Son Konu

Atatürk'ün Bilim ve Akılcılık Konusundaki Sözleri

iltasyazilim

Yeni Üye
Katılım
25 Ara 2016
Mesajlar
2
Tepkime
1
Puanları
38
Yaş
36
Credits
-2
Geri Bildirim : 0 / 0 / 0
Atatürk' ün Bilime Verdiği Ağırlık
atatürk ve bilim
atatürk ve akılcılık

Atatürkçülük;kişilerin,devletin,kuruluşların kendi fonksiyonlarını gerçekleştirmede akılcılığı, amaca ulaşmayı sağlayacak araçlardan başlıcası olarak kabul eder
Rasyonalizm , insanın aklı ile gerçekleri anlayış yeteneğine güvenmek anlamına kazanç


Atatürkçülüğün en önemli özelliği, akılcı ve bilimci bir tutum ve zihniyeti yansıtmasıdır Bunun anlamı ise ulusal, milletlerarası sorunlara şehvetli ve dogmatik açıdan , peşin hüküm ve kalıplarla değil, akla yatkın, bilimci ve faydacı bir yaklaşımla eğilmektir genel olarak bu yaklaşımlarda insanlığın karşılaştığın her türlü sorunlara çare bulmak için , durum ve şartlar her çareye başvurularak incelenip gözden geçirilir,gerçeklere ve ihtiyaçlara yerinde tartışma ve mantıklı düşünme sonunda bir karara varılarak uygulamaya başlanır Burada egemen olan unsurlar mantık ve akıldır

Rasyonalizm , insanların dürüst karara varması ve başarılı uygulamalar yapması için sağlam fikirlere sahip olmalarını ister Görüşler anlamsız ,mantıksız, manâsız sözlerle dolu olursa , o düşünceler hastalıklıdır Aynı şekilde sosyal hayat zihin ve mantıktan uzakta , yararsız , zararlı ve birtakım inançlar ve geleneklerle batmış olursa felce uğrar Ayrıca toplumu harekete geçiren bir liderin düşünceleri görüşleri tüm bireylerin yaşama ilkesine uygunsa , bütün bireylere mutluluk sağlayacak nitelikteyse , onları aydınlatabilecek durumdaysa akıcı olur Atatürkçülüğün gerçekleştirdiği bütün eserlerin temelinde sağlam us , zihin ve hareket vardır Atatürk ; Hafıza ve mantığın çözümleyemeyeceği mesele yoktur diyerek bunu vurgulamıştır Atatürkçülük'te Bu dünyada herşey insan kafasından çıkar Bir insan başının ifade etmeyeceği hiçbir şeyi düşünemiyorum ifadesi ile akılcılığın sorunları çözmede daima başarıyla uygulanabileceği açıklama edilmektedir

Atatürkçülüğe göre akılcılıkta İnsanların hayatına , faaliyetine başat olan şiddet , yaratma ve icat yeteneğidir Bütün ilim adamları , sorunların tespit ve çözümlenmesine uğraşanlar , bütün fertler, bilimsel yöntemlerle analiz yapanlar yaratıcı bir biçimde düşünmezlerse , gerçek , müsbet anlamda bilimsel yöntemi kullanmamış olurlar Özenli , her konuyu inceleyen , araştıran bilimsel araştırma ve problem çözme yöntemi rasyonel yöntemlerdir

Atatürkçülük' te akılcılık , nezaket edilmiş insan zekası ile bilim ve teknoloji bir bütün olarak ele alır Zekanın terbiyesi kültür ile mümkündür Atatürk Bizim hafıza , mantık, akıl ile yol almak en bariz özelliğimizdir Bütün hayatımızı dolduran olaylar bu gerçeğin delilidirlerdiyerek Türkiye Cumhuriyeti'nin meydana getirilmesinde yapılan her aşamada akılcılığın nasıl kullanıldığını dile getirmiştir

Atatürkçülükte akılcılık , insan ilişkilerinde ve faaliyetlerinde kullanılmaktadır Atatürkçülük ; akılcılığa ,bilim ve teknolojiye dayanarak ,Türk Devleti hayatını , eğitim sistemini ,fikir hayatını ,idareli hayatı ve bunların değerlerini ,hedeflerini ,toplumsal ve hukuksal yapısını , yönetim esaslarını tespit etmiştir Bütün faaliyetlerin açılış noktası , konulara rasyonel bir yoldan yaklaşmak olmuştur Atatürk eğitim müesseselerinde Kitapların cansız teorileriyle aleyhinde karşıya gelen genç beyinler öğrendikleriyle memleketin reel koşul ve çıkarları aralarında ilişki kuramıyorlar Yazarların ve teorisyenlerin tek taraflı dinleyicisi durumunda kalan Türkiye'nin çocukları hayata atıldıkları süre bu ilişkisizlik düzensizlik yüzünden eleştirici ,kederli ,milli şuur ve düzene ahenksiz kitleler meydana getirirlersözü ile fikri gelişmenin tesisinde de akılcılığın ,realizm, yapıcılık ve maddesel sonuçlar olmak olduğunu açıklamıştır

Atatürkçülükte rasyonalizm ,güncel problemlerin çözümlenmesi için çaba sarfedilmesini , ileriye dönük ,incelemeler içinde bulunulmasını ve mümkün gelişmelere ait içten yorumların yapılmasını da kapsamaktadırbu yönden ileri görüşlü ,geleceğe karşın ,inkılapçı olmak Atatürk akılcılığının bir gereğidir Bir milletin dinç bir şekilde yaşaması ve kolaylık seviyesini daima yükseltmesi o milleti oluşturan şahısların fikir gücü ve akılcılığı kullanmaları ile ilk elden ilişkilidir Atatürkçülükte kişilerin bilgili kılınmasıyla milletin sağlamlığı gerçekleşir Kişiler düşünür olmadıkça , hangi haklara sahip olduğunu anlamadıkça ,kitleler istenilen yöne ,cümbür cemaat tarafından iyi veya fena yöne yöneltilebilirler Kendini kurtarabilmek için her kişinin geleceği ile bana kalırsa ilgilenmesi lazımdır Aşağıdan yukarıya ,temelden çatıya içten yükselen böyle bir müessese kesinlikle sağlam olur Kararsızlık değil, her işin başlangıcında aşağıdan yukarıya içten olmaktan ziyade , yukarıdan altında olması zorunluluğu vardırAtatürk'ün bu sözlerinde , ülkemizin bu güne değin maruz kaldığı iç tehlikelerde bilinçsiz, inançsız şahısların oynadığı rolü görmek olası olduğu kadar, ülkede birlik ve bütünlüğün sağlanmasında ve iç tehlikelerin önlenmesinde kuvvetli, sağlam ve mantıklı bir devlet otoritesinin ne kadar zorunlu olduğunu görmek mümkündür

Akılcılık , faaliyetlerin düzenlenmesinde , sorunların tespit ve çözülmesinde kullanılan yöntemleri ve yöntemleri kullanan kişileri kapsamına alır Bunlardan yalnız birinin rasyonel olması netice olmaz Akılcılıkta karara varmada kullanılan bilgiler ve yöntemler gerçeklere uymalı ve bilimsel olmalıdır

Rasyonalizm , kişilere sorumluluklar verilmesini , vazifelerini yaptıklarından ve yapamadıklarından sorumlu olmalarını ve sorumluluktan korkmamalarını öngörür Galibiyet için , vazifelilerin girişimlerde bulunmaları , bu girişimlerden korkmamaları, tek endişelerini yaptıkları icraatın isabetli olup olmadığı teşkil etmelidir Akılcılık, şahısların ; çıkarlarından , kendini düşünen emellerinden sıyrılmış, aklında ,kanında ,vicdanında cevher olan , canlı ve alevli ideallere sahip olmalarını öngörür

Atatürk , geleceğin Türkiye'sini ve onun Cumhuriyetini sağlam temellere vermek ve daima ileriye , yeniye ve güzele gidişini karşılamak için fikir ve mantık kuralları çerçevesinde hareket etmiş , bağnazlığa ,yobazlığa , boş inançlara , öteki bir anlatım tarzı ile akıldışıcılığa karşısında çıkarak , bugünkü çağdaş Türkiye'nin kurulmasını ve gelişmesini sağlamıştır

sonuç olarak ; Atatürk Ben manevi miras olarak hiçbir âyet , hiçbir doğma , hiçbir donmuş ve kalıplaşmış kaide bırakmıyorum Benim manevi mirasım ilim ve akıldır Benim Türk Milleti için yerine getirmek istediklerim ve başarmaya çalıştıklarım ortadadır Benden daha sonra ,beni kabul etmek isteyenler, bu esas mihver ( aks ) üzerinde düşünce ve ilmin rehberliğini kabul ederlerse , manevi mirasçılarım olurlarçağırmak suretiyle ilme ve akla verdiği önemi bir defa daha vurgulamıştır *
 
Üst Alt