Son Konu

Ataturk' un Babasının Hayatı

bilgiliadam

Yeni Üye
Katılım
16 Ağu 2017
Mesajlar
1,516,397
Tepkime
42
Puanları
48
Credits
-46,831
Geri Bildirim : 0 / 0 / 0
Ataturk' un Babasının Hayatı

Mustafa Kemal Ataturk, 1881 (Rumi 1296) yılında Selanik ’te Koca Kasım Paşa Mahallesi Islahhane Caddesi ’nde bugun muze olan uc katlı bir evde dunyaya geldi Babası o sırada kereste ticareti yapan Ali Rıza Efendi, Annesi Zubeyde Hanım ’dır Baba tarafından dedesi, ilkokul oğretmeni olan Kızıl Hafız Ahmet Efendi; anne tarafından dedesi ise, Sofuzade (Sofizade) Feyzullah Efendi ’dir



Ataturk ’un babası Ali Rıza Efendi, Selanik ’te 1839 yılında doğdu Selanik ’te Abdi Hafız Mektebi ’nde okuduğunu ve Vakıflar İdaresi ’nde “ikinci katip olarak memuriyet yaptığını bildiğimiz Ali Rıza Efendi, sonradan Rusumat İdaresi ’ne girmiş ve “Gumruk Memurluğu gorevlerinde bulunmuştur



Ali Rıza Efendi ’nin gumruk muhafaza memurluğu gorevi, Selanik yakınlarında, Olimpos Dağı eteklerinde bulunan Katerin Kazası ’na bağlı Papazkoprusu (Cayağzı) ’nde idi Selanik ile butun civarının ve hatta İstanbul ’un odun ve odunkomuru ihtiyacını temin eden bu bolgede bir kac yıl gorev yaptıktan sonra Rusumat ’tan da ayrılır Ayrılmasında, bu bolgede asayişin gittikce bozulması ve Rum cetelerinin devamlı baskınlarla huzuru bozmaları rol oynamıştır O yıllarda yeni evli olan Ali Rıza Efendi, eşini bu karışık ortamdan kurtarmak istemiştir Onun buradaki gorevinin 1870 ’lerden itibaren 18801881 yıllarına kadar devam ettiği biliniyor Bu tarihlere gore Ali Rıza Efendi, evlendiği tarihlerde ve Mustafa Kemal doğduğu sıralarda Cayağzı ’ndaki bu gorevde idi Nitekim, Zubeyde Hanım, Mustafa Kemal ’in doğduğu gunlerden bahsederken, “O zamanlar Ali Rıza Efendi ’nin memuriyeti Selanik civarında Cayağzı ’nda idi, bazı geceler eve gelmiyordu der

1935 yılında ele gecirilen ve Ali Rıza Efendi ’ye ait olduğu tespit edilen bir fotoğrafla ilgili olarak yapılan araştırmalar sonucu, onun 18761877 yıllarında Selanik ’teki “Asakiri Milliye Taburunda “Birinci Mulazım, Usteğmen rutbesiyle gorev yaptığını oğreniyoruz Mensubu olduğu “Selanik Asakiri Milliye Taburu 1876 OsmanlıSırp Savaşı ’nın başladığı gunlerde Şurayı Devlet Başkanı olan Midhat Paşa ’nın teşebbusleri ile kurulmuş “gonullu taburlardan biridir Halktan gonullulerin iştiraki ile orduya yardımcı olacak boyle bir kuvvetin teşkili fikrini on safta destekleyenler arasında Namık Kemal ile Ziya Paşa da vardır

İlk hareket İstanbul ’da başladıktan sonra, Selanik ’te memurlardan ve halktan yazılan gonulluler “Millet Askeri adı altında bir tabur kurmak ve savaşa hazırlanabilmek icin hukumetten silah istemişlerdir Başarılı bir eğitim yapan bu taburun İstanbul ’a getirilmesinin halkı teşvik edeceği duşunulmuş ve Ali Rıza Efendi ’nin de bulunduğu tabur, Orhaniye Zırhlısı ile 24 Aralık 1876 ’da payitahta varmıştır Buyuk torenle karşılanan tabur, Midhat Paşa onunde resmi gecit yapmış ve Suleymaniye Kışlası ’nda misafir edilmiştir Ali Rıza Efendi bu taburun ikinci boluğunde Usteğmendir Ali Rıza Efendi, Selanik Islahhane Mahallesi ’nde, Emir Bostan ’da ve Numan Paşa Camii avlusunda “Asakiri Milliyeye askeri talimler yaptırmıştır Bu tabur sonradan II Abdulhamit tarafından, daha 18771878 OsmanlıRus Harbi ’nin sonucu alınmadan lağvedilmiştir

Ali Rıza Efendi, 1881 ’den sonra Rusumat İdaresi ’ndeki gorevinden ayrılır Kereste ticaretine atılır Ataturk ’un cocukluk arkadaşı ve babasını tanıyan Kutahya Milletvekili Hacı Mehmet Somer ’in anlattığına gore, Ali Rıza Efendi ’nin kereste ticaretine atılmasında, Cayağzı ’nda iken tanıştığı ve iyi paralar kazandıklarını gorduğu tuccarlar etkili olmuştu Elindeki bir miktar parayı koyarak ve Cafer Efendi ile ortaklık kurarak ticaret hayatına atılan Ali Rıza Efendi, onceleri iyi para kazanıyordu Fakat sonradan işleri bozuldu Buna sebep olan da yine harac isteyen “Rum eşkiyalar idi Hacı Mehmet Somer bu durumu şu şekilde anlatıyor:

“Ali Rıza Efendi kereste ticaretine varını yoğunu vermişti İlk zamanlarda buyuk başarılar gosteren bu teşebbus, Katerin ’in ezeli belası olan eşkiyaların hırslarını tahrik etti Ali Rıza Efendi ’yi para gondermesi icin tehdit ettiler Şayet para gondermezse kerestelerini yakacaklarını bildirdiler Bu sebeple orman mıntıkasına gitmek, işlerini kontrol etmek mumkun olmuyordu İşlenmiş keresteleri sahile nakletmeğe korkuyordu Cunku bu keresteler eşkiyalar icin rehine mahiyetinde idi Nihayet Ali Rıza Efendi ’den umit ettikleri para gelmeyince, butun keresteleri yaktılar İşcileri de tehdit ettiler İşciler de dağılıp gittiler Bunun uzerine Ali Rıza Efendi, yangından mal kacırır gibi, mumkun olabileni kurtarmaya calıştı

“Buradaki eşkiyaların hepsi siyasi cetelerdi 1298 (1883) tarihinde Teselya ’nın Yunanistan ’a terkedilmesiyle, Yunan hududu Katerin Kazası ’na ve Olimpos dağlarına dayanmakta idi Butun mesele bundan ileri geliyordu 1877 Rus harbinden sonra Makedonya cetelerle dolmuş, artık buralardaki Turklere rahat kalmamıştı Bu siyasi ceteler yuzunden Ali Rıza Efendi ’nin ticareti de bozuldu

Makbule Hanım da , babasının işlerinin Rum eşkıyalarının faaliyetleri sonucunda bozulduğundan bahsettikten sonra, onun “tuz ticaretine başladığını ve mağazasında bulunan tuzların toptan eridiğini, bu işten de ziyan gorduğunu, tekrar memuriyete gecmek istediğini, bunda da muvaffak olamadığını anlatır

Memuriyetten ayrıldıktan sonra giriştiği her ticari faaliyet bu şekilde başarısızlıkla sonuclanan Ali Rıza Efendi, bu olaylardan cok etkilenmiş ve buyuk bir moral cokuntusu icinde hayata kusmuş ve ağır bir hastalığa yakalanmıştır Zubeyde Hanım anılarında bu gelişmeleri şoyle anlatmaktadır: “Merhumun, son gunlerinde işinin fena gitmesinden cok muteessir oldu Kendisini salıverdi Daha sonra da derviş meşrep bir hal alarak eridi gitti Kocamın hastalığı buyudu, artık yaşamazdı Makbule Hanım ’ın ifadelerine gore Ali Rıza Efendi, “işlerinin kotu gitmesinden cok muteessir oldu Nihayet barsak veremine tutuldu Uc sene hastalık cektikten sonra vefat etti

Ali Rıza Efendi ’nin olum tarihi ile ilgili olarak değişik tarihler verilmektedir Mustafa Kemal hatıralarında, tarih vermeden, “Şemsi Efendi Mektebi ’ne kaydedildim Az zaman sonra babam vefat etti demektedir Kız kardeşi Makbule Hanım ise anılarında, kendisinin doğduğu gunlerde (1885), babasının hastalığının başladığını, işine gidemediğini ve ilk yaşını doldurduğunda da hastalığın cok ağırlaştığını ve en kucuk kız kardeşi Naciye (doğumu: 1889) kırk gunluk iken babasının vefat ettiğini anlatır

Bu durumda Ali Rıza Efendi ’nin olumunun 1899 veya 1990 ’ın ilk aylarına rastlaması gerekir Mustafa Kemal de o sırada dokuzuncu yaşının icindedir Ve Şemsi Efendi Okulu ’nun ucuncu sınıfındadır Afet İnan, “Mustafa, daha ilkokul cağında babadan yetim kalmıştır derken; Ali Fuat Cebesoy da, “babası olduğunde Mustafa Kemal ’in 910 yaşlarında olduğunu yazmaktadır

Butun bu anılardan elde edilen bilgilere rağmen, Faik Reşit Unat, Ali Rıza Efendi ’nin 28 Kasım 1893 tarihinde olduğunu belirtmektedir F R Unat, belgeyi yayınlamadan, bu tarih ile ilgili olarak, Makbule Hanım ’a ilk kocasından ayrıldıktan sonra babasından aylık bağlanmasına ait dosyadaki belgeleri kaynak gostermektedir Mustafa Kemal ’in Manastır Askeri Lisesi ’ne girişi olan 13 Mart 1896 tarihinden geriye doğru gelindiği zaman, Askeri Ruştiye, Mulkiye Ruştiyesi ve ciftlikte gecirdiği yaklaşık dort bucuk aylık sure dikkate alınınca; Faik Reşit Unat ’ın belirlediği tarihin doğru olması ihtimali yuksektir Bu nedenle, Ali Rıza Efendi ’nin olumunu 1893 yılı kabul edersek, kendisi 54, babasının vefatında Mustafa Kemal 12 yaşında olmaktadır
 
Üst Alt