Ankİlozan Spondİlİt TANIM: Ankilozan spondilit, omurga ve leğen kemiğindeki eklemleri tutan, özellikle bel bölgesinde hareket kısıtlılığı yapan, kronik (süregen) bir romatizmal hastalıktır Omurganın hareketini karşılayan eklem ve bağlarda gelişen cerahat sonucunda, eklem ya da kemikler hareketlerini yitirecek şekilde birbirleri ile kaynaşabilir Omurga açık havada kalça, diz ve üçgenin taban olmayan kenarı eklemlerinde de iltihaplanma görülebileceği gibi az sayıda hastada çeşitli organ bulguları gözlenebilir Hastalığın şiddeti kişiden kişiye değişiklik gösterir Önemli tutulumu olan hastalarda omurganın hareketlerini tamamen kısıtlayabilir Buna karşın, sadece sabahları olan hareket tutukluğu ya da bel ağrısı dıştan hiç bir yakınması olmayan hastalar da görülebilir Omurgayı etkileyen romatizmalar spondiloartritler olarak isimlendirilmektedir Ankilozan spondilit dışında, sedef hastalığının, iltihabi barsak hastalıklarının ve Reiter sendromunun da omurgada iltihaplanma yapabildiği bilinmektedir Ankilozan spondilit erkeklerde kadınlardan 23 kat daha sık görülür ve çoğunlukla erken yaşlarda (1635 yaş) başlar SEBEPLER: Ankilozan Spondilitin nedeni kesin olarak bilinmemektedir Hastalığın nedenleri arasında genetik faktörlerin kayda değer bir yeri vardır Belirtilmiş bir doku grubunu (HLAB27) taşıyanlarda bu hastalığın gelişme riski bariz olarak artmaktadır gerçi HLAB27 doku grubunu içeren herkesde rahatsızlık gelişecek diye bir kaide yoktur Genetik nedenler haricen ilk olarak mikroplar elde etmek üzere değişik çevresel faktörlerin de hastalığın gelişimine katkısının olduğu düşünülmektedir TEŞHIS: Bel bölgesinde genelde 3 aydan daha uzun süren sızı ve hareket kısıtlanması defalarca ankilozan spondiliti akla getirmelidir Bel ağrısı özellikle istirahat döneminde belirgindir Hasta gece ya da sabahtan sızı ve hareket kısıtlılığı ile uyanabilir ve hareketle bel ağrısı ve tutukluluk azalır Çoğu hastada belirtiler, omurganın bel bölgesinde başlamakla beraber bir takım hastalarda sırt ve boyun ağrıları da gözlenebilir Ara Sıra de kaburgaları omurgalara ve göğüs kafesine bağlayan eklemlerde tutulum olabilir Bu durumda hastada nefes alırken göğüs kafesinin genişlemesinde azalma gözlenebilir Keza omuz, kalça ve etap eklemlerinde de tutulum görülebilir Birçok hastada topuklarda sancı ve sert yüzeye basamama gibi yakınmalar olabilir Bazı hastalarda genellikle tek gözde tekrarlayan iltihaplanmalar gözlenebilir Gözde kızarıklık ve ışıktan rahatsız olma ve flu görmeye yol açabilen bu rahatsızlığa “ön üveit ismi verilmektedir Sistemik bir hastalık olduğundan etkin dönemde ateş, iştah azalması ve yorgunluk da görülebilir Ankilozan spondilit kadınlarda genel olarak daha hafif ve öbür seyredebilir Laboratuvar testlerinde sedimentasyon hızı yüksek olabilir, kansızlık saptanabilir ve HLAB27 (+) bulunabilir Omurga ve leğen kemiğinin röntgen filmlerinin çekilmesi de tanıda fazla tezgâhtar ve genellikle tatmin edici olmaktadır TEDAVI: Erken tanı ve tedavi, ağrı ve eklem ve bağların birbiriyle kaynaşması sonucunda gelişen hareket kısıtlılığının önlenmesinde önemlidir Ağrıyı ve hareket tutukluğunu eksilmek amacıyla steroid olmayan antiromatizmal ilaçlar kullanılmaktadır Hastalığı ağır seyredenlerde ve omurga dışı eklem iltihabı olanlarda sulfasalazin ve metotreksat gibi ilaçların olumlu etkilerinin olduğu düşünülmektedir Alıştırma, hastalığın en kayda değer tedavi yöntemlerinden birisini oluşturmaktadır Eklemlere yönelik yapılan egzersizler, bu eklemlerin sıradan hareketini ve esnekliğini korumada yardımcıdır Solunum egzersizleri akciğer kapasitesini korur Yerinde yatma ve yürüme pozisyonları, karın ve sırt egzersizleri olağan duruş şeklini korumada etkilidir Yüzme ankilozan spondilit için en yardımsever çalışma şeklidir Çalışma programının başlıca amacı, aralıksız iltihabın önlenmesinden fazla, hareket kısıtlılığının ve vücut duruş bozukluklarının engellenebilmesidir Özellikle kalça eklemindeki iltihaplanmaya bağlı ciddi hareket kısıtlılıklarında bu eklemin proaaa ile değiştirilmesini karşılayan cerrahi girişimler çok yararlı olmaktadır