Son Konu

Atatürk Cumhuriyet

iltasyazilim

Yeni Üye
Katılım
25 Ara 2016
Mesajlar
2
Tepkime
1
Puanları
38
Yaş
35
Credits
-2
Geri Bildirim : 0 / 0 / 0
Atatürk ve Cumhuriyet

29 Ekim, 29 Ekim 1923 ’te ilân edilen cumhuriyetimizin yıldönümüdür Millî Mücadele sırasında “Cumhuriyet us ve ideal olarak yaşayan, Cumhuriyete yönelme bir gaye olmuştur 23 Nisan 1920 ’de TBMM yığılmış, ama Cumhuriyetin ilânı Millî Çaba ’nin tamamlanmasından sonraya kalmıştır 29 Ekim 1923 ’te ilân edilen Cumhuriyet, aşama kademe içerik bakımından da demokratik özellik kazanan gelişmeler göstermiştir

“Cumhuriyet kelimesi dilimize Arapça “halk müziği, “büyük topluluk kelimesinden gelmiştir Bu kelimenin Fransızca karşılığı “La Republique, İngilizce karşılığı “The Republic olup, “kamuya ait şey, “halk malı anlamına gelen Latince “Res Publica kelimesinden türemiştir

Kısaca Cumhuriyet halkın yönetimidir Cumhuriyeti yaşatacak tek zor, politikacının ve yurttaşın siyasal ve ahlâkî değerine dayanan “ulus yaran düşüncesidir Bu yönü ile cumhuriyet bir kişi ya da zümre yararına yok, ulus yararına dayanan ve kamu yararına kadar yönetilmesi gereken devlet şeklidir Eski Yunan şehirlerinde ve Orta Çağlar ’daki “Venedik ve “Ceneviz Cumhuriyetlerinde yöneticileri, bir avuç imtiyazlı kimseler seçtiği halde, çağdaş çağlarda seçim hakkı tüm vatandaşlara meşhur, yani “Aristokratik Cumhuriyet, “Demokratik Cumhuriyet ’e dönüşmüştür Günümüzde, Orta ve Güney Amerika ’daki askerî ve cunta diktatörlükleri ile MarksistLeninist teoriye dayanan Çin Millet Cumhuriyeti ise batılı ve modern anlamda demokratik cumhuriyetlerin özelliklerini taşımazlar Zira çağdaş cumhuriyet bir sınıfın ya da zümrenin yok, Türkiye Cumhuriyeti gibi halkın egemenliğine dayanan “Demokratik Cumhuriyettir

Osmanlı düşünürlerinin, Osmanlı Devletinin batmaktan kurtarılması amacını güden fikirlerinde esas kasıt Cumhuriyet değil, “Meşrutî Monarşi olmuş, Fransız İnkılâbı ’nın fikrî ürünü olan ve “istibdat ve baskıya aleyhinde insan kişiliğine değer veren Cumhuriyet fakat Osmanlı Devletinin yıkılışı ile birlikte aranılan rejim olmuştur Yakup Kadri Karaosmanoğlu, Cumhuriyet fikrinin Mustafa Kemal kadar birincil kez şiddetle ortaya atılmasında Fransız İnkılâbı ’nın etkisi olduğunu söylemekte, Münir Hayri Egeli, daha 1906 ’da Atatürk ’ün en beğendiği devlet şekli olarak Cumhuriyeti dile getirdiğini yazarken, Mazhar Müfit Kansu, Mustafa Kemal ’in az önce Erzurum Kongresi açılmadan, zamanı gelince hükümetin şeklinin Cumhuriyet olacağını kendisine söylediğini “Erzurum ’dan Ölümüne Değin Atatürk ’le Beraber eserinde anlatmaktadır Sivas Kongresi ’nden sonra İngiliz Amirali de Robeck, Lord Curzon ’a gönderdiği raporda, Türkiye ’deki gelişmelerin bir Cumhuriyet ’e içten yöneldiğini yazmakta, İngiltere ’nin 1421 Kasım 1919 tarihli İstanbul ’daki istihbarat teşkilâtının haftalık raporunda, kararları beğenmezse, Anadolu ’daki Milliyetçilerin Cumhuriyet ilân edeceği bildirilmektedir

Bilindiği gibi 12 Ocak 1920 ’de İstanbul ’da toplanan son Osmanlı Mebusan Meclisi, Misakı Millî ’yi ilân edip, 16 Mart 1920 ’de işgal kuvvetlerinin tehdidi sonucu dağıtılınca, Mustafa Kemal 23 Nisan 1920 ’de Ankara ’da olağanüstü yetkilerle Ahali Meclisi toplayarak, 20 Ocak 1921 tarihli Tüzük ’da millî bağımsızlık prensibi birincil kere dobra dobra ilân edilmiş, bu ise Prof Ali Fuat Başgil ’in deyimi ile reisicumhursuz bir Cumhuriyetin kurulması anlamına gelmiştir Lozan ’da Türk milletini, Millî Mücadele ’yi yapan TBMM hükümetini temsil etmesi için Meclis, 1 Kasım 1922 ’de saltanatı kaldırmış, 11 Ağustos 1923 ’te toplanan İkinci Meclis 24 Temmuz 1923 ’te imzalanmış olan Lozan Barışma Antlaşması ’nı onaylama etmiş, 13 Ekim 1923 ’te Ankara ’yı başkent ilân etmiştir

Mustafa Kemal ’in 22 Eylül 1923 ’te, “Wiener Neue Freie Presse muhabirine verdiği demeçte, ilk defa “Cumhuriyet kelimesini ortaya atmasının ülke içinde ve açık havada büyük yankısı olmuştur 28 Ekim 1923 günü Mustafa Kemal arkadaşlarına “Yarın Cumhuriyet ilân edeceğiz diyerek, 20 Ocak 1921 Anayasası ’nı bu yönde değiştiren taslağı hükümet bunalımına çare bulamayan Halk Fırkası ’na sunar Fırka ’nın aldığı karan da 29 Ekim akşamı TBMM ’ye sunmuş, dizayn oybirliği ve “Yaşasın Cumhuriyet sesleri ile kabul edilirken, Mustafa Kemal 158 üyenin oybirliği ile Cumhurbaşkanlığı ’na seçilmiştir Görülüyor ama Cumhuriyetin ilânı, tarihî gelişmenin ve millî bağımsızlık ilkesinin uygulanışının sonucu olmuş ve kademe kademe tüm vatandaşların yararlandığı ve katıldığı demokratik siyasî rejime dönüşmüştür

II

Atatürk İnkılâpları ’nın en büyüğü; millî egemenliğe dayalı, tam egemen, millî, çağdaş ve lâik Türkiye Cumhuriyeti ’ni kurmasıdır böylece Amerikalı meslektaşımız Prof Dankward A Rustow, bir makalesine “Atatürk birli Founder of State Devlet Kurucusu Olarak Atatürk başlığını koymuştur Hiç değişkenlik yok ki TC sömürgecilikten kurtulmuş bir takım Asya ve Afrika toplumlarında olduğu gibi yoktan var edilen tarihsiz ve köksüz bir devlet değildir Zira Türk milletinin gerilere uzanan köklü bir devlet geleneği olduğu gibi, yıkıntıları üstünde TC ’nin kurulduğu Osmanlı İmparatorluğu 600 yıllık tarihinde çok yüksek askerî ve siyasî düzeye ulaşmış, çağının en zinde devletleri arasında yer almıştır

Oysa TC ’nin doğuşunda bu zengin mirası görmezlikten ulaşmak ne dek yanlışsa, yeni devletini Osmanlı İmparatorluğu ’nun bir devamı varsaymak böylece yanlıştır Özet Olarak; Osmanlı İmparatorluğu ’ndan Türkiye Cumhuriyeti ’ne geçişte, değişim unsurları ile program metni unsurları birarada bulunmaktadır Sahiden Türkiye Cumhuriyeti ’nin yapısında ülke ve insan topluluğu unsuru bakımından şartların değişmesi olmuş ve fazla milletli imparatorluktan millî devlete geçilmiştir Başka bir deyimle imparatorluk, ara sıra Osmanlılık ara sıra İslâmlık bağlarından destek ummuş ve lakin bunu başaramamış çok milletli bir devlet oluşuna karşılık, TC insan unsuru Türk milletine dayanan bütün anlamı ile yeni bir devlettir

29 Ekim 1923 tarihi; yarıegemen Osmanlı İmparatorluğu ’ndan bütün egemen Türkiye Cumhuriyeti ’ne geçişi açıklama eder Zira Avrupa siyasî çevrelerinde Osmanlı İmparatorluğu ’nun son yüzyıllarda “hastaadam olarak anıldığını ve “doğu sorunu adı aşağıda mirasının nasıl paylaşılacağının açık açık konuşulduğunu biliyoruz Atatürk ’ün İzmir İktisad Kongresi ’ni açış konuşmasında dediği gibi, “Bir devlet oysa kendi kendi tebasına koyduğu vergiyi yabancılara koyamaz, gümrük resimlerini düzenlemekte yasaklanmış ve yabancılar üstünde hak hakkını uygulamaktan mahrum ise, böyle bir devlete egemen denilemez böylece Atatürk ’ün ısrarla vurguladığı iki ilkeden biri, tam özgür diğeri ise; millî egemenliktir

Evet, saltanatın yerine cumhuriyete geçiş kişisel egemenlikten millî egemenliğe geçiştir Aslında TBMM saltanatın kaldırılışından önce, 20 Ocak 1921 Anayasası ile, millî bağımsızlık ilkesini açıkça ilân etmiştir Zira çağdaş toplum ve devlete yakışan idare ancak millî egemenliğe dayalı yönetim olabilir Mustafa Kemal saltanatın kaldırılması görüşmelerinde şunları söyler: “Cihan tarihinde, bir Cengiz, bir Selçuk, bir Osman devleti tesis eden Türk milleti, bu kez doğrudan doğruya, kendi nam ve sıfatında bir devlet kurmuştur Millî mukadderatını eline alarak, millî saltanat ve egemenliği bir şahısta yok, milletçe seçilmiş vekillerden meydana gelen mecliste temsil etmiştir Özetle yeni Türk devleti “eşhas devleti değil, “halk müziği devletidir Millî egemenlik bütün kişisel yönetimlere karşıdır Türkiye Cumhuriyeti ’nde tacidar yoktur, diktatör yoktur ve olmayacaktır Devletin başında tek bir zor vardır o da millî egemenliktir

III

Atatürk ’ü Cumhuriyete yönelten sebeplerin başında; Atatürk ’ün gençlik yıllarında Türkiye ’yi Çağdaş Devlet ve Çağdaş Toplum olarak gerçekleştirecek tek siyasal rejimin Cumhuriyet olduğu inancı içinde yaşaması gelmektedir 31 yıllık istibdada son veren ve meşrutî monarşiyi tekrar getiren 1908 İnkılâbı ile hoşnutluk olmayan genç Kolağası Mustafa Kemal, Cumhuriyet ’e olan özlemini sürdürmüştür

diğer taraftan Cumhuriyet, Atatürk ’ün ve Türk Milleti ’nin karakterine çok uygundur “Hürriyet ve istiklâl benim karakterimdir Ben milletimin ve büyük ecdadımın en kıymetli mirasından olan istiklâl aşkıyla yaratılmış bir adamım Bu sebeple millî istiklâl bence bir yaşam meselesidir diyen Atatürk, özgür ve serbest için en uygun yöneticilik olan Cumhuriyeti, hür ve bağımsızlığına son derece düşkün olan Türk Milletinin tabiatına da yerinde görmektedir

Atatürk ’ü Cumhuriyete yönelten bir öteki önemli niçin; Cumhuriyet ’in en ileri devlet ve hükümet şekli olmasındandır Cumhuriyetin baş özelliği Halk Egemenliği ’ne dayanması Demokrasiyi sistem olarak benimsemesidir Sahiden her demokratik rejim Cumhuriyet olmamakla beraber, demokrasinin en gelişmiş şekli Cumhuriyetle sağlanır Atatürk Cumhuriyet ’i “Insanlar Hükümeti olarak da adlandırmış “Halk Hükümeti, hâkimiyeti ayrıntılarıyla halka veren ve insanlar için çalışan bir hükümettir demiştir *
 
Üst Alt