morfeus
Yeni Üye
Antik Yunan, Mısır, Çin ve daha birçok çağının ötesine geçmeyi başarmış antik medeniyetler aloe vera bitkisini, başta tıbbi yöntemler olmak üzere birçok alanda kullandı. Binlerce yıldır dünyamızda bulunan ve içindeki jeli ile harikalar yaratan aloe vera, hâlâ günümüzde birçok tıbbi alanda kullanılıyor.
Birçok cilt bakım ve kozmetik ürünün de temel taşı olan aloe vera iyileştirici gücünü; başta A, C ve E vitaminleri olmak üzere içerdiği 75’in üzerinde aktif vitamin ve çeşitli amino asit bileşenlerine borçlu. Bu içeriğimizde, faydalarını saymakla bitiremeyeceğimiz aloe Vera bitkisi hakkında ilginç bilgilere hep birlikte yakından bakıyoruz.
Aloe vera hakkında ilginç bilgiler:
[*]Aloe vera, bilinen en eski bitkisel tıp ürünüdür ve Kleopatra tarafından da kullanılıyordu. [*]Saç uzamasına ve bakımına yardımcı olur. [*]Aloe vera, yiyecek saklamak için kullanılabilir. [*]Diş eti hastalıklarının tedavisine yardımcı olabilir. [*]Aloe vera, Sümer tabletlerinde de vardı. [*]Kolesterol ve trigliseriti düşürür, adet ağrısını hafifletir. [*]Uzun yaşamın sırrı olan aloe vera, oksidatif stresi önler. [*]Aloe vera jelini işlem görmemiş çiğ şekilde tüketebilirsiniz.
Aloe vera, bilinen en eski bitkisel tıp ürünüdür ve Kleopatra tarafından da kullanılıyordu:
Aloe veranın çok eski medeniyetlerden bu yana kullanıldığını belirtmiştik. Peki bu mucize bitki gerçekten ne kadar eski? İlk olarak Antik Mısır’ın tıbbi bitkileri listeleyen el yazmalarında görülen aloe vera, o dönemde ünlü Antik Mısır Kraliçesi Nefertiti’nin de ve kişisel bakım rutininde yer alıyordu. Bu el yazmaları ise milattan önce 3.500 yılına kadar uzanıyor. Aloe verayı aynı zamanda Kraliçe Kleopatra da cilt bakımından düzenli olarak kullanıyordu.
Eski çağlarda aloe vera sadece Antik Mısır’da gözlemlenmiyor. Antik Çin, Roma, Yunan ve Hindistan’da aloe vera, çağın doktorları ve şifacıları tarafından yoğunlukla kullanılıyordu. Hatta bir efsaneye göre Aristo, yaraları askerlerin daha kolay iyileştirilebilmesi için; Büyük İskender’i Hint Okyanusu’nda bulunan aloe vera bakımından zengin Sokotra adalarını işgal etmeye ikna etmiştir. Yani anlayacağınız aloe vera sadece günümüzde bu kadar büyük pazara sahip ve çok aranan bir bitki hâline gelmemiştir.
Saç uzamasına ve bakımına yardımcı oluyor
Antik Yunanistan’da insanlar aloe veranın kelliği tedavi ettiğini düşünüyordu. Günümüzdeki bilgilere göre Antik Yunanlıların hiç de yanılmadıkları ortaya çıkıyor. Araştırmalara göre Aloe Vera, saç diplerini besleyen keratin proteini benzeri bir yapıya sahip. Bu benzer yapı sayesinde aloe vera, saç köklerine daha ulaşarak saçlarımızı besleyebiliyor ve kepek sorununun da büyük ölçüde önüne geçmemize yardımcı oluyor.
Bunun yanı sıra aloe vera kafa derisindeki kan dolaşımını da hızlandırıyor. Kafa derisindeki kan dolaşımının hızlanması ise tahmin edebildiğiniz üzere saç uzamasındaki en büyük etkenlerden biri. Saçlarınızı kestirdikten sonraki ilk saç uzama döngülerinin başladığı sırada Aloe Vera uygulamak, kan dolaşımını arttırarak hücrelerin daha hızlı ve daha sık bölünmesini sağlayacaktır. Bu sayede saçlarınız daha hızlı ve sağlıklı bir şekilde uzayacaktır.
Aloe vera, yiyecek saklamak için kullanılabilir:
Buzdolabının olmadığı zamanlarda insanlar, yiyecekleri genellikle kurutarak saklıyor veya soğuk mahzenlerde depoluyordu. Bu yiyeceklerin ömrünü uzatmak için ise kullandıkları bir başka taktik daha vardı. Bu taktik ise yiyeceklerin depolanmadan önce aloe vera jeli içine yerleştirilmesiydi. Günümüzde de bu taktiğin hâlâ geçerli olduğunu görüyoruz.
İspanya’da yapılan bir araştırmaya göre hâlâ aloe vera jeli buzdolabında yiyecek saklamamıza yardımcı olabiliyor. Taze üzümler ile yapılan bu araştırmaya göre, bir kase içerisinde buzdolabına koyulan üzümler sadece 7 gün dayanırken, aloe vera jeli içerisinde buzdolabına koyulan üzümler 35 güne kadar tazeliğini koruyabiliyor.
Diş eti hastalıklarının tedavisine yardımcı olabilir:
Cilde sağladığı büyük yararların yanı sıra aloe vera, diş eti gibi hassas bölgelerde de gönül rahatlığı ile kullanılabiliyor. Eğer sürekli olarak diş eti hastalıklarından, ağız içinde oluşan yaralardan ve benzeri enfeksiyonlardan şikayetçi iseniz, gayet basitçe diş macununuza aloe Vera tozu uygulayabilirsiniz. Bunu yanı sıra etken maddesi aloe vera olan diş macunlarını da tercih edebilirsiniz. Ağız sağlığı için düzenli aloe vera kullanımı, tıpkı ciltte olduğu gibi diş etindeki yaraları ve enfeksiyonları da istikrarlı bir şekilde iyileştirebiliyor.
Aloe vera, Sümer tabletlerinde de vardı:
Aloe veranın denli eski olduğundan ve yoğun bir şekilde Antik medeniyetler tarafından kullanıldığı belirtmiştik. Antik medeniyetler denince akıllara ilk gelen ve hakkında epey spekülasyonlar dönen bir medeniyet de tartışmasız Sümerler oluyor. Yaklaşık 4 bin yıl önce yazılan Sümer tabletlerinde aloe veranın sindirime yardımcı olduğundan bahsediliyor.
Günümüzde de yapılan araştırmalar ile aloe vera içmenin sindirim sistemine büyük faydaları olduğu kanıtlanmış durumda. Aloe vera tüketmek; bağırsaktaki pH değerini korumaya, mide asidini dengede tutmaya yardımcı olurken, kemoterapi hastalarının çektiği bağırsak ve mide bulanıklığı sorunlarının hafifletilmesinde etkin rol oynuyor.
Kolesterol ve trigliseriti düşürür, kadınlarda da adet ağrısını hafifletir:
Amerika kıtası yerlileri tarafından “Cennetin Asası” olarak adlandırılan aloe Vera, vücudumuzun dışında olduğu kadar içinde de oldukça faydalı. Aloe verayı sıvı olarak tüketmek daha ilk aşamalarda bile kan kalitesini yükseltiyor, aynı zamanda vücudumuzun kolesterol ve glukoz gibi değerleri dengelemesine yardımcı oluyor. Bunun yanı sıra aloe vera dengelemeye yardımcı olurken kolesterolün ve vücudumuzdaki total trigliseritin düşmesini sağlıyor.
Aloe verayı sıvı olarak tüketmenin tek faydaları bu saydıklarımız ile sınırlı kalmıyor. Özellikle şiddetli adet sancısı görüldüğü aylık dönemlerde sıvı olarak aloe vera tüketmek, bu sancıların hafiflemesinde büyük rol oynuyor.
Uzun yaşamın sırrı olan aloe vera, oksidatif stresi önler:
Aloe veranın vitamin ve amino asit bileşenleri bakımından ne denli zengin olduğundan bahsetmiştik. B12, B1, B2, B6, A, E ve C başta olmak üzere insan vücudunun düzgün çalışmasında büyük rol oynayan birçok vitamin bileşenine sahip olan Aloe Vera, Oksidatif Stres ile savaşma konusunda da oldukça etkili.
Oksidatif stres en basit anlatım ile vücudumuzun dengesinin bozulması durumunda, ortaya çıkan agresif moleküllerin serbestçe dolaşması sonucunda meydana gelir. Normalde bağışıklık sistemimiz bu moleküller ile savaşır, fakat vücudumuz dengede olmazsa bu moleküller serbest hâle gelebilir. Düzenli olarak sıvı aloe vera tüketmek ise bağışıklık sistemini güçlendirir, vücut değerlerini dengeler ve bu sayede Oksidatif Stres ile savaşmamıza yardımcı olur.
Aloe vera jelini işlem görmemiş çiğ şekilde tüketebilirsiniz, ancak DİKKAT:
Aloe vera etken maddeli ürünler veya meyve suları tüketmek yerine, Aloe Vera jelini çiğ olarak da içebilirsiniz. Fakat bu noktada dikkat etmeniz gereken bazı noktalar var. İlk olarak tükettiğiniz miktara dikkat etmeli ve düşük miktarlarda tüketmelisiniz. Bir diğer nokta ise hamilelik ardından aloe Vera kullanımının faydalı olmadığına yönelik araştırmalar bulunmaktadır. Bunların yanı sıra alerji sorunu olanların, mide, bağırsak ve böbrek hastalıklarına sahip olanların ve hemoroid hastalarının aloe vera kullanmadan önce doktorlarına danışmaları gerekmektedir.
Bunun dışında günlük olarak düşük miktarlarda aloe vera jeli kullanmak vücut dengesinde ve genel sağlığınızda gözle görülür etkilere sahip olacaktır. Tek başına aloe vera jelini tüketmek hem tadı hem de yapısı gereğince zor olabiliyor. Bu nedenle Aloe Vera’yı suyla karıştırıp üzerine tarçın veya limon gibi doğal tatlandırıcılar eklemek tüketimi epey bir kolaylaştıracaktır.
Aloe vera hakkında bilinen ilginç bilgilere sizlere aktarmaya çalıştığımız içeriğimizin sonuna geldik. Sizler de aloe vera hakkında bildiklerinizi ve kendi deneyimlerinizi bizlerle yorumlar kısmından paylaşabilirsiniz.
ÖNEMLİ NOT: Bu içerik tıbbi ve bilimsel tavsiye niteliği taşımamaktadır. Editöryal amaçlarla seçkin bir derleme yapılmaya çalışılmıştır.
Kaynaklar: Curly Ellie, Gulley Green House