Son Konu

Ataturk ve Cağdaş Turk Kadını

bilgiliadam

Yeni Üye
Katılım
16 Ağu 2017
Mesajlar
1,516,397
Tepkime
42
Puanları
48
Credits
-46,831
Geri Bildirim : 0 / 0 / 0
ATATURK VE TURK KADINI


Kadın hakları ve kadınların erkeklerle eşitliği konusunda gecen asırdan itibaren batı ulkelerinde ve toplumlarında yoğun mucadelelerin verildiği ve ozellikle Amerika Birleşik Devletleri ve İngiltere' nin bu mucadelelerin en şiddetlilerini yaşadığı bilinmektedir Ulkemizde, gerek Osmanlı İmparatorluğu ve gerek Cumhuriyet doneminde kadınlarımızın kendi hakları konusunda, batı ulkelerindekine benzer şekilde mucadele ettiklerini soylemek mumkun değildir Ama biz kadınlara bircok batı ulkesinden daha evvel bu hak Ataturk tarafından verilmiş ve hatta adeta sunulmuştur Cumhuriyet Donemi ve Kadın Hakları teokratik bir devlet yapısının ve kadın haklarının kısıtlı olduğu bir toplum duzeninin olduğu Osmanlı İmparatorluğu' ndan, kadınerkek eşitliğinin kabul edildiği modern Turkiye Cumhuriyeti' ne geciş, bir cok devrimler ile mumkun olabilmiştir Bu devrimler icinde, kadınların erkekler ile eşit toplumsal varlıklar olarak toplum icinde yerlerini almaları bir uygarlık aşamasıdır ve Ataturk Devrimleri' nin en onde gelenlerinden birisidir 1926 yılında Buyuk Millet Meclisi tarafından kabulle yururluğe giren ve Turk kadınlarını 'şeriat' zincirinden kurtaran Medeni Kanun ile, Turk kadınına bin yıl evvel kaybettiği hakların iade edilmesinin temeli oluşmuştur Artık kadın guclenmeye, kişiliğini bulmaya başlamış ve erkeğinin yanında sosyal faaliyetlere katılmaya hazırdır Turk Kadınına Secme ve Secilme Haklarının Verilmesi Medeni Kanun ile erkeklerle eşit haklara sahip olan Turk kadınına, 3 TBMM tarafından 3 Nisan 1930' da kabul edilen bir yasa ile belediye secimlerine katılma hakkı tanınmıştır 1931 yılında da Turk kadını ilk kez tıp dunyasında varlığını gostermiş ve ilk kadın cerrahımız calışmaya başlamıştır 4 Mayıs 1931' de ilk toplantısını yapan IV TBMM tarafından 26 EKim 1932' de kabul edilen bir yasa ile Turk kadınına muhtar, koy ihtiyar kurulu uyeliğine secilme ve secme hakkı tanınmış, ertesi yıl da, 8 Ekim 1934' de kabul edilen ve 5 Aralık 1934'de yururluğe giren bir başka yasa ile kadınerkek eşitliği alanında butun haklar, 'Kadınlara Milletvekili Secme ve Secilme Hakkı' nın tanınmasıyla verilmiş oluyordu Ataturk' un Kadın Hakları Konusundaki Goruşleri ve Gercekleştirdikleri, bugun dunya aydınlarının ve Birleşmiş Milletler Teşkilatı 'nın yaymaya calıştığı kadın hakları ile ilgili goruşler, Ataturk tarafından cok onceleri dile getirilmiş ve coğunlukla da uygulama alanına sokulmuştur Ataturk, Cumhuriyet' in ilanından dokuz ay once Şubat 1923 'de şoyle demiştir:

'Bizim sosyal toplumumuzun başarısızlığının sebebi, kadınlarımıza karşı gosterdiğimiz ilgisizlikten ileri gelmektedir Yaşamak demek faaliyet demektir Bundan dolayı bir sosyal toplumun, bir organı faaliyette bulunurken, diğer bir organı işlemezse, o sosyal toplum felclidir'

Ataturk, cağdaş bir duşuncenin urunu olan bu sozleriyle kadının toplumdaki yerini belirlemiştir Ataturk' un Turk kadınına beslediği sevgi ve saygı, Kurtuluş Savaşı' ndaki gozlemleri ile iyice percinleşmiştir 1923 yılında Konya' da yaptığı bir konuşmada, bu hissiyatını buyuk bir ictenlikle dile getirir

'Dunyada hicbir milletin kadını, ben Anadolu kadınından fazla calıştım, milletimi kurtuluşa ve zafere goturmekte, Anadolu kadını kadar emek verdim, diyemez Erkeklerden kurduğumuz ordumuzun hayat kaynaklarını kadınlarımız işletmiştir Cift suren, tarlayı eken, kağnısı ve kucağındaki yavrusu ile yağmur demeyip, kış demeyip cephenin ihtiyaclarını taşıyan hep onlar, hep o yuce, o fedakar, o ilahi Anadolu kadını olmuştur Bundan oturu hepimiz bu buyuk ruhlu ve buyuk duygulu kadınlarımızı, şukranla ve minnetle sonsuza kadar aziz ve kutsal bilelim'

Ataturk 30 Mart 1923' de Vakit Gazetesi' nde yayınlanan bir beyanatında,

'İnsan topluluğu kadın ve erkek denilen iki cins insandan oluşur Kabil midir bu kutlenin bir parcasını ilerletelim, otekini ihmal edelim de kutlenin butunu ilerleyebilsin? Mumkun mudur ki bir cismin yarısı toprağa bağlı kaldıkca, oteki yarısı goklere yukselebilsin?'

Turkler tarih boyunca, babaerkil denilen aile yapısını gonullerine yerleştirememişler ve benimseyememişlerdir İşte Ataturk, milletin gecmişindeki ve ozunde var olan fakat ozlem haline getirilmiş bir hakkı, bir duyguyu devlet varlığına geciren devrimci olmuştur

'Ey kahraman Turk kadını! Sen yerde surunmeye değil, omuzlar uzerinde goklere yukselmeye layıksın'

diyerek, yaptıklarının gerekcesini az, oz ve muhteşem bir ifade ile belirtmiştir Kadınların giysileri de Ataturk' un uzerinde cok onemle durduğu bir başka konu olmuştur Bu konuda Ataturk, 1 Eylul 1925' de İkdam Gazetesi' nde yayınlanan bir beyanatında şoyle dedi:

'Bazı yerlerde kadınlar goruyorum ki, başında bir bez, peştemal veya buna benzer birşeyler asararak yuzunu, gozunu gizler ve yanından gecen erkeklere karşı arkasını cevirir veya yere oturarak yumulur Bu tavrın manası neye delalet eder? Medeni bir millet anası, bir millet kızı icin bu garip şekiller, bu vahşi vaziyet nedir? Bu hal milleti cok gulunc gosterir ve derhal duzeltilmesi lazımdır'

1925 yılında İnebolu gezisinde Ataturk, ortunen kadınlarla ilgili şunları soyledi:

'Onlar yuzlerini cihana gostersinler ve gozleri ile cihanı dikkatle gorebilsinler Bunda korkulacak hicbir şey yoktur Onemli olarak şunu ihtar edeyim ki, bu halin muhafazasında inat ve taassup, hepimizi en az kurbanlık koyun olmak istidadından kurtaramaz'

31 Temmuz 1932' de Turkiye guzeli Keriman Halis' in, Belcika' da yapılan yarışmada dunya guzeli secilmesi uzerine Ataturk O'na 'Ece' unvanını verir ve Turk kadınına şoyle seslenir:

'Şunu ilave edeyim ki! Turk ırkının dunyanın en guzel ırkı olduğunu tarihten bildiğim icin, Turk kızlarından birisinin dunya guzeli secilmiş olmasını cok tabii buldum Fakat Turk genclerine bu munasebetle şunu hatırlatmayı da luzumlu gorurum: Ovunc duyduğumuz tabii guzelliğinizi fenni tarzda muhafaza etmesini biliniz ve bu yolda uyanık olunuz ve bu gelişmelerin aralıksız gercekleşmesini ihmal etmeyiniz Bununla beraber, asıl uğraşmaya mecbur olduğumuz şey, analarınızın ve atalarınızın oldukları gibi, yuksek kulturde ve yuksek faziletle dunya birinciliğini elde tutmaktır'

Ataturk, 18 Nisan 1935' de kendisinin himayesinde İstanbul' da toplanan ve aralarında unlu nukleer fizikci Madam Eve Curie' nin de bulunduğu, dunyanın dort bir yanından gelen kadınların katıldığı 'Milletlerarası İlk Kadın Kongresi' delegelerine şoyle seslenir:

'Turk kadınının dunya kadınlığına elini vererek, dunyanın barış ve guveni icin calışacağına emin olabilirsiniz'

Ulu onder, Turk kadınlarının hicbir alanda erkeklerden ve Avrupalı kadınlardan geri kalmayacakları yolundaki inancını da şu sozleriyle belirtmiştir:

'Kadınlarımız icin asıl mucadele alanı, asıl zafer kazanılması gereken alan bicim ve kılıkta başarıdan cok, ışıkla, bilgi ve kulturle, gercek faziletle suslenip, donanmaktır Ben muhterem hanımlarımızın Avrupa kadınlarının aşağısında kalmayacak, aksine pek cok yonden onların ustune cıkacak şekilde ışıkla, bilgi ve kulturle donanacaklarından asla şuphe etmeyen ve buna kesinlikle emin olanlardanım'

Turk toplumunun gelişip yukselmesinde aile yapısının onemine inanan Ataturk, şoyle demektedir:

'Bu millet esas terbiyesini aileden almaktadır Turk milleti oyle analara sahiptir ki her bir devrin buyuk adamlarını bu analar yetiştirmiştir Turk kadını daha buyuk nesiller yetiştirmeye kabiliyetlidir'

Turk kadını, yuzyıllardır ozlemini cektiği haklarına sahip olmada, en azimli, inanclı ve guclu desteği Ataturk' ten almış ve cağdaş ulke kadınlarının onune gecmiştir Orneğin, İtalya' da kadınlar ancak 1948 yılında secimlere girebilmişler Japon kadınları ise secim haklarını ancak 1950 yılında alabilmiştir Medeni Kanun' ları aldığımız İsvicre' de ise, kadınlar haklarını 1971 yılına kadar alamazken, cağdaşlamada ornek aldığımız İsvec ve Danimarka gibi ulkelerde de durum farklı değilken, Turk kadınına 1935 yılında secme ve secilme hakkı tanınmıştır Bu vesile ile bakın Ataturk nasıl seslenir:

'Bu karar, Turk kadınına sosyal ve siyasi hayatta butun milletlerin ustunde yer vermiştir Carşaf icinde, pece altında ve kafes arkasındaki Turk kadınını artık tarihlerde aramak lazım gelecektir Turk kadını, evdeki medeni mevkiini selahiyetle işgal etmiş, iş hayatının her safhasında muvaffakiyetler gostermiştir Siyasi hayatla, Belediye secimleriyle tecrube kazanan Turk kadını bu sefer de milletvekili secme ve secilme suretiyle haklarının en buyuğunu elde etmiş bulunuyor Medeni memleketlerin bircoğunda, kadından esirgenen bu hak, bugun Turk kadınının elindedir ve onu selahiyet ve lihakatle kullancaktır'

Ataturk hayatta iken yapılan son secim olan, 1935 yılı secimlerinde ilk kez secilme hakkını da kullanan Turk kadını, TBMM' ne onsekiz kadın milletvekili ile girmiştir Bu onsekiz Turk kadının yuce meclisin calışmalarına ne olcude katkıda bulundukları ve kararlarında ne denli etkili oldukları meclis tutanakları ile sabittir Ayrıca kişisel tutumları da ovunc vesilesi ve geleceğe olan inancları kuvvetlendirici mahiyette olmuştur Ataturk' un, cağı ve değişeni değil, değişecek zamanı milletine gostermesi, kadın hakları ve kadınerkek eşitliği konularında, 'BM İnsan Hakları Evrensel Bildirisi', 'İnsan Hakları Sozleşmesi' gibi konular, daha insanlık tarihinin ufkunda bile gorunmemişken Turk Kadınına, haklarını vermesinin değeri daha iyi anlaşılır Bağımsızlık mucadelesi yapan ulkeler nasıl Ataturk' u ornek bir lider almışlarsa, kadın hakları uğruna uğraş ve savaş verenler de, onu bir devrimci olarak aynı şekilde ornek almak durumundadırlar Cunku butun insanlık tarihi boyunca, tarihin hicbir doneminde, hicbir lider kadın hakları konusunda Ataturk kadar onsezili ve ongoruşlu olmamış, onun kadar uğraş ve savaş vermemiştir Ne mutlu bir Ataturk yetiştiren Turk kadınına, ne mutlu O'na sahip olan Turk milletine
 
Üst Alt