Son Konu

Akciğer Kanseri

makaleci

Yeni Üye
Katılım
14 Ocak 2020
Mesajlar
351,088
Tepkime
0
Puanları
36
Yaş
36
Credits
0
Geri Bildirim : 0 / 0 / 0


Dünyada kanser ölümlerinde birinci sırada bulunan akciğer kanseri(AK) geçmeyen öksürük, balgam, ses kısıklığı, iştahsızlık, göğüs, sırt ve omuz ağrıları gibi belirtiler verebiliyor. Hiçbir belirti vermeden sinsice de ilerleyebilen akciğer kanserinden korunmak için sigaradan uzak durmak birinci sırada geliyor.

Sadece erkekleri değil kadınları da tehdit ediyor

Her yıl 1,8 milyon kişinin ölümüne neden olduğu bilinen akciğer kanseri dünyada kanser nedeniyle ölümlerde birinci sıradadır. Türkiye’de %25,7’lik oranla erkeklerde en sık görülen kanser olan akciğer kanseri kadınlarda ise %4,8’lik oranla 5. sırada yer almaktadır. Kadınlarda sigara kullanımındaki artış ve zor bırakılması nedeniyle kadınlarda yaygınlık artmaktadır.

Sigarasız bir hayatı tercih edin

Akciğer kanserinin en önemli nedeni (%90 gibi büyük bir oranla) sigara kullanımıdır. Sigara ve diğer tütün ürünlerinin yanı sıra asbest maruziyeti, radon gazı, ağır metaller, genetik faktörler ve geçirilmiş akciğer hastalıklarından kaynaklanan doku bozuklukları akciğer kanserinin diğer nedenleri arasında yer almaktadır.

AK’ nden korunma ve önlemede etkili bir ilaç ve tıbbi yöntem yok

Bu hastalığın topluma sosyal ve ekonomik olarak ciddi bir yükü vardır. Sigaraya başlanmasını engelleyecek etkin halk sağlığı politikalarının oluşturulması, tütün ürünlerinin ( sigara, puro, pipo, nargile ) denetim altında tutulması, nikotin bağımlılarına tıbbi ve sosyal destek verilmesi, sigara bırakma tedavisinin devletçe karşılanması ve konuya toplumun farkındalığının artırılması günümüzde en önemli sigara karşıtı yöntemlerdir.

Geçmeyen öksürük Akciğer Kanseri’nin habercisi olabilir

AK sinsi bir hastalıktır. Ölüme sebep olabilen en önemli hastalıklardan biridir. Erken tanı çok önemlidir. AK’ne genellikle geç dönemde ve ileri evrede tanı konmaktadır. AK’nin tanı ve evrelemesinde mültidisipliner yaklaşım birinci derecede önemlidir.

Hastalık histopatolojik tipi (doku tanısı), tanının konulduğu evre ve tuttuğu bölgeye göre lokal ve sistemik belirtiler verebilir. Lokal olarak: geçmeyen öksürük, kronik öksürüklü kişilerde öksürüğün karakterinde değişiklik, balgam, kan tükürme, göğüs,sırt ve omuz ağrıları, nefes darlığı, hışırtılı solunum, ses kısıklığı, tekrarlayan solunum yolu infeksiyonları, pnömoniler; sistemik olarak ise: iştahsızlık, kilo kaybı, halsizlik, yorgunluk, isteksizlik görülebilir.

AK en çok beyin, kemikler ve kemik iliği, karaciğer ve böbrek üstü bezlerine metastaz yapar. Bu metastazların yerine bağlı olarak hastada baş ağrısı, denge bozuklukları, felçler, kol ve bacaklarda ağrı ve zayıflama, kemik ağrıları, sarılık gibi belirtiler görülebilir. Ayrıca kanserin direkt yayılımına bağlı olmayan hormonal; hematolojik; immünolojik; iskelet sistemi ile ilgili ve dermatolojik belirti ve bulgular da görülebilir.

AK tanı ve evrelemesinde kanserin tuttuğu bölgeye göre bronkoskopik , radyolojik ve nükleer tıbbi yöntemler ( BilgisayarlıTomografi, PET-CT, MRI, USG vs.), mediastinoskopi ,VAMS, VATS, torakotomi gibi cerrahi yöntemler kullanılmaktadır. Önemli olan en kısa sürede ve en az invazif (girişimsel) yöntemi kullanarak doku tanısını koymak, evrelemeyi yapmak ve tedavi yöntemlerine karar vermektir.

AK tedavisinde hastalığın doku tipi ve evresine göre bu konuda deneyimli hekimlerden oluşan mültidisipliner bir konseyce karar verilir.

Cerrahi yöntem: Cerrahi müdahalenin tipi, kanserin akciğerdeki yerleşimine bağlıdır. Cerrahi girişimde anatomik olarak bir akciğerin tamamı ,bir veya iki lobu veya bir segmenti alınabilir. Tümörün yerleşimi, büyüklüğü ve hastanın durumuna göre cerrahi yapılıp yapılamayacağı belirlenmektedir. Erken evre hastalarda robotik cerrahi yöntemler bazı merkezlerde başlamıştır.

Kemoterapi ve radyoterapi: Daha hızlı ve kötü seyreden daha çabuk metastaz yapan küçük hücreli akciğer kanserinde kemoterapi ve radyoterapi daha iyi cevap vermektedir. Küçük hücreli dışı akciğer kanserinde öncelikle cerrahi tedavi yapılmaya çalışılır, kemoterapi ve radyoterapi olgunun evresine göre uygulanmaktadır.

Radyocerrahi: Son yıllarda erken evre olup tıbbi nedenlerle ameliyat olamayan hastalarda radyocerrahi yöntemler kullanılmaya başlanmıştır .

İmmünolojik çalışmalar: Metastatik ileri evre akciğer kanseri ile ilgili olarak immünolojik çalışmalar (immune check point inhibitors) halen devam etmektedir. İmmünoterapinin amacı bağışıklık sistemini güçlendirerek vücudun kanserle savaşına yardımcı olmaktır. İmmünoterapi özellikle, sistemik tedavinin etkili olmadığı 4. evre metastatik hastalarda bir seçenek olarak uygulanabilir. İmmünoterapinin yan tesirleri kemoterapiye göre daha azdır.

Ayrıca Vücudun immün sistemini kansere karşı hazırlayan aşı çalışmaları da bulunmaktadır.

AK tanısı konan hastaların sigaraya devamı halinde hastalık nüksetmektedir. Hastaların bu konuda mutlaka uyarılması gerekir.

SONUÇ: Bu yazıdan anlaşılacağı gibi akciğer kanserinde en önemli faktörler sigara ile mücadele ve erken tanı ve tedavidir. Bu konuda toplumun farkındalığının artırılması gerekmektedir. Akciğer kanserli hastalara mültidisipliner yaklaşım hastalıkla mücadelede başarı şansını artıracaktır.


 
Üst Alt