bilgiliadam
Yeni Üye
ALİ İMRAN Suresi hakkında Bilgi ve Türkçe meali Ali İmran suresi Kur'anı Kerim'den bu surenin okunması insanlar içinde seçkin bir yer edinmeye, ondan bir ayet okumak aile içinde eksik nasibe, fazla yolculuk etmeye kötüye işaret eder Rüyada Ali îmran suresini veya bu surenin bir kismini okudugunu yoksa okundugunu gören, Ebu Bekir (RA) hazretlerine kadar, akraba ve dostlari arasinda kismeti az olur Ihtiyarliginda çocugu olur Fazla gezi eder Irk arasinda sevilir ve her türlü fenaliklardan uzakta kalir Nafi ve îbni Kesir de bu sekilde yorumlamistir, îbni Sirin'e kadar ise, millet arasinda şirin, fena hallerden kaçinan biri olarak yorumlaniyor Kirmani ise, rüya sahibi Islam dinine bagli olarak ölür ve gömülür Evladi yahut Cenabii Hakk (cc) ona bir evlat ihsan eder, diyor Caferi Sadik dininde ve hareketlerinde dogru, halk müziği arasinda makbul ve aziz, dünya ve ahirette affa mazhar olur, buyuruyor Bir baska rivayete görede: Bu süreyi veya bu sürenin bir kismim rüya da okudugunu bakmak, o kimsenin ailesi arasinda pozitif durmamasina veya fazla seyahat yapmasina isaret ederBazi tabirciler bu rüya seçkin, masiyetten art ve hizmet ehli bir kimseye isaret eder demisler Arapça yazılışını buradan inceleyibilir indirebilirsinız kızlar 64009 64009 aliimransuresihakkindabilgiveturkcemeali5c544058b5abealiimransuresihakkindabilgiveturkcemeali5c544058b5abe 492 801 ALİ İMRAN Suresi hakkında Bilgi ve Türkçe meali kuranikerimaliimransuresijpg64009 ALİ İMRAN Suresi hakkında Bilgi ve Türkçe meali kuranikerimaliimransuresijpg64009 ALİ İMRAN TÜRKÇE MEALİ: 1 Elif, Lâm Mîm, 2 Allah, kendisinden diğer tanrı olmayan, hayy ve kayyûmdur 3 4 O, sana kendisinden öncekileri tasdik edip doğrulayan bu kitabı hak ile indirdi Daha önce insanlara hidayet olarak Tevrat'ı ve İncil'i de yeniden O indirmişti Evet bu Furkan'ı da O indirdi Gerçek şu ki, Allah'ın âyetlerini inkâr edenler için çetin bir azap vardır Allah fazla güçlüdür, intikamını alır 5 Şu da kesindir ki, ne yerde, ne de gökte hiçbir şey Allah'a gizli kalmaz 6 Sizi, rahimlerde dilediği gibi şekillendiren O'dur Kendisinden başka tanrı olmayan, şan, itibar ve hikmet sahibi olan O'dur 7 Sana bu kitabı indiren O'dur Bunun âyetlerinden bir kısmı muhkemdir ancak, bu âyetler, kitabın anası (aslı) demektir Diğer bir kısmı da müteşabih âyetlerdir Kalblerinde kaypaklık olanlar, sırf fitne içeri almamak için, üstelik kendi keyflerine göre te'vil yerine getirmek için onun müteşabih olanlarının peşine düşerler Halbuki onun te'vilini Allah'dan başka kimse bilmez İlimde uzman olanlar, Biz buna inandık, tümü Rabbimiz katındandırderler Üstün akıllılardan başka biri da derin düşünmez 8 Ey Rabbimiz! Bize ihsan ettiğin hidayetten daha sonra kalblerimizi haktan saptırma, bize kendi katından rahmet ihsan eyle! şüphesiz ki, Sen bol ihsan sahibisin 9 Ey Rabbimiz! Bize ihsan ettiğin hidayetten sonradan kalblerimizi haktan saptırma, bize kendi katından rahmet ihsan eyle! şüphesiz ki, Sen bol ihsan sahibisin 10 Ey Rabbimiz! Belirli ancak, Sen, geleceğinde hiç şüphe olmayan bir günde tüm insanları bir araya toplayacaksın Emin fakat Allah, hiç sözünden caymaz 11 Hakiki şu fakat, kâfirlere, Allah'tan gelecek bir zararı, ne malları, ne de evlatları engelleyemez İşte onlar, o ateşin yakıtı olacaklar 12 Gidişatları, Firavun soyunun ve daha öncekilerin gidişatı gibidir Onlar, âyetlerimizi yalan saymışlardı Bunun üstüne Allah da onları işledikleri günahlar yüzünden yakalayıp alaşağı etti Allah, cezası çetin olandır 13 O inkârcı kâfirlere de ancak, siz mutlaka yenilgiye uğrayacak ve toplanıp cehenneme doldurulacaksınız Orası ne fena bir döşektir 14 Hiç kuşkusuz karşı karşıya gelen iki toplulukta size bir âyet, bir işaret ve ibret vardır Onlardan biri Allah yolunda savaşıyordu, öbürü de kâfirdi ve karşılarındakini göz kararıyla kendilerinin iki katı görüyorlardı Allah da gönderdiği yardımla dilediğini destekliyordu Görebilen gözleri olanlar için kuşkusuz bunda açık açık bir ibret vardır 15 İnsanlara kadınlar, oğullar, yüklerle altın ve gümüş yığınları, salma atlar, davarlar, ekinler kabilinden aşırı sevgiyle bağlanılan şeyler fazla süslü gösterilmiştir Halbuki bunlar dünya hayatının geçici faydalarını sağlayan şeylerdir Ancak varılacak yerin (ebedî hayatın) bütün güzellikleri Allah katındadır 16 De ancak, size, o istediklerinizden daha hayırlısını haber vereyim mi? Korunan kullar için Rablerinin yanında cennetler var ama, altlarından ırmaklar akar, içlerinde ebedî kalmak üzere onlara, hem tertemiz eşler var, keza de Allah'dan bir rıza vardır Allah, o kulları görür 17 Onlar ancak, Ey Rabbimiz! Biz inandık, iman getirdik, bundan böyle bizim suçlarımızı bağışla ve bizi alev azabından koru!derler 18 O sabredenleri, o doğruluktan şaşmayanları, o elpençe an duranları, o nafaka verenleri ve seher vakitlerinde o istiğfar edip yalvaranları (görür) 19 Allah şehadet eyledi şu gerçeğe oysa, diğer tanrı yok, fakat O vardır Tüm melekler ve ilim uluları da doğruca olarak buna şahittir oysa, başka tanrı yok, ama O aziz, O hakîm vardır 20 Doğrusu Allah katında din, İslâm'dır; o kitap verilenlerin anlaşmazlıkları ise sırf kendilerine ilim geldikten sonradan aralarındaki taşkınlık ve ihtirastan dolayıdır Her kim Allah'ın âyetlerini inkâr ederse iyi bilsin ancak, Allah hesabı ivedi görendir 21 Buna karşı seninle münakayaşa kalkışırlarsa de ancak: Ben, bana uyanlarla birlikte kendi özümü Allah'a teslim etmişimdir Kendilerine kitap verilenlere ve (kitap verilmeyen) ümmîlere de oysa: Siz de İslâm'ı kabul ettiniz mi?Eğer İslâm'a girerlerse hidayete ermiş olurlar Eğer yüz çevirirlerse, sana düşen şey fakat beyanat etmektir Allah kulları görendir Allah'ın âyetlerini inkâr edenler ve haksız yere peygamberleri öldürenler, millet içinde adaleti emredenlerin canına kıyanlar yok mu? Bunları acıklı bir azapla müjdele! 22 İşte bunlar o kadar kimselerdir fakat, dünyada da ahirette de tüm yaptıkları boş yere gitmiştir Onların hiçbir yardımcıları da olmayacaktır 23 Görmüyor musun, o kendilerine kitaptan bir nasip verilmiş olanlar, arasında hüküm vermek için Allah'ın kitabına eğlence olunuyorlar da, sonra içlerinden bir kısmı yüz çevirerek dönüp gidiyorlar 24 Bunun sebebi, onların kesin günlerden başka bize asla ateş azabı dokunmazdemeleridir Uydurageldikleri yalanlar dinlerinde kendilerini aldatmaktadır 25 O geleceğinde hiç belirsizlik olmayan günde kendilerini bir araya topladığımız ve hiç kimseye haksızlık edilmeden herkese ne kazandıysa adamakıllı ödendiği vakit halleri nasıl olacaktır? 26 De oysa: Ey mülkün sahibi Allah'ım! Sen mülkü dilediğine verirsin, dilediğinden de onu çeker alırsın, dilediğini aziz edersin, dilediğini zelil edersin Hayır Senin elindedir Emin ancak, Sen her şeye kâdirsin 27 Geceyi gündüzün içine sokarsın, gündüzü gecenin içine sokarsın; ölüden diri çıkarırsın, diriden ölü çıkarırsın Dilediğine de hesapsız rızık verirsin 28 Müminler, müminleri bırakıp da kâfirleri arkadaş edinmesin ve onu her kim yaparsa Allah'dan ilişiği indirilmiş olur, ama onlardan bir korunma yapmanız başkadır bununla birlikte Allah sizi kendisinden korunmanız hususunda uyarır Nihâyet gidiş Allah'adır 29 De fakat, göğüslerinizdekini gizleseniz de, açığa vursanız da Allah onu bilir Göklerde ne var, yerde ne varsa hepsini bilir Hiç kuşkusuz Allah, her şeye kadirdir 30 O gün her nefis, ne hayır işlemişse, ne musibet yapmışsa onları önünde hazır bulur Yaptığı kötülüklerle kendi arasında uzak bir mesafe bulunsun ister Allah, size ana kendisinden çekinmenizi emreder hiç kuşkusuz Allah, kullarını fazla esirger 31 De ama, siz fiilen Allah'ı seviyorsanız bana uyun oysa, Allah da sizi sevsin ve suçlarınızı bağışlasın Çünkü Allah fazla esirgeyici ve bağışlayıcıdır 32 De ama, Allah'a ve Peygamber'e itaat edin! Eğer tersine giderlerse, kesin olmama değil ama Allah kâfirleri sevmez 33 Aslında Allah, Adem'i, Nuh'u, İbrahim soyunu ve İmran soyunu âlemler üzerine seçkin kıldı 34 Bir zürriyet olarak birbirinden gelmişlerdir Allah her şeyi işitendir, bilendir 35 İmran'ın karısı: Rabbim, karnımdakini bütün özgürlük olarak sana adadım, benden kabul buyur, şüphesiz sen işitensin, bilensindemişti 36 Onu doğurunca Allah onun ne doğurduğunu bilip dururken şöyle dedi: Rabbim, onu kız doğurdum; erkek, kız gibi değildir Ona Meryem adını verdim Onu ve soyunu koğulmuş şeytanın şerrinden sana ısmarlıyorum 37 Bunun üstüne Rabbi onu hoş bir şekilde kabul buyurdu ve onu güzel bir bitki gibi yetiştirdi ve Zekeriyya'nın himayesine verdi Zekeriyya ne zaman kızın bulunduğu mihraba girse, onun yanında yeni bir gıda bulurdu Meryem! Bu sana nereden geldi?deyince, o da: Bu, Allah katındandırderdi Kuşkusuz Allah, dilediğine hesapsız rızık verir 38 Orada Zekeriyya, Rabbine dua etti: Rabbim! Bana katından şanslı bir nesil ver Kuşkusuz sen, duayı hakkıyle işitensindedi 39 Zekeriyya mabedde namaz kılarken melekler ona: Allah sana, Allah'dan bir kelimeyi doğrulayıcı, efendi, nefsine baskın ve iyilerden bir peygamber olarak Yahya'yı müjdelerdiye ünlediler 40 Zekeriyya: Ey Rabbim, benim nasıl oğlum olabilir? Bana ihtiyarlık gelip çattı, karım ise kısırdırdedi Allah: Öyledir, fakat Allah dilediğini yaparbuyurdu 41 Zekeriyya: Rabbim! (oğlum olacağına dair) bana bir alâmet verdedi Allah da buyurdu ki: Senin için alâmet, insanlara üç gün, işaretten diğer söz söyleyememendir Hem Rabbini çok lahza, sabahleyin akşam tesbih et 42 Hani melekler: Ey Meryem! Allah seni seçti, seni tertemiz yarattı ve seni dünya kadınlarına üstün kıldı 43 Ey Meryem! Rabbine an dur ve secdeye kapan ve rüku' edenlerle beraber rüku' etdemişlerdi 44 İşte bu, sana vahyettiğimiz gayb haberlerindendir (Yahut) Meryem'i kim himayesine alıp koruyacak?diye kalemlerini (kur'a için) atarlarken sen yanlarında değildin (Bu hususta) Tartışırlarken de yanlarında bulunmadın 45 şöyle demişti: Ey Meryem! Allah sana kendisinden bir kelimeyi müjdeliyor oysa, adı Meryem oğlu İsa Mesih'dir; dünyada da ahirette de itibarlı, bununla beraber Allah'a çok yakınlardandır 46 Beşikte de, yetişkin çağında da insanlarla konuşacak ve iyilerden olacaktır 47 (Meryem): Ey Rabbim, bana bir beşer dokunmamışken benim nasıl çocuğum olur?dedi Allah: Pek ama, Allah dilediğini yaratır, bir şeyin olmasını dilediğinde ona sadece 'ol!' der, o da hemencecik oluverirdedi 48 Allah ona kitab (okuma ve yazmay)ı, hikmeti ve Tevrat ile İncil'i öğretir 49 Allah onu İsrailoğullarına (şöyle diyecek) bir peygamber olarak gönderir: şüphesiz ki ben size Rabbinizden bir âyet (mucize, evrak) getirdim: Size, kuş şeklinde çamurdan birşey yaparım da içine üflerim, Allah'ın izniyle o, kuş olur; anadan doğma körü ve alacalıyı iyileştiririm ve Allah'ın izniyle ölüleri diriltirim Evlerinizde ne yiyor ve neleri biriktiriyorsanız size haber veririm 50 Önümdeki Tevrat'ı doğrulayıcı olarak ve size haram kılınan bir takım şeyleri helal kılmak için (geldim) ve Rabbiniz göre size bir mucize getirdim Bundan Böyle Allah'tan korkun da bana uyun 51 Kuşkusuz Allah, benim de Rabbim, sizin de Rabbinizdir Onun için daima O'na kulluk edin! İşte bu, içten yoldur 52 İsa onların inkârlarını hissedince: Allah yolunda yardımcılarım kim?dedi Havariler: Allah yolunda yardımcılar biziz Allah'a iman ettik Şahit ol oysa, biz belirli müslümanlarızdediler 53 Ey Rabbimiz, senin indirdiğine iman ettik, o peygambere de uyduk Artık bizi şahidlerle beraber yaz 54 Onlar hileye başvurdular, Allah da onların tuzağını boşa çıkardı Allah hileleri boş yere çıkaranların en hayırlısıdır 55 O vakit Allah şöyle dedi: Ey İsa, hiç kuşkusuz seni öldüreceğim, seni kendime yükselteceğim ve seni inkârcılardan temizleyeceğim Ayrıca sana uyanları, kıyamete kadar o küfredenlerin üzerinde tutacağım Sonra dönüşünüz banadır, ayrılığa düştüğünüz hususlarda aranızda hükmedeceğim 56 İnkâr edenlere gelince, onlara dünyada da, ahirette de şiddetli bir şekilde azab edeceğim, onların hiçbir yardımcıları da olmayacaktır 57 İman edip iyi işler yapanlara gelince, Allah onların mükafatlarını tastamam verecektir Allah zalimleri sevmez 58 İşte bu sana okuduğumuz, âyetlerden ve hikmetli Kur'ân'dandır 59 Doğrusu Allah katında İsa'nın (yaratılışındaki) durumu, Âdem'in durumu gibidir; onu topraktan yarattı, daha sonra ona ol!dedi, o da oluverdi 60 Bu hak (gerçek) senin rabbindendir, o halde şüphecilerden olma 61 Sana (gerekli) data geldikten sonra bundan böyle kim bu konuda seninle tartışacak olursa, de ama: Gelin, oğullarımızı ve oğullarınızı, kadınlarımızı ve kadınlarınızı, kendimizi ve kendinizi çağıralım, sonra da lanetleşelim; Allah'ın lanetinin yalancılara olmasını dileyelim 62 İşte (İsa hakkında söylenen) reel kıssa budur Allah'tan başka hiçbir tanrı yoktur Kesin fakat Allah fazla güçlüdür ve hikmet sahibidir 63 Eğer (haktan) yüz çevirirlerse, hiç kuşkusuz Allah bozguncuları çok iyi bilendir 64 De ama: Ey kitap ehli! Sizinle bizim aramızda müşterek olan bir söze geliniz Allah'tan başkasına kulluk etmeyelim, O'na hiçbir şeyi eş tutmayalım ve Allah'ı bırakıp da kimimiz kimimizi ilâhlaştırmasın Eğer onlar yine yüz çevirirlerse, deyin ki: Tanık olun biz müslümanlarız 65 Ey Kitap ehli! İbrahim hakkında niçin tartışıyorsunuz? Ama Tevrat da, İncil de ondan sonradan indirilmiştir Siz hiç düşünmüyor musunuz? 66 İşte siz böylesiniz Haydi azıcık bilginiz olan şey hakkında tartıştınız, ya hiç bilginiz olmayan şey hakkında niçin tartışıyorsunuz? Allah bilir, siz bilmezsiniz 67 İbrahim, ne yahudi, ne de hıristiyandı; ama o, Allah'ı bir tanıyan doğrudan doğruya bir müslümandı, müşriklerden de değildi 68 Doğrusu onların İbrahim'e en yakın olanı, ona uyanlar, şu Peygamber ve iman edenlerdir Allah da müminlerin dostudur 69 Kitap ehlinden bir grup sizi çarpıtmak istediler, halbuki sırf kendilerini saptırıyorlar da farkına varmıyorlar 70 Ey kitap ehli! (gerçeği) gördüğünüz halde, neden Allah'ın âyetlerini inkâr ediyorsunuz? 71 Ey kitap ehli! Neden hakkı batıla karıştırıyor ve mahsus gerçeği gizliyorsunuz? 72 Kitap ehlinden bir grup: Müminlere indirilene günün başlangıcında inanın, sonunda da inkâr edin, olur ya onlar da dönerlerdedi 73 Ve kendi dininize uyanlardan başkasına inanmayın(dediler) De oysa: Kuşkusuz doğru yol, Allah'ın yoludur (Onlar kendi arasında): Size verilenin benzerinin hiçbir kimseye verilmiş olduğuna, yoksa Rabbinizin huzurunda sizin aleyhinize deliller getireceklerine(de inanmayın dediler) De oysa: Lütuf Allah'ın elindedir, onu dilediğine verir Allah, rahmeti bol olan, her şeyi hakkıyla bilendir 74 Rahmetini dilediğine ödev eder Allah, büyük lütuf ve kerem sahibidir 75 Kitap ehlinden öylesi vardır ama, ona yüklerle mal emanet etsen, onu sana eksiksiz iade eder Lakin öylesi de vardır fakat, ona bir dinar itimat etsen, tepesine dikilip durmadıkça onu sana iade etmez Bu da onların, Ümmîlere karşısında yaptıklarımızdan bize vebal yokturdemelerinden dolayıdır Ve onlar, bilerek Allah'a aleyhinde yalan söylerler 76 Hayır, kim sözünü yerine getirir ve kötülüklerden korunursa, şüphesiz Allah da korunanları sever 77 Allah'a verdikleri sözü ve yeminlerini az bir paraya satanlar var ya, işte onların ahirette bir payı yoktur; Allah kıyamet günü onlarla hiç konuşmayacak, onlara bakmayacak ve onları temizlemeyecektir Onlar için acı bir azab vardır 78 Kitap ehlinden pek bir güruh da vardır fakat, siz onu kitaptan sanasınız diye, dillerini kitaba doğru eğip bükerler Halbuki o, kitaptan değildir Bu, Allah katındandırderler; ama o, Allah katından değildir Allah'a aleyhinde, kendileri bilip dururken, yalan söylerler 79 İnsanlardan hiçbir kimseye, Allah kendisine kitap, hüküm ve peygamberlik verdikten sonra, kalkıp insanlara: Allah'ı bırakıp bana kul olundemesi yakışmaz Fakat onun: Öğrettiğiniz ve okuduğunuz kitap gereğince Rabb'e halis kullar olun(demesi uygundur) 80 Ve O size: i ve peygamberleri tanrılar edinindiye de emretmez Siz müslüman olduktan sonradan, size hiç inkârı emreder mi? 81 Allah peygamberlerden şöyle laf almıştı: Andolsun ki size kitab ve hikmet verdim, daha sonra yanınızda bulunan (kitaplar)ı doğrulayıcı bir peygamber geldiğinde ona belli inanacak ve ona destek edeceksiniz! Bunu kabul ettiniz mi? Ve bu hususta ağır ahdimi üzerinize aldınız mı?demişti Onlar: Kabul ettikdediler (Allah da) dedi ama: Öyleyse şahit olun, ben de sizinle beraber şahit olanlardanım 82 Artık bundan daha sonra her kim dönerse, işte onlar yoldan çıkmışların ta kendileridir 83 Onlar, Allah'ın dininden başkasını mı arıyorlar? Halbuki göklerde ve yerde ne varsa tümü, ister istemez O'na boyun eğmiştir ve O'na döndürülüp götürüleceklerdir 84 De ancak: Allah'a, bize indirilen (Kur'ân)e, İbrahim'e, İsmail'e, İshak'a, Yakub'a ve torunlarına indirilene, Musa'ya, İsa'ya ve peygamberlere Rablerinden verilenlere inandık Onların aralarında hiçbir fark gözetmeyiz, biz O'na teslim olmuşlarız 85 Kim İslâm'dan başka bir din ararsa ondan asla kabul edilmeyecek ve o ahirette de hasar edenlerden olacaktır 86 İnandıktan, Peygamber'in hak olduğuna şehadet ettikten ve kendilerine açık deliller geldikten sonra, inkâra sapan bir milleti Allah nasıl içten yola eriştirir? Allah zalimler güruhunu içten yola iletmez 87 İşte onların cezaları, Allah'ın, meleklerin, insanların hepsinin laneti onların üzerlerindedir 88 Onlar bu (lanetin) içinde ebedî kalacaklardır Kendilerinden ne bu azab hafifletilir, ne de yüzlerine bakılır 89 Ancak bundan sonra tevbe edip kendini düzeltenler diğer şüphesiz ki Allah, çok bağışlayan ve çok esirgeyendir 90 Şüphesiz imanlarının gerisinde küfreden, sonradan da küfrünü artırmış olanların tevbeleri katiyen kabul olunmaz İşte onlar sapıkların ta kendileridir 91 Belli oysa inkâr edenler ve kâfir oldukları halde de ölenler, yeryüzü dolusu altın fidye verseler bile hiç birisinden asla kabul edilmeyecektir İşte dayanılmaz azab onlar içindir Onların hiçbir yardımcıları da yoktur 92 Sevdiğiniz şeylerden (Allah yolunda) harcamadıkça, hakiki iyiliğe katiyen erişemezsiniz Her ne harcarsanız Allah onu hakkıyla bilir 93 Tevrat indirilmeden önce, İsrail (Yakub)in kendisine haram kıldığı dıştan, yiyeceklerin tümü İsrailoğullarına helal idi De oysa: Eğer doğrulardan iseniz, haydi Tevrat'ı getirip okuyun 94 Kim bundan daha sonra Allah'a karşı yalan uydurursa, işte onlar zalimlerin ta kendileridir 95 De fakat: Allah dürüst söylemiştir Öyle ise direkt olarak, Allah'ı birleyici olarak İbrahim'in dinine uyun O, müşriklerden değildi 96 Şüphesiz halk için kurulan birincil mabed, Mekke'deki fazla mübarek ve bütün âlemlere hidayet kaynağı olan Beyt (Kabe)dir 97 Onda açıkça deliller, İbrahim'in makamı vardır Oraya giren güvene erer Ona bir yol bulabilenlerin Beyt'i haccetmesi Allah'ın halk üstünde bir hakkıdır Kim inkâr ederse, kuşkusuz Allah bütün âlemlerden müstağni (kimseye muhtaç değil, her şey ona yoksul)dir 98 De oysa: Ey kitap ehli! Allah yaptıklarınızı görüp dururken neden Allah'ın âyetlerini inkâr ediyorsunuz? 99 De ki: Ey kitap ehli! Gerçeği görüp bildiğiniz hâlde niçin Allah'ın yolunu eğri göstermeye yeltenerek müminleri Allah'ın yolundan çevirmeye kalkışıyorsunuz? Allah yaptıklarınızdan habersiz değildir 100 Ey iman edenler! Kendilerine kitap verilenlerden herhangi bir gruba uyarsanız, imanınızdan sonradan sizi döndürüp kâfir yaparlar 101 Size Allah'ın âyetleri okunup dururken ve Allah'ın elçisi de aranızda iken nasıl inkâra saparsınız? Kim Allah'a sıkıca bağlanırsa, elbette dürüst yola iletilmiştir 102 Ey iman edenler! Allah'tan, O'na yaraşır şekilde korkun ve ama müslümanlar olarak can verin 103 Her Zaman birlikte Allah'ın ipine (kitabına, dinine) sıkıca sarılın Parçalanıp ayrılmayın Allah'ın üzerinizdeki nimetini düşünün Hani siz birbirinize düşmanlar idiniz de, O, kalplerinizi birleştirmişti İşte O'nun (bu) nimeti bir uçtan bir uca kardeşler olmuştunuz Yine siz, bir alev çukurunun tam kenarında iken oradan da sizi O kurtarmıştı İşte Allah size âyetlerini böyle açık açık bildiriyor fakat, dürüst yola eresiniz 104 İçinizden hayra çağıran, iyiliği emredip kötülükten men eden bir kalabalık bulunsun İşte kurtuluşa eren onlardır 105 Kendilerine açık açık deliller geldikten sonra parçalanıp ayrılığa düşenler gibi olmayın İşte bunlar için büyük bir cefa vardır 106 O gün bazı yüzler ağarır, bazı yüzler kararır Yüzleri kararanlara: İmanınızdan sonradan küfrettiniz ha? O Kadar ise inkâr etmenize karşılık azabı tadın(denecektir) 107 Yüzleri ağaranlara gelince, (onlar) Allah'ın rahmeti içindedirler Onlar orada ebedî kalacaklardır 108 Bunlar Allah'ın, sana reel olarak okuyageldiğimiz, âyetleridir Allah âlemlere hiçbir haksızlık etmek istemez 109 Göklerde ve yerde olanların tümü Allah'ındır Bütün işler Allah'a döndürülür 110 Siz halk için çıkarılmış en hayırlı ümmetsiniz İyiliği emreder, kötülükten vazgeçirmeğe çalışır ve Allah'a inanırsınız Kitap ehli de inansaydı kendileri için muhakkak daha hayırlı olurdu İçlerinden iman edenler de var, fakat pek çoğu yoldan çıkmışlardır 111 Onlar size eziyetten diğer bir hasar veremezler Eğer sizinle savaşmaya kalkışsalar, size arkalarını dönüp kaçarlar Sonra kendilerine yardım da edilmez 112 Onlar nerede bulunurlarsa bulunsunlar, üzerlerine alçaklık damgası vurulmuştur Meğer ama Allah'ın ipine ve ahali (müminler)ın ahdine sığınmış olsunlar Onlar Allah'ın hışmına uğradılar ve üzerlerine de miskinlik damgası vuruldu Bunun sebebi, onların Allah'ın âyetlerini inkâr etmiş olmaları ve haksız yere peygamberleri öldürmeleridir Ayrıca isyan etmiş ve haddi de aşmışlardı 113 Tümü bir değildirler Kitap ehli içinde doğruluk üzere yer alan bir ümmet (topluluk) vardır ancak, gecenin saatlerinde onlar secdeye kapanarak Allah'ın âyetlerini okurlar 114 Allah'a ve öbür dünya gününe inanırlar, iyiliği emrederler, kötülükten vazgeçirmeye çalışırlar, hayır işlerinde de birbirleriyle yarışırlar İşte onlar iyi insanlardandır 115 Onlar ne hayır işlerlerse karşılıksız bırakılmayacaklardır Allah kendisinden gereği gibi sakınanları bilir 116 O inkâr edenler (var ya), onların ne malları, ne de evlatları, onlara Allah'a aleyhinde hiçbir üstünlük sağlamayacaktır Onlar, ateş halkıdır; orada baki kalacaklardır 117 Onların bu dünya hayatında harcadıklarının durumu, kendilerine zulmeden bir topluluğun ekinlerini vurup da mahveden kavurucu ve soğuk bir rüzgarın hali gibidir Allah onlara zulmetmedi Fakat kendileri, kendilerine zulmediyorlar 118 Ey iman edenler! Kendi dışınızdakilerden sırdaş edinmeyin Çünkü onlar size fenalık etmekten asla geri kalmazlar, hep sıkıntıya düşmenizi isterler Kin ve düşmanlıkları ağızlarından taşmaktadır Kalplerinde gizledikleri ise daha büyüktür Düşünürseniz, biz size âyetleri açıkladık 119 İşte siz o kadar kimselersiniz ancak, onları seversiniz, halbuki onlar sizi sevmezler, siz kitap(lar)ın hepsine inanırsınız, onlarsa sizinle buluştukları süre inandıkderler Başbaşa kaldıkları vakit da kinlerinden dolayı parmaklarının uçlarını ısırırlar De ama: kininizle geberin! şüphesiz ki Allah göğüslerin (gönüllerin) özünü bilir 120 Size bir iyilik dokunsa fenalarına gider, başınıza bir musibet gelse onunla sevinirler Eğer sabreder ve Allah'dan gereğince korkarsanız, onların hileleri size hiçbir zarar vermez; çünkü Allah onları kendi amelleriyle kuşatmıştır 121 Hani sen sabahtan erkenden müminleri savaş mevzilerine yerini belirlemek için ailenden ayrılmıştın Allah, hakkıyla işiten ve bilendir 122 O süre içinizden iki ekip bozulmaya yüz tutmuştu Halbuki Allah onların yardımcısı idi İnananlar, yalnız Allah'a dayanıp güvensinler 123 Andolsun, sizler zayıf olduğunuz halde Allah size Bedir'de destek etmişti Allah'tan sakının fakat, O'na şükretmiş olasınız 124 O süre sen müminlere: Rabbinizin size, kesik üç bin melek ile takviye etmesi size yetmez mi?diyordun 125 Evet, sabreder ve (Allah'tan) korkarsanız, onlar birden üzerinize gelseler, Rabbiniz size nişanlı nişanlı beş bin melekle takviye eder 126 Allah, bunu size sırf bir müjde olsun ve kalpleriniz bununla yatışsın diye yaptı Takviye, yalnız tekrar tekrar şampiyon ve hikmet sahibi olan Allah katındandır 127 (Allah bu yardımı) inkâr edenlerden bir kısmını kessin ya da acınacak halde etsin de umutsuz olarak dönüp gitsinler (diye yaptı) 128 Bu işten sana hiçbir şey düşmez (Allah), ya onların tevbesini kabul eder, yoksa onlara, acımasız olduklarından nedeniyle azab eder 129 Göklerde ve yerde olanların hepsi Allah'ındır Dilediğini bağışlar, dilediğine azab eder Allah, çok bağışlayan, çok esirgeyendir 130 Ey iman edenler! Kat kat artırılmış olarak faiz yemeyin Allah'tan sakının ki kurtuluşa eresiniz 131 Kâfirler için hazır olan ateşten sakının 132 Allah ve Peygambere itaat edin ama, size de acınacak şey edilsin 133 Rabbinizin bağışına ve genişliği göklerle yer arası değin olan, Allah'tan gereği gibi korkanlar için hazırlanmış bulunan cennete koşun! 134 O (Allah'tan hakkıyla korka)nlar, bollukta ve darlıkta Allah için harcarlar, öfkelerini yutarlar, insanları affederler Allah iyilik edenleri sever 135 Ve onlar çirkin bir günah işledikleri, yahut nefislerine zulmettikleri vakit Allah'ı hatırlayarak derhal günahlarının bağışlanmasını dilerler Allah'tan başka günahları kim bağışlayabilir? bundan başka onlar, kasıtlı olarak, işledikleri (günah) üzerinde ısrar etmezler 136 İşte onların mükafatı (ödülleri) Rableri tarafından bağışlanma ve altından ırmaklar akan, ebedî kalacakları cennetlerdir Çalışanların mükafatı ne güzeldir! 137 Muhakkak fakat sizden önce birçok olaylar, şeriatler gelip geçmiştir Yeryüzünde gezin, dolaşın da yalancıların sonunun nasıl olduğunu bir görün 138 Bu (Kur'ân) insanlar için bir yorumlama, Allah'dan uyarınca korkanlar için içten yolu görüş ve bir öğüttür 139 Gevşemeyin, üzülmeyin, eğer gerçekten inanıyorsanız, emin üstün olan sizsinizdir 140 Eğer size (Uhud savaşında) bir bere değmişse, (Bedir harbinde) o topluma da sözde bir yara dokunmuştu O günler ki, biz onları millet aralarında döndürür dururuz (Bu da) Allah'ın sizden iman edenleri ayırt etmesi ve sizden şahitler edinmesi içindir Allah zalimleri sevmez 141 bir de bu, Allah'ın iman edenleri tertemiz seçip, kâfirleri değil etmesi içindir 142 Yahut siz, Allah içinizden cihad edenleri belirlenmiş etmeden, sabredenleri ortaya çıkarmadan cennete girivereceğinizi mi sandınız? 143 Andolsun oysa siz ölümle karşılaşmadan önce onu arzuluyordunuz İşte onu gördünüz, fakat bakıp duruyorsunuz 144 Muhammed, ama bir peygamberdir Ondan önce de peygamberler gelip geçmiştir Şimdi o ölür ya da öldürülürse gerisin geriye (eski dininize) mi döneceksiniz? Kim (böyle) geri dönerse, Allah'a hiçbir şekilde zarar veremez Allah şükredenleri mükafatlandıracaktır 145 Allah'ın izni olmadıkça hiçbir kimseye vefat etmek yoktur (Ölüm) belirtilen bir süreye tarafından yazılmıştır Kim dünya menfaatini dilerse, kendisine ondan veririz Kim de öbür dünya sevabını isterse ona da ondan veririz Biz şükredenleri mükafatlandıracağız 146 Nice peygamberler vardı ama, kendileriyle beraber çoğu Allah dostları çarpıştılar; Allah yolunda başlarına gelenlerden yılgınlık göstermediler, zaafa düşmediler, boyun eğmediler Allah sabredenleri sever 147 Onların sözleri oysa: Rabbimiz! Bizim günahlarımızı ve işlerimizdeki taşkınlıklarımızı bağışla ve (yolunda) ayaklarımızı diret, Kâfirler güruhuna karşı da bize takviye et!demekten ibaretti 148 Allah da onlara ayrıca dünya nimetini, ayrıca de öbür dünya sevabının güzelliğini verdi Allah hoş davrananları sever 149 Ey iman edenler! Siz eğer kâfir olanlara uyarsanız, sizi topuklarınız üstünde gerisin geriye çevirirler O süre büsbütün kaybedersiniz 150 Hayır! Sizin mevlanız Allah'tır O, yardım edenlerin en hayırlısıdır 151 Allah'ın, hakkında hiçbir kanıt indirmediği şeyleri O'na müşterek koşmalarından nedeniyle, inkâr edenlerin kalplerine dehşet salacağız Onların yurtları ateştir Zalimlerin dönüp varacağı yer ne kötüdür! 152 Siz Allah'ın izni ile düşmanlarınızı öldürürken, Allah, size olan vaadini yerine getirmiştir Allah size sevdiğiniz (galibiyeti) gösterdikten sonradan zaafa düştünüz (Peygamber'in verdiği) dikte hakkında tartışmaya kalkıştınız ve ayaklanma ettiniz Kiminiz dünyayı istiyordu, kiminiz ahireti istiyordu Sonra Allah sizi, sınamak için onlardan geri çevirdi ve sizi bağışladı Allah müminlere aleyhinde çok lütufkârdır 153 Peygamber sizi arkanızdan çağırıp dururken, siz boyuna uzaklaşıyor, hiç kimseye dönüp bakmıyordunuz Bundan nedeniyle Allah, size gam üstüne gam verdi fakat, ne elinizden gidene, ne de başınıza gelene üzülmeyesiniz Allah yaptıklarınızdan haberdardır 154 Sonradan o kederin peşinde (Allah) üzerinize o kadar bir eminlik, öyle bir uyku indirdi ama, o, içinizden bir zümreyi örtüp bürüyordu Bir zümre de canları sevdasına düşmüştü Allah'a karşısında, cahiliyet zannı gibi, hakka aykırı bir zan besliyorlar ve Bu işten bize ne?diyorlardı De oysa: Tüm meslek Allah'ındır Onlar sana açıklamayacaklarını içlerinde saklıyorlar (ve) diyorlar fakat: Bize bu işten bir şey olsaydı burada öldürülmezdik Onlara şöyle söyle: Eğer siz evlerinizde olsaydınız bile, üzerlerine öldürülmesi yazılı olanlar yeniden belli yatacakları (öldürülecekleri) yerlere çıkıp gidecekti Allah (bunu) göğüslerinizin içindekini sınamak ve yüreklerinizdekini arındırmak için yaptı Allah göğüslerin içinde olanı bilir 155 İki toplumun karşılaştığı gün, içinizden yüz çevirip gidenler var ya, iblis onların kazandıkları bazı şeylerden nedeniyle ayaklarını kaydırmak istedi Ama gerçi Allah onları affetti Şüphesiz Allah fazla bağışlayandır, halim(fazla yumuşak)dir 156 Ey iman edenler! Sizler inkâr edenler ve yeryüzünde sefere ya da savaşa meydana çıkan kardeşleri için: Eğer bizim yanımızda olsalardı ölmezlerdi ve öldürülmezlerdidiyenler gibi olmayın Allah bunu, onların kalplerine bir hasret (yarası) olarak koydu Allah, diriltir ve öldürür Allah yaptıklarınızı görmektedir 157 Eğer Allah yolunda öldürülür ya da ölürseniz, Allah'ın bağışlaması ve rahmeti, (sizin için) onların topladıkları (dünyalıkları)ndan daha hayırlıdır 158 Andolsun, ölseniz de, öldürülseniz de Allah'ın huzurunda toplanacaksınız 159 Sen (o vakit), sırf Allah'ın rahmetiyle onlara karşı yumuşak davrandın Eğer kaba, acımasız olsaydın, onlar senin etrafından dağılıp giderlerdi Artık onları sen bağışla, onlar için Allah'dan mağfiret dile (Yapacağın) işlerde onlara da danış, bir defa de azmettin mi, artık Allah'a dayan Emin ki Allah kendine dayanıp güvenenleri sever 160 Allah size destek ederse, sizi yenecek yoktur Eğer sizi yardımsız bırakırsa, bundan böyle ondan sonradan size kim yardım edebilir? Müminler oysa Allah'a güvenip dayansınlar 161 Hiçbir peygambere ganimet malını gizlemesi (devletmillet malını aşırması) yaraşmaz Kim böyle bir aşırma ve ihanette bulunursa kıyamet günü aşırdığını boynuna yüklenerek getirir Sonradan da herkese kazandığının karşılığı tastamam ödenir, onlar haksızlığa da uğramazlar 162 Allah'ın rızasına uyan kimse, Allah'ın hışmına uğrayan ve varacağı yer cehennem olan kimse gibi midir? Varış yeri olarak ne kötüdür orası! 163 Onlar (ırk) Allah katında derece derecedirler Allah, onların yaptıklarını görmektedir 164 Andolsun ancak Allah, müminlere kendilerinden, onlara kendi âyetlerini okuyan, onları arındıran ve onlara kitab ve hikmeti öğreten bir Peygamber göndermekle büyük bir lütufta bulunmuştur Ama onlar, daha önce açıkça bir sapıklık içindeydiler 165 (Bedir'de düşmanı) iki katına uğrattığınız bir musibet (Uhud'da) size çarpınca mı: Bu neredendediniz? De fakat: Bu başınıza gelen kendinizdendir Kuşkusuz Allah her şeye kâdirdir 166 167 İki topluluğun karşılaştığı günde başınıza gelen kötülük de Allah'ın izniyledir Bu da müminleri belirlemesi ve keza de münafıklık yapanları ayırt etmesi içindir Ve onlara: Geliniz, Allah yolunda savaşınız ya da (bari) savunmaya geçinizdenilmişti Onlar ise: Biz savaşmasını (ya da savaş olacağını) bilseydik arkanızdan gelirdikdemişlerdi Onlar, o gün, imandan fazla küfre yakındılar kalblerinde olmayanı ağızlarıyla söylüyorlardı Allah neyi gizlediklerini daha iyi bilendir 168 Kendileri oturup kaldıkları halde kardeşleri için: Eğer bize uysalardı öldürülmezlerdidediler Onlara de ancak: Eğer iddianızda içten iseniz, kendinizden ölümü uzaklaştırınız 169 Allah yolunda öldürülenleri sakın ölüler sanma Bilakis onlar diridirler, Rab'leri katında rızıklanmaktadırlar 170 Allah'ın lütfundan verdiği nimetle sevinçlidirler Arkalarından kendilerine ulaşamayan kimselere de hiç bir nefret edilen şey olmayacağını ve üzülmeyeceklerini müjdelemek isterler 171 Onlar, Allah'ın nimetini, keremini ve Allah'ın, müminlerin ecrini zayi etmeyeceğini müjdelerler 172 Kendilerine bere dokunduktan sonra da Allah ve Peygamberi'nin davetine uydular Hele onlardan iyilik edenlere ve uyarınca Allah'tan korkanlara büyük bir mükafat vardır 173 Millet onlara: Düşmanlarınız size karşısında ordu topladı, onlardan korkundediklerinde, bu, onların imanını artırdı ve şöyle dediler: Allah bize yeter O ne hoş vekildir 174 Bunun üstüne kendilerine hiç bir kötülük dokunmadan Allah'ın nimeti ve lütfuyla geri döndüler ve Allah'ın rızasına uydular Allah büyük lütuf sahibidir 175 (Size o haberi getiren) fakat şeytandır, (sadece) kendi dostlarını korkutabilir Onlardan korkmayın, eğer mümin iseniz benden korkun 176 Küfürde yarışanlar seni üzmesin Onlar, Allah'a hiç bir şekilde zarar veremezler Allah onlara ahirette bir pay vermemek istiyor Onlar için büyük bir azap vardır 177 İman karşılığında inkarı satın alanlar Allah'a hiç bir hasar veremezler Onlar için acı bir azap vardır 178 Kâfirler, kendilerine mühlet vermemizin, şahısları için şanslı olduğunu sanmasınlar Biz onlara bu mühleti, ama günahlarını artırsınlar diye veriyoruz Onlar için küçültücü bir cefa vardır 179 Allah, müminleri içinde bulunduğunuz şu durumda bırakacak değildir, pisi temizden ayıracaktır Ve Allah sizi gayba vakıf kılacak da değildir Lakin Allah, peygamberlerinden dilediğini seçip (gaybı bildirir) O halde Allah'a ve peygamberlerine iman edin Eğer iman eder ve günahlardan korunursanız, sizin için büyük bir mükafat vardır 180 Allah'ın, kendilerine lütfundan verdiği nimetlere karşısında pintilik edenler, bunun, kendileri için uğurlu olduğunu sanmasınlar Hayır o, kendileri için şerdir Pintilik ettikleri şey, kıyamet gününde boyunlarına dolanacaktır Göklerin ve yerin mirası Allah'a aittir Allah yaptıklarınızdan haberdardır 181 Allah, Kuşkusuz Allah fakirdir, biz zenginizdiyenlerin lafını şüphesiz duymuştur Onların söylediklerini ve peygamberleri hileli yere öldürmelerini yazacağız ve şöyle diyeceğiz: Tadın o brülör azabı! 182 Bu, kendi ellerinizin yapıp öne sürdüğünün karşılığıdır Allah kullar(ın)a katiyen zulmetmez 183 Ateşin yiyeceği bir kurban getirmedikçe hiç bir peygambere iman etmeyeceğimize dair Allah bize ahidde bulundudiyenlere de ancak: Benden önce size bir takım peygamberler açık belgelerle ve sizin dediğiniz şeyle geldi Eğer dürüst insanlarsanız, ya onları niçin öldürdünüz? 184 Eğer seni yalanladılarsa, senden önce açık deliller, hikmetli sayfalar ve aydınlatıcı kitap getiren peygamberler de yalanlanmıştı 185 Her canlı ölümü tadacaktır Kıyamet günü ecirleriniz size eksiksiz olarak verilecektir Kim cehennemden uzaklaştırılıp cennete konursa o, sahiden kurtuluşa ermiştir Dünya hayatı, aldatıcı zevkten başka birşey değildir 186 Belirlenmiş siz, mallarınız ve canlarınız hususunda sınav olunacaksınız Sizden önce kendilerine kitap verilenlerden ve Allah'a iki taraflı koşanlardan size ızdırap verici bir fazla laf işiteceksiniz Eğer sabreder ve Allah'dan gereği gibi korkarsanız, kuşkusuz işte bu azmi gerektiren işlerdendir 187 Bir süre Allah, kendilerine kitap verilenlerden, Onu mutlaka insanlara açıklayacaksınız, onu gizlemiyeceksinizdiye laf almıştı Onlar ise bunu kulak ardı ettiler ve onu az bir dünyalığa değiştiler Yaptıkları bu alışveriş ne kadar kötüdür 188 O yaptıklarına sevinen ve yapmadıkları şeylerle de övülmek isteyenlerin (onacaklarını) sanma! Onların azaptan kurtulacaklarını da sanma! Onlar için can yakıcı bir cefa vardır 189 Göklerin ve yerin mülkü Allah'ındır Allah her şeye kâdirdir 190 Göklerin ve yerin yaratılışında, gece ile gündüzün birbiri ardınca gelip gidişinde selim akıl sahipleri için fiilen açık, ibretli deliller vardır 191 Onlar ayaktayken, otururken ve yanları üstüne yatarken Allah'ı anarlar; göklerin ve yerin yaratılışı üzerinde düşünürler Ve Rabbimiz! Sen bunu boşuna yaratmadın, Sen yücesin, bizi ateşin azabından koruderler 192 Rabbimiz! Sen kimi cehennem ateşine sokarsan onu rezil etmişsindir Zalimlerin hiç yardımcıları yoktur 193 Rabbimiz! Biz, 'Rabbinize iman edin' diye imana çağıran bir davetçi işittik, derhal iman ettik Rabbimiz! Günahlarımızı bağışla, kötülüklerimizi ört, bizleri sana ermiş kullarınla beraber yanında al 194 Rabbimiz! bize peygamberlerine vaad ettiğini ver, kıyamet günü bizi rezil etme Belirli sen verdiğin sözden dönmezsin 195 Rableri onlara şu karşılığı verdi: Ben, erkek olsun, kadın olsun, sizden, hiçbir çalışanın amelini zarar etmeyeceğim Sizler birbirinizdensiniz Göç edenler, yurtlarından çıkarılanlar, yolumda ızdırap edilenler, savaşanlar ve öldürülenler Onların günahlarını kuşkusuz örteceğim ve Allah katından bir mükafat almak üzere, onları altından ırmaklar akan cennetlere de koyacağım En hoş mükafat Allah katındadır 196 Kâfirlerin diyar diyar dolaşmaları sakın seni aldatmasın 197 Bu, eksik bir geçimliktir Sonradan onların varacakları yer cehennemdir Ne fena bir yataktır orası! 198 Ama Rablerinden uyarınca korkanlar için altlarından ırmaklar akıcı cennetler vardır Onlar orada ebedî olarak kalacaklar, Allah katından ağırlanacaklardır İyiler için Allah katındakiler daha hayırlıdır 199 Kitap ehlinden öyleleri var fakat, Allah'a inanırlar, size indirilene ve kendilerine indirilene Allah'a boyun eğerek inanırlar Allah'ın âyetlerini eksik bir değere değişmezler Onların mükafatı da Allah katındadır Kuşkusuz Allah, hesabı tez görendir 200 Ey iman edenler! Sabredin, düşmanlarınıza karşı sebat gösterin, nöbet bekleşin, Allah'dan uyarınca korkun ancak, kurtuluşa eresiniz