Osmanlılar'da kucukbaş hayvandan alınan bir vergi
İslam devletlerinde ceşitli adlarla rastlanan bu vergi, Osmanlı resmi kayıtlarında resmi ganem, adeti ağnam şekillerinde de gecer Şer'T vergilerden sayılan ağnam resmine bazı sancak kanunnamelerinde adeti zekat da denmektedir Bu vergi genellikle koyun yavruladıktan sonra nisan veya mayıs aylarında alınır, kuzulu koyun kuzusu ile bir hesaplanırdı Vergi miktarı Fatih kanununa gore uc koyundan bir akce iken daha sonra iki koyundan bir akce olarak tesbit edilmişti Ancak bu miktar bolgelerin ozelliklerine gore değişiyordu Vidin sancağında uc koyundan bir akce İmroz ve Limni adalarında ise koyun başına birer akce alınmaktaydı Sis (Kozan) sancağında Kayıtbay kanununa gore her koyun icin bir Halebi akce Urfa'da ise Akkoyunlu Uzun Hasan kanunu gereğince her yuz koyundan bir koyun ve iki Osmani akce, Lipva'da her yirmi koyundan miri icin bir koyun, yirmiden az olandan ise koyun başına uc penez (1,5 Osmanlı akcesi I isteniyordu Bazı kanunnamelerden anlaşıldığına gore, alınan bu vergi serbest olmayan timarlarda sipahiler ile subaşılar arasında paylaşılıyordu Ancak bu hukum Aydın'da gecerli olmayıp ağnam resmi tamamıyla sancak beyine aitti Biga sancağında ise reayadan alınan resmi ganemi sancak beyi ve sipahiler aralarında boluşurlerdi Evkaf, emlak ve serbest timarlarda (has, zeamet), bu resme sancak beyleri mudahele edemezlerdi Kadı sipahi, muderris, emin vb gibi askeri'lerin 150 koyundan az koyunu olanlarından ağnam resmi alınmazdı (BA, KK Ahkam Defteri, nr 63 vr 95*b) Pecuy kanununa gore papazlar ağnam resmi vermezler, eşkinciler de sefere gittikleri yılın resmini odemezlerdi
Ağnam resmi bilhassa buyuk olcude koyun besiciliği yapan konar gocer Turkmen ve Yoruk cemaatleri icin onemliydi Buyuk kısmı padişah haslarına dahil olan konar gocerler de iki koyuna bir akce vermekte idiler Ancak bu hukum koyun sayısına bağlı idi Nitekim Aydın sancağındaki Karacakoyunlu yorukleri icinde altmış altı koyundan fazla koyunu olanlar iki koyuna bir akce verirlerdi; ellerinde altmış altı veya bundan az koyunu bulunanlardan ise otuz uc akce alınır ve bunlara bac evi denirdi (BA, TD nr 270, s I) Vergilendirmede koyun varlığı, yorukler icin ciftci raiyyetin elindeki toprak gibiydi Elinde koyunu bulunmayan yorukler tıpkı toprağa sahip olmayan raiyyet gibi on ikişer akce bennak* resmi vermekle mukellef idiler Yeniil Turkmenleri'nde işe yirmi altı koyundan az koyunu bulunanlar, kara resmi olarak on uc akce verirlerdi Kutahya kanununda bu sayı yirmi dort olup bundan az koyunu olanlardan on iki akce kara resmi alınırdı 1004 (159596) yılında miri, yani hassı humayun icin alınan ağnam resmi, her bir koyundan bir akce olarak tesbit edilmişti Bir koyun surusu 100 ila 300 koyundan ibaretti ve ağnam resminden başka bu surulerden sipahi tarafından ağıl otlak, yaylak ve kışlak hakkı olarak ayrıca vergi alınmakta idi Karaman kanununa gore bir suruden otlak resmi olarak bir koyun, ağıl resmi olarak da bir şişek istenirdi Silistre'de 300 koyun icin ağıl hakkı altı akce idi Kışlak hakkı Yeniil'de ağır suruden bir şişek, alcak suruden de beş akceydi Yuzdeci yorukler her yuz koyuna kırk akce verdikleri icin bu adla anılmışlardı Ozellikle Rumeli'de padişah hassına ait raiyyet ve ozel bir şekilde teşkilatlandırılmış yoruklerden vergi karşılığı alınan koyunlarla İstanbul'un et ihtiyacı karşılanmaktaydı Ayrıca İstanbul'a kasaplık koyun getirmekle mukellef celeplerden bedeli ağnamı celebkeşanresmi alınırdı Anadolu'daki bazı şehirlerde bulunan buyuk imaretlerin et ihtiyacı da zaman zaman yine bu yolla sağlanmıştır
Ağnam resmi mukataa'sı, XVII bilhassa XVIII yuzyıllarda hazinenin onemli bir kalemi haline geldi ve duzenli gelirler arasına girdi Bu verginin bazı yeni duzenlemelerle Tanzimat'tan sonra da alınmasına devam edildi 18 Nisan 1840 tarihli bir nizamnamenin ucuncu maddesine gore ayni olarak ağnam alınma usulu terkedildi ve bu vergiye ceşitli adlarla yuklenen ek resimler de kaldırıldı Ağnam mukataacılığı unvanı ise ağnam mudurluğune donuşturuldu Ayrıca her koyun ve keciden eşit olarak beşer kuruş ve yirmi beşer para alınması kararlaştırıldı Ancak koyunların değeri bolgelere gore farklı olduğundan bu vergi bazı yerlere ağır geldi; bunun uzerine 1273'te (185657) yeniden ele alınarak tanzim edildi Her koyun ve kecinin bir yılda yavrusu, sutu, yapağısının bolgelere gore ne kadar gelir sağladığı mahalli idarelerce ayrı ayrı tesbit edildikten sonra, vergi nisbeti merkezde belirlendi Eyaletlerden altı değişik nisbet uzerinden, aşar'a gore hasılatın yuzde onu hesabıyla resim alınması kararlaştırıldı Fakat daha sonra mali sıkıntılar dolayısıyla vergi miktarında artışlar yapıldığından halk icin oldukca ağır bir duruma geldi Bunun uzerine ağnam resmi 22 Kanunusani 1313 (3 Ocak 1898) ve 1 Kanunusani 1320 (14 Ocak 1905) tarihli nizamnamelerle yeniden duzenlendi 24 Nisan 1920 tarihli ve 15 sayılı kanunla da ağnam vergi nisbeti dort kat arttırıldı Cumhuriyetin ilk yıllarında ağnam resmi,hayvan sayım vergisiolarak varlığını ismen surdurdu 1924 butcesinde aşar, arazi vergisi ile birlikte ağnam vergisi devlet gelirlerinin % 35'ini oluşturuyordu Ancak verginin payı giderek azalmaya başladı Butce gelirlerindeki payı 1938de % 19 iken, 1959da % 05'e duştu Nihayet 1962de tamamen kaldırıldı