Gazeteci Barış Pehlivan, AKP'li üst düzey yetkiliyle yaptığı görüşmeyi aktardığı yazısında, Erdoğan'ın yeniden seçilememesi halinde, 2025'e varmadan bir erken seçim üzerine plan yapıldığını yazdı.
Cumhuriyet gazetesi yazarı Barış Pehlivan bugünkü yazısında Ankara'daki havayı ele aldı. AK Partili isme göre Cumhur İttifakı'nın oy oranının yüzde 45'in biraz üzerinde olduğunu belirten Pehlivan, AKP'nin seçim planlarına ilişkin yazısında şunları aktardı:
'Kimi zamanında diyor kimi erken seçimi işaret ediyor. Belki de meseleyi anlatmak için bu kavramlar yetersiz kalıyor.
Geçen hafta AKP’nin kritik bir ismiyle oturdum. Ona anketleri, partideki havayı, neler olup bittiğini sordum.
Ağzından asla “erken seçim” lafını alamadım. Ancak “bıçak sırtı” sözünü bizzat duydum.
Anlattığına göre…
Partisinin anketlerinde Cumhur İttifakı yüzde 45’in biraz üstünde görünüyordu. Bu da seçimi, söylediği gibi “bıçak sırtı” haline getiriyordu. Tam da bu nedenle “yüzde 50 artı bir sistemi iyi olmadı” diyordu. “20 yıllık iktidarımızın en kritik seçimi olacak” ifadesini kullanması bu yüzdendi.'
2023 kaybedilirse, 2025'te yeniden seçim
''Parlamenter sisteme geri dönüş' bahsini açtım. Ona göre bu imkânsızdı. İnancına göre, ne olursa olsun AKP seçimden birinci parti olarak çıkacak, Meclis’te kilit rol oynayacaktı. Bu rolü de Cumhurbaşkanlığı seçimini kaybetseler dahi eski sisteme dönüşü engelleyebilecek güce kavuşması demekti.
İşin çarpıcı yönü buna dair de senaryolarını anlattı. Dediğine göre, Erdoğan cumhurbaşkanı olamasa bile muhalefetin parçalı yapısı yine AKP’ye kazandıracaktı. Böyle bir durumda 2025’e varmadan tekrar seçim öngörüyordu.
Evet, 'Erdoğan’ın cumhurbaşkanı seçilememe” ihtimalini düşünüyorlar, bunun üzerine planlar yapıyorlardı.''
MHP'nin erimesi, ittifak için düşündürücü
'MHP’nin çok kan kaybetmesi de Cumhur İttifakı’nda rahatsızlık kaynağıydı. “Yüzde 35’in altına düşmeyiz” diyordu ama MHP’nin erimesi, ittifak için düşündürücüydü.
Söylediklerinden AKP’nin önümüzdeki dönemi bir açılımla geçireceği sonucunu çıkardım. Hayır, Kürt açılımı değil… Sistem açılımı, yeni ittifaklar açılımı, ekonomik rahatlamaya yönelik vatandaş açılımları. Ardından “kazanabiliriz” durumu yaratılabilirse bir “baskın seçim” kokusu aldım. Bazı teşkilatların her an seçim olacakmış gibi hazırlık yapması da bunu gösteriyordu.'