Stillwater
Yeni Üye
Yüce Mevlamızın göndermiş olduğu İslam dini çerçevesinde yüce Allah’ın Varlığı ve Birliği konusu İlmihal derecesinde aşağıda yer almaktadır.
Allah’a olan inanç insanda fıtri (yaratılıştan) olduğu için, normal şartlarda etraftan olumsuz bir şekilde etkilenmemiş kişinin Allah’ın varlığını ve birliğini kabullenmesi gerekmektedir. Bu nedenle Kur’an-ı Kerim’de Allah Teala’dan bahseden ayetlerin çoğusu, O’nun sıfatlarını konu edinmiştir ayetlerde özellikle tevhid inancı üstünde durularak Allah’ın ortağı ve benzeri olmadığı önemle vurgulanmıştır. Allah’ın var oluş konusu, Kur’an’da insan için bilinmesi zorunlu ve apaçık bir gerçek olarak kabul edilmiştir. Selim yani yaratılışı bozulmamış insanın normal olarak yaratanını tanıyacağı belirtilmiştir. Fakat tüm toplumda çeşitli nedenlerle inanmayanlar ya da şüphede olanlar bulunabilecektir. İşte böyleleri için Allah’ın varlığının ispat edilmesi önem arz etmektedir. Bu öncelikle Allah’ın varlığının birliğinin delillerinin öğrenilmesi ile mümkün olmaktadır.
“Allah evlat edinmemiştir. Onunla beraber hiçbir Tanrı da yoktur. Aksi takdirde her Tanrı kendi yarattığını sevk ve idare eder ve onlardan biri mutlaka diğerine üstünlük sağlardı. Allah onların yakıştırdıkları şeylerden münezzehtir” (el-Müminun 23/91), “Eğer yerde ve gökte Allah’tan başka tanrılar bulunsaydı yer ve gök kesinlikle bozulup gitmişti…” (el-Enbiya 21/22). Evrendeki düzen Allah’ın birliğinin en açık delilidir.
Mekke’de inen Kur’an ayetlerinin çoğu doğrudan tevhidi telkin etmekte, bir kısmı da şirki reddetmektedir. Allah’ı yegane ilah, Rab ve otorite olarak tanımak, birliğini doğrulamak, her çeşit ortaktan uzak olduğuna inanmakla gerçekleşen tevhid, İslam dininin en değerli özelliğidir. İslam, bu özelliğiyle hem Cahiliye putperestliğinden, hem de Yahudilik ve Hıristiyanlık gibi dinlerin sonradan bozulmaya uğramış şekillerinden, hem de Mecusilik’ten ayrılır.
Allah’a olan inanç insanda fıtri (yaratılıştan) olduğu için, normal şartlarda etraftan olumsuz bir şekilde etkilenmemiş kişinin Allah’ın varlığını ve birliğini kabullenmesi gerekmektedir. Bu nedenle Kur’an-ı Kerim’de Allah Teala’dan bahseden ayetlerin çoğusu, O’nun sıfatlarını konu edinmiştir ayetlerde özellikle tevhid inancı üstünde durularak Allah’ın ortağı ve benzeri olmadığı önemle vurgulanmıştır. Allah’ın var oluş konusu, Kur’an’da insan için bilinmesi zorunlu ve apaçık bir gerçek olarak kabul edilmiştir. Selim yani yaratılışı bozulmamış insanın normal olarak yaratanını tanıyacağı belirtilmiştir. Fakat tüm toplumda çeşitli nedenlerle inanmayanlar ya da şüphede olanlar bulunabilecektir. İşte böyleleri için Allah’ın varlığının ispat edilmesi önem arz etmektedir. Bu öncelikle Allah’ın varlığının birliğinin delillerinin öğrenilmesi ile mümkün olmaktadır.
Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için
Giriş yap veya üye ol.
akaidine göre Allah birdir ve de tektir. Bu bir oluş, sayı yönüyle bir “bir”lik değildir. Çünkü sayı bölünebilir katlanabilir. Allah böyle olmaktan yücedir. O’nun bir oluşu, zatında, sıfatlarında, isimlerinde ve fiillerinde, ve rab oluşunda ve hakimiyetinde eşi benzeri olmayışı yönündendir. İhlas suresinde Allah’ın bir olduğu, hiçbir şeye muhtaç olmadığı, doğurmadığı ve doğurulmadığı, O’nun hiçbir denginin bulunmadığı ifade edilirken, Kafirun suresinde de ibadetin ancak Allah’a yapılacağı, Hz. Peygamber’in, kafirlerin taptıklarına önceden tapmadığı gibi, sonra da tapmayacağı önemle vurgulanmaktadır. Kur’an-ı Kerim’in çok suresinde Allah’ın birliğini, eşi benzerinin bulunmadığını vurgulayan pek çok ayet vardır:“Allah evlat edinmemiştir. Onunla beraber hiçbir Tanrı da yoktur. Aksi takdirde her Tanrı kendi yarattığını sevk ve idare eder ve onlardan biri mutlaka diğerine üstünlük sağlardı. Allah onların yakıştırdıkları şeylerden münezzehtir” (el-Müminun 23/91), “Eğer yerde ve gökte Allah’tan başka tanrılar bulunsaydı yer ve gök kesinlikle bozulup gitmişti…” (el-Enbiya 21/22). Evrendeki düzen Allah’ın birliğinin en açık delilidir.
Mekke’de inen Kur’an ayetlerinin çoğu doğrudan tevhidi telkin etmekte, bir kısmı da şirki reddetmektedir. Allah’ı yegane ilah, Rab ve otorite olarak tanımak, birliğini doğrulamak, her çeşit ortaktan uzak olduğuna inanmakla gerçekleşen tevhid, İslam dininin en değerli özelliğidir. İslam, bu özelliğiyle hem Cahiliye putperestliğinden, hem de Yahudilik ve Hıristiyanlık gibi dinlerin sonradan bozulmaya uğramış şekillerinden, hem de Mecusilik’ten ayrılır.