iltasyazilim
Yeni Üye
Amasyanın Kültürel Özellikleri Nelerdir?
Amasyanın Kültürel Özellikleriinden Örnekler
Amasyanın Kültürel Özellikleri ve Adetleri
AMASYA ’NIN KÜLTÜREL ÖZELLİKLERİ
Efsaneler Deyimler Amasya Ağzı Kına Türküsü Maniler Bilmeceler Bölgesel Halk Oyunları El Sanatları Evlenme Adetleri Asker Uğurlama Sünnet Düğünü
Evlenme Adetleri:
Yörede evlenme yaşı yirmili yaş civarıdır Genelde tek eşliliğin seçim edildiği yörede, akrabalarla evlendirme isteği ön plandadır Mirasın bölünmemesi amaçlandığından alınacak gelinin veya damadın benzer kültürden, tanıdık bir yerden olması da etkendir Bir genç evlenme isteğini ailesine hissettirebilmek için, babasının ayakkabısının birisini zıt çevirir, ara sıra de ayakkabıyı kapı eşiğine tırnak ile çakar veya baba yanına iken ayakkabısını zıt giyer (sağ kundura sola, sol da kundura sağa) Bu; ‘beni evlendirin ’ anlamına kazanç Genç kızlar, evlenme isteklerini bazen davranışlarındaki canlılıkla, bazen de aile fertleriyle geçimsizlik olarak dışa vururlar Evlenemeyen kızların kısmetlerinin yan olduğuna inanılır ve açılması için evliyalara gidilip dua edilir, Cuma günleri selâ vakti kilit açılır (bahtım böyle açılsın diye) Evlenecek çağa gelmiş erkek için, düşünülen kızın evine gidilir Öncelikle kızdan su istenir, bardağın ve halıların temizliğine, evin düzenine bakılır Intiba olumlu ve gençler de birbirini beğenmişse birkaç gün sonra dünür gidilir ve buna ‘dünür düşme ’ denir Erkek tarafının aile büyükleri, oğullarına almayı düşündükleri kız evine giderler Yapılan sohbet içerisinde en yaşlı birey konuya girer ve ‘Allah ’ın emri Peygamberin kavliyle kızınızı oğlumuza istiyoruz ’, kız evi de ‘kısmetse olur ’ derler Oysa, kız hemen verilmez, birkaç defa gidilir Kız evi, kızı vermeye niyetliyse, erkek tarafını araştırıp soruşturduktan sonradan, uygun görülmüşse, gelmeleri için haber gönderir
Kına Gecesi:
Cumartesi akşamı kız evinde kına gecesi yapılır Kızın annesi kadar karılan kına, bir tepsi ortasına konulup etrafına mumlar dikilir Bulunulan mekanın orta kısmına oturan geline kına seti giydirildikten daha sonra kına türküleri ve ilahilerle gelin ağlatılır Avucuna altın konularak geline kına yakılır Davul zurna eşliğinde damatla birlikte kız evine kına almaya gelinir Karılmış olarak hazırlanmış duran kına, etrafında mumlar, çerez, havlu, kırpıntı konulan tepsi içerisinde damadın sağdıcına satılır Kına alındıktan sonra (köy ise kız evinden dahası tavuk alınarak) oynaya oynaya erkek evine dönülür
Damat Kınası:
Damada kına yakılırken; sağdıç parmağını kınaya banarak elini yukarı kaldırır, bir iki üç diye saydıktan daha sonra bekar gençler kınalı parmağa ulaşmaya çalışırlar Kim önce kınayı almışsa ilk onun evleneceğine inanılır Kalan kına damadın arkadaşlarına dağıtılır (darısı bekarların başına olsun diye) Kına gecesinde gelinin ve damadın yanında arkadaşları kalır, bu gecede gelinin ayakkabısının altına bekar kızların isimleri yazılır, kimin ismi silinirse onun evleneceğine inanılır
Gelin Alma:
Pazar günü, gelin getirmek üzere gelin arabası süslenir Akraba, dost, komşu, ve ahbaplara ait araçlardan oluşan konvoyla, gelin evine hareket edilir Kız evince, gelen araçlara yemeni, şifon, havlu gibi hediyelik takılır Gelin alıcılardan, genç kızlar bahşiş elde etmek için kapıyı açmazlar ve gelin sandığının üstüne de otururlar Nikah kahyasınca bahşişler verilir, kapılar açılıp gelinin çeyizi taşınır Gelin çeyizi yüklenirken alınan müjde yastığıdamat evine getirilip (gelin geliyor anlamındadır) evde bekleyen kaynanaya bahşiş karşılığı verilir Gelinin beline, erkek kardeşi kırmızı ‘kardeş kuşağı ’ nı bağlar Gelin, yakınları ile vedalaştıktan sonradan babası göre gelin alıcılara teslim edilip dualar okunur Gelin gezdirilerek damadın evine getirilir Kaynata, bahşiş vermeden gelin arabadan inmez Gelin eve girmeden, güvey yüksek bir yerden gelinin üzerine çerez ve bozuk para serper ya da kayınvalide içinde madeni para yer alan bir çömleği kırar (kötü huylardan kurtulsun, bereket olsun diye) Gelin; kuzu postuna bastırılır (kuzu gibi olması için) Eline verilen yağı, kapı eşiğine sürer (yağ gibi eriyip evine ısınsın diye) Üzerine basıp geçmesi için ayağının altına demir leğen konulur (demir gibi sağlam olsun diye) Gelin içeriye girdikten sonra, kendi çeyiz sandığının üstüne kıbleye doğru oturtulur, kucağına oğlan verilir Gelin, kaynanaya, görümcelere ve orada bulunanlara şeker verir (hoş sohbet olalım diye) Çevreden gelin görmeye gelinir
Nikah:
Erkek evinde, davulzurna ekibi cuma gününden itibaren çalmaya başlar, nikah evinin muhakkak olması için sancak dikilir, düğün kahyası, yiğitbaşı saptama edilir Gelin ve güvey adayları tarafından sağdıç (gelin ve damadın nikah boyunca her işini takip eden tecrübeli bir kişi) seçilir Gelen misafirlere yemek ikram edilir Buna danışık yedirme denir Cumartesi günü, köyde ise geniş bir mekan, şehirde ise nikah salonunda kız ve erkek tarafları bir araya kazanç Müzik eşliğinde eğlenilir, davetlilere ikramlar yapılır Düğün, gelin ve damada takı takılması ile son bulur Tüm masrafları erkek evi karşılar
Asker Uğurlama:
Askere gidecek gençleri; haftalar öncesi akraba, komşu ve ahbaplar sırayla yemeğe eğlence eder, harçlık, giyecek gibi hediyeler verirler Gençler askere gidecekleri gün bütün yakınları göre davul – zurna eşliğinde halaylarla, dualarla uğurlanır
Sünnet Düğünü: Sünnet düğünleri genelde hafta sonları yapılır Sünnet olacak çocuk hamama götürülür Sünnet elbisesi giydirilir Gelen davetlilerle birlikte araç konvoyu oluşturulur, sünnet olacak çocuğa ve arkadaşlarına çevre gezisi yaptırıldıktan daha sonra eve getirilerek sünneti yapılır Gelen davetliler, çocuğu ziyaret ederek hediyelerini verirler Yemekler ikram edilir, sazlı sözlü eğlenceler yapılır Hem mevlit okutarak sünnet yapanlar da vardır
Yöresel Halk Oyunları:
Genellikle düğünlerde, kına gecelerinde, özel gecelerde ve askere giden geçler uğurlanırken oynanmaktadır
1Yelleme :Bu oyun daha fazla askere dışarı giden gençler göre oynanır Özünde cesaret duygusu taşımaktadır
2Mahir Çavuş :Mahir Çavuş, Amasya ’nın Göynücek İlçesi ’nde yaşayan olan bir yiğittir İlçenin bir köyünde yaşamış bir kıza sevdalıdır Onların sevgisine ithaf edilen bu oyun, yöre halkı göre halen oynanmakta, benimsenip sevilmektedir
3Sim Sim :Alev civarda dönülerek, bir el arkada, diğeri havaya kaldırılarak davulzurna eşliğinde oynanır Öteki oyuncu kendini göstermeden besbelli oynayan kişiye vurarak kovmak amacıyla, nara atarak çabuk bir şekilde oyuna girer ve gösterisini yapar Burada önemli olan, oyuncunun hareketlerinin çabukluğu ve oyunundaki estetiktir Ayrıca, anlaşan iki oyuncu karşılıklı gösteri yaparlar
EFSANELER
Amasya ’da yüzyıllardır anlatıla gelen efsaneler vardır Ferhat ile Sevimli, Güzelce Kız (Aynalı Mağara), Kurtboğan, İnci Baba, Serçoban, Lokman Hekim ünlü olanlarıdır
1Ferhat ile Sevimli:Ferhat, nakkaşlık yapan, Şirin ’e sevdalı yiğit bir delikanlıdır Saraylar süsler, fırçasından dökülen zarafetin Sevimli ’e olan duygularının ifadesi olduğu söylenir Amasya Sultanı Mehmene Banu ’ya, kız kardeşi Sevimli için, dünürcü gönderir Ferhat Sultan; Şirin ’i tahsis etmek istemediği için olmayacak bir iş ister delikanlıdan “ Şehir'e suyu getir, Sevimli'i vereyim der, demesine de su, Şahinkayası denen uzaktan mı uzakta bir yerdedir Ferhat'ın gönlündeki Sevimli aşkı bu zorluğu dinler mi? Alır külüngü eline, vurur kayaların böğrüne böğrüne Kayalar yarılır, yol verir suya Süre geçtikçe açılan kayalardan gelen suyun sesi işitilir benzeri şehirde Mehmene Banu, bakar oysa kız kardeşi elden gidecek, sinsice planlar kurarak bir cadı buldurur, yollar Ferhat ’a Su kanallarını peşine düşüp takip edip, külüngün sesini dinleyerek Ferhat ’a ulaşır Ferhat ’ın dağları delen külüngünün sesi cadıyı korkutur korkutmasına da, acı acı güler sonradan da “Ne vurursan kayalara böyle hırsla, Şirin'in öldü Bak sana helvasını getirdim der Ferhat bu sözlerle beyninden vurulmuşa döner “Sevimli yoksa dünyada yaşamak bana haramdır der Elindeki külüngü fırlatır havaya, külüng gelir başının üstüne tüm ağırlığıyla oturur Ferhat'ın başı döner, dünyası yıkılmıştır zaten “ŞIRIN ! seslenişleri yankılanır kayalarda Ferhat'ın öldüğünü duyan Şirin, koşar kayalıklara bakar fakat Ferhat cansız yatıyor Atar kendini kayalıklardan aşağıya Cansız vücudu uzanır Ferhat'ın yanında Su gelmiştir, akar tüm coşkusuyla, ama iki seven genç yoktur artık bu dünyada İkisini de gömerler alt yana Her mevsim iki mezarda da birer gül bitermiş, sevenlerin anısına, lakin iki mezar aralarında diğer taraftan kara çalı çıkarmış iki sevgiliyi, iki gülü dağıtmak için
2Dürüstçe Kız (Aynalı Mağara Efsanesi):Efendice Kız, bir kral kızıdır Dünyalar güzelidir pek güzeldir ancak; görenler dayanamaz, şimşek düşmüş gibi kendilerinden geçerler Bu yüzden genç kız, defalarca peçeli gezer, güzel yüzünü kimseye gösteremez Artık zamanı gelmiştir diye düşünen babası, dört bir yana haberciler çıkarır kızını evlendirecektir ama kim kızının peçesini açıp güzelliğine dayanır, onu dünya gözüyle seyredebilirse kızını ona verecektir Bu çağrıya yedi iklim, dört bucaktan şehzadeler, vezir çocukları, dünya zenginleri, yiğitler, bilginler, kısacası gençliğine, bilek gücüne güvenenler dört nala Amasya ’ya gelirler Amasya meydanında kurulan özel bölümde yer alan Efendice Kız bekleyedursun Kendine güvenen delikanlılar cesaretlerini toplayamaz, yanında yaklaşan ise peçesini uyandırmak istediğinde eli titrer, dizlerinin bağı çözülür Bu sahneler günlerce devam eder Bir gün yoksul mi fakir, ama yiğit mi yiğit, aslında güzel, ilgi çekici bir delikanlı “Ben de şansımı denemek istiyorum! diye destur alıp tahtın yanında yaklaşır Herkesin başı dönen bakışları aralarında hiç vakit geçirmeden Adilane Kız'ın peçesini kaldırır O an pek bir elektriklenme olur ancak, bir aydınlanma, bir alev, bir alev sarar etrafı Kimse ne olduğunu anlayamaz Meydanda bulunanlar korkudan yerlere kapanır Daha Sonra, ebedi bir sükunet içinden kömür kesilir iki genç, yan yandan uzanmış şekilde İki gencin cesedi, şehre yakın yerdeki bağ ve bahçelikler yanına bulunan kaya kabir içinde iki öbür odaya gömülür Bu kaya mezarının dışı güneşle birlikte Adilane Kız ’ın yüzü gibi parlamaya başlar Bu parlaklığından nedeniyle da, sonra kaya mezarın adı Aynalı Mağaradiye ünlenir
3İğneci Baba:İğneci Baba ile kardeş olan Serçoban, Amasya merkeze emrindeki Karasenir Köyü ’ne yerleşir Çobanlık ile geçimini karşılayan, hal ve hareketleri, ibadetinin sadeliği ile tanınır Bir gün Amasya ’da ayakkabıcılıkla geçimini karşılayan ağabeyi İğneci Baba ’yı ziyarete gelir Beraberinde de koyunlarından sağdığı sütü bir mendiline çıkılayıp hediye olarak getirir Amacı, kendi mendiline koyduğu sütün, mendilden sızmadığını göstermektir Serçoban mendilini kunduracı dükkanının duvarındaki bir çiviye asar Bu sırada İğneci Baba dükkanında bir bayanın but ölçünü almaktadır Serçoban, bayanın topuklarını görür görmez, “ne değin da hoş diye aklından geçirdiğinde çiviye asılan mendilden süt yavaş yavaş damlamaya başlar İğneci Baba, kardeşinin niyetinde bozulmalar olduğunu sezer lakin hiç birşey muhakkak etmez Hanımefendi bacak ölçünü verip dükkandan ayrılınca, İğneci Baba, kardeşi Serçoban ’a “ Keramet dağ başında ermekte yok, keramet burada, çıkındaki sütü damlatmamakta der Mezarı bugün özel bir mekan olarak hazırlanmış, Kocacık Çarşısı ’ndadır *
Amasyanın Kültürel Özellikleriinden Örnekler
Amasyanın Kültürel Özellikleri ve Adetleri
AMASYA ’NIN KÜLTÜREL ÖZELLİKLERİ
Efsaneler Deyimler Amasya Ağzı Kına Türküsü Maniler Bilmeceler Bölgesel Halk Oyunları El Sanatları Evlenme Adetleri Asker Uğurlama Sünnet Düğünü
Evlenme Adetleri:
Yörede evlenme yaşı yirmili yaş civarıdır Genelde tek eşliliğin seçim edildiği yörede, akrabalarla evlendirme isteği ön plandadır Mirasın bölünmemesi amaçlandığından alınacak gelinin veya damadın benzer kültürden, tanıdık bir yerden olması da etkendir Bir genç evlenme isteğini ailesine hissettirebilmek için, babasının ayakkabısının birisini zıt çevirir, ara sıra de ayakkabıyı kapı eşiğine tırnak ile çakar veya baba yanına iken ayakkabısını zıt giyer (sağ kundura sola, sol da kundura sağa) Bu; ‘beni evlendirin ’ anlamına kazanç Genç kızlar, evlenme isteklerini bazen davranışlarındaki canlılıkla, bazen de aile fertleriyle geçimsizlik olarak dışa vururlar Evlenemeyen kızların kısmetlerinin yan olduğuna inanılır ve açılması için evliyalara gidilip dua edilir, Cuma günleri selâ vakti kilit açılır (bahtım böyle açılsın diye) Evlenecek çağa gelmiş erkek için, düşünülen kızın evine gidilir Öncelikle kızdan su istenir, bardağın ve halıların temizliğine, evin düzenine bakılır Intiba olumlu ve gençler de birbirini beğenmişse birkaç gün sonra dünür gidilir ve buna ‘dünür düşme ’ denir Erkek tarafının aile büyükleri, oğullarına almayı düşündükleri kız evine giderler Yapılan sohbet içerisinde en yaşlı birey konuya girer ve ‘Allah ’ın emri Peygamberin kavliyle kızınızı oğlumuza istiyoruz ’, kız evi de ‘kısmetse olur ’ derler Oysa, kız hemen verilmez, birkaç defa gidilir Kız evi, kızı vermeye niyetliyse, erkek tarafını araştırıp soruşturduktan sonradan, uygun görülmüşse, gelmeleri için haber gönderir
Kına Gecesi:
Cumartesi akşamı kız evinde kına gecesi yapılır Kızın annesi kadar karılan kına, bir tepsi ortasına konulup etrafına mumlar dikilir Bulunulan mekanın orta kısmına oturan geline kına seti giydirildikten daha sonra kına türküleri ve ilahilerle gelin ağlatılır Avucuna altın konularak geline kına yakılır Davul zurna eşliğinde damatla birlikte kız evine kına almaya gelinir Karılmış olarak hazırlanmış duran kına, etrafında mumlar, çerez, havlu, kırpıntı konulan tepsi içerisinde damadın sağdıcına satılır Kına alındıktan sonra (köy ise kız evinden dahası tavuk alınarak) oynaya oynaya erkek evine dönülür
Damat Kınası:
Damada kına yakılırken; sağdıç parmağını kınaya banarak elini yukarı kaldırır, bir iki üç diye saydıktan daha sonra bekar gençler kınalı parmağa ulaşmaya çalışırlar Kim önce kınayı almışsa ilk onun evleneceğine inanılır Kalan kına damadın arkadaşlarına dağıtılır (darısı bekarların başına olsun diye) Kına gecesinde gelinin ve damadın yanında arkadaşları kalır, bu gecede gelinin ayakkabısının altına bekar kızların isimleri yazılır, kimin ismi silinirse onun evleneceğine inanılır
Gelin Alma:
Pazar günü, gelin getirmek üzere gelin arabası süslenir Akraba, dost, komşu, ve ahbaplara ait araçlardan oluşan konvoyla, gelin evine hareket edilir Kız evince, gelen araçlara yemeni, şifon, havlu gibi hediyelik takılır Gelin alıcılardan, genç kızlar bahşiş elde etmek için kapıyı açmazlar ve gelin sandığının üstüne de otururlar Nikah kahyasınca bahşişler verilir, kapılar açılıp gelinin çeyizi taşınır Gelin çeyizi yüklenirken alınan müjde yastığıdamat evine getirilip (gelin geliyor anlamındadır) evde bekleyen kaynanaya bahşiş karşılığı verilir Gelinin beline, erkek kardeşi kırmızı ‘kardeş kuşağı ’ nı bağlar Gelin, yakınları ile vedalaştıktan sonradan babası göre gelin alıcılara teslim edilip dualar okunur Gelin gezdirilerek damadın evine getirilir Kaynata, bahşiş vermeden gelin arabadan inmez Gelin eve girmeden, güvey yüksek bir yerden gelinin üzerine çerez ve bozuk para serper ya da kayınvalide içinde madeni para yer alan bir çömleği kırar (kötü huylardan kurtulsun, bereket olsun diye) Gelin; kuzu postuna bastırılır (kuzu gibi olması için) Eline verilen yağı, kapı eşiğine sürer (yağ gibi eriyip evine ısınsın diye) Üzerine basıp geçmesi için ayağının altına demir leğen konulur (demir gibi sağlam olsun diye) Gelin içeriye girdikten sonra, kendi çeyiz sandığının üstüne kıbleye doğru oturtulur, kucağına oğlan verilir Gelin, kaynanaya, görümcelere ve orada bulunanlara şeker verir (hoş sohbet olalım diye) Çevreden gelin görmeye gelinir
Nikah:
Erkek evinde, davulzurna ekibi cuma gününden itibaren çalmaya başlar, nikah evinin muhakkak olması için sancak dikilir, düğün kahyası, yiğitbaşı saptama edilir Gelin ve güvey adayları tarafından sağdıç (gelin ve damadın nikah boyunca her işini takip eden tecrübeli bir kişi) seçilir Gelen misafirlere yemek ikram edilir Buna danışık yedirme denir Cumartesi günü, köyde ise geniş bir mekan, şehirde ise nikah salonunda kız ve erkek tarafları bir araya kazanç Müzik eşliğinde eğlenilir, davetlilere ikramlar yapılır Düğün, gelin ve damada takı takılması ile son bulur Tüm masrafları erkek evi karşılar
Asker Uğurlama:
Askere gidecek gençleri; haftalar öncesi akraba, komşu ve ahbaplar sırayla yemeğe eğlence eder, harçlık, giyecek gibi hediyeler verirler Gençler askere gidecekleri gün bütün yakınları göre davul – zurna eşliğinde halaylarla, dualarla uğurlanır
Sünnet Düğünü: Sünnet düğünleri genelde hafta sonları yapılır Sünnet olacak çocuk hamama götürülür Sünnet elbisesi giydirilir Gelen davetlilerle birlikte araç konvoyu oluşturulur, sünnet olacak çocuğa ve arkadaşlarına çevre gezisi yaptırıldıktan daha sonra eve getirilerek sünneti yapılır Gelen davetliler, çocuğu ziyaret ederek hediyelerini verirler Yemekler ikram edilir, sazlı sözlü eğlenceler yapılır Hem mevlit okutarak sünnet yapanlar da vardır
Yöresel Halk Oyunları:
Genellikle düğünlerde, kına gecelerinde, özel gecelerde ve askere giden geçler uğurlanırken oynanmaktadır
1Yelleme :Bu oyun daha fazla askere dışarı giden gençler göre oynanır Özünde cesaret duygusu taşımaktadır
2Mahir Çavuş :Mahir Çavuş, Amasya ’nın Göynücek İlçesi ’nde yaşayan olan bir yiğittir İlçenin bir köyünde yaşamış bir kıza sevdalıdır Onların sevgisine ithaf edilen bu oyun, yöre halkı göre halen oynanmakta, benimsenip sevilmektedir
3Sim Sim :Alev civarda dönülerek, bir el arkada, diğeri havaya kaldırılarak davulzurna eşliğinde oynanır Öteki oyuncu kendini göstermeden besbelli oynayan kişiye vurarak kovmak amacıyla, nara atarak çabuk bir şekilde oyuna girer ve gösterisini yapar Burada önemli olan, oyuncunun hareketlerinin çabukluğu ve oyunundaki estetiktir Ayrıca, anlaşan iki oyuncu karşılıklı gösteri yaparlar
EFSANELER
Amasya ’da yüzyıllardır anlatıla gelen efsaneler vardır Ferhat ile Sevimli, Güzelce Kız (Aynalı Mağara), Kurtboğan, İnci Baba, Serçoban, Lokman Hekim ünlü olanlarıdır
1Ferhat ile Sevimli:Ferhat, nakkaşlık yapan, Şirin ’e sevdalı yiğit bir delikanlıdır Saraylar süsler, fırçasından dökülen zarafetin Sevimli ’e olan duygularının ifadesi olduğu söylenir Amasya Sultanı Mehmene Banu ’ya, kız kardeşi Sevimli için, dünürcü gönderir Ferhat Sultan; Şirin ’i tahsis etmek istemediği için olmayacak bir iş ister delikanlıdan “ Şehir'e suyu getir, Sevimli'i vereyim der, demesine de su, Şahinkayası denen uzaktan mı uzakta bir yerdedir Ferhat'ın gönlündeki Sevimli aşkı bu zorluğu dinler mi? Alır külüngü eline, vurur kayaların böğrüne böğrüne Kayalar yarılır, yol verir suya Süre geçtikçe açılan kayalardan gelen suyun sesi işitilir benzeri şehirde Mehmene Banu, bakar oysa kız kardeşi elden gidecek, sinsice planlar kurarak bir cadı buldurur, yollar Ferhat ’a Su kanallarını peşine düşüp takip edip, külüngün sesini dinleyerek Ferhat ’a ulaşır Ferhat ’ın dağları delen külüngünün sesi cadıyı korkutur korkutmasına da, acı acı güler sonradan da “Ne vurursan kayalara böyle hırsla, Şirin'in öldü Bak sana helvasını getirdim der Ferhat bu sözlerle beyninden vurulmuşa döner “Sevimli yoksa dünyada yaşamak bana haramdır der Elindeki külüngü fırlatır havaya, külüng gelir başının üstüne tüm ağırlığıyla oturur Ferhat'ın başı döner, dünyası yıkılmıştır zaten “ŞIRIN ! seslenişleri yankılanır kayalarda Ferhat'ın öldüğünü duyan Şirin, koşar kayalıklara bakar fakat Ferhat cansız yatıyor Atar kendini kayalıklardan aşağıya Cansız vücudu uzanır Ferhat'ın yanında Su gelmiştir, akar tüm coşkusuyla, ama iki seven genç yoktur artık bu dünyada İkisini de gömerler alt yana Her mevsim iki mezarda da birer gül bitermiş, sevenlerin anısına, lakin iki mezar aralarında diğer taraftan kara çalı çıkarmış iki sevgiliyi, iki gülü dağıtmak için
2Dürüstçe Kız (Aynalı Mağara Efsanesi):Efendice Kız, bir kral kızıdır Dünyalar güzelidir pek güzeldir ancak; görenler dayanamaz, şimşek düşmüş gibi kendilerinden geçerler Bu yüzden genç kız, defalarca peçeli gezer, güzel yüzünü kimseye gösteremez Artık zamanı gelmiştir diye düşünen babası, dört bir yana haberciler çıkarır kızını evlendirecektir ama kim kızının peçesini açıp güzelliğine dayanır, onu dünya gözüyle seyredebilirse kızını ona verecektir Bu çağrıya yedi iklim, dört bucaktan şehzadeler, vezir çocukları, dünya zenginleri, yiğitler, bilginler, kısacası gençliğine, bilek gücüne güvenenler dört nala Amasya ’ya gelirler Amasya meydanında kurulan özel bölümde yer alan Efendice Kız bekleyedursun Kendine güvenen delikanlılar cesaretlerini toplayamaz, yanında yaklaşan ise peçesini uyandırmak istediğinde eli titrer, dizlerinin bağı çözülür Bu sahneler günlerce devam eder Bir gün yoksul mi fakir, ama yiğit mi yiğit, aslında güzel, ilgi çekici bir delikanlı “Ben de şansımı denemek istiyorum! diye destur alıp tahtın yanında yaklaşır Herkesin başı dönen bakışları aralarında hiç vakit geçirmeden Adilane Kız'ın peçesini kaldırır O an pek bir elektriklenme olur ancak, bir aydınlanma, bir alev, bir alev sarar etrafı Kimse ne olduğunu anlayamaz Meydanda bulunanlar korkudan yerlere kapanır Daha Sonra, ebedi bir sükunet içinden kömür kesilir iki genç, yan yandan uzanmış şekilde İki gencin cesedi, şehre yakın yerdeki bağ ve bahçelikler yanına bulunan kaya kabir içinde iki öbür odaya gömülür Bu kaya mezarının dışı güneşle birlikte Adilane Kız ’ın yüzü gibi parlamaya başlar Bu parlaklığından nedeniyle da, sonra kaya mezarın adı Aynalı Mağaradiye ünlenir
3İğneci Baba:İğneci Baba ile kardeş olan Serçoban, Amasya merkeze emrindeki Karasenir Köyü ’ne yerleşir Çobanlık ile geçimini karşılayan, hal ve hareketleri, ibadetinin sadeliği ile tanınır Bir gün Amasya ’da ayakkabıcılıkla geçimini karşılayan ağabeyi İğneci Baba ’yı ziyarete gelir Beraberinde de koyunlarından sağdığı sütü bir mendiline çıkılayıp hediye olarak getirir Amacı, kendi mendiline koyduğu sütün, mendilden sızmadığını göstermektir Serçoban mendilini kunduracı dükkanının duvarındaki bir çiviye asar Bu sırada İğneci Baba dükkanında bir bayanın but ölçünü almaktadır Serçoban, bayanın topuklarını görür görmez, “ne değin da hoş diye aklından geçirdiğinde çiviye asılan mendilden süt yavaş yavaş damlamaya başlar İğneci Baba, kardeşinin niyetinde bozulmalar olduğunu sezer lakin hiç birşey muhakkak etmez Hanımefendi bacak ölçünü verip dükkandan ayrılınca, İğneci Baba, kardeşi Serçoban ’a “ Keramet dağ başında ermekte yok, keramet burada, çıkındaki sütü damlatmamakta der Mezarı bugün özel bir mekan olarak hazırlanmış, Kocacık Çarşısı ’ndadır *