Son Konu

Ataturk Sanat ve Edebiyat

bilgiliadam

Yeni Üye
Katılım
16 Ağu 2017
Mesajlar
1,516,397
Tepkime
32
Puanları
48
Credits
-6,413
Geri Bildirim : 0 / 0 / 0
Sanatın en basit ve cok kullanılan tanımı ‘hoşa giden bicimler yaratmak gayreti’dir Bu bicimler bizim guzellik duygumuzu okşar ve guzellik duygumuzu okşayan da duyularımız arsındaki bicim bağlantılarının birliği ve ahengidir Guzellik duygusu hoşa giden bağlantılar duygusudur Sanatı bazen, şoyle de tarif ederler: “İnsan aklının eşya uzerindeki pırıltısı Bu, yuzlerce tariften yalnızca bir tanesidir

Sanatcı ise, hisseden ve hissettiklerini alanının malzemesiyle ifade eden kişidir Bu size kolay gelebilir Değildir aslında Bir cok kişi hissettiğini duşunur, hissettiğine inanır ya da oyle bilir, ancak bu, duşunmek, inanmak ve bilmektir; hissetmek değil Her insan duşunmeyi, inanmayı ya da bilmeyi oğrenebilir, ancak hicbir insana hissetmek oğretilemez Nicin mi? Cunku hissettiğiniz an, hic kimse değil, kendiniz olursunuz Kendi olmak, biraz de sanatcı ruha sahip olmaktır Sanatcı olmak; calışma, duyma ve kendi olmayı gerektirir Sanatın amacı duyu, algı ve heyecanlarımızı başkalarına ulaştırmaktır Guzellik ise bazı bicimlerin bize verdiği duyuştur Sanatcının bicimi yaratırken başvurduğu duzen veya dizginlenme de kendi başına bir ifade tarzıdır Olcu denge, ritim ve armoni gibi terimlere ayrılabilen bicim aslında sezgiye dayanır
imagesataturksanatveedebiyat5ad6b3ce76897
Guzel sanatlar ise, insanın duygu, duşunce ve hayallerini, başkalarında heyecan ve hayranlık uyandıracak şekilde, değişik malzemeyle ifade etme arzusundan doğar Duygu, duşunce, hayal ve olayların, insanda coşku ve heyecan uyandıracak şekilde, guzel ve etkili olarak sozle veya yazıyla ifade etme sanatı olan edebiyat, Ataturk’e gore şu şekilde tanımlanmıştır: “Soz ve anlamı, yani dimağında yer eden, her turlu bilgileri, insan karakterinin en buyuk duygularını, bunları dinleyenleri veya okuyanları, cok ilgili kılacak gorunuşte soylemek ve yazmak sanatı Bunun icindir ki, edebiyat; ister nesir halinde olsun, ister nazım biciminde olsun, tıpkı resim gibi, heykeltıraşlık gibi, ozellikle musiki gibi, guzel sanatlardan sayıla gelmektedir Ataturk, bizim sanatcı ya da şair millet olduğumuzu bildiğinden, kendisi de birkac şiir yazmış; ayrıca nutuk turunun en guzel orneklerinden biri kabul edilen Nutuk adlı eserini edebiyatımıza kazandırmıştır

Turkiye’nin yeniden yapılanma doneminde, milli kulturu yansıtan bir sanat anlayışının oluşması adına onemli adımlar atmıştır Ataturk, sanatın Turk milleti icin onemini şu veciz sozleri ile ifade etmiştir:

“Guzel sanatlarda muvaffak olmak, butun inkılaplarda başarıya ulaşmak demektir Guzel sanatlarda muvaffak olamayan milletler ne yazık ki, medeniyet alanında yuksek insanlık sıfatıyla yer almaktan ilelebet mahrum kalacaklardır
imagesataturksanatveedebiyat5ad6b3cf8380b
Mustafa Kemal Ataturk, Turk halkının guzel sanatların onemli kollarından resim, mimari ve heykeltraşlıkta da ilerlemesi icin birtakım faaliyetler yurutmuştur Cumhuriyet doneminde tum Turk ressamlarının, cumhuriyet ve inkılapları resmetmelerini sağlayarak, milli birliğin sanat alanına yansımasını hedeflemiştir

Turkiye’nin modern bir mimarisinin olması icin de, Almanya’dan şehir planlamacıları ve mimarlar getirtmiştir Bu uzmanların yon¬lendirmeleri sonucu mimari alanda yeni bir yol cizilmesini ve yeni bir mimarlık anlayışının ortaya cıkmasını sağlamıştır Tum Turkiye’de heykel ve anıt dikilmesine başlanması da, onun getirdiği yeniliklerden biridir Buyuk Onder’in bu calışmaları sonucu, Turkiye’de resim ve heykel sanatları onemli olcude gelişme kaydetmiştir İlk Turk operasının hazırlanması icin unlu muzisyen Adnan Saygun’u gorevlendiren Ataturk, Cemal Reşit Rey’e de ilk konservatuarı kurdurmuştur

Ataturk bir konuşmasında şoyle demiştir: “Milletimizin guzel sanatlar sevgisini her turlu vasıta ve tedbirlerle besleyerek inkişaf ettirmek milli ulkumuzdur Ataturk Osmanlı’dan kalma Sanayii Nefise’yi imar ettirerek Guzel Sanatlar haline getirmiştir

Ataturk’un sanatcıya verdiği değeri gosteren bir hatıra şoyledir: Daha devlet tiyatrosu kurulmamışken, İstanbul’daki şehir tiyatrosu sanatcıları Ankara’ya gelerek o zamanki Turk ocağında temsiller verir Ataturk de bu temsillerin birinde bulunur ve sanatcıları Cankaya’ya davet ederek ağırlar Hepsine ayrı ayrı iltifat eder Ayrılma vakti gelince, Reşit Galip sanatcılara, Ataturk’un elini operek veda etmelerimi soylediğinde, Ataturk’un cevabı şu olur:

“Hayır, sanatkar el opmez, sanatkarın eli opulur

İsmail KARAKURT
Turk Dili ve Edebiyatı Oğretmeni
 
Üst Alt