Son Konu

Atatürkün doğa sevgisini anlatan hikaye

iltasyazilim

Yeni Üye
Katılım
25 Ara 2016
Mesajlar
2
Tepkime
1
Puanları
38
Yaş
35
Credits
-2
Geri Bildirim : 0 / 0 / 0
Atatürkün doğa sevgisini anlatan kısa bir öykü

Cevap: Atatürkün doğa sevgisini anlatan hikaye

Atatürk Ve Yeşil

Atatürk'ün doğayı, ağacı sevmesinin en belirgin örneklerinden birisi de şüphesiz Atatürk Orman Çiftliği'dir Atatürk, 1925 yılında kendi aylığından ödeyerek çiftliğin bugünkü yerini satın almıştır O yıllarda bu topraklar, ortasından demiryolu geçen bataklık ve boş bir araziydi O toprağa aleyhinde galibiyet kazanabileceğini de kanıtlayarak çiftliği burada kurdu Bugün, Ankaralılar için çiftlik bir dinlenme yeri haline gelmiş, Atatürk'ün önderliğinde dikilen ağaçlar büyümüş, gölgesinde halk dinlenir olmuştur
Ankara'yı Türkiye Cumhuriyetinin başkenti yapan ve bir bozkır kasabasında modern bir şehir halkı kuran Atatürk, bu yönüyle de, günümüzdeki, şehircilik, çevre ve tabiat güzelliği kavramlarına, 1920'li yılların şartları içinde ışık tutan bir dehadır Bu kavramların bilinmediği ve konuşulmadığı o yıllarda, şehircilik uzmanlarını getirterek, Cumhuriyetin başkenti Ankara'yı düzene sokan, ağaç diktiren, bulvarlar açtıran, Çiftliği kuran, sefaret bahçelerinde yeşilliğe imkan veren Atatürk, diğer yönleriyle olduğu gibi, bu yönüyle de tekrar tekrar örnek alınması gereken özgün büyük bir önderdir
Atatürk'ün kişiliğini oluşturan etkenler aralarında bitki ve hayvan sevgisinin de kayda değer bir yeri bulunmaktadır Atatürk, yaşamının son günlerinde de yeşillikler arasında olma özlemini duymuştur Yeşilliği olduğu dek barışı da seven Atatürk'ün Anıtkabiri'ne dünya uluslarının gönderdikleri fidanlarla meydana gelen Barıştırma Parkı, ölümünden sonradan da Ata'nın kişiliğiyle bütünleşmiştir
Dayısının çiftliğinde
Atatürk'ün doğa sevgisi, babası öldükten daha sonra annesi ve kardeşi ile beraber Selanik'in otuz kilometre yakınlarında Zübeyde Hanımın ağabeyi olan Hüseyin Ağa'nın çiftliğine yerleşmeleri ile başlamıştır Burada, Atatürk çiftçilik işleri ile uğraşarak, yeşilliğe, toprağa ve doğaya ilgi duymuştur O'nun bitki ve hayvan sevgisinin birincil belirtileri, bu çiftlik yaşamından kaynaklanmaktadır Çünkü O, ilerki yaşamında çiftlikler kuracak, hayvan besleyecek ve ağaçlandırmaya büyük tartı verecektir

Atatürk'ün derslik arkadaşlarından Ali Fuat Cebesoy, O'nun doğa sevgisini belirtirken bir anısını şöyle anlatır:
Harp Akademisi'nin üçüncü sınıfına geçtiğimiz zaman Mustafa Kemal, Selanik'e sılaya gitmeden önce bizde misafir kaldı O günlerin birinde Satılmış Çavuş'u da alarak Alemdağı'na uzandık Arkadaşım dostça bir doğa aşığı idi Ağaçlık yerlerden çok hoşlanırdı Öğleye dürüst pınar başında ara verme verdikUzaklarda bir kasır vardı ve manzarası şaşılacak kadar güzel güzeldi Yaklaşık Olarak Mustafa Kemal'i büyülediOradan ayrılırken Mustafa Kemal: 'Fuat' dedi, 'İnsan yaşlandıktan sonra şehirlerin gürültülü hayatından uzaklaşmalı, böyle sakin ve ormanlık bir yere çekilmelidir Bak, şu karşıdaki köşk insanın ruhuna nasıl bir ferahlık veriyor
Afet İnan, Atatürk ve Çankaya'nın ilk Cumhurbaşkanlığı Köşkü için seçilmesini anlatırken şöyle diyor: Atatürk'ün Çankaya'yı seçmesinde faktör, birkaç büyük karakavak ve söğüt ağaçlarının bulunması idi Onların rüzgarlı günlerdeki hışırtısından defalarca zevk duyardı
Atatürk doğayı fazla seven bir insandı Yeşile, çiçeğe, ağaca hayrandı Nezihe Araz, Atatürk'ün ağaçlandırmaya verdiği önemle O'ndaki doğa sevgisini bir söyleşide şöyle dile getirmiştir:
Ne oldu buradaki ağaca
Çankaya köşkünden Meclis binasına bu arada o günün Ankara'sında bir tek iğde ağacı vardır Mustafa Kemal, her gün ağacın önünden geçerken arabayı yavaşlatıyor ve ağacı selamlıyor Bir gün; 'Bakın bu benim' derken, o ağacın yerinde olmadığını görüyor Büyük bir telaşla otomobili durdurup iniyor Buradaki işçilere; 'Ne oldu buradaki ağaca' diyor 'Efendim, yolu genişletmek için ağacı kestik' cevabını alıyor Arabasına dönen Mustafa Kemal ağlamaya başlıyor Bunun diğer yolu yok muydu? diye
Felaket İnan, Atatürk'ün doğa ve ağaç sevgisi ile ilgili olarak şöyle diyordu:
1919 yılında Atatürk Ankara'yı pek az ağaçlı bulmuştu O, eski adı Orman Çiftliği olan yerde, orman yetiştirmeyi kendisine ideal edinmişti O'nun için her ağaç yeni, kıymetli birer varlıktı Bunların yetiştiğini, büyüdüğünü görmek, bir idealin tahakkuk edişindeki zevki kendisine veriyordu Gazi Orman Çiftliği, insanların irade ve çalışmalarıyla, tabiatı güzelleştirme ve bereketli kılma kuvvetinin bir örneğidir
Atatürk'ü yakından tanıyanların şu karşılıklı görüşte birleştikleri görülmektedir: Atatürk doğayı severdi Ağaçlandırmaya siklet verirdiBir gün Atatürk , Kurmay Başkanı İsmet Bey'le Diyarbakır çöllerinde atla gidiyorlarmış Mustafa Kemal demiş fakat: Ivedi bana yeni bir din bul Ağaç dini Bir din ancak, ibadeti ağaç dikmek olsun
Atatürk'ün doğayı, ağacı sevmesinin en keskin örneklerinden birisi de kuşkusuz Atatürk Orman Çiftliği'dir Atatürk, 1925 yılında kendi aylığından ödeyerek çiftliğin bugünkü yerini satın almıştır O yıllarda bu topraklar, ortasından demiryolu geçen bataklık ve anlamsız bir araziydi O, toprağa karşı başarı kazanabileceğini de kanıtlayarak çiftliği burada kurdu Bugün, Ankaralılar için çiftlik bir dinlenme yeri haline gelmiş, Atatürk'ün önderliğinde dikilen ağaçlar büyümüş, gölgesinde millet dinlenir olmuştur O doğadan şımartma bölge bir insan olarak, yeşilliği ve ormanı her zaman sevmiştir
Falih Rıfkı Atay, Atatürk çiftlik dağlarının ormanlaşması için bana kalırsa uğraştı Derhal her ağaçta hakkı vardırderken; Afet İnan da, Orman Çiftliği'nin her ağaçlandırma evresinde Atatürk'ün bakışı, görüşü, emeği vardırdiyor Eski adı Orman Çiftliği olan yerde orman yetiştirmeyi gaye edinmişti Onun için her ağaç eski ve yeni, değerli birer varlıktı
Özlemi tüm ülkeyi ağaçlandırmaktı
Atatürk'ün ağaç ve yeşillik sevgisi, yalnız Ankara'ya has bir arzu değildi Bu vatan, çocuklarımız ve torunlarımız için cennet yapılmaya değerindediyen Atatürk'ün özlemi, bütün ülkeyi ağaçlandırmaktı, yeşillendirmekti
Bir gün, İstanbul'un eski vali ve belediye başkanlarından Muhittin Üstündağ ve Facia İnan'la birlikte boğazda bir motor gezisinde Salacak önlerinden geçerken; Bu güzel yerleri ağaçlarla bir kat daha güzelleştirmek için İstanbul Belediye Başkanı almak istiyorumderken, Atatürk'ün bu sözlerindeki gerçeği çözmek şüphesiz zorlama değildir
Ülkemiz toprakları üstünde Atatürk'ün yakın ilgisi ve sevgisiyle Yalova yeşil bir cennet köşesi haline gelmiştir Muhsin Zekai Bayer, Atatürk'ün Yalova'yı ağaçlandırma çabalarını şöyle anlatır:
Yalova kaplıcalarının yeşil cennet diyarı ve çam ormanları, Atamızın çabaları ile meydana gelmiştirİlk iş olarak o zamanın meşhur bahçıvanlarından Pandeli Efendi'yi Boğaz içindeki çiçek bahçesinden alarak işin başına geçirtmiştir Onun yakın ilgileriyledir ancak, bu gün 'Çam Burnu' adı verilen ağaçlık bölge yaratılmıştır
Atatürk, Türkiye Büyük Ahali Meclisi açış konuşmalarında, doğal varlıklarımız olan ormanların korunması, dengelenmiş ve tekniğe uygun bir şekilde işletilmesine karşın konulara da yer vermiştir 1 Mart 1922 yılında 1 Dönem 3 Yasama Yılı konuşmasında, ormancılığın kurallarını şöyle belirtmiştir
Lüzum tarım, gerek memleketin varlık ve genel sağlığı konularında önemi belirli olan ormanlarımızı da çağdaş önlemlerle iyi duruma getirmek, genişletmek ve en yüksek faydayı temin etmek da önemli kurallarımızdan biridir
Atatürk, bir ağaç dalının kesilmesine rıza göstermeyecek değin yeşili ve ağacı seven bir varlık idi Yalova'da yapılan bir köşkün çevresindeki meşelerin korunması için orman mühendislerine çoğu kez nasihat vermiştir Gazi Mustafa Kemal, Türklerin Orta Asya'dan kuraklık ve ağaçsızlık yüzünden göç ettiklerini böylece iyi bildiği için ağaca karşı sevgi ve saygı gösterilmesini teşvik etmiştir
Atatürk son günlerinde yeşile duyduğu özlemi şöyle dile getirmiştir: Yurt toprağı! Sana her şey feda olsun Kutlu olan sensin Hepimiz senin için fedaiyiz Lakin sen Türk ulusunu sonsuzluğa değin yaşatmak için bereketli kalacaksın Türk toprağı sen, seni seven Türk ulusunun mezarı değilsin Türk ulusu için yaratıcılığı göster*
 
Üst Alt