Son Konu

Ağac sevgisi ile ilgili kısa hikaye

bilgiliadam

Yeni Üye
Katılım
16 Ağu 2017
Mesajlar
1,516,397
Tepkime
42
Puanları
48
Credits
-46,831
Geri Bildirim : 0 / 0 / 0
Ağac sevgisi ile ilgili kısa hikaye
Ağlatan Ağac
Afet İnan; “Cankaya koşkunden meclis binasına giderken o gunun Ankara’sında bir tek iğde ağacı vardı, diye yazıyor Ataturk, onun onunden gecerken selam verirmiş Neden boyle yaptığı sorulunca: ‘O, yediğim meyvenin, sığındığım golgenin, soluduğum havanın bir neferi En az obur neferler kadar bunun da selama hakkı var’ Bir gun bir de bakıyor, ağac kesilmiş Yolu genişletmek icin kesmişler ‘Yahu’, diyor, ‘bana sorsaydınız o ağacı kurtaracak yol bulurdum Sonra dayanamıyor, arabaya biniyor, surucuyle arkadaşının onunde, hungur hungur ağlıyor


Sevgili Orman
bir varmis bir yokmuş gokyuzu toprak iken yeryuzu yaprak iken kafdağının ustunde yıldızların ortasında bir orman varmış Bu ormanın adı sevgi ormanıymış bu ormanda bir tane muhabbet cınarı varmış Dalları yedi kat goğe kokleri yedi kat yere uzanırmış sanki

Bir fırtına kopsa şiddetli bir yağmur yağsa butun ağaclarının dallarını altına alırmış onları soğukta dondurmaz, sıcakta yandırmazmış Aslında diğer ağaclarda yardımlaşma konusunda ondan geri kalmazlarmış Dostluk soğudu zorda kalanların yardımına koşar vefa meşesi her turlu zorluğa karşı goğus gerermiş

Butun bu guzel ağacların arasında birde kardeşlik pınarı varmış Yazın soğuk kışın ılık akarmış Gece gunduz ihtiyaclarını karşılarmış butun ağacların Sevgi ormanında neşe guneş ışıkları kadar cok mutluluk hava kadar bolmuş sanki hepsi aynı ailenin ferdi bir ağacın derdi butun ağacların derdiymiş Birisinin dalımı kırıldı başka birini kurtmu kemiriyor hemen herkes seferber olurmuş kardeşlik pınarının suyuyla yara iyice temizlenir vfa meşesi ve dostluk soğudunun oz sularından merhem yapılır muhabbet cınarının yapraklarıyla sarılırmış Bir haftaya kalmaş iyileşirmiş yara yalnız bu ormanda bir kuskus ağacı varmış Yaprakları kucucuk dikenleri kocamanmış oda obur ağacları severmiş ama ne sevme Uzun dikenli dallarıyla diğer ağacların godelerine sarılırmış Onlar canlarının acıdığını soyleyince siz beni sevmiyorsunuz buralardan gideyimde hem siz kurtulun hem de ben kurtulayım diye kızarmış Bir gun dediğini yapmış almış başını gitmiş kayaların taşların olduğu bir yere Kuskus ağacının yaptığı aynı şeyi taşlar ve kayalar ona yapmışlar seni cok seviyoruz diye kolunu govdesini sıkıştırmışlar Yılların hıncını cıkarırcasına ruzgarda esmeye şimşekler nefesini kesmeye başlamış Kukus ağacı gun gectikce sasarıp soluyormuş Bu arada fırsattan istifade kucucuk bir kurt icine gimiş Ozunu yemeye başlamış Kuskus ağacı bir sağına bir soluna bakmış caresizce ne vefa meşesini ne dostluk soğudunu nede kardeşlik pınarını gormuş Gunleri inleye inleye icini yiyip bitiren kurtun sesini dinleye dinleye gecip durmuş Butun bunlara rağmen geri donmeyi bir turlu kendine yediremiyormuş Muhabbet cınarı onun haline acıyıp dallarıyla gelmiş yapraklarıyla el etmiş Ama kuskus ağacı inadım inat kel murat deyip geri donmemiş Gokten 3 tane mavi kuş gelmiş biri sevgi ormanına biri kardeşlik pınarına biride bu masalı okuyanların penceresine konmuş
 
Üst Alt