İlk kundağın
Ben oldum, yavrum;
İlk oyuncağın
Ben oldum
Acı nedir
Tatlı nedir bilmezdin
Dilin damağın
Ben oldum
Elinin ermediği
Dilinin donmediği
Cağlarda, yavrum
Kolun kanadın
Ben oldum
Dilin dudağın
Ben oldum
Belki kıskanırlar diye
Gorduklerini
Sakladım gozlerden
Gulucuklerini
Tulun duvağın
Ben oldum!
Artık isterlerse adımı
Soylemesinler bana
Onun Annesi diyorlar
Bu yeter sevgilim bu yeter bana!
Bir dediğini iki
Etmiyeyim diye oyle cırpındım ki
Ve seni oyle sevdim sana
O kadar ısındım ki
Usanmadım, yorulmadım, cekinmedim
Gun oldu kırdın
İncinmedim;
İlk oyuncağın
Ben oldum Yavrum
Son oyuncağın
Ben oldum
Layık değildim
Layık gorduler
Annen oldum yavrum
Annen oldum!
Arif Nihat Asya
Masallarda
Benim de bir annem olsa annemin
Beşiğini seve seve sallardım;
Gulse guller acılırdı icimde
Ve ağlasa inci inci ağlardım
Işılda ey mavi saray ışılda:
Pırıl pırıl şehnişinler, kapılar
Senin kırk gun, kırk gecelik duğunun,
Benim kırk gun, kırk gecelik yasım var
Sesler gelir sarnıcların dibinden:
Cıkayım mı, cıkayım mı?
Cık da gor!
Bir yakılmış, bir yıkılmış yerdeyiz
Daha neler yıkacaksın yık da gor!
Cağlar yuksuk dolusuymuş ve hayat
İki iğne bir cuvaldız boyu yol
Soyle anne: Neye yarar, nicindir
Demir carık, demir asa, demir kol?
Oğlun oldum ey anneler annesi
Turkuce de masalca da bilirim,
Şehnişinden sarkıtırsan sacını
Saclarına tırmanarak gelirim