Son Konu

Ataturk'un Dayanışmaya Verdiği Onem

bilgiliadam

Yeni Üye
Katılım
16 Ağu 2017
Mesajlar
1,516,397
Tepkime
41
Puanları
48
Credits
-6,413
Geri Bildirim : 0 / 0 / 0
Ataturk'un Dayanışmaya Verdiği Onem Hakkında Bilgi

Toplumsal dayanışma toplumun kurum ve kuruluşlarıyla ortak değerlerde birleşmesi ve birlikte hareket etmesidir Yaşamımızda toplumsal dayanışmanın cok onemli bir yeri olduğunu artık anlamamız gerekmektedir Cunku iyi yaşamamıza yardımcı olacak hareketlerden birisi dayanışmadır



İyi bir başarı icin cevre faktorlerimizi de iyileştirmek zorundayız Cunku insan sosyal bir varlıktır Cevresindeki tum olaylardan direk veya dolaylı etkilenir Bu etkileşme insana zarar verdiği gibi zirveye cıkmasına da yardımcı olur Dayanışmalar sayesinde toplumlar ve ulkeler kalkınır

Kendi başarısızlığımız eğer bir toplum icinde olumsuz etki yapıyorsa oturup, duşunup nerede neden hata yaptığımız irdelememiz gerekmektedir Kısacası, birbirimizin gozunu oyacağımıza, pozitif dayanışma icerisinde olsak, hem kendimiz hem cevremiz hem de ulkemiz bundan faydalanacaktır



Bireylerin beraber hareket etmeleri elbette ulkemiz icin cok faydalı olur, buna en guzel ornek Kurtuluş Savaşıdır Birlik ve beraberlik icinde olan toplum kendi kendini yonetir, dışarıdan mudehalelere izin vermez Karşılaşılan sorunlar daha cabuk cozulur ve gelişmek icin gerekli şartlar kolayca aşılır



Kısaca Ulkemizin dunya ulkeleri arasında onemli bir yere gelmesi icin, toplum olarak bir dayanışma (fikir birliği) icinde olmalıyız



Ataturkun eğitime verdiği onem

Ataturk, buyuk bir asker, buyuk bir devlet adamı ve diplomat olduğu kadar, eğitim alanında da milletimizin cağ değiştirmesini, atılım yapmasını sağlayan buyuk bir onderdir Ataturkun Milli Eğitim konusuna gosterdiği ilgi ve bu konuda ileri surduğu goruşler incelendiği zaman, bu konuya adeta bir eğitim duşunuru gibi eğildiği, konunun butun yonleriyle cok yakından ilgilendiği, cevresine Milli Eğitimin onemini anlatmak icni her fırsatı değerlendirdiği, Milli Eğitimde goz onunde tutulması gerekli amac ve ilkeleri acıklığa kavuşturduğu gorulur Ataturk eğitim alanındaki yenileşmenin onderidir
Ataturkun gozunde, Turk Milli Mucadelesi, sırf askeri mahiyette, duşmanı vatan topraklarından kovmayı tek amac bilen bir hareket değildi Askeri alanda kazanılacak zafer, milli kurtuluşun ilk şartı idi Fakat zaferden sonra yapılacak işler, bağımsızlık savaşı kadar onemliydi Savaş surerken bile, Ataturk, savaş sonrasının sorunlarına hazırlanıyor, bu arada Milli Eğitim konusuna da eğiliyordu

Bağımsızlık Savaşının en bunalımlı gunlerinde, duşman kuvvetlerinin kesin sonuca ulaşmak hayaliyle baskılarını arttırdıkları, Ordumuzun Sakaryaya kadar cekilmesine yol acan KutahyaEskişehir yoresindeki Yunan saldırısının tehlikeli şekilde geliştiği gunlerde, 16 Temmuz 1921′de, Ankarada “Maarif Kongresi (Milli Eğitim Kongresi) toplanmıştır Ataturk cephedeki şartların ağırlığına rağmen, bu Kongrenin ertelenmesine razı olmamış, hatta Kongrenin acış konuşmasını kendisi yapmıştır



Bu acış konuşmasında, devam eden savaşa ve butun maddi imkanların duşmanı vatanımızdan kovmak icin kullanılması zorunluluğuna rağmen “milli ve “cağdaş bir eğitimin temellerinin atılmasını, yapılacak işlerin sağlam bir programa bağlanmasını istemiştir Bu konuşmasında:
“Yuzyıllarca suren derin idari ihmallerin devlet bunyesinde actığı yaraları iyileştirme yolunda harcanacak cabaların en buyuğunu, hic şuphesiz, irfan (bilgi ve kultur) younda kullanmalıyız diyen Ataturk, acı bir gerceğe parmak basar:
“Şimdiye kadar izlenen oğretim ve eğitim yontemlerinin, milletimizin gerileme tarihinde, en onemli etken olduğu kanısındayım



Ayrıntıları eğitim uzmanlarına bırakmak istediğini belirterek, bazı genel ilkelere değinen Ataturk, eski devrin hurafelerinden, boş inanclarından, Doğudan ve Batıdan gelebilecek zararlı etkilerden uzak, milli karakterimize ve tarihimize uygun bir kulture muhtac olduğumuzu vurgular “Gelecekteki kurtuluşumuzun buyuk onderleri olarak selamladığı oğretmenlere duyduğu derin saygıyı dile getirir Cevresine inanc aşılar:
“Silahıyla olduğu gibi, dimağıyla da mucadele zorunda olan milletimizin, birincisinde gosterdiği kudreti ikincisinde de gostereceğine asla şuphem yoktur der



Ataturkun, yıllar sonra, “Cumhurbaşkanı olmasa idiniz, ne olmak isterdiniz? sorusuna, “Milli Eğitim Bakanı olarak eğitim davasına hizmet etmek isterdim diye cevap vermesi bile, eğitimi millet hayatında ne kadar onemli bir etken olarak gorduğunun işaretidir



Birinci Dunya Savaşının galibi emperyalist ulkelere ve onların aleti olarak vatanımıza saldıran Yunanlılara karşı kazandığı zaferle, Gazı Mustafa Kemal Paşa, yalnız Turkluğun değil, Fastan Endonezyaya kadar butun islam aleminin, butun ezilen milletlerin kahramanı olmuştu Fakat, O, bir an bile zafer sarhoşluğuna kapılmadı Cok iyi biliyordu ki kultur, eğitim ve iktisat zaferleri ile tamamlanmadıkca askeri zafer tek başına milli kurtuluşu sağlamağa yetmeyecektir Duşmanın İzmirde denize dokuluşunden sadece bir bucuk ay sonra, Bursada, kendisini ziyarete gelen İstanbul oğretmenlerine soylediği şu sozler, Onun, bu konuda ne kadar bilincli olduğunu gosterir:
bugun eriştiğimiz noka gercek kurtuluş noktası değildir
Kurtuluş cemiyetteki hastalığı ortaya cıkarmak ve iyileştirmekle elde edilir Hastalığın tedavisi ilim ve fennin gosterdiği yolla olursa hasta kurtulur Yoksa hastalık muzminleşir ve tedavisi imkansız hale gelir



Orduların yonetilmesinde nasıl ilim ve fen rehber edinilerek zafere ulaşılmış ise, “milletimizi yetiştirmek icin kaynak olan okullarımızın ve yuksek oğretim kurumlarımızın kuruluşunda da ilim ve fennin yol gosterici olacağını belirten Ataturk, her fırsatta oğretmenlere şoyle sesleniyordu:
“Ordularımızın kazandığı zafer, sizin ve sizin ordunuzun zaferi icin yalnız zemin hazırladı Gercek zaferi siz kazanacak, siz surdureceksiniz ve mutlaka başarıya ulaşacaksınız



Buyuk Zaferden az sonra, henuz Cumhuriyet kurulmadan Kutahyada, “irfan ordusu diye nitelendirdiği oğretmenlere hitaben soylediği şu sozler, bu kutsal mesleğin mensuplarına verdiği buyuk değeri gosteriyordu:
“Toplumumuzu hakikat hedefine, mutluluk hedefine ulaştırmak icin iki orduya ihtiyac vardır: Biri vatanın hayatını kurtaran asker ordusu, oteki milletin geleceğini yoğuran irfan ordusu



Asker ordusu, vatanı yok etmeğe gelen duşmanı, vatanın harimi ismetinde (yabancıların giremiyeceği temiz ve kutsal vatan topraklarında) boğup mahvetti Yalnız, işimiz bu orduya sahip olmakla bitmiş, gayemiz yalnız bu ordunun başarısıyla gercekleşmiş değildir Bir millet savaş meydanlarında ne kadar parlak zaferler elde ederse etsin, o zaferlerin kalıcı sonucları ancak irfan ordusu ile ayakta durabilir Bu ikinci ordu olmadan, birinci ordunun hizmetleri ve kazandıkları yok olur



Eğitim milletlerin bağımsız yaşayabilmeleri, kalkınıp guclenmeleri bakımından hayati onem taşır Ataturke gore, “en onemli, en esaslı nokta eğitim meselesidir Cunku, “eğitim bir milleti ya hur, bağımsız, şanlı, yuce bir toplum halinde yaşatır, ya da bir milleti esarete ve sefalete terkeder



Ataturk, Milli Eğitime bir başka acıdan da buyuk onem vermiştir: kurulan genc Cumhuriyet ve bu Cumhuriyetin dayandığı temel ilkeler, Turk inkılabı, ancak yetişecek guclu; aydınlık kafalı, sağlam karakterli yeni kuşaklarla ayakta durabilirdi Turk inkılabını ve Cumhuriyeti koruyacak kuşakları yetiştirmenin yolu eğitimdi



Ankarada toplanan “Muallimler Birliği (Oğretmenler Birliği) kongresinde, Ataturk eğitimin bu gorevini şu sozlerle ifade etmiştir:
“Sizin başarınız, Cumhuriyetin başarısı olacaktır Hic bir zaman hatırınızdan cıkmasın ki Cumhuriyet sizden ilmen, fennen, bedenen kuvvetli ve yuksek karakterli koruyucular ister



Ataturke gore, eğitime ve oğretmenlere duşen başka bir gorev de şudur: “millet olma bilincini geliştirmek, aynı millete mensup olma duygusunu guclendirmek, milli beraberlik ve butunluğu pekiştirmek Bu konuda, Ataturk şoyle diyor:
“Oğretmenden, eğiticiden mahrum bir millet henuz millet namını almak yeteneğini kazanamamıştır Ona alelade bir kutle denir, millet denemez Bir kutle millet olabilmek icin mutlaka eğiticilere, oğretmenlere muhtactır Onlardır ki bir toplumu gercek millet haline getirirler



Ozetle, Ataturke gore, kaynaşmış bir millet haline gelmenin, cağdaşlaşmanın, kalkınmanın, hur ve demokratik bir toplum olabilmenin en etkili aracı eğitimdi



Prof Dr Turhan FEYZİOĞLU
Ataturk Araştırma Merkezi Uyesi​
 
Üst Alt