bilgiliadam
Yeni Üye
Ataturk'un oğrenim donemi ozet
Kucuk Mustafa oğrenim cağına gelince Hafız Mehmet Efendi'nin mahalle mektebinde oğrenime başladı, sonra babasının isteğiyle Şemsi Efendi Mektebi'ne gecti Ancak Mustafa Kemal babasını cok kucuk yaşlarda kaybetti (1888) Bu nedenle okuldan ayrılmak zorunda kaldı Mustafa ve annesi dayıları ile birlikte yaşamak uzere taşraya Rapla Ciftliği'ne gittiler Onu annesi buyuttu Mustafa ciftlikte calışmaya başlamış, ancak annesi okula gitmemesi nedeniyle endişelenmeye başlamıştı Sonunda, annesinin Selanik'teki kız kardeşi ile birlikte yaşamalarına karar verildi Boylece Mustafa Selanik'e donup okulunu bitirdi Selanik Mulkiye Ruştiyesi'ne kaydoldu
Selanik Askeri Ruştiyesini bitirdikten sonra 13 Mart 1896'da Manastır Askeri İdadisine girdi Burada Omer Naci ile arkadaşlık etti İlerde unlu bir hatip olarak tanınacak olan bu kişi, Mustafa Kemal'in hitabet ve edebiyat sevgisinde etkin rol oynadı Yakın arkadaşlarından biri olacak Ali Fethi (Okyar) de bu okulda oğrenci idi Genc Mustafa Kemal, askeri oğreniminin yanı sıra yabancı dil oğrenimini de ihmal etmiyor; yazları izinli olarak Selanik'e donduğu zaman Fransızca dersleri alıyordu
Manastır İdadisi
Genc Mustafa Kemal, Manastır Askeri İdadisini de başarı ile bitirerek 13 Mart 1899 tarihinde İstanbul'da Harp Okulu'na girdi 3 senelik başarılı bir Harbiye oğreniminden sonra 10 Şubat 1902'de bu okulu Teğmen rutbesiyle bitirdi ve oğrenimine Harp Akademisinde devam etti1903 yılında Usteğmen olmuştu11 Ocak 1905 tarihinde de Kurmay Yuzbaşı rutbesiyle Harp Akademisinden mezun oldu
Harbiye Mektebi
Harp Okulunda ve Harp Akademisinde de zekası, yetenekleri ve ustun kişiliği ile kendisini arkadaşlarına ve hocalarına tanıtmış, onların icten sevgi ve saygısını kazanmıştı Askerlik derslerine buyuk ilgisi yanında matematiğe, edebiyata ve guzel soz soylemeye karşı da merakı ve eğilimi vardı Harbiye'de ve Harp Akademisi'nde, memleket ve millet davaları ile ilgilenmesi, duşuncelerini cesaretle ifadeden cekinmemesi sebebiyle aydın ve inkılapcı bir subay olarak tanınmıştı Devir istibdat idaresi idi ve bu davranışları aleyhine olabilirdi; ancak cevresince gercekten cok sevilişi, duşuncelerinde samimi oluşu, onun herhangi bir tertibe kurban gitmesini onlemişti Bununla beraber Harp Akademisi'nden mezuniyetini izleyen gunlerde istibdat ve padişahlık rejimi aleyhindeki duşunceleri ve durumu, şuphe cekerek birkac ay İstanbul'da tutuklu kaldı; sonra bir nevi surgun olarak vazife ile 5 Şubat 1905 tarihinde Suriye bolgesine, Şam'a atandı
Kucuk Mustafa oğrenim cağına gelince Hafız Mehmet Efendi'nin mahalle mektebinde oğrenime başladı, sonra babasının isteğiyle Şemsi Efendi Mektebi'ne gecti Ancak Mustafa Kemal babasını cok kucuk yaşlarda kaybetti (1888) Bu nedenle okuldan ayrılmak zorunda kaldı Mustafa ve annesi dayıları ile birlikte yaşamak uzere taşraya Rapla Ciftliği'ne gittiler Onu annesi buyuttu Mustafa ciftlikte calışmaya başlamış, ancak annesi okula gitmemesi nedeniyle endişelenmeye başlamıştı Sonunda, annesinin Selanik'teki kız kardeşi ile birlikte yaşamalarına karar verildi Boylece Mustafa Selanik'e donup okulunu bitirdi Selanik Mulkiye Ruştiyesi'ne kaydoldu
Selanik Askeri Ruştiyesini bitirdikten sonra 13 Mart 1896'da Manastır Askeri İdadisine girdi Burada Omer Naci ile arkadaşlık etti İlerde unlu bir hatip olarak tanınacak olan bu kişi, Mustafa Kemal'in hitabet ve edebiyat sevgisinde etkin rol oynadı Yakın arkadaşlarından biri olacak Ali Fethi (Okyar) de bu okulda oğrenci idi Genc Mustafa Kemal, askeri oğreniminin yanı sıra yabancı dil oğrenimini de ihmal etmiyor; yazları izinli olarak Selanik'e donduğu zaman Fransızca dersleri alıyordu
Manastır İdadisi
Genc Mustafa Kemal, Manastır Askeri İdadisini de başarı ile bitirerek 13 Mart 1899 tarihinde İstanbul'da Harp Okulu'na girdi 3 senelik başarılı bir Harbiye oğreniminden sonra 10 Şubat 1902'de bu okulu Teğmen rutbesiyle bitirdi ve oğrenimine Harp Akademisinde devam etti1903 yılında Usteğmen olmuştu11 Ocak 1905 tarihinde de Kurmay Yuzbaşı rutbesiyle Harp Akademisinden mezun oldu
Harbiye Mektebi
Harp Okulunda ve Harp Akademisinde de zekası, yetenekleri ve ustun kişiliği ile kendisini arkadaşlarına ve hocalarına tanıtmış, onların icten sevgi ve saygısını kazanmıştı Askerlik derslerine buyuk ilgisi yanında matematiğe, edebiyata ve guzel soz soylemeye karşı da merakı ve eğilimi vardı Harbiye'de ve Harp Akademisi'nde, memleket ve millet davaları ile ilgilenmesi, duşuncelerini cesaretle ifadeden cekinmemesi sebebiyle aydın ve inkılapcı bir subay olarak tanınmıştı Devir istibdat idaresi idi ve bu davranışları aleyhine olabilirdi; ancak cevresince gercekten cok sevilişi, duşuncelerinde samimi oluşu, onun herhangi bir tertibe kurban gitmesini onlemişti Bununla beraber Harp Akademisi'nden mezuniyetini izleyen gunlerde istibdat ve padişahlık rejimi aleyhindeki duşunceleri ve durumu, şuphe cekerek birkac ay İstanbul'da tutuklu kaldı; sonra bir nevi surgun olarak vazife ile 5 Şubat 1905 tarihinde Suriye bolgesine, Şam'a atandı