İnsanlık tarihi var olduğundan beri, bilim ve teknoloji sürekli ilerleme çabası içinde olmuştur İhtiyaçlardan doğan bu ilerlemeler, bilimin bambaşka alanlarında kendisini göstermiştir Uzay bilimi yani gökbilim de kesintisiz ilerleme çabası içerisinde olan bilim türleri aralarında gösterilmektedir Bunun nedeni ise uzay boşluğunun, kesintisiz merak içermesidir bu nedenle tarihin az daha her döneminde gökbilim bilimi ile ilgili araştırmalar yapılmıştır Günümüzde bu incelemeler, gökbilim biliminin bir dalı olan astrofizik alanında, oldukça bilimsel süreçler içerisinde yürütülmektedir Astrofiziğin kelime anlamına bakıldığında ise, karşımıza yıldız fizik kavramı çıkmaktadır
Uzay boşluğunda milyarlarca gök cismi bulunmaktadır Bu gök cisimleri, gerek inşa gerek de şekil bakımından birbirinden öbür özellikler göstermektedir Gök Fiziği, uzay boşluğunda yer alan gök cisimlerini, bu gök cisimlerinin içerisinde bulunduğu olaylarının kimyasal ve somut yapılarını ve de özelliklerini inceleyen bir bilim dalıdır Gök Fiziği alanında yapılan bu çözümleme ve araştırmaların ise sadece tek bir kaynağı bulunmaktadır Bu kaynağın ne olduğuna bakıldığında ise karşımıza, gök cisimlerinden yayılan ışıklar ve elektromanyetik dalgalar çıkmaktadır Uzayda yer alan her gök cisminin, bir çekim ve etki alanı bulunmaktadır aynı zamanda bu cisimler, elektromanyetik dalgalar yaymaktadır Bu elektromanyetik dalgaların ölçümü, son derece teknolojik aletler doğru yapılmaktadır Ölçümlerin ardındaki elde edilen bilgiler, fizik ve kimya bilimindeki bilgilerle karşılaştırılır ve arkasından değerlendirme sürecine geçilir
Gök Fiziği bilim dalında, uzayda yer alan gök cisimlerinden yayılan dalgalar oldukça büyük anlamlar ifade etmektedir Bu bilim dalının ortaya çıkışı incelendiğinde, gök cisimlerinden yayılan ışığın etkisi çok büyüktür Geçmişe dürüst gidildiğinde, halk uzaydaki bir takım cisimlerin ışık yaydıklarını fakat hareket etmedikleri görmüştür Bir Takım gök cisimlerinin ise yaydığı ışığın konumuna ve şiddetine kadar yer değiştirdiklerini ahali fark etmiştir Bu gözlemler sonucunda gezegenler ve yıldızlar aralarında değişik farklılıklar olduğu anlaşılmıştır Böylece astrofizik biliminin temelleri atılmıştır Astrofizikten önce, astronomik fotometri bilimi doğmuştur Bu bilim dalında, gök cisimleri görülen parlaklık seviyelerine tarafından sınıflandırılmıştır Gök cisimlerinden çevreye yayılan ışık bolometrik yöntemlerle ölçülmüştür Bu ölçme, sıcaklığı tespit esasına dayanmaktadır Bu sayede, astronomik fotometri bilim dalında gök cisimlerinin sahip olduğu sıcaklıklar belirlenmiştir Yeniden bu bilim dalında yıldızların yaydığı toplam enerji de hesaplanmıştır Fakat bu hesaplamanın gerçekleşmesi için bir ön durum gereklidir Bu ön koşul ise, yıldızların dünyaya olan uzaklığının bilinmesidir Bir gök cisminin parlaklığı zamanla değişirse, bu yıldızın nasıl meydana geldiği ve yapısı hakkında bilgilere ulaşılabilmektedir
Astrofizik bilim dalı, çoğalan son teknolojiyle birlikte oldukça büyük ilerlemeler göstermektedir Gök cisimlerinden gelen ışık, son teknoloji uzay cihazları tamamen saptama edilir Bu cihazlar doğru, gök cisimlerinden yayılan ışınlar, herhangi bir değişime uğramadan saptama edilirken, incelemeler son derece bilimsel bir şekilde yürütülür Bu gök cisimlerinin yaydığı elektromanyetik dalgalar ve radyasyonlar, uzay araçları ve istasyonlarca belirlenmektedir Gök Fiziği alanında yapılan bu tür gözlemlere, spektroskopik yani tayf gözlemler adı verilmektedir Yapılan araştırmalarla, cisimlerin muhakkak dalga boyutlarında elektromanyetik dalgalar yaydıkları ve de bu cisimlerin bu dalga boylarındaki radyasyonu yuttukları belirlenmiştir
Gök Fiziği biliminde yapılan tayf gözlemler sayesinde, keza bu yutulan radyasyon ayrıca de elektromanyetik dalgalar hesaplanmaktadır Bu hesaplamalar bir uçtan bir uca, gök cisimlerinin ve olaylarının keza bedensel hem de kimyasal yapısı ortaya çıkarılmaktadır