Stillwater
Yeni Üye
İçindekiler Hide
Amino Asit Nedir?
Amino asitler, kompleks organik maddeler olan proteinlerin yapı taşını oluşturur. Vücutta birçok önemli görevi olan her bir proteinin kendine özgü bir amino asit dizilimi vardır. İnsan vücudundaki fonksiyonların düzgün işleyebilmesi için 20 çeşit amino aside ihtiyacı vardır. 20 amino asit çeşidinden 9’u insan vücudu tarafından sentezlenemez ve esansiyel amino asit olarak adlandırılır. Esansiyel amino asitler vücuda yalnızca beslenme yolu ile alınabilir. Esansiyel amino asitler haricindeki 11 çeşit amino asit esansiyel olmayan amino asitler olarak adlandırılır ve vücutta sentezlenebilirler. Esansiyel olmayan amino asitlerin bazı durumlarda tüketimi artar ve vücut için esansiyel olup dışarıdan alınması gerekir. Bu durumdaki amino asitler de yarı esansiyel amino asit olarak ifade edilir. Amino asit nedir sorusu bu şekilde açıklanabilir.Esansiyel Amino Asitler
Esansiyel amino asitler için en iyi besin kaynağı, kırmızı et, balık, tavuk eti ve yumurta gibi hayvansal proteinlerdir. Ancak edamame (olgunlaşmamış soya fasulyesi) ve tofu gibi bazı bitkisel kaynaklı proteinler esansiyel amino asitlerin tümünü içerirler. Esansiyel olan amino asitler aşağıda verilmiştir:- Histidin: Nörotransmitter olarak bilinen beyinde önemli görevleri olan kimyasal maddelerden biri olan histaminin sentezinde kullanılır. Histamin molekülü, bağışıklık sisteminde, sindirimde, uyku ve cinsel fonksiyonlarda önemli roller alır. Histidin et ve et ürünleri, süt ve süt ürünleri, buğday ve çavdar gibi tahıl ürünleri, baklagiller ve pirinçte bulunur. Vücut ağırlığının her bir kilogramı için önerilen günlük alım miktarı 14 miligramdır.
- İzolösin: Vücutta kas metabolizmasına katılır. Bağışıklık sisteminde rol alır. Kırmızı kan hücrelerinde oksijen bağlayan bir molekül olan hemoglobinin sentezi için gereklidir. Enerji dengesinin korunmasından sorumludur. Yumurtada, inek eti, alabalık ve tavuk eti gibi et çeşitlerinde, kuruyemişlerden fındık, fıstık ve cevizde, buğday ve mısır gibi tahıl ürünlerinde, baklagillerde, soya fasulyesinde ve süt ürünlerinde bolca izolösin amino asidi bulunur. Vücut ağırlığının her bir kilogramı için önerilen günlük alım miktarı 19 miligramdır.
- Lösin: Proteinlerin yapısında en çok bulunan amino asit lösindir. Yetişkinlerde nitrojen (azot) dengesini düzenleyen mekanizmalarda rol alır. Büyüme hormonunun yapısında yer alır. Kas dokusunun büyümesinde, onarılmasında, yara iyileşmesinde ve kan şekeri düzeyinin düzenlenmesinde rol alır. Çiğ inek eti, çiğ tavuk göğsü, alabalık gibi et ürünleri, tahıl grubu besinleri ve süt ürünleri lösin amino asidi açısından zengindir. Vücut ağırlığının her bir kilogramı için önerilen günlük alım miktarı 42 miligramdır.
- Lizin: Hormon ve enerji üretiminde yer alır. Kalsiyum mineralinin fonksiyon görebilmesi için gereklidir. İmmün sistem fonksiyonlarında rolü vardır. Yapılan bir çalışmada Herpes Simpleks virüs (HSV) enfeksiyonlarına karşı mücadelede önemli bir rolü olduğu iddia edilse de bu henüz bilimsel olarak kanıtlanmamıştır. Kırmızı et, balık, yumurta, süt ve süt ürünleri gibi hayvansal kaynaklı proteinlerde, soya ürünlerinde ve mayada bulunur. Vücut ağırlığının her bir kilogramı için önerilen günlük alım miktarı 38 miligramdır.
- Metiyonin: Dokunun büyümesi, doku metabolizması ve detoksifikasyon reaksiyonları için gereklidir. Çinko ve selenyum minerallerinin vücutta emilebilmesi için metiyonin amino asidi elzemdir. Metiyonin içeren besinler ıspanak, yeşil bezelye, tofu, sarımsak ve baklagillerdir. Vücut ağırlığının her bir kilogramı için önerilen günlük alım miktarı 19 miligramdır.
- Fenilalanin: Beyindeki kimyasal haberciler olan epinefrin, norepinefrin ve dopaminin öncül maddesidir. Fenilalanin, esansiyel olmayan amino asitlerin üretiminde yer alır. Karaciğer, amarant, acı bakla, sığır eti, yumurta ve soyada bulunur. Vücut ağırlığının her bir kilogramı için önerilen günlük alım miktarı 33 miligramdır.
- Treonin: Kolajen ve elastin proteinlerinin üretimi için gereklidir. Bu proteinler cilt ve bağ dokusunun yapısında yer alır. Kanın pıhtılaşmasını sağlayarak kanamaların kontrol altına alınmasını sağlar. Yağ metabolizmasında da önemli rol alır. Mercimek, susam, balık ve et ürünleri zengin treonin içeriğine sahiptir. Vücut ağırlığının her bir kilogramı için önerilen günlük alım miktarı 20 miligramdır.
- Triptofan: Nitrojen dengesinin sürdürülmesinde, mutluluk hormonu olarak da bilinen serotonin nörotransmitterinin üretiminde yer alır. Serotonin duygu durumunun, iştahın ve uykunun düzenleyicisidir. Hindi eti, muz ve soya fasulyesi, triptofan içeriği yüksek besinlerdir. Vücut ağırlığının her bir kilogramı için önerilen günlük alım miktarı 5 miligramdır.
- Valin: Kas metabolizmasında ve doku rejenerasyonunda kritik rolü olan bir amino asittir. Peynir, fıstık, susam ve mercimekte bol miktarda bulunur. Vücut ağırlığının her bir kilogramı için önerilen günlük alım miktarı 24 miligramdır.
Esansiyel Olmayan Amino Asitler
Bu dokuz amino asit dışında kalan, alanin, arginin, asparajin, aspartik asit, sistein, glutamik asit, glutamin, glisin, prolin, serin ve tirozin, non esansiyel amino asittir. Bu 11 amino asit çeşidi vücut tarafından sentezlenebilir.Yarı Esansiyel Amino Asitler
Hastalık, travma, hamilelik veya stres durumunda ve bebeklik döneminde bazı amino asitlerin tüketimi artar. Bu durumlarda vücut, ihtiyacı kadar amino asidi üretemediğinden normalde esansiyel olmayan bazı amino asitler yarı esansiyel amino asit adını alır. Non esansiyel olan amino asitlerden, arginin, sistein, glutamin, tirozin, glisin, prolin ve serin duruma göre esansiyel amino asit olabilir. Arginin amino asidi travma ve kanser gibi ciddi hastalıklarda esansiyel amino asit olarak ele alınır. Glisin amino asidi de hamilelik döneminde esansiyel amino asittir. Çünkü fetüsün büyüme ve gelişmesi için önemlidir.Esansiyel Amino Asit Takviyesinin Yararları
Esansiyel amino asitler vücuttaki hemen her fonksiyonda yer alır. Vücuda yeterli miktarda esansiyel amino asit alınamadığı durumda besinler yoluyla takviye edilmelidir. Esansiyel amino asitler çok çeşitli besinlerde bulunur. Ancak beslenme yoluyla da gereken miktarda esansiyel amino asit alınamadığında gıda takviyesi alınması gerekir. Yapılan çalışmalarda konsantre dozlarda amino asitlerin gıda takviyesi olarak alınmasının birçok faydası olduğu tespit edilmiştir. Bunlardan bazıları aşağıdaki gibidir:- Ruh halini iyileştirir.
- Egzersiz performansını iyileştirir ve egzersiz sonrası toparlanmayı kolaylaştırır.
- Yara iyileşmesinde ve cerrahi sonrası iyileşmeye yardımcı olur.
- Enfeksiyon riskini azaltır.
- Kas kaybını ve yıkımını önler.
Amino Asit Metabolizması Hastalıkları
Bir amino asidin sentezinde veya yıkımında görev alan enzimin doğuştan eksikliği sonucu oluşan metabolizma hastalıklarıdır. En yaygın olarak görülen amino asit metabolizması hastalıkları aşağıda sıralanmıştır:- Fenilketonüri: En yaygın amino asit metabolizma hastalığıdır. Fenilalanin metabolizmasındaki bozukluktan kaynaklanır. Fenilalanin metabolizması azalmıştır. Davranış problemleri, nöbet geçirme ve zeka geriliği ile karakterizedir. Fenialanin metabolizmasının melatonin metabolizması ile olan bağlantısından dolayı bu bebeklerin saçları açık renk ve gözleri renklidir.
- Tirozinemi: Tirozin amino asidinin yıkımında problem vardır. Bu hastalarda karaciğer ve böbrek fonksiyonları bozuktur. Tedavi edilmezse karaciğer yetmezliği ile sonuçlanır.
- Homosistinüri: Metiyonin metabolizmasındaki bozukluktan kaynaklanır. Bağ doku, kaslar, santral sinir sistemi ve kardiyovasküler sistemi tutabilen bir hastalıktır. Zeka geriliği eşlik eder. Hastalar nöbet geçirebilir.
- Nonketotik Hiperglisinemi: En yaygın ikinci amino asit metabolizması hastalığıdır. Glisin ensefalopatisi olarak da bilinir. Semptomlar yalnızca nörolojiktir. Hızla ilerler. Hastalar nöbet geçirirler. Son aşama solunumun durmasıdır.
- Akçaağaç Şurubu İdrar Hastalığı: Dallı amino asitler olan valin, lösin ve izolösin amino asitlerinin metabolizmasında sorun vardır. Bu metabolizma hastalığında çocuğun idrarı ve kulak kiri belirgin olarak akçaağaç şurubu gibi kokar. Hastalık adını buradan alır. Nörolojik bozukluklar ve davranış sorunları eşlik eder. Kemik kitlesindeki azalma osteoporoza (kemik erimesi) neden olur.