Son Konu

Assassin's Creed

iltasyazilim

Yeni Üye
Katılım
25 Ara 2016
Mesajlar
2
Tepkime
1
Puanları
38
Yaş
36
Credits
-2
Geri Bildirim : 0 / 0 / 0
Assassin's Creed

Sahiden her şey bir gaz bulutuyla başladı Lakin pek gerilere gitmeye gerek değil Jordan Mechner'in, kardeşini etrafta koşturup sonradan da bunları kameraya çekmesinden ve bu nedenle motion capture'ın temellerini atmasıyla doğan ilk Prince of Persia'dan da başlasak gayet yeterli olur Bilgisayarların muhasebe makinaları olarak görüldüğü bir zamanda piyasaya meydana çıkan PoP, bünyelerde (ve olarak mesai saatlerinde) bomba etkisi yaptı ve oyunları bugünlere getirecek olaylar zincirinin ilk halkalarından biri oldu

Elbette, doksanlardan bu yana oyun sektörü şahane büyüdü Bundan Böyle ufak, amatör yapımların yerini, binlerce kişinin ekmek parasını çıkarttığı sanat eserleri alıyor Oyuncular daha gerçekçi ve daha eğlenceli oyunlar istemeye başladı ancak bu da bizi Assassins's Creed'e getiriyor Sizi oyunun benzerine az rastlanır büyüsü olduğuna ikna etmeye çalışmadan önce tek bir şey bildirmek istiyorum Kendinizi Kudüs'ün en yüksek minaresinden aşağı bırakıp son onda bir tahta parçasına tutunarak tüy gibi yere indiğinizde, oyun oynamayı niçin hala sevdiğimizi tekrar hatırlayacaksınız Evet, AC böyle bir sihre sahip

Sahiden PS3'te, Can ile suyunu çıkarttığımız bir oyunu, sıfırdan PC'de oynamak beni azıcık sıktı Bunun nedeni ise AC'nin belirli bir yerden sonradan kendini her tarafta etmesi Fakat gerçi bunlar, ekranlarımızda bakmak istediğimiz tekrarlar efenim Çünkü birincil Leap of Faith'ten sonra etrafınıza bakındığınızda insanların size Ah yavrucak, delirdi illakidemesinden tutun da, Kudüs'ü ilk önce gördüğünüzde çenenizin düşmesine kadar AC, gerçekten fazla hoş bir oyun Fakat Jade Raymond'un gözlerini kırpıştırıp da söylediği gibi de hayatımızı değiştirecek Ooyun, bu yok Nedenlerine nasıllarına gelin birlikte bakalım
AC, pek çok oyunun kendine has özelliklerini aynı potada eritmeye çalışmış ve bunda da kısmen başarılı olmuş bir üretim Oyundaki üç belli başlı büyük kasaba olan Kudüs, Şam ve Akka'nın içinde ya da aralarındaki topraklarda rahatça atınızı koşturabilmek, minik maceralaraatılmak, şehirlerdeki ast ve ufak görevler, yani genellikle oyunun özgürlük yapısı GTA'ya, duvarlarda koşup kılıç çekerek etraftakilere kök söktürmek yeni jenerasyon PoP'lara ve suikastlerin giriş, gelişme, sonuç kısımları ise natürel ki Hitman serisine benziyor Sands of Time'ın yapımcısı Ubisoft Montreal, bu özellikler ile kendi fikirlerini harmanlayarak birçok yönüyle güzel, ama bir takım açılardan da sınıfta kalan bir oyun sunuyor bizlere Çünkü her ne değin gizliliğe ve planlamaya dayansa da, tek tuşluk fantastik aleyhindeataklar ile oyundaki herkesi harcamanız öyle basit ancak, erkekliğin onda dokuzu ve oyunun özü olan kaçmak, dövüşlerin rahatlığı yüzünden ikinci plana atılıyor
Her şeyden önce, AC, verdiği sözlerin çoğunu hakkıyla yerine getiren bir oyun Ubisoft, oyunu duyurduğundan beri iki şeyin üzerine çok durdu: Biri Free running, diğeri ise kalabalıkla etkileşim Montreal ekibi, ikisinin de altından başarıyla kalkmış başlangıçta, Fransa'da bir gençlik akımı olarak başlayıp profesyonel bir spor dalı haline geline Free running(bağımsızlık koşu), sanal ortama daha iyi aktarılamazdı Dahası parmaklarınız birbirine dolanmadan, sadece tek tuşa basılı tutarak damlardan atlamanız, duvarlarda koşmanız ve en ufak çıkıntıya kolaylıkla tırmanabilmeniz gayet gizli Benzer şey, kılıç dövüşleri için de geçerli Zamanlamasını içten ayarladığınızda, yeniden tek tuşla düşmanlarınızı olabilecek en estetik şekilde biçebilirsiniz Natürel hal böyle olunca, karşınızda çoğunlukla kimse duramıyor; bu yüzden de gizliliği manâsız verip muhafızlara bere yara ilerlemeniz çok kolaylaşıyor Natürel bu kolaylıkta, düşmanlarınızın çok saygılı olmasının da payı var Etrafınızda çemberler çizerek size saldırmak için sıralarının gelmesini bekliyorlar ve asla arkanızdan hamle etmiyorlar Bu sebepten dolayı herkes sizin kılıcınızın altında can veriyor

Kalabalıkla etkileşim ise farklı bir öykü Etrafınızdaki insanın sokaklarda gezinen süsler olmadığını, koşarken birine çarpıp yere düştüğünüzde, sizi kovalayanların kolundan veya zorbalık yapıyorsanız sizin kolunuzdan tuttuklarında ya da bir dilenci tam siz hançerinizi çekmiş, saldırmaya hazırken önünüze gelip yalvarmaya başladığında daha iyi anlıyorsunuz Tavırlarınıza ve içinde bulunduğunuz duruma göre size yardım veya köstek olabilecek devingen bir kalabalık, oyuna sahiden öbür bir lezzet katıyor Hayatını kurtardığınız bir dilenci kızın mahallesindeki delikanlıların, peşinizdekilere saldırmasından tutun da, rahiplerin arasına karışarak elinizi kolunuzu sallayarak giremediğiniz yerlere kolaylıkla geçebilmenize, veya tam sakin ağırbaşlı yürürken birilerinin yakanıza yapışmasına değin sizi etkileyecek bir sürü tepki mevcut ve herkes de size benzersiz bir oynanış süresi yaşatıyor

Gelelim suikastlere Her şeyden önce, AC'yi hakkını vererek oynamak istiyorsanız, kendinizi zorlayıp biraz rol yapacaksınız; yani bir suikastçı gibi düşünecek, ona göre hareket edeceksiniz Evet, kılıcınızı çekip hedefinize dışarı giden yolu kan ile sulayabilirsiniz; hatta bu bir yere kadar eğlenceli bile olabilir Lakin o yerden sonra önünüze her geleni kesebiliyor oluşunuz, oyunu tekdüzeleştirecektir Asıl yapmanız gereken, suikastlerin her bir aşamasını bir suikastçı gibi düşünerek bitirmek Başarılı bir suikastın üç başlıca koşulu vardır: Gözlem, plan ve idam Önce şehirde dolaşarak sağdansoldan hedefinizle ilgili data toplamalısınız Bunu yapmanın birden artı yolu var Şehirdeki çığırtkanları köşede sıkıştırıp ağızlarındaki baklayı döve döve çıkartabilir, çeşme başı konuşmalarına kulak misafiri olabilir, belirlenmiş kişilerden emin bilgileri çalabilir veya şehirdeki casuslardan, karşılığını vererek, destek alabilirsiniz Yeterli kanıt topladığınız vakit, şehirdeki adamınıza gitmeli ve suikast için izin(gül ööh evet) almalısınız Başlıca ziyafet de bundan sonra başlıyor

Amacınız, yalnızca hedefin hayatına bitirmek yok, bunu insanların gözünün önünde yerine getirmek Hal böyle olunca da, ortalığa atlayıp kılıcınızı savurmak yerine plan yapmanız gerekiyor Eğer sistematik ve sakin olup muhafızların hareketleri gözleyerek kalabalığı lehinize çevirirseniz, kolunuza takılması için sol yüzük parmağınızı feda ettiğiniz hançerinizi doğrulttuğunuz insanın hiçbir şansı kalmaz Suikast sonrası ise tam bir kaos: Bağırıp etrafta koşuşan bir topluluk, ellerindeki kılıçları size doğru savuran tapınak şövalyeleri ve o karmaşanın ortasında siz Ne yapacaksınız? Kuşkusuz siz de kılıcınızı çekip bir kaç dakikada şehri mezbahaya çevirebilirsiniz; fakat reel bir suikastçı böyle davranmaz Yukarıda bahsettiğim rol yapma, işte burada devreye giriyor İnanın bana, kalabalığın arasından insanları sağa sola iterek ve duvarlara tırmanıp damdan dama atlayarak kaçmak, karşınıza her geleni tek hamlede öldürmekten çok daha eğlenceli Natürel kalabalığın arasından geçerken evvelden takviye ettiğiniz cümbür cemaat, peşinizdekileri bir şekilde yavaşlatıyor Yani AC, ezilenin dostu, damların kedisitarzı bir oynanışı sonuna kadar ödüllendiren bir yapıya sahip Çünkü öbür türlü şehir nüfusları çabucak azalıyor

Grafiklerden bahsetmeme gerek yok sanırım DirectX 10'un nimetlerinden sonuna kadar faydalanan grafik motoru ile gökyüzündeki bulutların hareket halinde olmasından; Şam, Akra ve Kudüs'ün mükemmel tasarımlarına dek ortam estetik, teferruat ve işçilik kaynıyor




*
 
Üst Alt