok, tufek mermisinden uzağa duşerdi Devrinin butun silahlarını en iyi şekilde kullanırdı En kucuk sucları bile memleketin selameti icin cezalandırmaktan cekinmeyen sultan Dorduncu Murad Hanın merhameti de coktu Savaş esnasında otağının yanına kurdurduğu seyyar hastahanelerdeki yaralı ve hastaları ziyaret eder, onlarla yakından ilgilenirdi Memleketin her tarafındaki imarethanelerin vakıf şartlarına uygun şekilde calışması, fakir ve yetimlerin ac ve acıkta kalmaması icin gayret gosterirdi Din ve Devlet menfaatine iş yapanı hemen mukafatlandıran Sultan Murad Han, pekcok hayırlı işin yanında, topkapı sarayında Revan ve Bağdat koşku gibi nadide eserler, kopruler, kervansaraylar, hanlar ve benzeri hayır eserleri de inşa ettirdi Boğazda yaptırdığı sarayda, oğlu Muhammed'in doğumundan yedi gece kandilleri astırıp şenlikler yapıldığından, buraya Kandilli denildi Kavaklar'daki kaleleri yaptırdığı gibi, pekcok şehrin de surlarını tamir ettirdi Bağdat'ı feth edince, İmamı A'zam ve Abdulkadiri Geylani hazretlerinin turbelerinin tamiri yaptırdı Kabei muazzamayı su basması uzerine; Ankaralı Mehmed ile Rıdvan Ağayı Kabei muazzamayı tamirle vazifelendirdi Sultan Dorduncu Murad Han devrinde kazanılan zaferlerin yanında pekcok alim, şair, tarihci ve sanatkar yetişerek kıymetli eserler meydana getirmişerdir bunlardan bibliyografya, tarih, coğrafya sahasında katip Celebi ve Vekayiname sahibi Topcular katibi Abdulkadir, RavdatulEbrar ve Zafername sahibi Karacelebizade Abdulaziz, Tarihi Gılmani sahibi Mehmed Halife, teşkilat ve idare sahasında Koci Bey vardır Yine Erzurumlu Omer, Nef'i, Azmizade Mustafa Haleti, Naibi, Yahya, Bahai, Cevri ve Fehimi Kadim, devrinde onde gelen şairlerdir Yine suslu nesrin on yedinci yuzyıldaki temsilcilerinden Nergisi de Dorduncu Murad devrinin meşhUrlarındandır
Bundan başka şair olan bu padişahın devrinde halk edebiyatı sarayca desteklenmiş, zaferlerine destanlar, olumune halk şairlerince şiirler yazılmıştır Bu şairlerden bazıları saraya intisap etmişlerdir Bunların belli başlıları Kuloğlu, katibi, Kayıkcı Kul Mustafa gibi halk şairleridir Yine devrin tekke edebiyatındaki buyuk temsilcisi Aziz MahmUd Hudai de, bu devrin sahasında onde gelen şairlerindendir
alıntı
4 Murat Hayatı
Osmanlı padişahlarının on yedincisi ve İslam halifelerinin seksen ikincisi Babası birinci Ahmed Han, annesi Mahpeyker (Kosem) sultandır 27 Temmuz 1612'de İstanbul'da doğdu Tam bir İslam terbiyesi ve ahlakı ile yetiştirildi Enderun mektebindeki hocalarından husUsi dersler aldı
Genc Osman'ın başına gelen acı felaket ve yerine gecen amcası Mustafa Hanın kısa bir sure sonra tahttan indirilmesi uzerine henuz on bir yaşında iken 10 Eylul 1623'te Osmanlı tahtına cıktı EyyUb Sultan hazretlerinin turbesinde hocası Aziz MahmUd Hudai'nin elinden kılıc kuşandı Yaşı kucuk olduğu icin, devleti bilfiil idare edemeyeceği goruşu hakim olarak annesi Mahpeyker Kosem Sultan, saltanat naibesi tayin edildi Tahta gectiğinde, ic ve dış işlerdeki karışıklıklar devam ediyordu İdari işler karışık olduğundan, Yeniceri ve Sipahi askerleri zorbalığa baş vuruyorlardı Vasi durumunda olan annesi Mahpeyker Kosem sultanın yardımı ile iş başına kıymetli devlet adamları ve kumandanlar getirerek, ortalığı duzeltti İran Şahı Birinci Abbas (1588 1629), Osmanlı hudUdunu gecip, Bağdat'ı işgal ederek, otuz bin Ehli sunnet Muslumanı kadın, coluk cocuk demeden kılıctan gecirdi Rus kazakları ise kayıklarla Karadeniz sahilindeki bazı koyleri yaktılar 1625'te sadrazamlığa getirilen Hafız Ahmed Paşa, kazak korsanlarına ve Safevilere karşı harekete gecti 1625'te Kostence'de kazakların iki yuz elli kayığı batırılarak, dort bin kadarı olduruldu Şah Abbas'ın Bağdat'taki zulmunun onune gecmek icin 1625'te ordu sevk edildi 11 Kasım 1625'te Bağdat yakınlarındaki Azamiyye kurtarılarak, Bağdat kuşatıldı Ancak yenicerilerin isyanıyla Bağdat kuşatmasını kaldıran Sadrazam Hafız Paşa, Irak'ın kuzey ve guneyini işgalden kurtardı 1 Aralık 1626'da Sadrazamlığa getirilen Kayserili Halil Paşa, tekrar başlayan Safevi saldırılarının onune gecmek ve Abaza Mehmed Paşanın isyanlarını bastırmak icin 4 Aralık 1626'da sefere cıktı Serdar Halil Paşanın muvaffakiyetsizliği uzerine 6 Nisan 1628'de Sadrazamlığa Husrev Paşa getirildi 22 Eylul 1628'de Abaza Mehmed Paşayı yola getiren yeni sadrazam Safevilere karşı 5 Mayıs 1630'da Mihriban'da, 14 Temmuz 1630'da Cemhal'da zafer kazandı İranlılar mağlup olunca, Anadolu'da asayiş temin edildi Dorduncu Murad Hanın yaşının kucukluğunden istifade eden yeniceriler, İstanbul'da zorbalıklarını ve ahaliye kotu muameleyi artırdılar Sadrazam Husrev Paşanın azlini bahane eden yeniceriler ve sipahiler ayaklanarak saraya yuruduler Yeni Sadrazam Muezzinzade Hafız Ahmed paşayı oldurduler (1632) Bundan sonra zorbaların zoru ile sadrazam olan Receb paşa doneminde İstanbul'da karışıklıklar gunlerce surdu En kucuk bir olayda Receb paşanın tahrikiyle harekete gecen zorbalar yeni kelleler istiyorlardı Diğer tarafdan tahta gectiği gunden itibaren butun hadiseleri dikkatle takip ederek, eşkiyanın elebaşlarını tesbit eden Sultan Murad Han, 8 Haziran 1632'de devlet idaresini bizzat eline aldı İsyancıların elebaşısı olan Topal Receb paşayı oldurttu Yeniceri ve sipahi ocaklarını sindirerek, zorbalıkların onune gecti Kahvehaneleri ve meyhaneleri kapatarak tutunu ve alkollu ickileri yasakladı Emri dinlemeyenleri şiddetli cezalar verileceğini ilan edip, sıkı kontroller yaptı ve yaptırdı
Lehistan Kazaklarının Karadeniz'de Osmanlı sahillerine ve Rumeli'de Tuna yalılarına yaptıkları saldırının onune gecmek icin 1633 Nisanında Lehistan seferine cıktı Osmanlı ordusu Edirne'ye geldiğinde, Lehistan hukumeti sulh istedi 1634'de imzalanan osmanlı Lehistan Antlaşmasına gore; Kazak akınlarına son verilmesi, Leh krallarının kırım hanlarına ve Osmanlı Sultanına vergi vermesi, esirlerin karşılıklı değiştirilmesi kabul edildi Sultan Dorduncu Murad Han, Safevi saldirılarının onune gecmek icin ordunun başında sefere karar verip, hazırlıkları tamamladı 18 Mart 1635'de Revan seferine cıkan Dorduncu Murad Han, onceden tesbit ettirdiği zorbalardan yolu uzerindekileri cezalandırdı 27 Temmuz 1635'te Revan onlerine ulaştı Sefer boyunca ordunun başında bulunup, askerlerle alakadar olan, kuvvet, heybet ve dehşetinden urkulen sultan Murad Hana ordu icinde buyuk bir emniyet ve hurmet hissi uyandı 28 Temmuz 1635 gecesi başlatılan Revan kuşatmasında butun muharebe planları tatbik edildi Sultan Murad Hanın kuşatmanın ilk gecesi yaralanan askerleri ateş hattından geriye cektirerek hastahane cadırlarında, cerrahlar tarafından tedavi ettirip, ilaclarının verilmesini emretmesi ve top atışlarında bulunması askerleri coşturdu Revan kalesini duşurmek icin yapılacak umUmi taarruz oncesinde Safeviler vire ile teslim olmak istediklerini bildirdiler 8 Ağustos 1635'te Revan kale muhafızı EmirgUneoğlu Tahmasp Kulu Han, Sultan Murad Hana kaleyi teslim etti Revan Kalesi tamir edilip, icine on iki bin asker ve yeteri kadar cephane konularak muhafızlığına Vezir Murtaza Paşa bırakıldı 11 Eylul 1635'te Tebriz şehri tekrar zaptedildi Safevi ordusu, Osmanlılarla meydan muharebesine cesaret edemediğinden karşılaşılmadı Aras Nehri taraflarındaki Zeynelli aşiretinden bin kadar nufusun, PasinErzurum, TercanErzincan taraflarındaki boş arazilere işgal edilmesi emrolundu Van ve Diyarbakır'da kalan sultan Murad Han, Revan seferine cıkışından on ay sonra 27 Aralık 1635'te İstanbul'a dondu Osmanlı ordusunun doğudan ayrılmasıyla; Safeviler, hududa tecavuz ederek 1 Nisan 1636'da Revan'ı işgal ettiler 2 Şubat1637'de sadrazamlığa getirdiği Bayram Paşayı Doğu seferi serdarlığına tayin eden Sultan Murad Hanın kendisi de hazırlıklara başladı ve 8 Mayıs 1637'de Bağdat seferine cıktı 16 Kasım 1638'de kuşatmanın başladığı sırada padişahtan, daha once ele gecirilmiş bulunan İmamı A'zam turbesini ziyaret etmesi istendi Ancak sultan; ''Bağdat, sapıkların pis ayaklarıyla kirlenirken, gidip o yuce İmamı ziyaretten haya ederim'' cevabını verdi Derhal tertibat alarak muhasaraya başladı Şehirde Bektaş Han Turkmen'in kumandasında 40000 kişilik bir Safevi garnizonu bulunuyordu Şah Safi ise, atlı kuvvetleriyle Kasrı Şirin'de olup Osmanlı muhasarasının gun gun takip etmesine rağmen mudahaleye cesaret edemiyordu Sultan Murad Han, 12000 sipahiyi İran iclerine sokup Şehriban bolgesini ciğnettiği halde, Şahı savaş meydanına cekemedi Şah, Bağdat'taki buyuk kuvvetlerine guveniyor, padişahın muhasaradan bıkınca cekilip gideceğini zannediyordu Padişahın ve seksen altı yaşındaki şeyhulislam Yahya Efendinin de on safta olduğu bu kuşatmada dehşetli vuruşmalar oldu Muhasaranın otuz yedinci gununde on saflarda yalın kılıc kahramanca carpışarak askeri coşturan Sadrazam Tayyar Mehmed Paşa, birkac kuleyi ele gecirdiği sırada alnından vurularak şehit oldu Yerine sadarete getirilen Kemankeş Mustafa Paşa, selefi gibi gayret edip birkac kuleyi daha ele gecirdi bu muvaffakiyetler uzerine muhasaranın otuz dokuzuncu gunu umUmi taarruza karar verildi Sabah erkenden başlayan şiddetli hucum karşısında kale teslim oldu
Boylece on dort sene on bir ay once bir ihanet sebebiyle Safevilerin eline duşen Bağdat artık kesin olarak Osmanlı idaresine gecti Sultan Dorduncu Murad Han, ilk iş olarak İmamı A'zam ve Seyyid Abdulkadiri Geylani hazretlerinin kabri şeriflerini ziyaret etti Bu buyuk zatların turbeleri, sapık duşunceli Safeviler tarafından tahrip edilmiş ve eşyaları yağmalanmıştı Padişah emir verip butun kabirlerin ve eserlerin tamirini bildirdi Şeyhulislam Yahya Efendiyi de, bu işlere nezaret etmekle vazifelendirdi Bu zaferden sonra Bağdat fatihi diye anılan Dorduncu Murad Han ordu ile sadrazam Mustafa Paşayı Bağdat'ta bırakarak İstanbul'a dondu
Sadrazam Kemankeş Mustafa Paşa, buyuk bir kuvvetle İran iclerine doğru harekete gectiği sırada Şahın barış isteği ile gonderdiği elciler geldi Sadrazam Kemankeş Mustafa Paşayla İran murahhasları Saru Han ve Muhammed Kuli Han arasında yapılan goruşmeler sonrasında, aşağı yukarı bugunku turk İran sınırının tesbit edildiği Kasrı Şirin Antlaşması imzalandı (17 Mayıs 1639) Bu antlaşmaya gore; Bağdat, Basra ve Şehri zUr havalisinden murekkep Irakı Arap Osmanlılarda, Erivan Safevilerde kaldı Ayrıca Safevilerin gerek Irak, gerekse Kars, Ahıska va Van taraflarına saldırmayacakları, Eshabı kiramı kotulemeyecekleri de antlaşma şartları icinde yer almıştı Sultan Murad Han, doğuda İran'la meşgulken, batıdaki hadiselerden de gunu gunune haber alıyordu Bilhassa Venediklilerin hudut tecavuzlerine karşı bu Cumhuriyetle butun ticari munasebetlerin kesilmesini ve hemen savaş acılmasını emretti Ancak bu sırada damla hastalığından muzdarip bulunan sultanın durumu ağırlaştı bunun uzerine Divan, emri ceşitli bahanelerle on uc gun geciktirdi bu arada Venedik elcisi gelip, anın butun şartlarını kabul etti ve savaş durduruldu Nitekim cok gecmeden padişahın hastalığı daha da artarak 89 Şubat 1640 gunu, guneş battıktan sonra İmam YUsuf Efendi Yasini şerif okurken vefat etti Sultanahmed Camii avlusunda Şeyhulislam Yahya Efendinin imamlığında muezzinlerin ''Er kişi niyyetine!'' nidaları ve Muslumanların gozyaşları arasında kılınan cenaze namazından sonra babası Birinci Ahmed Hanın turbesine defnedildi
Dorduncu Murad Han Arapca ve Batı dillerine hakim olup her turlu memleket meselesine vakıftı İlmi ve ilim adamlarını cok sever, fırsat buldukca ilim meclislerine gider, onları teşvik ederdi Evliya Celebi ve Katib Celebi gibi alimler, teşvik ettiği kimseler arasında idi Kur'anı kerim okumayı ve ibadetlerini hic ihmal etmezdi Dedesi Yavuz Sultan Selim Han gibi o da Hırkai saadet dairesinde Kur'anı kerim okurdu Omrunu devlete hizmet ve Allahu tealanın emir ve yasaklarına itaatle geciren bu turk hakanı, Ehli sunnet duşmanı Acemlerin pekcok iftiralarına maruz kaldı Bunlar kendilerinde bulunan zilletleri bu buyuk padişaha da bulaştırmaya kalkıştılarİnsanlara zulum ettiğini ve icki ictiğini soylediler Halbuki devrin kaynaklarında Murad Hanın icki ictiğine dair en kucuk bir bilgi yoktur
Bircok tarihcinin Kanuni sonrası en buyuk Osmanlı padişahı olarak kabul ettikleri Dorduncu Murad Han, hep dedesi Yavuz Sultan Selim Hana benzemeye calışırdı Gercekten de bircok vasıfları onunla uyuşurdu Fakat Yavuz'un sahip olduğu kıymetli Devlet adamlarına ve tecrubeye malik değildi Tahta gectiğinde hazine bomboştu Vefatında ise, on beş milyon altın olup, gumuş paranın haddi hesabı belli değildi Avrupa baştan başa istihbarat ağı ile orulmuştu Avrupalıların en gizli sırları, Osmanlı sarayına gununde ulaşıyor ve ona gore vaziyet alınıyordu Tahta cıktığında neye yaradığı belli olmayan yuz bin yeniceri varken, vefatında itaat altına alınmış otuz beş bin yeniceri bulunuyordu Dorduncu murad Han, bozulmuş devlet nizamını yoluna koymak icin mulazimlikleri kaldırdı Timar sistemini yeniden duzene koydu İsrafın onune gecmek icin kanunlar cıkarttı Sipahilerden zorbalıkla ele gecirdikleri evkaf idaresini ve diğer hukumet hizmetlerini aldı Sipahileri intizam ve itaat altına alarak, bunların ve bir takım bozguncuların toplandığı yerler olan kahvehaneleri kapatarak asayişi temin etti Yenicerilik tahsisatının şuna buna yemlik olması sUistimalini kaldırarak, yeniceriliği ıslah etti Vefatında icte ve dışta huzurlu ve itibarlı bir devlet bıraktı Sultan Murad Hanın cesareti, her turlu zorluğa tahammulu, keskin zekası, hunerleri, askeri dehası, atıcılık, binicilik, silahşorlukteki başarısı, askerleri ve tebeası tarafından cok takdir ediliyordu İki yuz okkalık gurzleri kolayca kaldırır, hızla giden iki atın birinden diğerine atlar, attığı ok, tufek mermisinden uzağa duşerdi Devrinin butun silahlarını en iyi şekilde kullanırdı En kucuk sucları bile memleketin selameti icin cezalandırmaktan cekinmeyen sultan Dorduncu Murad Hanın merhameti de coktu Savaş esnasında otağının yanına kurdurduğu seyyar hastahanelerdeki yaralı ve hastaları ziyaret eder, onlarla yakından ilgilenirdi Memleketin her tarafındaki imarethanelerin vakıf şartlarına uygun şekilde calışması, fakir ve yetimlerin ac ve acıkta kalmaması icin gayret gosterirdi Din ve Devlet menfaatine iş yapanı hemen mukafatlandıran Sultan Murad Han, pekcok hayırlı işin yanında, topkapı sarayında Revan ve Bağdat koşku gibi nadide eserler, kopruler, kervansaraylar, hanlar ve benzeri hayır eserleri de inşa ettirdi Boğazda yaptırdığı sarayda, oğlu Muhammed'in doğumundan yedi gece kandilleri astırıp şenlikler yapıldığından, buraya Kandilli denildi Kavaklar'daki kaleleri yaptırdığı gibi, pekcok şehrin de surlarını tamir ettirdi Bağdat'ı feth edince, İmamı A'zam ve Abdulkadiri Geylani hazretlerinin turbelerinin tamiri yaptırdı Kabei muazzamayı su basması uzerine; Ankaralı Mehmed ile Rıdvan Ağayı Kabei muazzamayı tamirle vazifelendirdi Sultan Dorduncu Murad Han devrinde kazanılan zaferlerin yanında pekcok alim, şair, tarihci ve sanatkar yetişerek kıymetli eserler meydana getirmişerdir bunlardan bibliyografya, tarih, coğrafya sahasında katip Celebi ve Vekayiname sahibi Topcular katibi Abdulkadir, RavdatulEbrar ve Zafername sahibi Karacelebizade Abdulaziz, Tarihi Gılmani sahibi Mehmed Halife, teşkilat ve idare sahasında Koci Bey vardır Yine Erzurumlu Omer, Nef'i, Azmizade Mustafa Haleti, Naibi, Yahya, Bahai, Cevri ve Fehimi Kadim, devrinde onde gelen şairlerdir Yine suslu nesrin on yedinci yuzyıldaki temsilcilerinden Nergisi de Dorduncu Murad devrinin meşhUrlarındandır
Bundan başka şair olan bu padişahın devrinde halk edebiyatı sarayca desteklenmiş, zaferlerine destanlar, olumune halk şairlerince şiirler yazılmıştır Bu şairlerden bazıları saraya intisap etmişlerdir Bunların belli başlıları Kuloğlu, katibi, Kayıkcı Kul Mustafa gibi halk şairleridir Yine devrin tekke edebiyatındaki buyuk temsilcisi Aziz MahmUd Hudai de, bu devrin sahasında onde gelen şairlerindendir
alıntı