Profösör
(¯´•._.• Site Yetkilisi•._.•´¯)
- Katılım
- 11 Ocak 2022
- Mesajlar
- 15,260
- Tepkime
- 14
- Puanları
- 38
- Yaş
- 35
- Konum
- Rusya
- Web
- bilgilihocam.com
- Credits
- 0
İçindekiler Hide
Zaman zaman Adak adadığımız durumlar olmakta…Peki niyetlendiğimiz Adakla ilgili şartlar nelerdir? Maddeler halinde cevap verir misiniz?
Cevap: Adağın geçerli olabilmesi için adakta bulunan kimseyle hem de adağın konusu ile ilgili şartlar vardır.Adağın geçerli olabilmesi için adakta bulunan kimsenin Müslüman, akıllı ve bulûğa (ergenlik çağına) ermiş bir kişi olması gerekir.
2.Bizzat hedeflenen (maksut) ibadet cinsinden olmalı, başka bir ibadete vesile olduğu için farz veya vacip sayılan bir ibadet olmamalıdır. Misal abdest almayı, ezan ve kamet okumayı, mescide girmeyi konu alan adak geçerli değildir.
3. Adanan husus, adayan şahsın o anda veya daha sonra yapması gereken farz veya vâcip bir ibadet olmamalıdır. Kılmakla mükellef olduğu namaz, tutmakla mükellef olduğu ramazan orucu adak konusu olmaz.
4. Adanan şeyin maddeten ve dinen mümkün ve meşru olması, mal olursa adayan kişinin mülkiyetinde bulunması gerekmektedir. Kişinin sahip olmadığı malı adaması geçersiz, sahip olduğundan fazlasını adaması halinde ise sadece sahip olduğu kadarı geçerlidir. Lakin bir kişinin gelecekte sahip olması kuvvetle muhtemel bir malla ilgili adağı geçerli sayılır. Misal ileride miras yoluyla sahip olacağı malın adanması böyledir. Adak, başkasının mülkiyetinde bulunan malla alakalı olmamalıdır.
5. Adanan iş Allah’a isyanı, bidat, günah ve mâsiyeti içermemelidir. Bu yönde adak geçersizdir Meydana gelmesi istenmeyen bir şarta bağlı olarak adakta bulunan kişilerin, misal yalan söylememeye, kötü bir işi işlememeye nezredip bu işi işlemesi durumunda adakta bulunan kimselerin, Allah’a karşı verdiği bu sözde durması gerekir.
Misal “Bir daha içki içmeyeceğim, içersem bir ay oruç tutayım.” şeklinde adakta bulunma böyledir. Fakat istenmeyen şart gerçekleşirse dilerse adadığı şeyi yerine getirir, dilerse yemin kefareti öder. Hanefi mezhebi bu durumda yemin kefareti ödemenin daha isabetli bir davranış olacağı görüşündedir. Çünkü bu sözleşme yemin sayılmaktadır.
(İbn Âbidin, Reddu’l-Muhtâr, III, 738). (Kâsânî, Bedâiü’s-Sanâî, V, 82–92).
Cevap: Adağın geçerli olabilmesi için adakta bulunan kimseyle hem de adağın konusu ile ilgili şartlar vardır.Adağın geçerli olabilmesi için adakta bulunan kimsenin Müslüman, akıllı ve bulûğa (ergenlik çağına) ermiş bir kişi olması gerekir.
Adağın Geçerliliği İçin Aranan Şartlar
1. Adanan şeyin cinsinden bir farz veya vacip ibadetin bulunması gerekir. Misal namaz kılmayı, oruç tutmayı, sadaka vermeyi, kurban kesmeyi konu alan adaklar geçerlidir. Hasta ziyareti veya mevlit okutma adak olmaz. Türbelerde mum yakma, horoz kesme, bez bağlama, şeker ve helva dağıtma gibi halk arasında görülen adak Adetlerinin İslamiyet’te yeri yoktur.2.Bizzat hedeflenen (maksut) ibadet cinsinden olmalı, başka bir ibadete vesile olduğu için farz veya vacip sayılan bir ibadet olmamalıdır. Misal abdest almayı, ezan ve kamet okumayı, mescide girmeyi konu alan adak geçerli değildir.
3. Adanan husus, adayan şahsın o anda veya daha sonra yapması gereken farz veya vâcip bir ibadet olmamalıdır. Kılmakla mükellef olduğu namaz, tutmakla mükellef olduğu ramazan orucu adak konusu olmaz.
4. Adanan şeyin maddeten ve dinen mümkün ve meşru olması, mal olursa adayan kişinin mülkiyetinde bulunması gerekmektedir. Kişinin sahip olmadığı malı adaması geçersiz, sahip olduğundan fazlasını adaması halinde ise sadece sahip olduğu kadarı geçerlidir. Lakin bir kişinin gelecekte sahip olması kuvvetle muhtemel bir malla ilgili adağı geçerli sayılır. Misal ileride miras yoluyla sahip olacağı malın adanması böyledir. Adak, başkasının mülkiyetinde bulunan malla alakalı olmamalıdır.
5. Adanan iş Allah’a isyanı, bidat, günah ve mâsiyeti içermemelidir. Bu yönde adak geçersizdir Meydana gelmesi istenmeyen bir şarta bağlı olarak adakta bulunan kişilerin, misal yalan söylememeye, kötü bir işi işlememeye nezredip bu işi işlemesi durumunda adakta bulunan kimselerin, Allah’a karşı verdiği bu sözde durması gerekir.
Misal “Bir daha içki içmeyeceğim, içersem bir ay oruç tutayım.” şeklinde adakta bulunma böyledir. Fakat istenmeyen şart gerçekleşirse dilerse adadığı şeyi yerine getirir, dilerse yemin kefareti öder. Hanefi mezhebi bu durumda yemin kefareti ödemenin daha isabetli bir davranış olacağı görüşündedir. Çünkü bu sözleşme yemin sayılmaktadır.
(İbn Âbidin, Reddu’l-Muhtâr, III, 738). (Kâsânî, Bedâiü’s-Sanâî, V, 82–92).