İnsan yaşamında, doğumdan önce başlayan ve hayatın ardına kadar etkisini sürdüren bir kurum olarak aile, fizyolojik olduğu kadar hesaplı, kültürel ve toplumsal yönleriyle de kişinin ruhsal gelişimini, davranışlarını biçimlendirip yönlendirir
Aile, çocuğun ruhsal gelişiminde en manâlı ortam ve toplumsal kurumdur Aynı Zamanda, aile ciddi duygusal rahatsızlıkların, gerilim ve çatışmaların da kaynağı olabilir Aile içi çatışmalar ve şiddet , fena muamele görebilen çocuklar, yatma ve yeme ile sınırlandırılmış ilişkiler, engellenme ve başarısızlıklar, şehvetli ya da diğer doyumsuzluklar da aile yaşamında karşılaşılabilen sorunlardır
Aile, tüm yönleriyle incelenmesi son derece şiddet bir yaşama ortamıdır Gencin kendini tanıması, kişiliğini kazanması ve harmoni sağlamasında annebaba tutumlarının yeri fazla önemlidir
Bebek, çocukluğa dürüst geliştikçe yeni beceriler kazanmaya, davranışlarını kendi denetimi altına almaya başlar Bu dönemde ailenin rehberliği çocuğun gelişimi üzerinde çok etkin olurHatalı anne baba tutumu ve bozuk aile yapısı, sağlığa zararlı bir gelişimin ve uyumsuzlukların kaynağı olabilir Annebaba, bazen çocuğa çok şey vererek onun kendi gelişimine yön vermesini engellerBazen de çok eksik şey vererek ona gerekli desteği sağlayamaz ve uygunsuz tutum örüntülerinin gelişimine niçin olur
Anne ve babaların kendi bedel ve inançlarına kadar öbür tutumları vardır
Anne baba tutumları, sevgi, şımartma ve kabul etmeyi içine alan “demokratik tutum ve sevginin gösterilmediği hoşgörünün olmadığı, reddetmeyi içine bölge otoriter tavıredinmek üzere iki genel başlıkta toplanabilir
Demokratik annebaba, çocuğun açlık ve ihtiyaçlarına karşı ilgilidir Çocuğun davranışlarını ilgi ve hoşgörüyle izler Onun iradesine ve sağlıklı uyumuna değerinde verir Çocukları yaşına göre kendisi ile ilgili bazı kararlar almaya teşvik eder Kayda Değer konularda alınan kararların nedenlerini çocukla tartışır Onun görüşlerine değer verir Dil alışverişine olasılık sağlar Hemencecik her konuda çocuğa iyi bir kılavuz olmaya çalışır
Otoriter annebaba ise, çocuğa olan sevgisini bile çocuğu istenilen şekilde davrandıkça (koşullara bağlı) gösterir Sevgiyi bir pekiştireç olarak kullanır İstenen davranışlar da başlıca gelenek ve daha üstteki otoritelerce saptanmış kurallara yerinde davranışlardır Anne baba, kendisini toplumsal otoritenin temsilcisi olarak görür Mutlak itaat bekler Kendisi otoriter kişiliğin esas nitelikleri olan dogmatik hafıza tarzına meyilli olduğundan, çocukla dil alışverişinde bulunmaz Istek ve emirlerin tartışmasız yerine getirilmesini ister Aksi halde, cezaya başvurur
Baskı aşağı büyüyen çocuk, çekingen, başkalarının etkisinde kolayca kalabilen, fazla hassas bir şahsiyet yapısına sahip olabilir Anne babanın aşırı koruması, çocuğa gerekenden fazla denetleme ve özen göstermesi sonucu çocuk, genelde diğer kimselere bağımlı, özgüveni olmayan bir kişi olarak yetişir
Aşırı tutku ve dürüstlük, çocuğun bencil olmasına ve güçsüz sosyal çevre uyumuna neden olur Çocuğuna boyun eğici tavır bildiren annebabaların çocuk üzerinde gerektiğinde otorite sağlamaları mümkün olmaz Çocuk, doğumundan itibaren var olan ben merkezcil tavrını, bu fazla boyun eğici hitabe sebebiyle, zamanla sosyal normlara uygun şekilde değiştiremez, uyumsuzlaşır, Annebabasına saygısı azalırOnları yönetmeyi ister
Sık görülen olumsuz anne baba davranışlarından biri de çocuğun aynı davranışına karşısında farklı zamanlarda öbür tutumların sergilenmesidir Böyle bir davranış, çocuğun davranışlarına rehberlik edecek dengelenmiş bedel yargılarının oluşumunu engellerBu çocukların, daha sürekli bir disiplinle yetiştirilmiş çocuklara oranla, cezaya daha fazla direnç gösterdikleri ve agresif davranışlarının zahmetsizce ortadan kaldırılamadığı gözlemlenmiştir
Annebabasını otoriter olarak algılayan çocukların, kendini itham ve saldırganlık düzeyleri, demokratik olarak algılayanlardan daha yüksektir
Kayıtsız ve otoriter anne baba tutumunun birbirleri ile yakından ilişkilidir Buna karşılık demokratik annebaba tutumunun bu iki tutumdan farklıdır Demokratik tutumla yüksek ego saygısı aralarında, kayıtsız ve otoriter tutumla düşük ego saygısı arasında paralel ilişki bulunmaktadır
Demokratik, toleranslı ve kabul edici tavrın benimsendiği evlerde, çocuklar etkin, bağımsız kararlar alabilen, marifetli, toplumsal bireyler olarak yetişirler Yaşıtları aralarında yüksek düzeyde kabul görürler Bu tarzda yetiştirilen çocuklar, basit hakimiyet kurulamayan, başarılı, yapıcı, özel merakları olan bireyler olur, öte taraftan otoriter tutumun benimsendiği evlerdeki çocuklarda, kavgacılık, işbirliğine yanaşmama, engel olunamayan ve her tarafta eden saygısız davranışlar saptama edilmiştir
Özet Çıkarmak gerekirse, çocuğa aleyhinde aşırı korumacı ve , düşkünce tutumlar; reddedici, baskıcı ya da boyun eğici ya da ayırımcı; cezayı gerektiğinde de uygulamayan ya da fazla uygulayan anne baba tutumları, çocuk için sosyal uyumu önleyen, bencil, utangaç, şiddete yöneltici, özgüven oluşumunu, diğer taraftan sosyalleşmeyi engelleyen, aile içi ilişkileri bozan tavırlardır
, gerekli bazı kısıtlamalar dışarıda çocuğun kendi başına karar almasını destekleyen, kendini ailenin diğerleri kadar kayda değer bir elemanı olarak algılamasını karşılayan, işbirliğine açık, ödüllendirme ve icabında beklediği armağanın verilmeyişi, gezi programının ertelenmesi gibi cezalandırmalarla (oysa dövmeyi içermeyen) sağlanan ilişkinin, çocukta yüksek ego saygısına, ve derhal bütün ruhsal fonksiyonlarda ileri derecede uyuma yol açtığı belirtilmektedir *