Son Konu

Abdurrahmân arvâsî

nicebayan

Yeni Üye
Katılım
24 Ara 2016
Mesajlar
378,708
Tepkime
2
Puanları
38
Yaş
35
Web
nicebayan.com
Credits
-1
Geri Bildirim : 0 / 0 / 0
ABDURRAHMÂN ARVÂSÎ

Anadolu'da yetişen büyük âlim ve velîlerden Seyyiddir, yâni hazreti Hüseyin'in evlâdındandır İsmi, Abdurrahmân, babasının ismi Seyyid Abdullah'tır Âlimi Arvâsî, Kutbi Arvâsî, Abdurrahmân Kutub lakablarıyla da bilinmektedir Zamânının kutbu idi Hicrî on ikinci asrın ikinci yarısında Arvas'ta doğdu On üçüncü asrın ilk yarısında vefât etti Kabri Van'ın Hoşab (Güzelsu) kazâsındadır Ziyâret olunur ve bereketlerinden istifâde edilir Hacet sâhipleri murâdlarına, isteklerine kavuşur

Şeceresi şöyledir: Seyyid Abdurrahmân bin Abdullah bin Muhammed bin Muhammed Şehâbeddîn bin İbrâhim bin Âlimi Rabbânî Cemâleddîn bin Kemâleddîn bin Kutub Muhammed bin KâsımBağdâdî'dir

Seyyid Abdurrahmân Arvâsî'nin büyük dedesi Seyyid KâsımBağdâdî hazretleri Hülâgû'nun Bağdâd katliamı esnasında Bağdâd'dan hicret edip, âile fertleri ile birlikte uzun yıllar Anadolu'nun farklı alanlara yönlendirilmiş yerlerinde kaldı Tasavvuf yolunda olgunluk derecesine ulaşan Muhammed Velî veyaKutub Muhammed diye meşhûr olan oğlunu doğu Anadolu'ya gönderdi Kendisi de Mısır'a gidip Ezher Medresesi müderrisleri reîsi oldu SonraMedînei münevvereye gidip orada vefât etti Anadolu'ya gelen ve etrâfını aydınlatan Muhammed Velî, Hakkârî Beyi İbrâhim Hanın kızı Fâtıma Hanımla evlendi Yüksek dağlar arasında geçidi güç bir yere bir dergâhla iki katlı bir ev yaptırdı Arvas yâni Van'ın Bahçesaray ilçesine tabi Doğanyayla köyünü kurarak sevenleri ve akrabâlarıyla birlikte oraya yerleşti Burada nâdide eserlerden üstelik kütüphâne teşkil ederek ilim ve feyz neşr etti Pekçok kimse onun sohbet ve ilim meclislerine devâm edip ilâhî lutfa ve feyzlere gark oldular Çok talebe yetiştirdi Neslinden gelenler yolunu tâkib etti Seyyid Muhammed Velî'nin torunlarından Seyyid Abdullah vefât ettiği süre oğlu Abdurrahmân Arvâsî küçük yaşta babasız kaldı

Seyyid Abdurrahmân, önce küçük yaşta kaybettiği babasından, onun vefâtından sonradan da vaktin büyük âlimlerinden ilim tahsîl etmeye başladı

Yedisekiz yaşlarında iken Kur'ânı kerîmi hatmedip Arabî ilimleri öğrenmeye başladı Kısa zamanda aklî ve naklî ilimlerle zamânının fen ilimlerinde büyük âlim, allâme oldu

Büluğ çağına gelince, annesi, Arvâsî soyunun Van havâlisinde devâmı için, genç yaşta onu cebren evlendirdi Abdurrahmân Arvâsî hazretlerinin MollaAbdullah, Hacı Molla Lütfullah, Molla Efendi (Muhammed), Molla (Muhammed) Zâde, Molla Ubeydullah, Molla Abdülhamîd, Şeyh Seyyid Muhammed, SeyyidTâhir ve ismi bilinemeyen dokuz oğlu olduğu bildirilmektedir

Dedelerinin yolunu devâm ettiren Abdurrahmân Arvâsî, zâhirî ilimlerde yükseldiği gibi tasavvuf yolunda da ilerleyip kemâle gelmiş, Kâdirî ve Çeştî kollarında irşâd sâhibi, zamanının mürşidi kâmili olmuştu

Medresesinde talebe yetiştirmeğe başladığında, her taraftan akın akın yüzlerce adalet âşığı huzûruna koştular Sohbetleriyle şereflenip verimli feyzlerine kavuştular

Seyyid Abdurrahmân'ın ömrü, zâhir ve bâtın ilimlerini yaymakla geçti Arvâs'taki ve Hoşab'daki medrese ve dergâhı dolup taştı İstanbul, Hicâz, Mısır, Irak gibi memleketlerde çözülemeyen meseleler Abdurrahmân hazretlerine getirilirdi Çevredeki tüm bölgeler, onun irşâd, yol gösterici nûruyla aydınlanmıştı Bu sebeple Sultan İkinci Mahmûd Han ona fazla hürmet gösterir, duâsını ister, husûsî hediyelerle selâmlarını gönderirdi

Pekçok kerâmetleri görülmüş olan Seyyid Abdurrahmân hazretleri zamânın beylerine, paşalarına mektuplar yazarak nasîhat ederdi Bu mektuplardan bir kısmını uzakta memleketlere de göndermiştir İrisân beylerinden Emîr Şerefüddîn Abbâsî'ye yazdığı Fârisî mektuplar fazla kıymetlidir Bu mektuplardan birinde Muhammed Kerîm Han, Mustafa ve Feyzullah beylere selâm ve duâ etmektedir Şerefüddîn Han, Seyyid Abdurrahmân'dan gelen diğer bir mektubun sonuna; Mevlânâ hazretleri bu mektubu bu fakîre 1778 senesinde göndermiştir Musîbete dayanmak lazım olduğu ve sabrın kıymetini bildirmiştir Birkaç ay daha sonra pederim Abdullah Han vefât etmiştir Mevlânâ'nın kerâmetini buradan anlamalıdırsatırlarını eklemiştir

Seyyid Abdurrahmân her yıl üçbeş ay o havâliyi dolaşır, Vâz ü nasîhat ve irşâdla, halka İslâmın esaslarını anlatır, özellikle bozuk mezhep ehline aleyhinde hısnı hasîn (sağlam kale) vazîfesi görürdü Bu yüzden memleketimizin sulhuna hizmeti çoktur Çünkü onların olduğu bölgede bozuk îtikâdlı kimse bulunmazdı Böyle âlim ve velîlerin Osmanlı Devletine hizmetleri bey ve paşalardan az değildi Hatta hizmetleri kalıcı olduğundan daha çoktu denilebilir

Seyyid Abdurrahmân, yakınlarından birini dünyâ malına muhabbeti sebebiyle yanından uzaklaştırmıştı O zât da Beyrut'a gidip, zekâsıyla vâli olmuştu Birgün kendisine; Efendim! O yakınınız Beyrut'ta vâli oldudediklerinde; O, ateşte yanmadı mı?buyurdu O günün târihini bir yere kaydettiler Daha Sonra haber geldi ki, Beyrut vâlisi bir gece konağında meydana çıkan bir yangın sebebiyle çocuklarıyla birlikte yanmıştı Târihini sordular, Seyyid Abdurrahmân hazretlerinin onun hakkında söylediği günün târihini tutuyordu *
 
Üst Alt