Lazer sözü, "Işığın Uyarılarak Güçlendirilmesi" olarak açıklanabilir. Lazer cihazı temel olarak bir ışık güçlendiricisidir.
Laser birinci olarak 1960 yılında tanımlanmış olup tıpta bulduğu geniş tasarruf meydanlarından sonra 1994 yılından itibaren diş hekimliğinde de bir çok kolda verimli olarak kullanılmaya başlanmıştır. Diş hekimliğinde birinci olarak yumuşak doku cerrahisinde tasarrufu yaygınlaşsa da avantajlarının üstünlüğü ortaya çıktıkça son yıllarda sert doku tasarruf ortamları da gelişmiştir. Laser umumî olarak bilinenin bilakis X ışınlarının sebep olduğu radyasyondan külliyen farklı bir ışık kuvvetidir. Akıllıca teşhis ve münâsib parametreler ile kullanıldığında bu ağırlaştırılarak odaklanmış ışık gücü zararsız bir formda istenilen etkiyi oluşturur.
Diş hekimliğinde laser tatbikleri çoğunlukla klâsik tedavi metotlarını destekleyici olarak kullanılır.
Diş eti tedavilerinde klasik tedaviyi destekleyici ve güzelleşme sürecini nispeten hızlandıran müspet tesirler sağlamaktadır.
Değişik mevzularda üstünlüğü sahiden tartışılamayan, velev birtakım yerlerde da alternatifsiz olan bu sistem klasik tedavi metotlarının yanı sıra destekleyici tedavi olarak, birtakım vakalarda ise bu tedavilerin konumuna kullanılmaktadır. Diş hekimliğinde klasik tedavilerin yanı sıra, implantların ve enfekte dokuların güzelleşmesinin uyarılmasında, aft tedavisinde, diş beyazlatmada ve diş hassasiyetlerinin giderilmesinde öbür prosedürlerden daha tesirli ve kesin sonuçlar verebilen bir metot olarak görülmektedir. Lazer kullanılan tedavi usullerinin en kıymetli avantajı; hastanın konforunun yüksek olması, lokal anestezi gereksiniminin minimum olması, cihazın sessiz çalışması ve düzgünleşme sürecini kısaltıp, ağrı, şişlik üzere komplikasyonları en aza indirgemesidir.
Mahsusen diş eti estetiğinde pratik ve sonuçları çarpıcıdır:
1- Diş etlerinde pigment artmasına bağlı olarak oluşan renklenmeler, klasik metotlarla bisturi ile alınarak temizlenirken, lazer pratikleri ile giderilen dişeti renklenmeleri hastanın konforlu bir formda olağan hayatına devam etmesine imkan tanır. Bu renklenme çoğunlukla genetik olsa da bazen sigara tasarrufu da sebep olmaktadır.
2-Diş eti iltihapları.diş eti çekilmeleri üzere illetlerin tedavisinde de yaygın olarak kullanılmaktadır. 3-Diş beyazlatmada klinikte uygulanan methodla son nokta tesirli sonuçlar elde edilmektedir.
4-Lazer ile yapılan cerrahi pratiklerde, süreç esnasında neredeyse hiç kanama olmamaktadır. Her cerrahi tatbik sonrasında ortaya çıkabilecek komplikasyon, şişme ve rahatsızlık olasılıkları azalmakta ve daha süratli bir güzelleşme görülmektedir.
Lazer nedir? Nasıl çalışır?
Lazer sözü, "Işığın Uyarılarak Güçlendirilmesi" olarak açıklanabilir. Lazer cihazı temel olarak bir ışık güçlendiricisidir. Lazer cihazı tarafından oluşturulan ışık dalgaları, elektromanyetik gücün bir formudur. Diş lazerleri, atomize su spreylerinin, lazer gücü ile birleşmesi sonucunda elde edilen hidrokinetik güç prensibi ile çalışır.
Lazer diş hekimliğinde nerelerde uygulanır?
Yeni diş lazerleri ile, hem yumuşak doku (damak) hem de sert doku(diş minesi) süreçleri rahatlıkla yapılabilmektedir.
Bu pratiklerden kimileri:
• Diş çürüklerinin temizlenmesi, diş dolguları
• Kanal tedavileri
• Çene kemiğinde ve dişetinde her çeşit cerrahi süreçler, dişetinin şekillendirilmesi
• Hassas dişlerin hassasiyetinin giderilmesi
• Diş beyazlatma
• Koyu renkli dişetlerinin renginin açılması
• Ağız yaraları, aftların tedavileri
Lazer pratiklerinin avantajları:
• Yeni nesil diş lazeri ile dişe ve vesair dokulara temas etmeden çalışmak mümkündür. Bu sayede ısı, titreşim ve sürtünmeye bağlı ağrı oluşmayacağı için dişi uyuşturmaya gerek kalmayabilmektedir. Bu nedenle diş tabibi korkusu olan her yaş öbeği hasta için tercih edilebilir.
• Lazer kullanılan ortamda %100 dezenfeksiyon ve sterilizasyon sağlanmaktadır.
• Gücü ayarlanabilen lazer ışınının çürük dokuyu seçici davranması az husus kaybıyla tedavinin tamamlanmasını sağlar. (Dişten yalnızca çürük nahiyeyi kaldırır.)
• Lazer ile yapılan cerrahi pratiklerde, süreç esnasında neredeyse hiç kanama olmamaktadır. Her cerrahi pratik sonrasında ortaya çıkabilecek komplikasyon, şişme ve rahatsızlık olasılıkları azalmakta ve daha süratli bir düzgünleşme sağlanmaktadır.
• Lazerli "diş beyazlatma" süreçlerinde çok kısa müddette daha yeterli sonuç almak mümkündür.
• Diş etlerinde genetik olarak çok kademede mor renklenme (hiperpigmentasyon)bulunan hastalarda 3 yahut 4 seansta lazer ile soyma (peeling) yapılarak bu sorun ortadan kaldırılabilmektedir.
• Lazer tatbikleri ile, halk arasında lazerli dolgu diye bilinen ve bir ışık kaynağı ile sertleştirilen kompozit dolgu pratikleri birbiriyle karıştırılmamalıdır.
Laser birinci olarak 1960 yılında tanımlanmış olup tıpta bulduğu geniş tasarruf meydanlarından sonra 1994 yılından itibaren diş hekimliğinde de bir çok kolda verimli olarak kullanılmaya başlanmıştır. Diş hekimliğinde birinci olarak yumuşak doku cerrahisinde tasarrufu yaygınlaşsa da avantajlarının üstünlüğü ortaya çıktıkça son yıllarda sert doku tasarruf ortamları da gelişmiştir. Laser umumî olarak bilinenin bilakis X ışınlarının sebep olduğu radyasyondan külliyen farklı bir ışık kuvvetidir. Akıllıca teşhis ve münâsib parametreler ile kullanıldığında bu ağırlaştırılarak odaklanmış ışık gücü zararsız bir formda istenilen etkiyi oluşturur.
Diş hekimliğinde laser tatbikleri çoğunlukla klâsik tedavi metotlarını destekleyici olarak kullanılır.
Diş eti tedavilerinde klasik tedaviyi destekleyici ve güzelleşme sürecini nispeten hızlandıran müspet tesirler sağlamaktadır.
Değişik mevzularda üstünlüğü sahiden tartışılamayan, velev birtakım yerlerde da alternatifsiz olan bu sistem klasik tedavi metotlarının yanı sıra destekleyici tedavi olarak, birtakım vakalarda ise bu tedavilerin konumuna kullanılmaktadır. Diş hekimliğinde klasik tedavilerin yanı sıra, implantların ve enfekte dokuların güzelleşmesinin uyarılmasında, aft tedavisinde, diş beyazlatmada ve diş hassasiyetlerinin giderilmesinde öbür prosedürlerden daha tesirli ve kesin sonuçlar verebilen bir metot olarak görülmektedir. Lazer kullanılan tedavi usullerinin en kıymetli avantajı; hastanın konforunun yüksek olması, lokal anestezi gereksiniminin minimum olması, cihazın sessiz çalışması ve düzgünleşme sürecini kısaltıp, ağrı, şişlik üzere komplikasyonları en aza indirgemesidir.
Mahsusen diş eti estetiğinde pratik ve sonuçları çarpıcıdır:
1- Diş etlerinde pigment artmasına bağlı olarak oluşan renklenmeler, klasik metotlarla bisturi ile alınarak temizlenirken, lazer pratikleri ile giderilen dişeti renklenmeleri hastanın konforlu bir formda olağan hayatına devam etmesine imkan tanır. Bu renklenme çoğunlukla genetik olsa da bazen sigara tasarrufu da sebep olmaktadır.
2-Diş eti iltihapları.diş eti çekilmeleri üzere illetlerin tedavisinde de yaygın olarak kullanılmaktadır. 3-Diş beyazlatmada klinikte uygulanan methodla son nokta tesirli sonuçlar elde edilmektedir.
4-Lazer ile yapılan cerrahi pratiklerde, süreç esnasında neredeyse hiç kanama olmamaktadır. Her cerrahi tatbik sonrasında ortaya çıkabilecek komplikasyon, şişme ve rahatsızlık olasılıkları azalmakta ve daha süratli bir güzelleşme görülmektedir.
Lazer nedir? Nasıl çalışır?
Lazer sözü, "Işığın Uyarılarak Güçlendirilmesi" olarak açıklanabilir. Lazer cihazı temel olarak bir ışık güçlendiricisidir. Lazer cihazı tarafından oluşturulan ışık dalgaları, elektromanyetik gücün bir formudur. Diş lazerleri, atomize su spreylerinin, lazer gücü ile birleşmesi sonucunda elde edilen hidrokinetik güç prensibi ile çalışır.
Lazer diş hekimliğinde nerelerde uygulanır?
Yeni diş lazerleri ile, hem yumuşak doku (damak) hem de sert doku(diş minesi) süreçleri rahatlıkla yapılabilmektedir.
Bu pratiklerden kimileri:
• Diş çürüklerinin temizlenmesi, diş dolguları
• Kanal tedavileri
• Çene kemiğinde ve dişetinde her çeşit cerrahi süreçler, dişetinin şekillendirilmesi
• Hassas dişlerin hassasiyetinin giderilmesi
• Diş beyazlatma
• Koyu renkli dişetlerinin renginin açılması
• Ağız yaraları, aftların tedavileri
Lazer pratiklerinin avantajları:
• Yeni nesil diş lazeri ile dişe ve vesair dokulara temas etmeden çalışmak mümkündür. Bu sayede ısı, titreşim ve sürtünmeye bağlı ağrı oluşmayacağı için dişi uyuşturmaya gerek kalmayabilmektedir. Bu nedenle diş tabibi korkusu olan her yaş öbeği hasta için tercih edilebilir.
• Lazer kullanılan ortamda %100 dezenfeksiyon ve sterilizasyon sağlanmaktadır.
• Gücü ayarlanabilen lazer ışınının çürük dokuyu seçici davranması az husus kaybıyla tedavinin tamamlanmasını sağlar. (Dişten yalnızca çürük nahiyeyi kaldırır.)
• Lazer ile yapılan cerrahi pratiklerde, süreç esnasında neredeyse hiç kanama olmamaktadır. Her cerrahi pratik sonrasında ortaya çıkabilecek komplikasyon, şişme ve rahatsızlık olasılıkları azalmakta ve daha süratli bir düzgünleşme sağlanmaktadır.
• Lazerli "diş beyazlatma" süreçlerinde çok kısa müddette daha yeterli sonuç almak mümkündür.
• Diş etlerinde genetik olarak çok kademede mor renklenme (hiperpigmentasyon)bulunan hastalarda 3 yahut 4 seansta lazer ile soyma (peeling) yapılarak bu sorun ortadan kaldırılabilmektedir.
• Lazer tatbikleri ile, halk arasında lazerli dolgu diye bilinen ve bir ışık kaynağı ile sertleştirilen kompozit dolgu pratikleri birbiriyle karıştırılmamalıdır.