Son Konu

ATATÜRK'ün Kazandırdığı değerler

iltasyazilim

Yeni Üye
Katılım
25 Ara 2016
Mesajlar
2
Tepkime
1
Puanları
38
Yaş
35
Credits
-2
Geri Bildirim : 0 / 0 / 0
Ilk büyük layık, egemen milli devlet

Yıkılması ve dağılması önlenemeyen imparatorluktan daha sonra millî devletin kurulması işinde ilk safha, hudutları belirlenen coğrafyaya ulaşılması, bu coğrafya üzerinde bağımsızlığın ve millî şuurun (milli bilinç) doğmasının sağlanmasıydı Kurulan millî devlet ve onun bağımsızlığı Atatürk ’ün kazandırdığı temel değerlerdir

Serbest, öteki atılımların ortamını hazırlayan, vazgeçilmezliği olan bir gaye, güvenli hudutlarla birlikte ulaşılması gereken ilk hedefti İstiklâl Harbi adını bu amaçtan, bağımsızlıktan almıştır

Millî devletin coğrafyasına ulaşılması ve bu coğrafya üzerinde bağımsızlığın gerçekleştirilebilmesi için, on yıl devam eden harplerden çıkmış bir insanlar tekrar dört yıla yakın dağıtılmış cephelerde, sayısı belirsiz devletle savaşmak veya en azından bir kısmı ile çarpışırken öteki bir bölümü ile her alanda kıyasıya bir uğraş içerisinde bulunmak zorunda kalmıştır Bu devletler, Atatürk ’ün deyimi ile “örneği görülmemiş bir galibiyetin temsilcileriydi Birinci Dünya Harbi ’nde muharebe meydanlarında yenilmediği halde, harbi ve harple birlikte yurdunu kaybetme tehdidi aşağı olan umudunu yitirmiş bir toplum ve dağılmış bir ordu ile, sınırları ve hasımlarının sayısı belirsiz bir ülkede, iç ve dış çoğu şiddet odağının karşısında koyacağı bağımsız millî devlet kurma hedefini yapmak için hareket edilmiştir Millî devlet, halk müziği gerçeğine ve millî birliğe dayanır Atatürk ’ün kurduğu millî devlette de, millî devletin vazgeçilmez gereği olan millî şuur (ulusal bilinç) yaratılmış, etkili kılınmış ve tam bağımsızlığa ulaşılmıştır

Türk İstiklâl Harbi ’nde en zorlama durumlarda dahi bağımsızlıktan imtiyaz verilmemiştir Atatürk bütün bağımsızlığı bir “vazife olarak belirtir ve “siyasî, malî, iktisadî, adlî, askerî, kültürel ve yarı hususların7 ’ bütününde tam bağımsızlığı ve tam serbestliği öngörür İstiklâl Harbi sonucunda tüm unsurları ile bağımsızlığa ulaşılmış, kendi irademiz ve kendi ölçülerimiz içerisinde çağdaşlaşmanın ortamı yaratılmıştı

Egemen millî devlet, Atatürk ’ün kazandırdığı birincil büyük değerimizdir Bu değere Lozan ’da siyasî sonuca bağlanan İstiklâl Harbi ile ulaşılmıştır Öteki bütün değerler için de gerekli zemini hazırlayan esas olay İstiklâl Harbidir

İstiklâl Harbi ’nin askerî harekât bölümünü İzmir ’de noktalayan Atatürk “esas isimiz şimdi başlıyor demiştir Bu fazla kayda değer bir tespittir Bu tespit değerlendirilmeden, bu saptama dikkate alınmadan Atatürkçülüğe girilemez

Çağın ve çağdaşlaşmanın ilk gereği olan bağımsız millî devletin kurulmasından daha sonra, diğer çağdaşlaşma atılımları için ortam hazır oluyordu Çağdaşlaşmak için zorunlu olan ve gerçekleştirilen atılımlar Atatürk ’ün kazandırdığı öteki değerlerdir

İkinci büyük layık, milletin egemenliği

Coğrafyası belirlenmiş bağımsız devlet, vatandaşı için bağımsızlık bir ortam sağlamadan çağdaşlaşma yolunu açamazdı Özgürlüğe ancak millî egemenliğin gerçekleştirilmesiyle ulaşılabileceğini, millî egemenliğin temel ürününün özgür olduğunu belirleyen Atatürk, hareketin başlangıcında 22 Mayıs 1919 tarihli raporda, Amasya Tamimi ’nde, Erzurum Kongresi ’nde millî bağımsızlık amacını ortaya koymaya başlamıştır

O tarihte mevcut iç siyasî yapıya en modern seçenek (alternatif) millî egemenlikti Atatürk ’ün iç politik durumdaki birincil işini iktidar seçeneğini açıklaması ve bu seçeneğin gerçekleştirilerek güçlendirilmesi oluşturuyordu Atatürk, Türkiye Büyük Insanlar Meclisi ’ni kurarak ve her kararını onun zihin ortamında geliştirerek, mevcut siyasî iktidara padişaha ve onun hâkim olduğu çevreye millî hakimiyet seçeneği ile aleyhinde koyabilmiştir Kuşkusuz demokrasiyi savunan ama buna karşın sarayın, bütüncül sistemin yanına yer alan batılıların, millî egemenliği seçen Anadolu karşısındaki durumları, savundukları değerlerle, batı ölçüleri ile çelişiyor, kendileri ile zıt düşmüş oluyorlardı Atatürk ’ün millî egemenlik alternatifini seçmesi bugün bayağı görünebilir Olayı kendi tarihî atmosferi içerisinde düşünmek gerekir Krallar, padişahlar, komünizm, nazizm, faşizm gibi birey, aile, zümre ya da sınıf hareketlerinin hâkim olduğu bir dünya ortamında millî bağımsızlık prensip olarak seçilmiştir Seçimi değerli kılan bir öteki husus, cazip görünen, moda olan, seçimi kolay olan, kişinin gururunu okşayan bütüncül seçenekler arasından bu kolaylıkları taşımayan millî egemenliğin seçilmiş olması ve harp şartlarında, inkılâp şartlarında uygulanmak zorunda kalınacağının bilinmesidir

Atatürk iktidarın kaynağını iktidarın dayandığı tabanı değiştirmiştir İktidarı bir aileden almış ve bütün millete devretmiştir Bu özelliği ile öteki siyasî ihtilâl niteliğindeki iktidar değişikliği olaylarından daha öbür, daha büyüktür Fransız İhtilâli egemenliğin millete devrini amaçlamışsa da, sınıf hareketi özelliğinden kurtulup egemenliğin millete devri amacına birçok sıcacık boğazdan geçtikten sonradan ulaşabilmiştir Rus İhtilâli iktidarı bir oligarşiye, bir partili kadrosuna devretmiştir Atatürkçülük ise iktidarı genişleten, iktidar tabanını milletin bütününe yaygınlaştıran bir harekettir

Millî hakimiyet çağdaş yönetimin esas seçeneği olarak Atatürk kadar bize kazandırılmış egemen millî devletten sonraki diğer büyük bir değerdir Millî bağımsızlık özgürlük ilkesinin kaynağını oluşturacaktı

Özgür için tehlikesiz sınırlara dayanan millî devlet, özgürlük için millî bağımsızlık gerekliydi

Millî egemenliğe dayalı özgür, bununla birlikte toplum ve kişilerin gelişmesinin ortamını oluşturduğu için önem taşıyordu Kapalı sistemler, bağımsızlık düşünceye getirdikleri kısıtlamalarla düşünceyi ve us ile birlikte kişinin ve toplumun gelişmesini sınırlamakta ve kısıtlamaktadırlar

Üçüncü büyük layık, lâik zihniyet

Egemen millî devlet, hür ve millî egemenlikten daha sonra, özgürlüğün gereğine uygun bir zihniyet değişikliğinin sağlanması kuşkusuz vazgeçilmez bir adımdı Akılcılığa dayanan açık us ortamı gerçekleştirilmeden çağın ve gelecek çağların gerekleri yerine getirilemeyecekti Bu da herşeyden önce ve her alanda lâik bir kavrama ve lâik bir başvuru ile olası olabilecekti

Batının Rönesansını nasıl Reformundan ayırmak mümkün değilse, Türk çağdaşlaşmasında da yenileşmeyi lâik toplum yaratılmasından ayrı düşünemeyiz Atatürk ’ün kazandırdığı ve Atatürkçülükle sahip olduğumuz değerlerin en önemlilerinden birisi, çağın ve gelecek çağların ihtiyaçlarına yerinde ortamın yaratılabilmesi için gerekli olan lâik özellikli zihniyet yapısının gerçekleştirilmesiydi

Dördüncü büyük bedel, Atatürkçülük

Atatürk ’ün milletimize kazandırdığı değerlerin en önemlilerinden bir diğeri, egemen millî devleti, millî egemenliği, lâik zihniyeti ve bunlarla birlikte öteki inkılâplarını ilkeleri yönünde bütünleştiren, güvence altına bölge, kendi potasında sistemleştiren Atatürkçülüktür

Kazanılan değerlere sağlam ilkelerle ulaşılabilmiş ilkeler yönünde ve onlara dayanarak inkılâplar gerçekleştirilmiştir Cumhuriyetçilik, Milliyetçilik, Halkçılık, Devletçilik, Lâiklik ve İnkılâpçılık birer prensip olarak öteki bütün inkılâp ve çağdaşlaşma uygulamalarını yönlendiren zihin bütününün unsurlarıdır

Kazanılan üç büyük bedel olan, egemen millî devleti, millî egemenliğe dayanan özgürlüğü ve lâik zihniyeti gerçekleştirmek ve kuvvetlendirmek için ilkelere tabi kalarak bütün alanlarda inkılâp hareketlerine girişilmiştir

İnkılâplar, kazanılan değerlerin gereği olan, akla ve bilime dayalı büyük uygulamalardır Sosyal, ekonomik ve politik alanlara yayılmış, hukuk ve eğitim konularında yoğunlaşmışlardır

Açıklanan ilkeler, inkılâplar ve oluşturulan kurumlar birer dogma değildir Diğer dogmalara da bağımlılıkları yoktur

Atatürkçü us sisteminde yalnız aklın, bilimin ve şartların verdiği doğrultu tartma taşır Akla ve bilime açık fikir ortamı ve buna yerinde Atatürk dönemi uygulamaları Türk çağdaşlaşmasının yolunu belirler Türkiye Cumhuriyeti Atatürkçü us sistemine alt olarak kurulmuştur

Tüm öteki akıl ve uygulamalara istikamet veren düşünce sisteminin veya ideolojinin seçimindeki hatanın etkisini onarmak çok zordur Hatalı bir ideoloji seçilmişse bunun kayıplarının giderilmesi uzun süre gerektirir Almanların ve İtalyanların nazizm ve faşizmi esas hafıza olarak benimsemelerinin kayıpları konu ile ilgili çarpıcı bir örnek olabilir Yanlış bir ideoloji seçimi, hareket noktasında, uygulama yönteminde, gerçekte ve amaçların belirlenmesinin tamamında hatalı seçim demektir

20 nci asırda geniş şekilde başvuru alanı bulmuş birçok fikir sistemi, idare türü, demin bir asır geçmeden çağdaş özellik taşımadığı ve çağa düzen sağlayamadığı, çağı ile bağdaşmadığı için dönüşmek durumunda kalmışlardır Yarım asırdaki gelişmeler karşı yenik düşmüşlerdir Bünyeleri kendi kendilerini yenilemeye uygun olmadığı için bu gücü gösterememişlerdir

Atatürkçülük ise her çağda çağdaş özellik gösterebiliyor Zihin sistemleri arayışları içerisinde olma ihtiyacını ortadan kaldırıyor Bu sebeple Atatürk ’ün kazandırdığı en büyük değerlerden birisi Atatürkçü akıl sistemidir, Atatürkçülüktür diyoruz

Kaynak:Linkleri sadece kayıtlı üyelerimiz görebilirnicealem üyesi olmak için tıklayınız
 
Üst Alt