Son Konu

ataturkun siyasi alanda yaptığı inkılaplar nelerdir?

bilgiliadam

Yeni Üye
Katılım
16 Ağu 2017
Mesajlar
1,516,397
Tepkime
42
Puanları
48
Credits
-46,831
Geri Bildirim : 0 / 0 / 0
Saltanatın Kaldırılışı

Milli kurtuluş hareketinin butun cephelerde başarıya ulaşması
sonrasında, duşman ulkeler barış goruşmeleri icin teklifte
bulunmuşlardır Barış goruşmelerine Ankara Hukumeti'nin yanı sıra
İstanbul Hukumeti de davet edilmiş, boylece Milli Meclis'e bir tezgah
kurulmaya, tuzak hazırlanmaya calışılmıştır Bu doğrultuda, İstanbul
Hukumeti'nin sadrazamı Tevfik Paşa, Ankara'ya, Turkiye Buyuk Millet
Meclisi Başkanı Mustafa Kemal'e bir telgraf cekerek ortak hareket
etmeyi teklif etmiştir
Neticede TBMM, İstanbul'daki işgal kuvvetlerine bir yazı gondermiş,
barış konferansına katılabileceklerini, fakat İstanbul Hukumeti'yle
ortak hareket etmelerinin mumkun olmadığını bildirmiştir Cunku, Tevfik
Paşa'nın teklifini kabul etmek, Anadolu'da gercekleştirilen Kuvayi
Milliye hareketine, İstanbul Hukumetini de ortak etmek olacaktı
Konunun hemen akabinde Mustafa Kemal, 30 Ekim 1922'de TBMM'yi
toplayarak saltanatın kaldırılması yonunde calışmaları başlatmıştır
Fakat meclis icindeki bazı uyeler saltanatsız iktidar ve hilafet
olamayacağıgoruşunu savunarak bu girişimi engellemeye
kalkışmışlardır Bu engellemelere karşın, Mustafa Kemal'in konunun
onemini ve hassasiyetini bildiren konuşmasından sonra hakimiyetin
kayıtsız ve şartsız milleteait olduğu kabul edilmiş, 3 Kasım 1922
gunu, saltanat kaldırılmıştır

Cumhuriyet'in Kuruluşu

İstanbul Hukumeti'nin, işgal kuvvetlerinin 'kukla yonetimi' durumunda
olması ve bu hukumet tarafından Mustafa Kemal ve arkadaşları tarafından
Anadolu'da kurulan milli hukumete karşı alınan cephe, bir sure sonra,
kimin yonetimde olacağı sorusunu gundeme getirmiştir Aynı problem TBMM
icinde de kendini gostermiş, bazı uyelerin saltanat ve hilafeti yaşatma
duşuncesinde oldukları gorulmuştur Yeniden saltanat ve hilafete
donulurse, verilen mucadele boşa gitmiş, milletin hakimiyeti tekrar
sorumsuz yonetime gecmiş ve geriye donulmuş olacaktı Oysa yenilikci ve
inkılapcı duşunceyi kendine şiar edinen Mustafa Kemal'in bu
fikirlerinden taviz vermesi beklenemezdi:
25 Nisan 1920 tarihinde TBMM, Mustafa Kemal, Celaleddin Arif, Cami
Bey, Fevzi Paşa, İsmet Buey, Hamdullah Suphi ve Hakkı Behic tarafından
oluşan bir yurutme komitesi secerek 1 Mayıs 1920'de kabul edilen 5
maddelik bir kanunla secilecek olan hukumetin seciliş ilkeleri
belirlenir Kısa bir sure sonra da yapılan bir değişiklikle bakanların
Millet Meclisi Başkanı tarafından gosterilecek adaylar arasından secimi
kabul edilir Bu uygulama ile artık 'milletin hakimiyetine' dayanan bir
hukumet yapısı kabul edilmiş olacaktır
Meclis'in yenilenmesi icin yapılan secimler sonucu I donem
milletvekillerinin coğu değişmiş, hakimiyetin millette olduğuna inanan
milletvekilleri, II donem coğunluk olmuşlardı Dolayısıyla artık
Cumhuriyet'in kurulmasına musait bir zemin vardı Hem Meclis'teki
durum, ve hem de Fethi Bey kabinesinin 27 Ekim 1923'te istifa etmesi
sonucu ortaya cıkan hukumet boşluğu, Mustafa Kemal'i harekete gecirmiş
ve Turk Milletinin karakterine uygun olan Cumhuriyet, 29 Ekim 1923 gunu
ilan edilmiştir
Mustafa Kemal, bu gelişmenin ardından Turkiye Cumhuriyeti'nin
başkanlığına getirilmiş, İsmet (İnonu) Bey'i de başbakanlığa atayarak
kabineyi kurdurmuştur Ataturk aşağıdaki sozleriyle de yonetim şeklini
acıklamıştır:

Bugunku hukumetimiz doğrudan doğruya milletin kendi kendine,
kendiliğinden yaptığı bir devlet teşkilatı ve hukumetidir ki, onun adı
Cumhuriyet'tir Artık hukumetle millet arasında gecmişteki ayrılık
kalmamıştır Hukumet millet, millet hukumettir
Turk Milletinin yaratılış ve şiarına en uygun olan idare Cumhuriyet
idaresidir Turk Milleti hakimiyetini şumullu bir surette gosteren yeni
idareye kavuşuncaya kadar daima mevcut kurumların siyasetlerine yabancı
kalmıştır

Hilafetin Kaldırılışı

Halifelik makamı, Mısır hukumdarı Kansu Gavri'de, işlerliğini kaybetmiş
bir şekilde, gostermelik olarak duruyordu Yavuz Sultan Selim'in 1517
tarihindeki Ridaniye Seferinden sonra Turkler'e gecen halifelik bu
tarihten sonra yeniden guc kazanmıştır Hilafet makamı, Osmanlı
İmparatorluğu'nun guclu olduğu donemlerde dunya Muslumanları uzerinde
etkili olmuştur Fakat, zayıflama doneminde, devlet bu gucu kullanamaz
hale gelmiştir
Milli Meclis tarafından saltanatın kaldırılmasıyla hilafet makamına
getirilen Abdulmecit Efendi'nin, kendine kanunla verilmiş olan
sıfatlarının dışında han, peygamber halifesigibi sıfatları da
kullanması, padişah gibi davranması ve cuma selamlıklarında govde
gosterisi yapması, yurtdışından kışkırtıldığı acıkca belli olan bu
tartışmalara Mustafa Kemal'in yakın arkadaşlarının da katılması,
ortalığı karıştırmaya başlamıştı Bu durum genc Cumhuriyet'i tehlikeye
sokmaya başladığından, 3 Mart 1924 tarihinde, TBMM'de verilen bir kanun
teklifi ile hilafet makamı ortadan kaldırılmış, Osmanoğulları soyu yurt
dışına gonderilmiştir Bu ciddi durumu Ataturk şu sozleriyle acıklar:

Efendiler; acık ve kesin soylemeliyim ki, İslamları, bir halife
heyulasıyla işgal ve iğfal gayretinde bulunanlar, yalnız ve ancak
İslamların ve ozellikle de Turkiye'nin duşmanlarıdır Boyle bir oyuna
hayal bağlamak yalnız ve ancak cehalet ve gaflet eseri olabilir
 
Üst Alt