İçindekiler Hide
Her sene Muharrem ayının onuncu günü tutulmakta olan Aşure orucunun dindeki yeri nedir? Bu konu hakkında bilgi verir misiniz?
Hicri takvimin ilk ayı olan Muharrem ayının onuncu gününe “aşura” günü denilmektedir. Hazreti Peygamber Efendimiz Medine’ye hicret ettikten sonra Medinede bulunan Yahudilerin aşure gününde oruç tuttuklarını görmüştür. Bunun üzerine onlara bu orucu neden tutmakta olduklarını sormuştur. Yahudiler ise Peygamberimize cevaben Aşure gününün inançları açısından büyük ve değerli bir gün olduğunu belirtmişlerdir. Sonrasında şunları şöylemişlerdir: Allah’ın (c.c.) Hazreti Musa’yı (a.s.) ve İsrailoğullarını düşmanları olan Fravundan bu mübarek günde kurtulmayı nasip ettiğini ve Hazreti Musa’nın da bu günde oruç tuttuğunu, bu nedenle kendilerinin aşure gününde oruç tutmakta olduklarını söylemişlerdir. Hazreti Peygamber Efendimizde(s.a.v.) onlara cevaben;
Hazreti Peygamber efendimizin bu günde oruç tutulmasını teşvik etmekte olan hadis i şerifleri de mevcuttur. Efendimiz bir hadis i şerifinde, “Aşure günü orucunun önceki yılın günahlarına kefaret olacağını zannederim.” (Tirmizi, Savm, 48) buyurmuştur. Bir diğer hadis i şerifte ise aşure günü orucuna işaret ederek şöyle buyurmuştur “Ramazan orucundan sonra en faziletli oruç Allah’ın (c.c.) ayı olan Muharrem ayında tutulan oruçtur.” (Tirmizi, Savm, 40).
Aşure orucunun sadece Muharrem’in onuncu günü değil bir önceki veya bir sonraki günle birlikte iki gün şeklinde tutulması menduptur. (Müslim, Sıyam 133; Abdürrazzak, el-Musannef, IV, 287).
Hicri takvimin ilk ayı olan Muharrem ayının onuncu gününe “aşura” günü denilmektedir. Hazreti Peygamber Efendimiz Medine’ye hicret ettikten sonra Medinede bulunan Yahudilerin aşure gününde oruç tuttuklarını görmüştür. Bunun üzerine onlara bu orucu neden tutmakta olduklarını sormuştur. Yahudiler ise Peygamberimize cevaben Aşure gününün inançları açısından büyük ve değerli bir gün olduğunu belirtmişlerdir. Sonrasında şunları şöylemişlerdir: Allah’ın (c.c.) Hazreti Musa’yı (a.s.) ve İsrailoğullarını düşmanları olan Fravundan bu mübarek günde kurtulmayı nasip ettiğini ve Hazreti Musa’nın da bu günde oruç tuttuğunu, bu nedenle kendilerinin aşure gününde oruç tutmakta olduklarını söylemişlerdir. Hazreti Peygamber Efendimizde(s.a.v.) onlara cevaben;
İslam dininin getirmiş olduğu hidayetinden önce, yani cahiliye döneminde Arap toplumunun da aşure orucunu tuttuğu bazı kaynaklarda rivayet edilmektedir. Şu bilgiye de yer verelim ki yukarıda zikrettiğimiz hadise Ramazan orucu henüz farz kılınmadan önce vuku bulmuştur. Zira Ramazan orucu farz kılındıktan sonra aşure günü orucu bir yükümlülük olmaktan çıkmıştır. Hazreti Peygamber Efendimiz, bu günde isteyen Müslümanların oruç tutabileceğini istemeyenlerin ise tutmayabileceğini buyurmuştur. (Müslim, Sıyam, 113-126).
Hazreti Peygamber efendimizin bu günde oruç tutulmasını teşvik etmekte olan hadis i şerifleri de mevcuttur. Efendimiz bir hadis i şerifinde, “Aşure günü orucunun önceki yılın günahlarına kefaret olacağını zannederim.” (Tirmizi, Savm, 48) buyurmuştur. Bir diğer hadis i şerifte ise aşure günü orucuna işaret ederek şöyle buyurmuştur “Ramazan orucundan sonra en faziletli oruç Allah’ın (c.c.) ayı olan Muharrem ayında tutulan oruçtur.” (Tirmizi, Savm, 40).
Aşure orucu hakkında dikkat edilmesi gereken bir konu
Yukarıda da zikrettiğimiz üzere Yahudiler Aşure gününde oruç tutmaktadır. Peygamber Efendimiz ise bu olayın üzerine biz bu orucu tutmaya onlardan daha layık olduğumuzu belirtmiştir. Bununla birlikte onlara bir muhalefet olması maksadı ile Müslümanların sadece Muharrem ayının onuncu gününü değil dokuzuncu ve onuncu gününü veya onuncu ve on birinci gününü olmak sureti ile iki günü oruçlu geçirmelerini emir buyurmuştur. Bu nedenle İslam dininde sadece Muharrem ayının onuncu günü olan Aşure günü oruç tutmak uygun değildir. Bu konuda ki hadis i şerif ise şöyledir:Aşure orucunun sadece Muharrem’in onuncu günü değil bir önceki veya bir sonraki günle birlikte iki gün şeklinde tutulması menduptur. (Müslim, Sıyam 133; Abdürrazzak, el-Musannef, IV, 287).
