iltasyazilim
Yeni Üye
Ahmed Raûfi Hayatı
Ahmed Raûfi Biyografisi
Ahmed Raûfi İstanbul'da yetişen evliyânın büyüklerinden ve seyyiddir 1653 senesinde İstanbul'da doğdu
Seyyid Ahmed Efendi, asrının büyük âlimlerinden aklî ve naklî ilimleri öğrendi İlim tahsîlini tamamladıktan daha sonra, Üsküdar Kapı Ağası Medresesi müderrisliğine tâyin edildi Bu sırada tutulduğu bir hâl, onu mürşidi kâmil aramaya sevketti Selâmsız semtindeki bir dergâhın şeyhi olan Ali Efendi ile karşılaşıp, ona talebe oldu Ali Efendiden tasavvuf yolunun edebini öğrendikten daha sonra, Doğancılar'da Koca Sinan Paşa Câmii yakınında bulunan evinde talebe yetiştirmeye başladı Sultan Üçüncü Osman kendisini çoğu kez ziyâret edip duâsını alırdı
Ahmed Raufi Yetiştirdiği talebelerden bazıları
Hafız Muhammed Efendi, Şeyh İsmâil Efendi, Şeyh Kirişçi, Şeyh Arabî İsmâil, Şeyh HasanHalîfe ve Şeyh Süleymân Halîfe'dir
1757 (H1171) senesinde Üsküdar'da vefât etti ve Koca Sinan Paşa Câmii bahçesine defn edildi
Seyyid Ahmed Efendi Halvetiyye yolunun büyüklerindendir İlim ve irfân bakımından böylece yüksekti Şöhretten fazla sakınır, uzleti çok severdi Raûfî mahlası ile şiir ve ilâhîler yazan Ahmed Raûfî'nin KurretülUyûn isimli bir eseri ve bir dîvânı vardır Dîvânı basılmıştır
Ahmed Raûfî, sohbetlerinde büyüklerden nakille buyururdu fakat:
Câbir radıyallahü anhın bildirdiği hadîsi şerîfte buyruldu ki: Zikrin en fazîletlisi lâ ilâhe illallahdırBâzı âlimler, en fazîletli zikrin Lâ ilâhe illallah olduğunu gösteren Kur'ânı kerîmden yetmiş âyeti kerîme bildirdiler Çünkü bu mübârek iddiaya göre Allahü teâlânın birliği, ilâhlığın Allahü teâlâya mahsus olduğu, O'ndan başkasının ilâh olamayacağı isbat edilmektedir Îmân, bunun mânâsına inanmakla olur
Ahmed Raûfi Fazla konuşmasını, gereksiz laf söylemesini sevmezdi Bu hususla ilgili olarak şunları naklederdi:
Peygamber efendimiz buyurdu oysa: Susmak hikmettir Onu yapan azdır Hikmet insanı cehâletten ve sefâhatten koruyan faydalı bir şeydirİmâmı Gazâlî; Susmaya yapış Zarûret mikdârı hâriçbuyurdu Ebû Bekr kendisini konuşmaktan men etmesi için ağzına taş koyardı Dilin tehlikesi büyüktür Âfeti çoktur Susmakla bunlardan kurtulunur *
Ahmed Raûfi Biyografisi
Ahmed Raûfi İstanbul'da yetişen evliyânın büyüklerinden ve seyyiddir 1653 senesinde İstanbul'da doğdu
Seyyid Ahmed Efendi, asrının büyük âlimlerinden aklî ve naklî ilimleri öğrendi İlim tahsîlini tamamladıktan daha sonra, Üsküdar Kapı Ağası Medresesi müderrisliğine tâyin edildi Bu sırada tutulduğu bir hâl, onu mürşidi kâmil aramaya sevketti Selâmsız semtindeki bir dergâhın şeyhi olan Ali Efendi ile karşılaşıp, ona talebe oldu Ali Efendiden tasavvuf yolunun edebini öğrendikten daha sonra, Doğancılar'da Koca Sinan Paşa Câmii yakınında bulunan evinde talebe yetiştirmeye başladı Sultan Üçüncü Osman kendisini çoğu kez ziyâret edip duâsını alırdı
Ahmed Raufi Yetiştirdiği talebelerden bazıları
Hafız Muhammed Efendi, Şeyh İsmâil Efendi, Şeyh Kirişçi, Şeyh Arabî İsmâil, Şeyh HasanHalîfe ve Şeyh Süleymân Halîfe'dir
1757 (H1171) senesinde Üsküdar'da vefât etti ve Koca Sinan Paşa Câmii bahçesine defn edildi
Seyyid Ahmed Efendi Halvetiyye yolunun büyüklerindendir İlim ve irfân bakımından böylece yüksekti Şöhretten fazla sakınır, uzleti çok severdi Raûfî mahlası ile şiir ve ilâhîler yazan Ahmed Raûfî'nin KurretülUyûn isimli bir eseri ve bir dîvânı vardır Dîvânı basılmıştır
Ahmed Raûfî, sohbetlerinde büyüklerden nakille buyururdu fakat:
Câbir radıyallahü anhın bildirdiği hadîsi şerîfte buyruldu ki: Zikrin en fazîletlisi lâ ilâhe illallahdırBâzı âlimler, en fazîletli zikrin Lâ ilâhe illallah olduğunu gösteren Kur'ânı kerîmden yetmiş âyeti kerîme bildirdiler Çünkü bu mübârek iddiaya göre Allahü teâlânın birliği, ilâhlığın Allahü teâlâya mahsus olduğu, O'ndan başkasının ilâh olamayacağı isbat edilmektedir Îmân, bunun mânâsına inanmakla olur
Ahmed Raûfi Fazla konuşmasını, gereksiz laf söylemesini sevmezdi Bu hususla ilgili olarak şunları naklederdi:
Peygamber efendimiz buyurdu oysa: Susmak hikmettir Onu yapan azdır Hikmet insanı cehâletten ve sefâhatten koruyan faydalı bir şeydirİmâmı Gazâlî; Susmaya yapış Zarûret mikdârı hâriçbuyurdu Ebû Bekr kendisini konuşmaktan men etmesi için ağzına taş koyardı Dilin tehlikesi büyüktür Âfeti çoktur Susmakla bunlardan kurtulunur *