Son Konu

Ataturkun Anıları Ozet

bilgiliadam

Yeni Üye
Katılım
16 Ağu 2017
Mesajlar
1,516,397
Tepkime
41
Puanları
48
Credits
-6,413
Geri Bildirim : 0 / 0 / 0
Ataturkun anıları kısa
Ataturk anıları kısa kısa
kısa Ataturk anıları


ASKERLE GUREŞ

Bir gezisinde, Kolordu binasının kapısında aslan yapılı bir Mehmetcik gordu Cağırdı ve guler yuzle sordu:
Sen gureş bilir misin?
Yanındakilerden en kuvvetli gorunenlerle Mehmetciği gureştirdi Genc asker her zaman ustun geliyordu
Cok neşelendi, ayağa fırladı
Ceketini cıkarıp Mehmet'e ense tuttu:
Haydi, bir de benimle gureş!
Katıksız ve temiz Anadolu cocuğu Ata'sının yuzune hayranlıkla baktı:
Atam,dedi Senin sırtını yedi duvel yere getiremedi Bir Mehmet mi bu işi başarır?
Gozleri doldu ve ağlamamak icin gulmeye calıştı
Tahsin UZER

Kaynak: Millet Dergisi, 1946

KAHRAMAN TURK KADINI

Mart 1923 Tarsus:
Mustafa Kemal İstasyon'dan şehre doğru, bir sure yaya olarak yurudu O'nu gormek icin sabahtan itibaren yolları dolduran Tarsusluların arasından neşe ile selamlar vererek, ilerledi O sırada ansızın bir olayla karşılaştı
Milli Mucadele'deki cete giysili bir kadın, Ataturk'un yolunu keserek ayağına kapandı Gozyaşlarıyla şoyle haykırıyordu:
Bastığın toprağa kurban olayım Paşam!
Mustafa Kemal onu yerden kaldırmak icin eğilirken kulağına bu kadının Kurtuluş Savaşında cephelerde carpışmış olan (Adile Cavuş) olduğunu fısıldadılar
Gozlerinden iki damla yaş duşen Mustafa Kemal, bu guneşten yuzu yanmış kadının elinden tutup ayağa kaldırdı ve ona şoyle seslendi:

Kahraman Turk kadını! Sen yerlerde surunmeye değil, omuzlar uzerinde yukselmeye layıksın
Taha TOROS

HAPI YUTARDI

Ataturk Galatasaray Lisesi'nde oğrencilerden birine sordu:
Nil olmasaydı, Mısır ne olurdu?
Oğrenci,cabuk yanıt vermek icin boş bulunup:
Hapı yutardıdedi
Bu yanıt Ataturk'un hoşuna gittiOğrenciye on numara verdi

YURDUMUN TOPRAĞI TEMİZDİR

Kral Edvard İstanbul'a geldiği zaman,yatından bir motora binerek Dolmabahce Sarayına yanaştı
Ataturk rıhtımda onu bekliyorduDeniz dalgalıydıKralın bindiği motor,inip cıkıyordu
İmparator rıhtıma cıkmak istediği bir sırada,eli yere değerek tozlandı
O sırada Ataturk elini uzatmış bulunuyordu

DEVRİM BİR ANDA OLUR YA DA OLMAZ

Ataturk yazı devrimini gercekleştirmişti
Yaşlı,genc,kadın,erkek tum yurttaşlar yeni harfleri oğrenmek icin gece gunduz kurslara gidiyorlardı
Devrimi izleyen iki yıl icinde bir bucuk milyon vatandaş okur yazar olmuştu
yazı devriminin en dikkate değer yanı,Ataturk'un bu devrimin yerleşmesinde en ufak bir ihmali bile kabul etmemiş olmasıdır
Orneğin bazı kimseler kendisine:
Paşam,ilkokulların ilk sınıflarından itibaren yeni harflerle oğretime başlayalım
O kuşakla birlikte ortaokulu,liseyi ve universiteyi izletelim,diyorlardı
Ataturk bu goruş ve duşuncelerin hicbirisine yanaşmadı Devrim ya bir anda olur,yada hic olmaz,dedi

YAPACAKLARIMDAN SOZ EDİN

Bir soruşturma dolayısıyla,Ataturk'un başardığı işlerden Vasıf Cınar soz acmıştı
Kendisine Sordu:
Sizin en buyuk eseriniz hangisidir?
Ataturk'un kısa cevabı şu olmuştu:
Benim yaptığım işler,biri otekine bağlı gerekli olan işlerdirFakat,bana yaptıklarımdan değil,
Yapacaklarımdan soz edin

BAŞOĞRETMEN ATATURK

Yazı devriminden sonra(1928),Ataturk'un kara tahta başındaki resmi gorulunce,O'na başoğretmendenilmeye başlanmıştı
Aslında,adlandırmada gec kalınmıştı
Kurtuluş Savaşı'ndan hemen sonra,bir İstanbul gazetecisi kendisine şoyle bir soru yoneltmişti:
Yurdu kurtardınızŞimdi ne yapmak istrerdiniz?
Hic duraklamadan şu cevabı vermişti:
Milli Eğitim Bakanı olarak Turk Kulturunu Yukseltmeye calışmak,en buyuk amacımdır
Ondan sonra Ataturk nerede gorunse,mutlaka orada bir okula girer,oğretmen ve oğrencilerle konuşurdu
Birgun Ataturk'un yolu koy okuluna duştuTek sınıflı okulda bir genc oğretmen ders veriyordu
Ataturk sınıfa girince,oğretmen kursusunu terk etti
Ataturk:
Hayır,yerinizde oturunuz ve dersinize devam ediniz,dediEğer izin verirseniz,bizde sizden faydalanmak isterizSınıfa girdiği zaman,Cumhurbaşkanı bile oğretmenden sonra gelir
Bunu goren Kral bir mendille elini silmek istediği zaman Ataturk:
Yurdumun toprağı temizdir,o elinizi kirletmez,diyerek Kralı elinden tutup rıhtıma cıkardı

TURK ORDULARI BAŞKUMANDANIYIM

fyonkarahisar'ın hatlarının cozulmesi sonunda birkac Yunanlı tutsak, geceleyin Mustafa Kemal'in cadırına getirilmişti
Bunlardan birisi, Muzaffer Generalin doğup buyumuş olduğu Selanik'ten gelmişti Yuz, kendisine yabancı gelmediğinden
ve uniformasında da hicbir bellilik gormediğinden kim olduklarını ve rutbelerini sormaya başlamıştı
Binbaşı mısınız?
Hayır
Albay mı?
Hayır
Korgeneral mi?
Hayır
Peki nesiniz?
Ben Mareşal ve Turk Orduları Başkomutanıyım! Şaşkınlıktan ağzı acık kalan Yunanlı kekeledi:
Bir başkomutanın savaş hattına bu kadar yakın yerlerde dolaşması işitilmiş değil de!

General SHERRIL

GENELGEYLE DEVRİM OLMAZ

1924 yılının ilkbaharıydı Erzurum ve Pasinler'de depremde bircok koyun evleri yıkılmıştı
Zarar goren halkla goruşmek icin Pasinler'e gelen Ataturk, halkın icinden ihtiyar bir koyluyu cağırdı:
Depremden cok zarar gordun mu, baba? diye sordu Ataturk ihtiyarın şuphesini gorunce, tekrar sordu:
Hukumet sana kac lira verse, zararını karşılayabilirsin? İhtiyar, Kurt şivesiyle:
Valle Padişah bilir! dedi
Ataturk gulumsedi Yumuşak bir sesle:
Baba, Padişah yok; onları siz kaldırmadınız mı? Soyle bakalım zararın ne?
İhtiyar tekrar etti:
Padişah bilir!
Bu cevap karşısında kaşları catılan Ataturk, Kaymakam'a dondu:
Siz daha devrimi yaymamışsınız! dedi
Bu sırada gorevini başarmış insanlara ozgu bir ağırbaşlılıkla ortaya atılan tahrirat katibi:

Koylere genelge yolladık Paşam, dedi Ataturk'un fırtınalı yuzu, daha cok karıştı:
Oğlum, dedi, genelgeyle devrim olamaz!

Ahmet Hidayet Reel

YENİLSEYDİK SORUMLU BEN OLACAKTIM

Bir aralık konu İstiklal Savaşı'na geldi Dikkat ettim, Binbaşılar dahil her komutanın hangi birliğe komuta ettiğini,
nerede bulunduğunu, bir gun once olmuş gibi hatırlıyordu O savaş ki arac, gerec,
personel kıtlığı bugun guc tasavvur edilirdi Tumenlere binbaşılar, Kolordulara yarbaylar komuta ediyordu!
Fakat, bu kadro canını dişine takmış bir ekipti Var olmak ya da olmamak bu savaşın sonucuna bağlıydı 30 Ağustos bu ruh haletinin eseriydi Boyle bir dramı, hem yazarı, hem baş aktorunun ağzından dinlemek mustesna bir mutluluktu O anılar Ata'yı coşturdukca coşturuyordu Anlatmalarında abartma yoktu Ama bu anlatış oylesine canlı, oylesine plastikti ki, hepimiz heyecandan heyecana surukleniyorduk Anlatışlarını şoyle bağladı:
İşte buyuk zafer boyle ortak bir eserdir Şerefler de ortaktır
Bu alcakgonulluluk şaheseriyle konunun kapanacağını tahmin ediyorduk Bu arada

Ataturk bir duraklama yaptı Sonra icine donuk, adeta kendisiyle konuşur gibi ilave etti:
Ama yenilseydik sorumluluk ortak olmayacak yalnız bana ait olacaktı
Bu belagat karşısında gozyaşımı tutamadım Tarihin, zaferleri kendine maleden, yenilgileri ise maiyetine yukleyen
sahte kahramanlarını hatırladım
Ord Prof Sadi IRMAK
 
Üst Alt