Son Konu

Ataturk'un Fikir ve Duşunceleri

bilgiliadam

Yeni Üye
Katılım
16 Ağu 2017
Mesajlar
1,516,397
Tepkime
42
Puanları
48
Credits
-46,831
Geri Bildirim : 0 / 0 / 0
Ataturk'un Fikir ve Duşunceleri Nelerdir

Ataturk Fikir Duşunceleri

Ataturk, Turk milletine, cağdaş uygarlık duzeyine erişmeyi, hatta bu duzeyi aşmayı amac olarak gostermiştir Cunku o, Turk toplumunda cağdaşlaşmayı, her şeyden once bir yaşam davası, bir var olma mucadelesikabul ediyordu Ataturk, Buyuk davamız en uygar ve en refaha kavuşmuş millet olarak varlığımızı yukseltmektirdiyor ve bu hususu Turk milletinin dinamik idealiolarak gosteriyordu Onun icindir ki Buyuk Onder'in, hemen butun konuşmalarında uygarlık ve cağdaşlaşma uzerinde onemle ve ısrarla durduğu gorulur

Cağdaşlaşma bir genel tanım yapmak gerekirse her bakımdan icinde bulunduğumuz zamanın gereklerini benimseme, o gereklere uyma, o gerekleri yerine getirme demektir Bir diğer ifade ile gerek duşunuş bicimi gerekse kurumlar acısından, cağın gerektirdiği yaşam şekline gecme, gecebilme demektir İleri ulkeler, gosterdikleri siyasal, sosyal, kulturel ve ekonomik gelişmelerle icinde bulundukları cağın uygarlığını temsil etmek uzere belli bir duzey cizerler İşte bu duzey cağdaş uygarlık duzeyidir Bir ulkenin, bir milletin cağdaş olup olmadığı, yaşadığı zamanın uygarlık duzeyine yakınlığı, bu uygarlık alanına dahil oluşu ile olculur Ataturk'un Memleketler ceşitlidir; fakat uygarlık birdir ve bir milletin ilerlemesi icin de bu tek uygarlığa katılması gerekir32 sozu, bu anlamda kullanılmıştır

Ataturk, uygarlığı bir milletin devlet yaşamında, fikir yaşamında ve ekonomik yaşamda gosterdiği ilerlemelerin bileşkesi olarak tanımlıyordu Bu anlamda bir uygarlık anlayışının, kulturle eşdeğer olduğunu, ondan ayrılamayacağını soyluyordu33 Milli kulturumuzu cağdaş uygarlık duzeyinin ustune cıkaracağız34 sozunde milli kultur geniş anlamda kullanılıyor, Turk milletinin devlet yaşamında, fikir yaşamında ve ekonomik yaşamda gosterdiği duzey, yani Turk milletinin uygarlığı amaclanıyordu

Ataturk'e gore, Dunya'da her milletin varlığı, değeri, ozgurluk ve bağımsızlık hakkı, ancak gosterdiği ve gostereceği uygar eserlerle orantılıdır Uygar eser meydana getirmek yeteneğinden mahrum milletler, ozgurluk ve bağımsızlıklarından soyunmaya mahkUmdur35 O halde Uygarlık yolunda ilerlemek ve başarı kazanmak, yaşamın şartıdır36

İşte bu gercekci duşuncelerin ışığında Kurtuluş Savaşı'ndan sonra Turkiye'yi kalkındırmak, Turk milletini hakkı olan uygar duzeye ulaştırmak, genc Turkiye Cumhuriyeti'nin var olma savaşında en onemli konuyu oluşturuyordu Diğer taraftan buyuk askeri zaferleri takiben Lozan'da bağımsızlığını onaylatan yeni Turk Devleti'ni butun dunya, cağdaş nitelikleriyle gormek, cağdaş nitelikleriyle benimsemek istiyordu Kendi icine kapanmış, cağın yeniliklerinden, uygarlığın gereklerinden uzaklaşmış bir Turkiye, şuphesiz ki cağdaş dunya olculeri icinde saygı goremez, onem kazanamazdı Buyuk Onder bu gerceği gorduğu icindir ki: Memleketimizi cağdaşlaştırmak istiyoruz Butun cabamız Turkiye'de cağdaş, batılı bir hukumet kurmaktır Uygarlığa girmek arzu edip de batıya yonelmemiş millet hangisidir?37 sozleriyle, cağdaşlaşma ozlemini dile getiriyordu

O halde ne yapılacaktı? Yapılacak iş şu idi: Cağdaş milletler cağdaşlık niteliğini, her turlu dogmatik unsurdan sıyrılarak ancak bilim ve teknoloji kurallarını kendilerine rehber edinerek kazanmışlardı O halde, Turk milletine de her alanda yol gosterecek, onu cağdaş uygarlık duzeyine ulaştıracak tek rehber, bilim ve teknik idi Bilim ve teknik rehber alınmadıkca, onun kuralları ve yontemleri benimsenmedikce hicbir alanda ilerlemekten soz edilemezdi Bu bakımdan Ataturk'e gore, İlim ve tekniğin dışında kılavuz aramak, dalgınlıktı, bilgisizlikti, doğru yoldan ayrılmaktı38 İşte Ataturk'un cağdaşlaşma modeli temelde bu esasa dayanır

Buyuk Onder bu konuda duşuncelerini şoyle ozetlemektedir: Gozlerimizi kapayıp yalnız yaşadığımızı farz edemeyiz Memleketimizi bir cember icine alıp dunya ile ilgisiz yaşayamayız Tam tersine ileri, uygar bir millet olarak uygarlık alanının uzerinde yaşayacağız Bu yaşam, ancak bilim ve teknikle olur Bilim ve teknik nerede ise oradan alacağız ve her millet bireyinin kafasına koyacağız Bilim ve teknik icin sınır ve koşul yoktur39 İşte Ataturk'un bize, cağdaşlaşmanın yolunu ve yontemini gosteren olmez sozleri

Kurtuluş Savaşı'ndan sonra, toplumumuzu ve sosyal durumumuzu goz onunde canlandıran bir tablo cizmek gerekirse, bunun pek de ic acıcı olmadığı gorulur Ama butun bu gucluklere rağmen, cağdaş bir toplum yaratmakta Ataturk'un nasıl calıştığı, nasıl olağanustu bir caba harcadığı hepimizin malUmudur

Ataturk cağdaşlaşma hareketini başlattığı, buyuk devrimlerine giriştiği zaman, Turk toplumu yuzyılların ihmali olarak batıdan cok gerideydi 1925'lerde yaptığı bir konuşmada bunu, kendisi de soyler: Birbirimizi aldatmayalım! Uygar dunya cok ilerdedir Buna yetişmek ve o uygarlık alanına girmek zorundayız40 der Gercekten, o yıllarda batı uygarlığı ile aramızdaki mesafe buyuktu Memleket, baştansona kadar bakımsız ve harabe idi Ulaşım imkanları, yol ve arac son derece kısıtlı idi Ozellikle ekonomik yaşamımız, cağdaş olculerden cok uzaktı Olum kalım savaşından cıkmış, mali kapitulasyonları yeni uzerinden atmış bir memlekette ekonomi milli bir atılıma gerek gosteriyordu

Hukuk duzenimiz şeriat esaslarına, Mecelle'ye dayanıyordu Oysaki gunun gereklerine uygun laik bir hukuk duzeni getirmek, bu amacla yeni yasalar yapmak ve uygulamak gerekiyordu Yine bu yıllarda eğitimimiz, kultur yaşamımız esaslı bir devrime gerek gosteriyordu Geniş kitle okuldan, eğitimden nasibini almıştı Okuma yazma bilenlerimiz yok denecek kadar azdı Genc kuşakları yuzyılın gereklerine gore yetiştirebilmek icin bilimin ve teknolojinin ışığında, laik ve milli bir eğitim sistemine gerek vardı
Cağdaş Turk biliminin temellerini atacak olan universitemiz o zamanki ismiyle Darulfunun batılı anlamda esaslı bir duzenlemeye gerek gosteriyordu Darulfununu doğulu renginden kurtararak modernleştirmek, ona milli ve cağdaş universite niteliğini kazandırmak, Turk Devrimi yonunden buyuk onem taşıyordu

Bir diğer sosyal sorun, Turk kadını yuzyıllar suren bir ihmalin sonucu olarak toplum yaşamının dışında bırakılmıştı Kadın, siyasal hakları şoyle dursun, sosyal ve hukuksal haklarından da mahrumdu Oysaki uygarlık yolunda yukselme adımlarının, kadın ve erkek, her iki cins tarafından beraber atılması; beraber yol alınması gerekiyordu

İşte butun bu eksiklere, butun bu gucluklere rağmen Ataturk gormuş ve sezmiştir ki uygarlık savaşında her şeyden once esas ve onemli olan, cağdaşlaşmayı onleyici duzeni ortadan kaldırmak, yerine, insanca yaşamanın yollarını acan laik ve demokratik bir toplum duzeni kurmaktır Bu ise duşunuş biciminde değişikliği gerektirir Bu bakımdan Ataturk doneminde Turk toplumunun ceşitli kurum ve kuruluşlarında yapılan her devrim, temelde, duşuncelerde yapılan devrime dayanmaktadır Ataturk Devrimi, aslında bir duşunce devrimidir Diğer bir ifade ile her turlu hurafeden sıyrılarak cağdaş duşunceyi benimseme, akılcı, bilimci ve gercekci yoldan yurume devrimidir




alıntı
 
Üst Alt