Diken dikmiş, yakan yakmış mumunu,
Şamdanlar şamdanlar, ulu şamdanlar
Ki aydınlığıyla, asırlar boyu
Yolunu bulurdu yolda kalanlar
Burda kubbe, kemer ve mihrap olmuş,
O kıvrak şekli ki serhadde yaydı;
Atlas bayrakların dalgalarında
Ruzgarla opuşen ince bir aydı
Kimi yıkanırdı şadırvanlarda
Tekbire HU HU katıyor kimi;
Beyazıt onunden guvercinlerin
İncidir yemi
Soyleyin ey nazlı haber kuşları:
Tuna boylarından mujde geldi mi?
Uzaklarda kırık minarelerden
Gokte bir kapıyı vurur leylekler;
Bir gun acılacak o buyuk kapı
Ve kanatlar yere inmeyecekler
Taraf taraf, kol kol şu yamaclardan
Actıkca fetihler tarihi Turkun
Kubbeler erecek bir gun murada
Ve minareler dal verecek bir gun
Gecerken altından bu loş kemerin
Menekşe menekşe gul guldur ici
Kapanmaz kapısı Allah evinin
Ki beş vakit gurul guruldur ici
Cinliler cinliler taze cinliler:
Boyası goz nuru, fırcası kirpik
Ey sanat ' Kuruyan dallarımıza
Bir yeşil yaprak ver ' demeye geldik
Biri hattın; biri mermerin, tuncun,
Kurşunun sırrını aramış bulmuş;
Yesari elinde 'Lafzai Celal'
Sinan'da kubbeyle minare olmuş
İşte bir kubbe ki soyler saati
Yolcu ilk, dalgalar son cemaati,
Mavidir cinisi, yenidir adı;
Mermerini sisler karartamadı
Şahzade, Laleli, Haseki Sultan
Hepsinin ustunde Suleymaniye
Suleymaniyeden, Ayasofyadan
Yollar iner dal dal Yenicamiye
Yelken yelken, seren seren geiler;
Yamacta, kıyıda, yolda Camiler,
Bu Horasan, mermer kurşun dağları
Omuzunda taşıdığı cağları
Taşıyacak daha cağlar boyunca
Ve yer cekmeyecek, yere koyunca
Yolları arkada bırakan hızla;
Kanatlarımızla, atlarımızla
Aşarken toprağı, taşı, denizi
Bu kurşun memeler emzirdi bizi
Boyle bir gemide, yendi suyu NUH
Ve bu yelkenlerde, kanatlandı RUH