nicebayan
Yeni Üye
Atatürk bilime neden siklet vermiş, Atatürkün bilime verdiği önemi nerden anlarız
Atatürk ün yük verdiği ve savunduğu kavramların hayatımızla olan uyumunu, hemencecik her alanda görmek mümkündür Atatürk ün bilim konusuna yaklaşımı, bunun bir diğer örneğidir Atatürk, İlim ve fen nerede ise oradan alacağız ve her ahali ferdinin kafasına koyacağız İlim ve fen için kayıt ve şart yokturderken, konuya olan ilgisini ön plana çıkartmaktadır
Türk Milleti, hakiki karakterine ters düşen, cahillikten ve geri kalmışlıktan kurtulmak için, Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk ün göstermiş olduğu modern medenilik yolunda ilerlemeli; hedeflerine ulaşmak için bir an önce harekete geçmelidir Bu hedeflere varmak için gereken herşey yapılmalıdır Türk Milletinin üstün karakteri bunu yapacak güçtedir Atatürk ün bilime verdiği siklet de, Türk Milletini bu hedefe ulaştıracak yollardan biri olduğu düşünülerek değerlendirilmelidir
Atatürk; bilim ve fen hakkındaki bakış ve düşüncelerini şöyle ifade etmektedir:
Dünyada herşey için, uygarlık için, yaşam için, galibiyet için en reel yol göstericisi ilimdir, fendir İlim ve fennin haricen yol gösterici aramak gaflettir, cahilliktir, dürüst yoldan sapmaktır Yalnız ilmin ve fennin yaşadığımız her dakikadaki safhalarının gelişimini kavramak ve ilerlemeleri vaktinde peşine düşüp takip etmek şarttır Bin, iki bin, binlerce sene önceki ilim ve fen lisanının koyduğu kuralları, şu dek bin sene daha sonra bugün tıpkı uygulamaya cesaret etmek kesinlikle ilim ve fennin içinde bulunmak değildirGözlerimizi kapayıp tek başımıza yaşadığımızı düşünemeyiz Memleketimizi bir çember içine alıp dünya ile ilgisiz yaşayamayız Aksine yükselmiş, ilerlemiş, uygar bir halk müziği olarak medeniyet düzeyinin üzerinde yaşayacağız
Hiçbir sürekli kanıta dayanmayan birtakım geleneklerin, inanışların korunmasında ısrar eden milletlerin ilerlemesi fazla şiddet olur; olur ya de hiç olmaz İlerlemede geleneklerin tescil ve şartlarını aşamayan milletler, hayatı akla ve gerçeklere uygun olarak göremez Yaşam felsefesini geniş bir açıdan gören milletlerin egemenliği ve boyunduruğu altına girmeye mahkumdur
başarmak için okumuş derslik ve halkın zihniyet ve hedefi arasında doğal bir harmoni karşılamak lazımdır Yani aydınlatılmış sınıfın halka telkin edeceği idealler, halkın ruh ve vicdanından alınmış olmalıdır Halka yaklaşmak ve halkla kaynaşmak daha çok aydınlara yöneltilen bir vazifedir Gençlerimiz ve aydınlarımız niçin yürüdüklerini ve ne yapacaklarını önce kendi beyinlerinde adamakıllı kararlaştırmalı, onları insanlar kadar ayrıntılarıyla benimsenip kabul edilebilecek bir hale getirmeli, onları oysa ondan sonradan ortaya atmalıdır
Ilerlemek yolunda yapılacak her manâlı teşebbüsün, kendine göre önemli sakıncaları vardır Bu sakıncaların en düşük dereceye indirilmesi için tedbir ve teşebbüslerde kusur yapmamak lazımdırİnsanların hayatına, faaliyetine başat olan baskı, yaratma ve icad yeteneğidir Manevi kuvvet ise özellikle ilim ve iman ile yüksek bir şekilde gelişir Her işin hedefine kısa ve sezme yoldan gelmek istek edilmekle beraber, yolun makul, mantıki ve özellikle ilmi olması şarttır
Her yeni yetişen kendinden eskisini beğenmeyecek değin yükselirse, ancak o vakit gelecek nesiller birbirinden aşama aşama yüksek seviyede bir yükselme grafiği meydana getirebilir ancak, insanlığın ilerlemesinin amacı da budur Bir halk müziği için mutluluk olan bir şey diğer ırk için yıkım olabilir Benzer sebep ve koşullar birini mutlu ettiği halde diğerini mutsuz edebilir Onun için bu millete gideceği yolu gösterirken dünyanın her türlü ilminden, buluşlarından, ilerlemelerinden istifade edelim, fakat unutmayalım oysa, ana temeli kendi içimizden içeri almamak mecburiyetindeyiz Milletimizin tarihini, ruhunu, geleceklerini hakiki, sağlam, doğru bir görüşle görmeliyiz Taassup cahilliğe dayanır Bundan dolayı taassubu olan cahildir İlim mutlaka cahilliği yener, o halde halkı parlatmak lazımdır *
Atatürk ün yük verdiği ve savunduğu kavramların hayatımızla olan uyumunu, hemencecik her alanda görmek mümkündür Atatürk ün bilim konusuna yaklaşımı, bunun bir diğer örneğidir Atatürk, İlim ve fen nerede ise oradan alacağız ve her ahali ferdinin kafasına koyacağız İlim ve fen için kayıt ve şart yokturderken, konuya olan ilgisini ön plana çıkartmaktadır
Türk Milleti, hakiki karakterine ters düşen, cahillikten ve geri kalmışlıktan kurtulmak için, Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk ün göstermiş olduğu modern medenilik yolunda ilerlemeli; hedeflerine ulaşmak için bir an önce harekete geçmelidir Bu hedeflere varmak için gereken herşey yapılmalıdır Türk Milletinin üstün karakteri bunu yapacak güçtedir Atatürk ün bilime verdiği siklet de, Türk Milletini bu hedefe ulaştıracak yollardan biri olduğu düşünülerek değerlendirilmelidir
Atatürk; bilim ve fen hakkındaki bakış ve düşüncelerini şöyle ifade etmektedir:
Dünyada herşey için, uygarlık için, yaşam için, galibiyet için en reel yol göstericisi ilimdir, fendir İlim ve fennin haricen yol gösterici aramak gaflettir, cahilliktir, dürüst yoldan sapmaktır Yalnız ilmin ve fennin yaşadığımız her dakikadaki safhalarının gelişimini kavramak ve ilerlemeleri vaktinde peşine düşüp takip etmek şarttır Bin, iki bin, binlerce sene önceki ilim ve fen lisanının koyduğu kuralları, şu dek bin sene daha sonra bugün tıpkı uygulamaya cesaret etmek kesinlikle ilim ve fennin içinde bulunmak değildirGözlerimizi kapayıp tek başımıza yaşadığımızı düşünemeyiz Memleketimizi bir çember içine alıp dünya ile ilgisiz yaşayamayız Aksine yükselmiş, ilerlemiş, uygar bir halk müziği olarak medeniyet düzeyinin üzerinde yaşayacağız
Hiçbir sürekli kanıta dayanmayan birtakım geleneklerin, inanışların korunmasında ısrar eden milletlerin ilerlemesi fazla şiddet olur; olur ya de hiç olmaz İlerlemede geleneklerin tescil ve şartlarını aşamayan milletler, hayatı akla ve gerçeklere uygun olarak göremez Yaşam felsefesini geniş bir açıdan gören milletlerin egemenliği ve boyunduruğu altına girmeye mahkumdur
başarmak için okumuş derslik ve halkın zihniyet ve hedefi arasında doğal bir harmoni karşılamak lazımdır Yani aydınlatılmış sınıfın halka telkin edeceği idealler, halkın ruh ve vicdanından alınmış olmalıdır Halka yaklaşmak ve halkla kaynaşmak daha çok aydınlara yöneltilen bir vazifedir Gençlerimiz ve aydınlarımız niçin yürüdüklerini ve ne yapacaklarını önce kendi beyinlerinde adamakıllı kararlaştırmalı, onları insanlar kadar ayrıntılarıyla benimsenip kabul edilebilecek bir hale getirmeli, onları oysa ondan sonradan ortaya atmalıdır
Ilerlemek yolunda yapılacak her manâlı teşebbüsün, kendine göre önemli sakıncaları vardır Bu sakıncaların en düşük dereceye indirilmesi için tedbir ve teşebbüslerde kusur yapmamak lazımdırİnsanların hayatına, faaliyetine başat olan baskı, yaratma ve icad yeteneğidir Manevi kuvvet ise özellikle ilim ve iman ile yüksek bir şekilde gelişir Her işin hedefine kısa ve sezme yoldan gelmek istek edilmekle beraber, yolun makul, mantıki ve özellikle ilmi olması şarttır
Her yeni yetişen kendinden eskisini beğenmeyecek değin yükselirse, ancak o vakit gelecek nesiller birbirinden aşama aşama yüksek seviyede bir yükselme grafiği meydana getirebilir ancak, insanlığın ilerlemesinin amacı da budur Bir halk müziği için mutluluk olan bir şey diğer ırk için yıkım olabilir Benzer sebep ve koşullar birini mutlu ettiği halde diğerini mutsuz edebilir Onun için bu millete gideceği yolu gösterirken dünyanın her türlü ilminden, buluşlarından, ilerlemelerinden istifade edelim, fakat unutmayalım oysa, ana temeli kendi içimizden içeri almamak mecburiyetindeyiz Milletimizin tarihini, ruhunu, geleceklerini hakiki, sağlam, doğru bir görüşle görmeliyiz Taassup cahilliğe dayanır Bundan dolayı taassubu olan cahildir İlim mutlaka cahilliği yener, o halde halkı parlatmak lazımdır *