Apandisit, appendiks denen organın enfeksiyonu ya da inflamasyonudur. Apendiks kalınbağırsağın başlangıcında kör bir bağırsak çıkıntısıdır. Karın muayenesindeki izdüşümü “sağ alt kadran”dır.
Apandisit, bu organın iltihabi hastalığına verilen isimdir. Ortalama olarak çocukların %10’unda karşımıza çıkabilen çocukluk döneminin en önemli “akut batın ( acil cerrahi gerektiren karın hastalığı ) ” nedenidir.
Çocukluk çağında daha fazla görülmesinin en önemli nedeni, çocuklarda lenf bezi sistemi ve bağışıklığın daha aktif olmasıdır. Apandiksin başındaki lenf bezlerinin şişmesi ile apendiksin şişmesi apandisite yol açabilir. Bu nedenle üst solunum yolları enfeksiyonu ya da ishal sonrasında ya da sırasında apandisit gelişebilir. Apendiks iç çapı, dar olan bir organdır, bu yüzden kolaylıkla tıkanabilir. Sertleşmiş kaka parçacığı ( fekalit ), barsak parazitleri, meyvelerin çekirdekleri, tıkanmaya en sık yol açan nedenlerdir.
Apendiks tıkanmaya başladığında hastalık “akut” aşamasındadır. Ancak tıkanmayla birlikte apendiksin içinde irin toplanmaya ve dolaşımı bozulmaya başlar. Bu aşamada “apandisit” aslında çok komplike bir hastalık değildir. Ancak dolaşımın bozulup apendiksin delinmesi ile irin karın içine yayılmaya başlarsa gerçekten apandisit kişinin hayatını tehdit eden, tüm hayatını boyunca onu etkileyebilecek sonuçlara yol açan bir hastalık haline döner. En temel amaç bu aşamaya gelmeden apandisitin akut aşamada ortadan kaldırılmasıdır.
Apandisit, klasik bulgularla nadiren karşımıza çıkar. Çocuklardaki muayene zorluğu da buna eklenirse genellikle tanıda gecikmelere çocukluk çağında rastlanır. En temel bulgular, karın ağrısı, iştahsızlık, bulantı, kusma ve ateş olmasıdır. Ancak hiçbir hastada muayene bulguları tam olarak birbirini tutmayabilir. Apandisit en önemli tanı aracı muayene eden kişinin tecrübesi ve muayene bulgularıdır.
Karın ağrısı ilk olarak önceleri göbek etrafında başlar ve tam olarak lokalize edilemez, ancak hastalık ilerledikçe ağrı sağ alt kadrana yerleşir. Ağrı karakter olarak artma eğiliminde ve devamlı olan bir ağrıdır. Ancak bu klasik ağrı öyküsüdür, hastaların çoğunda ağrılar bu klasik ağrı karakterine uymaz, sadece ishal, sadece kusma ya da ateş ile başlayan apandisitlerlede sıklıkla karşılaşır.
Tanısal aşamada, en önemli inceleme şikayetlerin dinlenmesi ve karın muayenesidir. Muayenede karın bölgesinde hassasiyet, ağrıyı arttıran hareketlerin uygulanması çocuk cerrahını yönlendirir. Muayene bulguları dışında laboratuar testleri ve radyolojik incelemeler ancak tanı koymaya yardım eden ve olası diğer hastalıklara tanı koymaya yarayan yan parametrelerdir. Muayene bulgusu olmayan ancak ultrasonografide “apandisit” tanısı alan bir hasta opere edilmez. Zamanında tanı konamazsa çocuklar bu hastalık yüzünden zarar görebilirler, geç tanı olası yan etkileri arttırır ancak hemen operasyona karar verebilen durumlarda da ailelerde genellikle “gereksiz operasyon kaygısı” vardır. Burada gerçekten “tecrübeli bir çocuk cerrahı” kesin çözümdür.
Tek ve kesin tedavi enfeksiyon karna ve vücuda yayılmadan önce, enfekte organın hızlı bir şekilde karın dışına alınmalıdır. Ameliyat açık veya kapalı yöntemle (laparoskopik olarak) yapılabilir.
Apandisit günümüzde korkulması gereken bir hastalık değildir. Ancak çocukların kendini ifade edememesi, muayenenin korkutularak yapılması, gereksiz antibiotik ve ağrı kesici kullanımı nedeni ile hastalık bulgularının ilerlemesine yol açmak yüzünden, hala çocuklarda tehlike oluşturabilen ve ciddi sakatlık ya da ölüme yol açabilen bir hastalıktır.
Karın ağrısı ve yazılan bulguların olduğu durumlarda ilaç kullanmadan mutlaka çocuk cerrahisi olan bir merkeze başvurmak hızlı tanı ya da gereksiz ameliyattan korunmak adına çok önemlidir.