Son Konu

Abdülvahid-İ Lahori hayatı

bilgiliadam

Yeni Üye
Katılım
16 Ağu 2017
Mesajlar
1,516,397
Tepkime
42
Puanları
48
Credits
-46,831
Geri Bildirim : 0 / 0 / 0
Abdülvahidİ Lahori hayatı Abdülvahidİ Lahori hayatı Abdülvahidİ Lahori özetle hayatı vhakkında bilgiler burada arkadaşlar Gecesini gündüzünü ibadet ederek geçiren, dinine epeyce düşkün olan Abdülvahidİ Lahori hayatı hakkında bilgiler sunuyor ve Abdülvahidİ Lahori kimdir diyenlerin merakını tamir etmek için Abdülvahidİ Lahori kısaca hayatı konusuna değiniyoruz Melek'ler 1548240986 1548240986 abdulvahidilahorihayati5c5a678b9a5ababdulvahidilahorihayati5c5a678b9a5ababdulvahidilahorihayati5c5a678b9a5ab ABDÜLVÂHİDİ LÂHORÎ Hindistan'daki evliyânın büyüklerinden İsmi Abdülvâhid'dir Lahor şehrinden olduğu için Lâhorî nisbet edildi Doğum ve vefât târihleri bilinmemektedir Evliyânın gözbebeği İmâmı Rabbânî hazretlerinin talebelerinin önde gelenlerindendir Abdülvâhidi Lâhorî önceleri İmâmı Rabbânî hazretlerinin hocası Muhammed Bâkîbillah hazretlerinin talebesi idi Bâkîbillah hazretleri onun nezaket ve yetişmesini İmâmı Rabbânî hazretlerine havâle ettiler Abdülvâhid Lâhorî bundan sonradan İmâmı Rabbânî hazretlerinin sohbetlerinde yetişip olgunlaştı Fazla ibâdet ederdi Bir gün, ibâdetten aldığı müsamaha ve neşe sebebiyle ders arkadaşı Muhammed Hâşimi Kişmî'ye; Cennet'te namaz var mıdır?diye sordu Yoktur Çünkü orası, dünyâda yapılan amellerin karşılıklarının verildiği yer olup, amel yeri değildircevâbını alınca bir âh çekti, ağladı ve; Yazıklar olsun namaz kılmayana Allahü teâlâya kul olup da namaz kılmadan nasıl yaşanır?dedi Abdülvâhidi Lâhorî bir gün hocası İmâmı Rabbânî hazretlerine bir mektup yolladı Mektubunda; Arasıra secdede pek hâller oluyor oysa, başımı secdeden kaldırmak istemiyorumdiye yazmıştı Abdülvâhidi Lâhorî hocası İmâmı Rabbânî hazretlerinin hikmetli laf ve hâllerini öğrenmeye can atar, öğrendiklerini naklederdi Kendisi anlatır: Hocam İmâmı Rabbânî hazretlerinin, Lahor'a teşrif ettiği günler idi Huzurlarına sebze satıcılığı yapan ihtiyar bir kimse gelip, ziyaret etti Hocam o ihtiyâra, çok iltifâtta bulunup yakınlık gösterdi Bunu gören bizler hayretler içinde kaldık Hocamın sevdiklerinden biri, yalnız oldukları bir gün; Efendim! Hâli belirli olmayan o ihtiyâra bu kadar tevâzu göstermenizin hikmeti neydi?diye sormuş Hocam da; O kimse ebdâl ismi bahşedilen evliyâdandıbuyurmuşlar Abdülvâhidi Lâhorî, hocası İmâmı Rabbânî hazretleriyle zaman zaman mektuplaşırlardı Hocasının kendisine yazdığı mektuplardaki nasîhatlerinden bâzıları şöyledir: Allahü teâlâya hamd olsun!O'nun sevgili Peygamberine bizden duâlar ve selâmlar olsun Bir kul, ibâdet ederken, bu ibâdette bulunan her güzelliği ve iyiliği Allahü teâlâdan bilmelidir! Çünkü, O'nun hoş edep etmesinden ve ihsânındandır İbâdette hata ve bayağılık bulunursa, bunların tümü kuldan gelmektedir Kulun özünde yer alan kötülükten hâsıl olmaktadır Hiçbir kusuru, aşağılığı Hak teâlâdan bilmemelidir O makamda, yalnız iyilik, güzellik ve kemâl vardır Bunun gibi bu âlemde yer alan her alımlılık ve fayda Allahü teâlâdandır Her musibet ve bayağılık da, mahlûklardandır Çünkü, mahlûkların aslı, özü ademdir Adem de, her kötülüğün ve aşağılığın başlangıcıdır (Adem fakirlik demektir) Sübhânallahi ve bihamdihihoş kelimesi, bu iki şeyi açık açık bildirmektedir Adalet teâlânın tenzîhini ve takdîsini, yâni O'na yakışık almaz aşağılıklardan ve kötülüklerden uzakta olduğunu fazla güzel bildirmektedir Bu güzel sözcük, şükür yapmayı, hamd etmekle bildirmektedir Çünkü hamd, her şükrün başıdır Adalet teâlânın güzel sıfatlarına, işleri ile tüm nîmetlerine ve büyük ihsânlarına hamd kelimesi ile şükretmektedir Bunun içindir ama, hadîsi şerîfte; Bir kimse, bu hoş kelimeyi gündüz ya da gece, yüz kerre söylerse, o gün veya o gece, hiç kimse onun değin sevâb kazanamaz Oysa onun gibi söyleyen kazanırbuyruldu Başkalarının ibâdeti, onunla nasıl bir olabilir ama, o kimse, bu güzel kelimenin son parçası ile, bütün iyiliklerin ve ibâdetlerin şükrünü yapmış olmaktadır Bu güzel kelimenin baş tarafı ise, hem Adalet teâlâyı kötülüklerden ve aşağılıklardan tenzîh ve takdîs etmektedir O hâlde, bu hoş kelimeyi her gün ve her gece yüz kerre okumalıyız! İnsanları iyi işleri yapmaya ama Allahü teâlâ kavuşturur (1 cild, 307 mektup) İmâmı Rabbânî hazretlerinin Abdülvâhidi Lâhorî'ye yazdığı başka bir mektuptaki nasîhatleri de şöyledir: Kıymetli kardeşimin mektûbu geldi Kalbin selâmeti için yazdıklarınız anlaşıldı Evet, kalbin selâmeti, onun mâsivâyı unutmasına bağlıdır Öyle ama, cebren hatırlatmak isteseler hatırlayamamalıdır Allahü teâlâdan başka her şeye, yâni mahlûkların hepsine Mâsivâdenir Bu hâle Fenâi kalbdenir Bu yolun birinci basamağı, bu fenâya kavuşmaktır Bu fenâ, vilâyet derecelerine kavuşulacağının müjdecisidir Talebeler, yaradılışlarındaki uygunluklara göre, farklı alanlara yönlendirilmiş derecelere yükselirler Fazla yükselmek istemeli, bunun için çok çalışmalıdır Çocuklar gibi, yolda önüne çıkan kozalaklara, sırça parçalarına bağlanıp kalmamalıdır Hadîsi şerîfte; Allahü teâlâ, yüksek şeylere kavuşmak isteyenleri severbuyruldu Dünyâ işleri ile fazla uğraşmakta, dünyâ işlerine gönül bağlantı kurmak korkusu vardır Kalbin selâmete kavuşmasına da sakın aldanmayınız! Tekrar geri dönebilir Dünyâ işleri ile elden geldiği dek az uğraşınız oysa, dünyâya gönül bağlantı kurmak tehlikesine düşmeyesiniz! Dünyâya düşkün edinmek felâketinden Allahü teâlâya sığınırız Dünyâya gönül bağlamayan fakir bir çöpçü, gönlünü dünyâya kaptıran koltukdaki zenginden kat kat daha kıymetlidir Birkaç jurnal hayatta dünyâya gönül vermemek, hiçbir şeye düşkün olmamak için fazla uğraşınız! Dünyâya düşkün olmaktan ve dünyâya düşkün olanlardan, aslandan kaçmaktan daha çok kaçmalıdır (1 cild, 116 mektup) ONDAN ÖZÜR DİLE! Abdülvâhidi Lâhorî ibâdet zevki ile ilgili bir hâtırasını şöyle anlatır: Ticâret için Buhârâ'ya gitmiştim Oranın câmilerinden birinde yatsı namazından daha sonra nâfile namazla meşgûl oldum Câmi hizmetlilerinden birisi bana; Kendi evine git, nâfile namazları evinde kıl Kapıyı kapayacağımdedi Ama söylerken sertçe söylemişti Bu hizmetçi o gece evliyânın şâhı Şâhı Nakşibend Muhammed Behâeddîni Buhârî hazretlerini rüyâda görmüş Benim için; O derviş, bizim Hindistan'ın beldelerinden bir beldedendir Onun kıymetini bil, ondan özür dilebuyurmuş Bunun üstüne geldi, özürler dileyip affedilmesi için ricâ etti 1) Berekâtı Ahmedî; s388 2) İslâm Âlimleri Ansiklopedisi; c15, s149  
 
Üst Alt