Son Konu

Abdullah Bin Muhayrız Kimdir, Hakkında Bilgi

iltasyazilim

Yeni Üye
Katılım
25 Ara 2016
Mesajlar
2
Tepkime
1
Puanları
38
Yaş
36
Credits
-2
Geri Bildirim : 0 / 0 / 0
İbni Muhayrız kimdir, hayatı
Abdullah Bin Muhayrız hayatı
İbni Muhayrız hakkında data

Tâbiînden, ünlü hadîs âlimi ve veli Künyesi Ebû Muhayrız elMekkî'dir Doğum tarihi bilinmemektedir 717 (H99) senesinde vefat etti Kudüs'te yaşayan olup, zamânında Şam âlimi olarak meşhûr olmuştur Ebû Mahzûre'den, SaîdülHudrî'den, hazreti Muâviye'den, Ubâde bin Sâmit'ten, Abdullah bin Sa'dî'den ve daha çoğu âlimlerden hadîsi şerîf dinleyip, rivâyet etmiştir Rivâyetleri KutübiSitte denilen ünlü hadîs kitaplarında yer almıştır

Abdullah bin Muhayrız'dan; Abdülmelik bin Ebî Mahzûre, Abdülaziz binAbdülmelik, Muhammed bin Yahyâ, Mekhül benzeşenŞâmî, Büsr bin Abdullah Hadramî, Hâlid bin Düreyk, Ebû Bekr bin Hafs ve diğer hadîs âlimleri hadîsi şerîf rivâyet etmişlerdir İmâmı Evzâî selef içinde onu beş meşhur âlimden biri saymış faziletini zikretmiştir Recâ bin Hayve, Medîneliler İbni Ömer'in ilimdeki yüksek derecesi ile onur ederlerdi Biz de, Şam'da İbni Muhayrız ile övünç ederdik demiştir

İbni Muhayrız son derece sabırlı ve mütevâzî bir zât idi O, kendisinin dîni İslâmı yaşamadaki gayreti ve takvâsı için birşey verilmesini istemezdi Tanındığı vakit oradan uzaklaşırdı Bu hâli de Eshâbı kirâmın aleyhimürrıdvân hâline bütün uygun idi ancak, onlar kendilerini tanıyıp Eshâb'dan oldukları için bayağı fiyatından çok tenzilât yapanlardan birşey satın almazlardı Ahmed bin Hanbel, İsmâil bin İbrâhim'den rivâyetle Recâ' bin Ebû Seleme diyor ama: İbni Muhayrız elbise elde etmek için bir manifaturacının dükkânına girdi Orada olan birisi manifaturacıya; Sen bu zâtı tanıyor musun? Bu zât İbni Muhayrız'dırdedi İbniMuhayrızhemen kalktı ve; Biz paramızla bir şey almaya geldik, dînimizle yokdiyerek oradan ayrıldı

Buyurdu oysa: Ipek elbise giymek suretiyle haram işlemektense; vücûdumun her yerinin alaca (cilt hastalığı) olmasını daha çok severim

Hanımının dokuduğu elbiseleri giyerdi Zamanındaki bâzı kimseler bunu uygun görmezlerdi Arkadaşlarından Hâlid bin Düreyk Ona: Sen keza zâhidlik yapıyorsun hem de bahillik (cimrilik) Ben bunu hiç uygun bulmuyorumdedi Bunun üstüne İbni Muhayrız; Nefsimi temize çıkarmaktan Allahü teâlâya sığınırımdedi Bundan sonradan Mısır kumaşından yapılmış beyaz iki elbise aldırdı ve o ikisini giymeye başladı

Allah korkusundan beti benzi sararmış bir halde; Ey Allah'ım, benzim senin korkundan sararıp solmuş ve rengini kaybetmiş bir ışık halkası gelecek şekilde korkmayı nasip etmeni istiyorumdiye duâ eder ve ağlardı İnsanların kalpazan olmasına, nefislerinin arzuları peşinden koşmalarına fazla üzülür ve bu şekilde onların hâlini şöyle açıklardı: Eğer sizler iyi güzel şeyleriniz olduğu süre insanlara şaşaa yapar, öğünür, onu parmağınızla gösterir ve beğenmiyecekleri bir şey olduğu süre da gizlerseniz; Allahü teâlâ böyle olanları kıyâmet günü Cehennem'e atar ve onu palavracı diye adlandırır

İbni Muhayrız dedi fakat: Peygamberimizin Eshâbından Fudale İbni Ubeyd ile görüştüm Tavsiye istedim: Eğer bu üç haslet sende bulunursa Allahü teâlâ bu hasletlerlesana iyilikler ihsân eder Bu üç haslet, bilmediğini öğren, dinlemesini bil, kendini ziyâret etmeyeni ziyâret etbuyurdu

Anne babaya fazla derin saygı edilmesini dikte ve tavsiye buyurur, onlara hürmetsizlik edilmesini istemezdi Kim anne ve babasının önünde yürürse, haklarına riayet etmemiş olur Fakat anne ve babasının yolu üzerindeki ezâ ve cefâ veren bir şeyi olmak için öne geçmesinde bir mahzur yoktur Kim anne ve babasını ismiyle ya da lakabıyla çağırırsa edebsizlik etmiş olur Fakat babacığım, anneciğim diye söylemesi müstesnâdır

İbni Muhayrız vefât ettiği süre Recâ' bin Hayve şöyle dedi: Allahü teâlâya ant ederim ama İbni Muhayrız'ın yaşamasını bulunduğu beldedeki insanlar için bir emân olarak sayıyordumÇünkü Allahü teâlânın sevgili kullarının bulunduğu yere toplu belâ gelmez Bunu Allahü teâlâ Kur'ânı kerîmde haber vermektedir

İbni Muhayrız, insanların ahde vefâ göstermelerini isterdi oysa kendisi buna son derece uyarı ederdi Mûsâ bin Ukbe diyor ancak: İbni Muhayrız ile Remle'deki bir cenâzede berâber bulundum Şöyle diyordu: Anladım ama içlerinden birisi vefât ettiği süre müslümanlar: Bizleri İslâm dîni üzere öldüren Allahü teâlâya hamd olsunderler Sonradan bunu unuturlar Ne ölümü ne de bu söyledikleri sözlerini hatırlarına getirirlerBuyurdu ancak: Mescidde üç kelâm hâriç her türlü kelâmı konuşmak câiz değildir Bunlar; namaz kılanın kelâmı, zikredenin kelâmı, Allahü teâlânın dînini öğreten ya da ondan birşey soranın kelâmı

Çoğu zühd ve verâ sâhibi zât İbni Muhayrız hazretlerini görünce kendilerini onun yanına fazla küçük görürlerdi Buyurdu ancak: Şanslı şeyler gördüğünüz zaman Allahü teâlâya hamd ediniz Bir münker gördüğünüz zaman hemencecik hiç zaman kaybetmedenAllahü teâlâdan bu belânın ümmeti Muhammed'den kaldırılmasını isteyiniz

Buyurdu ama: Biz ameli ilimden daha efdal görürüz Ama bugün ilme, amelden çok daha pozitif ihtiyacımız var (Çünkü ilim unutuldu)

İbni Muhayrız yedi günde bir Kur'ânı kerîmi hatmederdi İbni Muhayrız'da fazla eksik kimselerde yer alan iki haslet vardı Birincisi, bir yerde içten olan ortaya çıkınca artık orada konuşmazdı İkincisi ise yapmış olduğu iyilik ve ibâdetleri fazla gizler kimseye belirli etmezdi İbni Muhayrız son derece vefâ sahibi olup, dostlarını her işlerinde gözetir onlara destek ederdi O kökü Cennet'te olan cömertlik ağacına yapışmış, Allahü teâlânın beğendiği değin çok cömertti

UYUMA!

Bulunduğu beldenin tüccarlarından biri şöyle anlatır: Bâlis şehrinden Hama şehrine gitmek için yola çıktık Bize yolun güvenli olmayan olduğunu söylediler Bunun üstüne Ebû Bekr bin Kavvâm hazretlerine gittik Ona; Efendim, Hama şehrine gideceğiz Fakat yolun tehlikeli olduğu söylendi Bizi yalnız bırakmayıp, duâ etmenizi diliyoruzdeyince, Ebû Bekr bin Kavvâm; İnşâallahbuyurdu Biz yola çıktık Ben hayvan üzerindeydim Hama'ya yaklaştığımız sırada beni uyku bastırdı Bütün uyuyacağım sırada yanımdaki zât elini omuzuma koyup; Biz uyumadık ve sizi koruduk Şu Anda sen de uyuma!buyurdu Ben gözlerimi açınca, konuşan zâtın Ebû Bekr bin Kavvâm olduğunu gördüm Sonra bana selâm verdi ve berâber yola devâm ettik Hama'ya girdiğimizde yanımızdan ayrıldı

BEN NASIL KONUŞURUM

Şemseddîn Hâbûrî şöyle anlatır: Bir gün İbni Kavvâm'ın ziyâretine gitmek için yola çıktım Yolda kendi kendime; Ebû Bekr bin Kavvâm'ın yanında vardığım süre, ona rûhun ne olduğunu sorayımdiye düşündüm Yanında girince; Ebû Bekr bin Kavvâm sohbet etmeye başladı Çok heybetli olduğu için, heybetinden ona ne soracağımı unuttum daha sonra İbni Kavvâm'ın yanından ayrıldım ve bütün sefere çıkacağım süre, Ebû Bekr bin Kavvâm'ın bir talebesi benim yanıma gelerek; Hocamız seninle konuşmak isterdedi Yanında varınca bana; Yâ Ahmed sen Kur'ânı kerîmi okudun mu? diye sorunca; Evet efendim, okudumdedimBunun üstüne bana; Ey evlâdım! İsrâ sûresi 85 âyeti kerîmesini okudeyince, âyeti kerîmeyi okudum Âyeti kerîmede, Allahü teâlâ meâlen; (Ey Resûlüm) diğer taraftan sana rûhtan (rûhun hakîkatından) soruyorlar De ancak: Rûh, Rabbimin bildiği bir iştir ve size ilimden oysa az bir şey verilmiştirbuyuruyor Sonradan bana dönerek; Evlâdım! Bak, Resûlullah efendimizin konuşmadığı rûh hakkında ben nasıl konuşurum?buyurdu

VESİLE EDEREK

İsmâil bin Ebû Hasan şöyle anlatır: Bir sene, annem ve babamla hacca gitmek için yola çıktık Hicâz topraklarına girdiğimiz süre, önce Mekke'ye ulaşalım diye gece de yol alıyorduk Annem ve babam hayvan üstündeydi Ben ise onların arkasında yayalara ait yürüyordum Bir ara, kulunç hastalığım olduğu için şiddetli bir sızı tuttu Bir kenara çekilip biraz istirahat edeyim daha sonra anne ve babama yetişirimdedim Daha Sonra uzanıp yattım Uyandığımda bir de ne göreyim, güneş doğmuş Onların ne tarafa gittiklerini anlayamadım Onların benden diğer hizmetini görecek kimse yoktu Üzüntümden ağlamaya başladım Bu sırada; Sen Ebû Bekr binKavvâm'ın talebelerinden değil misin?diye bir ses duydum Ben de; Evet, onun talebelerindenimdedim Bunun üstüne o ses; Onu vesîle ederek Allahü teâlâdan destek istedediBen de hocamı vesîle ederek Hak teâlâya yalvarmaya başladım Vallahi daha duâmı bitirmemiştim İbni Kavvâm hazretlerinin yanı başımda olduğunu gördüm Bana; Neden ağlıyorsun? Ağlanacak ne var ki?deyip, elimden tutarak çabuk bir şekilde beni anne ve babamın yanında ulaştırdı Yanlarına vardığımda, benim için ağladıklarını gördüm Onlara başımdan geçenleri bir bir anlattım

KERÂMETİ İNKÂR

Bir gün Ebû Bekr bin Kavvâm'ın bulunduğu yerde bir kişi vefât etti Cenâze namazında, o beldenin ileri gelenleri de bulundu Cenâze defnedilirken; vâli, kâdı ve imâm bir tarafa oturdular Ebû Bekr bin Kavvâm ve talebeleri bir tarafa oturdular Vâli ve kâdı, evliyânın kerâmetleri hakkında konuştular Evliyânın kerâmetleri için, hakîkat olmadığını söylediler İmâm ise, sâlih bir kimse olduğu için, o konuda hiçbir şey söylemedi Defin işi bittikten sonra, orada bulunanlar Ebû Bekr bin Kavvâm'ın yanına gelip selâm verdiler O da, imâma dönüp; Ya imâm! Senin selâmına cevap vermemdedi O da sebebini sorunca; Çünkü sen, evliyâ hakkında gıybeti reddetmedin ve onlara mâni olmadınbuyurdu Daha Sonra kâdı ve vâlinin bulunduğu yere gitti ve onlara; Siz evliyânın kerâmetlerini mi inkâr edersiniz? Sizin ayaklarınızın altında ne olduğunu biliyor musunuz?dedi Onlar, ne olduğunu sordular Ebû Bekr bin Kavvâm da; Sizin ayaklarınızın aşağı bir mağara var İçinde bir kimseile hanımı medfundur Onlar acilen kalkacak ve benimle konuşacaktır Bu birey, bundan bin yıl evvel bu beldelerin meliki idi Kendisi, hanımıyla birlikte bir sedirin üzerinde oturmaktadırdedi Sonradan kimsenin gitmesine müsade vermedi ve orayı kazmalarını emretti Kazılan yerde her şeyin İbni Kavvâm'ın söylediği gibi olduğunu gördüler

Bu olaydan sonradan, vâli ve kâdı, evliyânın kerâmetlerini inkâr etmedi

1) TehzîbütTehzîb; c6, s22
2) TezkiretülHuffâz; c1, s68
3) HilyetülEvliyâ; c5, s138
4) ŞezerâtüzZeheb; c1, s116
5) İslâm Âlimleri Ansiklopedisi; c1, s198 *
 
Üst Alt